Başbakan'dan Kevser Sûresi ile mesaj!

Başbakan Erdoğan, Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla Ankara'da düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada Kevser Suresi'nden ayetlerle ırkçılığa karşı mesajlar verirken, 'Çözüm Süreci'ne atıfta bulunarak sürece karşı olanların Ebu Cehil'in yolunda olduğunu vurguladı.

GİRİŞ 13.04.2013 22:33 GÜNCELLEME 14.04.2013 01:57
Bu Habere 62 Yorum Yapılmış

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından "Hz. Peygamber ve İnsan Onuru" temasıyla Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen Kutlu Doğum Haftası etkinliğinin açılış törenine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Muammer Güler ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç katıldı.

Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen Kutlu Doğum Haftası etkinliğinde, konuşmasına "Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla" diyerek başladı.

Başbakan Erdoğan, "Veladetinin miladi seneyi devriyesinde güzeller güzeline, Allah'ın sevgilisine, 'sen olmasaydın, alemleri yaratmazdım' hitabına mazhar olan, alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberi zişan efendimize salat ve selam gönderiyorum. Onu görmenin, onu duymanın ve onun mübarek kokusunu teneffüs etmenin tarifsiz hazzını yaşayan ehlibeyte ve kutlu ashabına da Allah'ın selamı üzerlerine olsun diyorum. Bir kere daha kutlu doğuma, Habibullah'ın doğumunun seneyi devriyesine bizleri ulaştırdığı için Rabbime hamd ediyorum. Allah habibinin Hazreti Muhammed Mustafa sallahu aleyhi ve sellem efendimizin şefaatine bizleri nail eylesin. Rabbim iki cihanda da bizlerden rahmetini, nimetini esirgemesin, Hazreti peygamberin şanlı sancağı altında haşr olmayı nasip etsin" diye konuştu.

Kutlu doğumun anlamını her yıl Türkiye ve Dünyaya tekrar takrar hatırlatan ve gönül dünyalarını zenginleştiren Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve tüm ekibini tebrik eden Erdoğan, Hazreti Muhammed'in emin kişiliğiyle sade yaşantısıyla örnek davranışlarıyla edep ve hayasıyla yepyeni bir dünyanın yepyeni bir hayatın kapılarını açtığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Resulü Ekrem efendimiz risaletiyle varlığa anlam kattı. Zamana ruh verdi. İnsanlara insanlıklarını hatırlattı. Kendinden sonra gelecek nesillere aydınlık oldu. O, zulmete yani karanlığa bir güneş gibi parladı. Kabuğu zift bağlamış, katran kesmiş yürekleri eritti. Bir taş kadar sertleşmiş kalpleri yumuşattı. Çöle dönmüş gönüllere adeta bir çağlayan gibi aktı. Onu öldürmek için gelenler onda dirilerek geri döndüler. Tıpkı Hazreti Ömer gibi. Ona ve İslam'a düşmanlık besleyenler onda hayat buldular. İnsana ait ne kadar kötü haslet varsa, husumet, kin, nefret, zulüm bütün o çirkin hasletler Hazreti Peygamber efendimizin ummanlar kadar engin yüreği karşısında kardeşliğe, dayanışmaya, merhamete, edebe ve hayaya buyurdu.

Hazreti Peygamber mahsundu, bütün mahsunların peygamberiydi. Hazreti Peygamber mazlumdu, bütün mazlumların peygamberiydi. Hazreti Peygamber edep timsaliydi, edebin peygamberiydi. Hazreti Nebi kahramandı, cesaretin peygamberiydi. Kararlıydı, kutlu direnişin peygamberiydi. Resulü ekrem insana ait değerli her ne varsa onu kalbinde ve hayatında, kendi benliğinde ve kendi ruhunda müşahhas hale getirmiş eşrefi mahlukatın en şereflisi, alemlere rahmet bir peygamberdi."

