Said Nursi bu yaşananlara ne derdi?

Bediüzzaman Said Nursi'nin talebeleri bugün yaşananları yorumlayarak, "Üstad hükümete destek olurdu. Maşallah derdi. Hatta yaşananlara bakıp hükümete karşı cinayet işleniyor derdi" diye konuştular.

GİRİŞ 23.03.2014 13:04 GÜNCELLEME 23.03.2014 18:04
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin talebelerinden Abdullah Yeğin, Mehmet Fırıncı ve Abdülkadir Badıllı hem Said Nursi'nin vefatının 54. yılı münasebetiyle Üstad'ı anlattılar hem de hükümet-cemaat geriliminde Üstad olsaydı ne yapardı? sorusunun cevabını Ülke Tv'de cevapladılar.

BAŞTAKİLERE İTAAT EDİN

Üstad'ın talebesi Abdullah Yeğin, "Peygamberimiz, 'Baştaki Habeşi bir köle dahi olsa ona itaat edin, ona yardımcı olun' diyor. Üstad da bize bunu böyle anlatırdı. Biz peygamberimizin bu sözünü nazara alsak birbirimizin aleyhine bulunmayız. Mümin müminin kardeşidir. Kardeş kardeşin aleyhinde de konuşmaz. Kusurunu da araştırmaz" diye konuştu. 

HÜKÜMETE KARŞI YAPILAN CİNAYETTİR

Abdülkadir Badıllı yaşanan bu olaya karşı Bediüzzaman'ın "cinayet" diyeceğini söyleyerek şunları ifade etti:

"Said Nursi 1950'ye kadar siyasete karışmadı. Demokrat Parti iktidara gelince ezan Arapçaya döndü. Kur'an okumayı devlet radyosuna koydular. İlkokullara din dersleri koydular. Bunlar olunca Üstad destekledi. Demokrat Parti'ye manevi olarak destek oldu. Şimdi daha çok şeyler oluyor. Bu iktidara destek vermemek, aleyhinde konuşmak bence cinayettir. Bizim başımızdakine Peygamber Efendimiz'in de dediği gibi itaat etmek farzdır. Başkalarının devirmesi cinayettir, itaatsizliktir ve isyandır. Üstad olsaydı hükümete destek verirdi."

MAŞALLAH BAREKALLAH DERDİ

Üstad'ın bir diğer öğrencisi Mehmet Fırıncı ise şunları söyledi:

"Üstad bu güzelliklere bu olanlara 'Maşalah, Barekallah' derdi. 1958'deki Nazilli olaylarını anlatmak istiyorum. Ankara'dan olay neşredilince Nazilli'de olaylar çıktı. Basanları, yazanları tutukladılar. Götürünce bir kişi arkadaşlar Emirdağ'ına gidelim de üstad hazretlerinden soralım ne olacak şimdi. Bana dediler sen git. Ben Emirdağ'ına sabah otobüs ile gitti o zaman imkan vardı. Öğlenden sonra saat 2 yada 2 buçuk civarında vardım. Otobüsten indim, baktım Zübeyir abiyide kelepçelemişler götürüyorlar. Sonra ben Selçuk amcamın dükkanına gittim, üstada haber verdiler. Üstad gelsin demiş bende gittim. Hazreti üstad heyecanlı bir vaziyette. Dedi: Hiç merak etmeyin halkçılar hükümetle bizim aramızı açmak istiyorlar. Şimdi gelseler bende ellerimi uzatacağım kelepçeye bende teslim olacağım itiraz etmiyeceğim onlara da fırsat vermiyeceğim. Tabir buydu. Çok önemli bir hatıra. Başta Adnan Menderes var. Halkçılar hükümetle bizim aramızı açmak istiyorlar. Beni de kelepçeleseler bu fırsatı onlara vermiyeceğim diyor. Demokrat Parti'yi desteklemeye devam ediyor. Siz bunu yaşadınız."

Fırıncı, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Büyük bir yanlışlık öyle yapmak. Doğrusu şuanda dünyanın neresinde mazlum insanlar varsa bu hükümet onlara elini uzatmaya çalışıyor. Gözümüzle gördük. Oradaki durumları televizyonlardan seyredince o mazlumların yardımına gidilmesini seviniyoruz. Bu kadar imkanlar varken onlara ancak dua edilir ve yardımcı edilir. Buna aleyhte olmak çok büyük yanlışlık."

