Alevi dedeleri Kerbela'dan sonra Necef'te

Kutsal yolculuğa çıkan Alevi dedeleri ve Bektaşi babaları, Kufe Mescidi, Hz. Ali'nin evi ve Necef'te Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı ile Hz. Ali'nin türbesini ziyaret etti.

Alevi dedeleri Kerbela'dan sonra Necef'te
Alevi dedeleri Kerbela'dan sonra Necef'te
GİRİŞ 13.02.2014 15:39 GÜNCELLEME 13.02.2014 17:16
Bu Habere 7 Yorum Yapılmış

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik himayesinde, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) ve Cem Vakfınca düzenlenen etkinlikte, Kerbela'da kaldıkları son gece, otelde cem yapan Alevi ve Bektaşiler, daha sonra Yezid'in ordusundan Hz. Ali'nin safına geçen ve hayatını kaybeden Hür Şehid'in türbesini gördü. Ardından Kufe'ye geçen grup, burada Hz. Ali'nin, aynı zamanda şehit olması sonrasında yıkandığı ve kefenlendiği evini ziyaret edip, evin yanında bulunan Kufe Mescidi'ni gezdi.

Gruba rehberlik yapan araştırmacı yazar Cafer Bendiderya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hz. Ali'nin evi hakkında bilgi verdi. Kufe'de bir tarafta hükümet konağı, diğer tarafta tarihin en eski camilerinden biri olan Kufe Mescidi'nin bulunduğunu belirterek, buranın Hz. Ali'nin kefenlendiği ve eliyle kazdığı su kuyusunun bulunduğu yer olduğunu anlattı. Su kuyusunun üstünün kısa süre önce kapatıldığını ancak kuyu suyunun boruyla dışarıya verildiğini belirten Bendiderya, Hz. Ali'nin mescide bahçeden geçerek gittiğini söyledi.

Bendiderya, Hz. Ali'nin ramazan ayında, Kufe Mescidi'nde namaz kıldığı sırada şehit edildiğini anımsattı. Grup, Hz. Ali Mescidi olarak da bilinen yerde, Müslim bin Akil, sahabelerden Hani bin Urve'nin türbelerini de ziyaret etti. Mescid hakkında buranın yöneticisi de kafiledekileri bilgilendirdi. Alevi İslam Din Hizmetleri Başkan Yardımcısı Gazi Karababa, anlattıkları bu topraklara gelmeyi hayal etmediklerini söyledi. Buralara gelip bunu kelimelere dökmenin zor olduğunu vurgulayan Karababa, "Bizim için ruhani bir duygu, içsel bir duygu. Bu ayak basmak bambaşka, bu duygu bambaşka, yaşamak lazımmış. Yaşadığımız için de Cenabı Allah'a şükrediyoruz ki bizlere buraları gösterdi. Bir daha gelmeyi inşallah nasip eyler" dedi.

Büyükelçiden ziyaret

Daha sonra otele geçen Alevi dedeleri ve Bektaşi babalarını, Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı da ziyaret etti. Kaymakçı, gruba hitaben yaptığı konuşmada, 5 aydır Bağdat'ta görevde bulunduğunu belirterek, "Sizlerin Necef'e, Kerbela'ya, Kufe'ye geleceğinizi duyunca çok sevindik" dedi. Türkiye ile Irak'ın ilişkilerinin sadece siyasi ya da ekonomik olmadığını ifade eden Kaymakçı, insan ilişkilerine de çok önem verdiklerine işaret etti. Kaymakçı, Türk heyetinin buralara gelmiş olmasının dost ve kardeş olarak görülen Irak'a verilen çok önemli bir destek olduğuna işaret etti.

Türkiye'nin kardeş, dost, birlik elinin yine dost ve kardeş ülke Irak'a bu şekilde uzatılmış olduğunu vurgulayan Kaymakçı, "Bizler sizleri burada daha sık görmek istiyoruz. Aynı şekilde sizlerin Iraklı kardeşlerimizi, Iraklı muhatap dernekleri ülkemizdeki etkinliklere davet etmenizi istiyoruz. Çünkü Irak, zor bir dönemden geçiyor ve Irak'ın gelişmesinde, kalkınmasında, istikrarında belki de en fazla katkıda bulunacak ülke Türkiye" diye konuştu. Iraklıların da Türkleri kendilerine yakın gördüğünü vurgulayan Kaymakçı, buraya gelinmiş olmanın bile önemli bir mesaj olduğuna işaret etti. Kaymakçı, "Buraya gelip bir birlik, kardeşlik, dostluk mesajı verdiğiniz için çok önemli bir kapı açtınız" dedi. Türkiye Cumhuriyeti'nin, tüm vatandaşlarının arkasında olduğunu vurgulayan Kaymakçı, ziyareti düzen Kültür ve Turizm Bakanlığına, TÜRSAB'a, emeği olan vakıf ve derneklere teşekkür etti.