Hazreti Muhammed'in bir yetim ve öksüz olarak en çok da yetim ve öksüzlerin, çocukların peygamberi olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Sadece arşın iki yanına asılmış küpeler olarak tarif ettiği Hasan ile Hüseyin'in değil, bütün çocukların sevgilisiydi. Çocukların başını okşamanın sadaka olduğunu ifade edecek kadar çocuklara inanmış bir peygamberdi'' dedi.

''Her türlü asabiyeti, ırkçılığı ayaklarının altına aldı''

Hazreti Muhammed'in, zenginin üstün, güçlünün haklı, zencinin ikinci sınıf olduğu, yoksul, mağdur, mazlum, yolda kalmış, kadın ve kölenin dışlandığı, ötelendiği, insanın aşağıların en aşağısına düştüğü bir çağda gönderildiğini belirten Erdoğan, ''Bizlere 'inananlar kardeştir' ilahi mesajını ilettiği kadar Müslümanların kardeşliğini hayatının her zerresine nakşetmiş, evet kardeşliğin peygamberiydi. Müslümanlar arasında kan bağı, soy bağı, akrabalık bağı kurmadı. Kuranlara müsaade etmedi. Her türlü asabiyeti, ırkçılığı ayaklarının altına aldı. İnsanları gönül bağıyla birbirine bağladı. Kuran-ı Kerim sevgisiyle, Allah aşkıyla kaynaştırdı'' diye konuştu.

Hucurat Suresi 13. ayetini okuyan Erdoğan, şöyle devam etti:

"(Ey insanlar şüphe yok ki biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en onurlunuz takvada en üstün olanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilen hakkıyla haberdar olandır) evet işte bu emirler doğrultusunda Hazreti Peygamber muhaciri ensara kardeş kıldı, Arabı Aceme kardeş eyledi. Hazreti Bilali Habeşi'yi kölelikten kurtarıp bize, bütün ümmetine hürmetle yad ettiğimiz, ismini her andığımızda Allah'ın selamını ilettiğimz bir efendi yaptı. Hazreti Peygamber Kuran-ı Kerim'de defalarca zikredilen bir annenin çocukları anlamına da gelen ümmet kavramıyla Müslümanlar arasında kardeşlik hukukunu tesis etti. Ashabını ve ümmetini aynı sofranın, aynı lokmanın, aynı mücadelenin, aynı sevincin ortağı yaptı. Zengini fakirin hamisi, zenciyi beyazın kader ortağı yaptı. Komşuyu komşuya neredeyse birbirlerinin mirasçısı olacak kadar yakınlaştırırken mümin ile mümini bir elin kenetlenmiş parmakları gibi, bir duvarın birbirine geçmiş tuğlaları gibi bir ve beraber gördü.''

"Rabbimizin verdiği kesin ihtardır"

Hazreti Muhammed'in oğullarının hiçbirinin uzun süre hayatta kalmadığını çocuk yaşlarında hakkın rahmetine kavuştuklarını anlatan Erdoğan, Hazreti peygamberin ehlibeyti amcasının oğlu Hazreti Ali ve kızı Hazreti Fatıma soyundan devam ettiğini hatırlattı. Erdoğan, cahillerin, Hazreti Peygambere oğlu olmadığı için "soyu devam etmemiş, soyu tamamlanmamış" diye hakaret ettiklerini ve Allah'ın Kevser suresini indirdiğini anlattı.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"(Biz sana kevseri verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Doğrusu sana buğzeden ebterin, yani soyu kesik olanın ta kendisidir) İşte bu ayetin rehberliğinde Hazreti Peygamberin şahsı manevisinde bugün karşı karşıya kaldığımız meseleleri tekrar tekrar düşünmek zorundayız. Kevser Suresi ırkçılığın kesin reddidir. Kevser Suresi asabiyetin reddidir. Her gün namazlarımızda okuduğumuz Kevser Suresi soy üstünlüğü iddia edenlere, asalet taslayanlara, kendisini diğerinden üstün görenlere Rabbimizin verdiği kesin ihtardır.