MÜSLÜMANLARIN BİRLEŞMESİ GEREK

Son olarak Müslümanların birleşmesi gerektiğini ifade eden Abdullah Yeğin, "Vefatından çok evvel bir konuşmasında Osmanlı devrinde İstanbul bütün islam aleminin merkeziydi. Hilafet vardı, padişah vardı. Bütün islam alemi onlara bağlı onlardan kuvvet alıyordu tavsiye alıyordu. Hep onlar anarşiye müsade etmiyorlardı. Amerika başkanı da 2 sene evvel geldi bizim mecliste konuşma yaptı. İslam alemindeki anarşinin gitmesinin tek çaresi var Türkiye'nin nezaretinde müslümanların birleşmesi gerek. Üstad demişti ki Ankara hükümeti bundan sonra aynı vazifeyi yapacak. Şimdi hükümet onu yapmak istiyor ama harici güçler müsade etmiyor" diye konuştu.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 4
  • MÜCAHİD 10 yıl önce Şikayet Et
    ÜSTADIMIZ ABİLERİMİZİN BAŞI AÇIK BİR KADINLA BU PROGRAMI YAPMASINA NE DERDİ???. aah ah üstadım ah sakın yanlış anlaşılmasın abdullah abiyle ilk 1997 de tanıştım. elini öpmek istedim bize risaleleri uzatıp bunu öpün dedi. badıllı abiyle de şahsen tanışırız. ama abimiz olmaları hatasız oldukları anlamına gelmez. üstad sağ olsaydı en başta abilerimizin böyle bir programa katılmasını istemezdi. üstad zübeyir abiye sormuş: ben risalelere karşı çıksam ne yaparsın? zübeyir abi cevap vermiş size acırım üstadım diye...
    Cevapla
  • abdullah 10 yıl önce Şikayet Et
    erkam kardeşe. Erkam sen ne kadar cahilane konuşuyorsun.Hiç bir şeyden haberi olmayan yeni yetmelerden olduğun yazdıklarınla anlaşılıyor.O cahilce eleştirdiğin zatlar belki senin ömrün kadar risaleleri elleriyle yazmış ve hayatlarını bu hizmet-i kuraniyeye vakf etmiş üstadın direk varislerim dediği zatlaramı sen bunu söylüyorsun cahil olma bu kadar fitneler içinde kendine ehli tahkike güldürme. Üstad daha 1950 lerde imamı alinin ihtarıyla bu latince hurufla risalelerin orjinal haliyle yazılmasını tensib buyurmuş ve neticede risaleler üniversite ve okullarda birden parlamış ve müthiş fütühatlara vesile olmuş. Hüsrev abi kendi içtihadınca bu fikre iştirak etmemiş bu kaderin bir cilvesidir ,nasılki esma-ı ilahiye cilveleri itibarıyla muhtelif tecellileri var insanlarında fıtratları ve kabiliyetleri farklı farklı oluyor bu bir kanun-u ilahiyedir.Sen benim meşrebim ve mesleğim güzeldir diyebilirsin,fakat benim meşrebim yalnız haktır diyemessin.Burda esas ihlas ve sadakatle nurları ehli imana ulaştırmaktır
    Cevapla
  • Milli Irade 10 yıl önce Şikayet Et
    onun tek gayesi insanlarin imaninin kurtarmasi idi. Baskakarin deger verdikleri dunya onun ayaklari altinda idi. Allah ondan razi olsun. Perdeler kalkiyor, nurlar isigini gostermeye basladi. Onu karartmaya ve tahrif etmeye cabalayanlar kararip gidecekler.
    Cevapla
  • _erkam_ 10 yıl önce Şikayet Et
    Bunlar mı Bediüzzaman'ın Talebeleri...!. Bunlara sorun bakalım Bediüzzaman Üstadımızın en büyük vazifesi ne imiş...? Ben cevap vereyim... Yine Üstadımızın dilinden; 1- İman-ı tahkikiyi ders vermek... yani, hakiki bir iman dersini insanlara vermek... 2- İslam yazısını muhafaza etmek... Güya Üstadın Talebesi geçinen bu şahıslar bu iki ulvi vazifenin kaçta kaçını yapabilmişler... Latince ile hizmet eden Üstadımıza hakiki talebe olamaz... Üstadın hakiki talebesi islam yazısını muhafazaya çalışan insanlardır...
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Protokol tartışması! Kılıçdaroğlu ‘yok’ dedi Özdağ ‘inanılır gibi değil’
Hollanda Merkez Bankası Başkanı Klaas Knot’tan TCMB’ye destek