Cumhuriyet tarihinde ilk

Yolculuk hakkında bilgi veren TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Nebil Çelebi, Cumhuriyet tarihinde böyle bir gezinin ilk olduğunu belirterek, buna öncülük etmekten TÜRSAB olarak onur duyduklarını kaydetti. Gezinin gayet iyi geçtiğini vurgulayan Çelebi, bundan sonraki günlerin de böyle geçmesini dilediğini bildirdi. Çelebi, bu gezinin ilk olduğunu ancak devamının gelmesini beklediğini dile getirerek, Bakan Çelik ve TÜRSAB'ın desteğiyle mayıs ayında ikincisinin planlandığını söyledi.

Cem Vakfı

Cem Vakfı Genel Müdürü Ali Rıza Kaçan da konuşmasında buradaki günleri tamamladıktan sonra Medine ve Mekke'ye gideceklerini anlattı. Kaçan, mayısta planlanan ikinci grubun ardından eylülde de 300 kişilik bir grubun buraları ziyaret etmesinin ön görüldüğünü dile getirdi. Kaçan, "İyi ki geldik, hep tarihten, kitaptan okuduk, kulaktan dolduk. Ama bizi parçalamak için çalışanlar utansın. Irak bize bir ders. İçim yanıyor. Gördükçe ağlayasım geliyor. Biz hep barıştan yanayız, barıştan yanayız, barıştan yanayız" diye konuştu.

Cem Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Balaban da konuşmasında kendini çok şanslı hissettiğini belirterek, "Hz. Muhammed de benim, Hz. Ali de benim, Hz. Hüseyin de benim, Hacı Bektaş da benim, Mevlana da benim, Atatürk de benim. Bu değerlerimize sahip çıktığımız sürece, birliğimizi beraberliğimizi bozmadığımız sürece ülkede barış eksik olmaz. Mevlana ne demiş: 'Nerede sevgi var ben orada varım, nerede savaş var ben orada yokum'. Biz de nerede sevgi var, biz orada varız. Nerede kötülük var biz orada yokuz" değerlendirmesinde bulundu. Konuşmaların ardından TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Çelebi, desteklerinden dolayı Büyükelçi Kaymakçı'ya teşekkür plaketi verdi.

Büyükelçi'yle Hz. Ali türbesi ziyareti

Büyükelçi Kaymakçı ve Türk kafilesi, daha sonra hep birlikte Necef çarşısını geçerek Hz. Ali türbesini ziyaret etti. Türk kafilesi, Kerbela'da olduğu gibi yoğun güvenlik önlemi altındaki camiye girip türbeyi gezdi. Ziyaret sonunda Alevi dedeleri ve Bektaşi babaları toplu fotoğraf çektirdi.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 7
  • Hasan Selim Güner 10 yıl önce Şikayet Et
    Oraya gidince Gördüler. Diyecekler ki biz Alevi bile değilmişiz. Bunlar namaz kılıyor, kuran okuyor. O zaman biz neyiz ki?..
    Cevapla
  • vatansever 10 yıl önce Şikayet Et
    bazıları kimin daha iyi müslüman oldugunu öğretmeye çalışıyor. gün gelecek terazi kurulacak alevi lerin yanlışı varsa orada hesabı görülür burada çıkmışsınız muaviye nin arkasında yezidin arkasında gidenler HZ ALİ ye sahip çıkma gibi bir amacı olamaz.sizi gidi muaviye ciler 1400 yıl önce sünnil erin kerbela da ehlibeyte karşı neler yaptığı her şey açık
    Cevapla
  • ÖZCAN AYAZ 10 yıl önce Şikayet Et
    İnşaallah, Orada Gördüklerini Gençlerine Anlatırlar.. Namazı ve Ramazan orucunu inkâr eden, "Arap adetlerindendir." diyen gençlerine orada gördüklerini döndüklerinde anlatırlar inşallah. Namazın ve orucun mezhebinin ve milliyetinin olmadığını anlatırlar da alevi gençliği içinde bulunduğu gafletten uyanır. Daha otuz - kırk yıl önce babalarının ve dedelerinin namaz kıldığını, ramazan orucu tuttuğunu söyleyen alevi arkadaşlarımız, çocuklarına da gerçek islamı öğrenmeleri ve yaşamaları konusunda telkinde bulunurlar. Tabi ben müslümanım diyenlere!
    Cevapla
  • sezgi 10 yıl önce Şikayet Et
    gitmişken bir sorsunlar. Hz. Ali onların yerinemi namaz kılmış
    Cevapla
  • Orhan Acar 10 yıl önce Şikayet Et
    ALEVİ SÜNNİ Şİİ PROTESTAN KATOLİK BÜTÜN MEZHEPLER AYNIDIR. İslam dünyasındaki ve ehli kitap dünyasındaki en büyük problemdir.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Sağlığı tehlikeye sokan gıdalar bir bir ifşa ediliyor: İşte o ürünler
En zararlı gıda belli oldu: Hemen hemen her yemekte var! Bu üründen uzak durun...