Oğullarıyla övünenler, soylarıyla böbürlenenler, mezarlardaki ölülerini dahi sayacak kadar kafataslarını ölçecek kadar aklını ve izanını kaybedenler aynı şekilde Kevser'i de kaybetmişlerdir. Bizler 780 bin kilometrekare üzerinde tıpkı dünya sathına yayılmış Müslümanlar, müminler gibi en önce Kevser Suresi'ni öğrenen, en önce çocuklarımıza Kevser suresini öğreten onu tekrar tekrar okuyan bir ümmetiz. Soy üstünlüğünü, asabiyeti kesinlikle reddeden bu sure bizim birbirimize nasıl bakmamız gerektiğini gösteren ölçüdür. Kendisini diğerinden üstün gören, kendi ırkını, kendi soyunu, kendi kavmini ve kabilesini diğerinden üstün gören veya üstte gören Kevser'i kaybetmiş, Hazreti Peygambere takdir edersiniz ki yüz çevirmiştir."

NEFETİN VE IRKÇILIĞIN DİLİNE TESLİM OLANLAR EBU CEHİL'İN YANINDADIR

Erdoğan, konuşmasında çözüm sürecine de değinerek şunları ifade etti: "Bize hakkı adaleti hayırla muameleyi münkerden nehyeden, Kuran ve hadisin rehberliğinde can alıcı, can yakıcı meselelerimizi hep birlikte suhulete eriştirelim. Kim ki kanın aktığı, canların yandığı, ocaklara ateşlerin düştüğü bu meseleye kayıtsız kalırsa kadim kardeşlik hukukumuza yüz çevirmiştir. Kim ki aynı kıbleye dönen annelerin, aynı peygamberin izinden giden babaların acısı için yüreğini ortaya koymazsa, ahsen-i takvime yani en güzel huy üzere yaratılmış olmaya muhalefet etmiştir. Kim ki kanayan bir yarayı sarmak, tedavi etmek varken kardeşliği yüceltmek varken, öfkenin, nefretin, husumetin ve ırkçılığın diline teslim olmuşsa Hz. Kuran ve Hz. Nebi'nin değil açık söylüyorum Ebu Cehil'lerin yanındadır. İnsan yeryüzünde Yaratıcı'nın halifesidir. Alemin özü olan, canıyla kutsal olan yaratılmışların en şereflisi olan insana, o insanın onuruna kasteden hiç kuşkusuz ateşten yaratıldığı için kendisini üstün gören şeytandı. Akan kana seyirci kalan da kan akıtan zalimlerin sırtını sıvazlayan da en kutsal en mübarek varlık olan insan onuruna karşı aleni hürmetsizlik içindedir. Allah millet olarak hiçbirmizi Kuran ve onun büyük elçisi Nebi'den yüz çevirenlerden eylemesin."


Konuşmamın sonunda Hz. Peygamber'e Arif Nihat Asya'nın şu dizeleriyle seslenmek istiyorum:
Yüreklerden taşsın
Yine, imanlar!
Itrî, bestelesin Tekbîr'ini;
Evliyâ, okusun Kur'ân'lar!
Ve Kur'ân-ı göz nûruyla çoğaltsın
Kayışzâde Osman'lar
Na'tını Galip yazsın,
Mevlid'ini Süleyman'lar!
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin Sinan'lar!
Çarpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!
Gel, ey Muhammed, bahardır...
Dudaklar ardında saklı
Âminlerimiz vardır...
Hacdan döner gibi gel;
Mi'râc'dan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!
Bulutlar kanat, rüzgâr kanat;
Hızır kanad, Cibril kanad;
Nisan kanad, bahar kanad;
Âyetlerini ezber bilen
Yapraklar kanad...
Açılsın göklerin kapıları,
Açılsın perdeler, kat kat!
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına
Yetimler, günahsızlar!
Çöl gecelerinden, yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilâl-i Habeşî sustuysa
Ezânlarını Dâvûd okusun!
Konsun -yine- pervazlara güvercinler,
"Hû hû"lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!"

KAYNAK: HABER7 - AJANSLAR
YORUMLAR 62
  • Sabit Kal 11 yıl önce Şikayet Et
    Faşist kime denir? 2500 sene önce birilerinin Çin sınırında yaptığı bir duvarla 2500 sene sonra. binlerce kilometre ötedeki Anadolu'da 2500 sene sonra övünen ve diğer milletleri aşağılamak için bu duvarı kullanan kişiye faşist denir. Çünkü bu kişinin (şahsi olarak) bugün övünebilecek hiç bir şeyi yoktur, şahsi olarak hayatta hiç bir şey başaramamıştir. Bu yüzden faşistlerin ortak özelliği: aşağılık kompleksine sahip, fantazi hedeflere ulaşabilme hayalleri kurarken, bunlardan hiç birine ulaşamayan ve ulaşabilmek için hiç bir emek sarfedemeyen kişilerdir. Sanki 2500 sene önce bu duvar örülürken, o duvara taş ve kum taşımış gibi bir his ve duygu ile yaşarlar, yaşadıkları gün ile ilgilerini koparırlar ve fantazi dünyasında gezinerek bugünkü hayatlarında hiç bir şey elde edememiş olmanın acısını, bu fantaziler ile dindirmeye çalışırlar. Bugünü yaşayan bizlerdende 2500 sene önce korku salan bir tayfanın korkusunu hissetmemizi bekler.
    Cevapla
  • Murat Yıldız 11 yıl önce Şikayet Et
    Akıl olmayınca. Ben birşeyle övünmek gerekmiyor diyorum o çıkmış halen övünecek neyin var diye soruyor.
    Cevapla
  • ümit 11 yıl önce Şikayet Et
    AÇIK VE ANLAŞILIR BİR LİSAN. Kutlu doğum haftası vesilesiyle tüm islam camiası hoşgörü vede insan olmanın sınırları içerisinde birkez daha kendini gözden geçirmesi icab eder..hak vede batıl doğru vede yanlış açık bir şekilde ortadadır vede birbirinden ayrılmıştır..kim ki yanlışa saparsa ancak kendine yazık etmiş olur...kimse bana birşey yapmadı,ben yaptıklarımın karşılığını görüyorum diyen Hz. Ali nin sözüyle tüm islam camiasının kutlu doğum haftasını kutluyor hayırlara vesile olmasını diliyorum....
    Cevapla
  • Metin Yazar 11 yıl önce Şikayet Et
    Ne Mutlu Türküm Diyene. Diyelim ki Türkler 2300 yıl önce yapılmış çin seddi ile 500 yıl önceki macaristan seferi ile övünüyorlar ve başka hiç bir şeyleri yok:) peki siz Kürtçülerin övünebilecekleri ne var? Tarih boyunca iki tane taşı üst üste koyabildiniz mi? Sahipsiz gördüğünüz başka uygarlıkların üzerine oturmaya çalışmaktan,masa başlarında uydurma tarihler yapmaktan başka hangi meziyetiniz var? Somut olarak, hangi eseriniz var? Sizlere söyleyecek çok sözümüz var ama sizin gibi Kürtçüler yüzünden müslüman kürtleri üzmek ve kırmak istemiyoruz. Türk medeniyeti tarihe ve insanlığa yön vermiş,damgasını ve mührünü vurmuş dört beş kadim medeniyetten biridir. Daha fazla zorlamayın, kahrolası hanede evlad u iyal ve alta tükürsek sakal, üste tükürsek bıyık olduğu için acı gerçekleri dile getirmek de biz de zorlanıyoruz.
    Cevapla
  • Murat Yıldız 11 yıl önce Şikayet Et
    Birşeyle övünmek gerekmiyor. Sadece yaşadığımız ülkeye ve çevremizdeki insanlara bir faydamız dokunuyorsa bu bizi mutlu etsin yeter.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Bakan Şimşek açıkladı: 3 kalemde vergi artışı düşünmüyoruz
ABD Kongresinde Netanyahu'yu ayakta alkışlayanların ne kadar para aldıkları ortaya çıktı