Güneş tutulması Husuf Küsuf namazı nasıl kılınır

Bu sene tam güneş tutulması 20 Mart’ta olacak. Güneş ve ay tutulmaları aynı zamanda “küsuf ve husuf namazları”nın vakti.

Güneş tutulması Husuf Küsuf namazı nasıl kılınır
Güneş tutulması Husuf Küsuf namazı nasıl kılınır
GİRİŞ 20.03.2015 13:22 GÜNCELLEME 20.03.2015 13:23

Türkiye’den parçalı gözlenecek tutulma 20 Mart Cuma günü saat 9.40’ta başlayıp 13.50’ye kadar sürecek. Tutulma, Türkiye'de Hilal şeklinde gözlenebilecekken, en iyi Grönland, İzlanda, Kuzey Avrupa ülkelerinde izlenebilecek.

KÜSUF VE HUSUF NAMAZI NEDİR VE NASIL KILINIR?

Güneş tutulmasına küsuf, ay tutulmasına husuf denir. Peygamberimiz (s.a.s.), oğlu İbrahim’in öldüğü gün güneş tutulması üzerine şöyle demiştir: “Ay ve güneş Allah’ın varlığını ve kudretini gösteren alametlerdir. Bunlar hiç kimsenin ölümünden veya yaşamasından/doğmasından dolayı tutulmazlar. Ay veya güneş tutulmasını gördüğünüz zaman, açılıncaya kadar namaz kılın, dua edin” (Buhari, Küsuf, 1, 15; Müslim, Küsuf, 5). Hz. Peygamber (s.a.s.)’in kendisinin de güneş tutulduğunda mescide giderek namaz kıldığı rivayet edilmiştir (Müslim, Küsuf, 3-5).

Küsuf namazı, nafile namazlar gibi ezansız, kametsiz ve hutbesiz olarak, en az iki rekat olmak üzere, gündüz, cemaatle kılınır. Sünnet olduğunda ittifak vardır. İmam her rekatta normal namazlara göre daha uzun, Ebu Hanife’ye göre gizli, İmameyn’e göre açıktan Kur’an okur. Namazdan sonra imam ayakta kıbleye karşı veya cemaate dönük şekilde oturarak güneş açılana kadar dua eder. Cemaatle kılınmadığı durumlarda bu namaz tek başına da kılınabilir. Kerahet vakitlerinde küsuf namazı kılınmaz (Merginani, el-Hidaye, I, 88; Kasani, Bedai’u’s-sanai’, Beyrut, 1982, I, 280-282; İbn Nüceym, el-Bahr er-Raik, II, 181). Şafii mezhebine göre ise, kerahet vakitlerinde küsuf namazı kılınabildiği gibi, kılarken de her rekatında iki rüku yapılır. Her bir rükudan sonra Fatiha okunur. Namazdan sonra da cuma ve bayram hutbesi gibi hutbe okunur (Nevevi, el-Mecmu’, Daru’l-Fikr, ts. , V, 44-53; İbn Rüşd, Bidayetü’l-müctehid, Mısır, 1395/1975, I, 210-213).

Husuf namazına gelince, bunun sünnet olup olmadığı ve cemaatle kılınıp kılınmayacağı tartışmalıdır. Ay tutulması güneş tutulmasından daha fazla olduğu halde Peygamberimiz (s.a.s.)’inbu sebeple namaz kılmadığını öne süren Ebu Hanife ve Malik, husuf namazının sünnet olmadığını söylemişlerdir. Ancak böyle bir durumda tek başına iki rekat namaz kılınabilir, fakat cemaat yapılmaz. Şafii ve Ahmed b. Hanbel’e göre ise hüsuf namazı da küsuf namazı gibi sünnettir, cemaatle kılınır (Kasani, Bedai’u’s-sanai’, Beyrut, 1982, I, 282; Nevevi, el-Mecmu’, Daru’l-Fikr, ts. , V, 44-45; İbn Rüşd, Bidayetü’l-müctehid, Mısır, 1395/1975, I, 213).

KÜSUF VE HUSUF NAMAZLARI HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER

Abdullah bin Amr -radıyallâhu anh- şöyle anlatıyor:

Peygamber Efendimiz'in zamân-ı saâdetlerinde güneş tutulmuştu. Zât-ı Risâletleri kalkıp insanlara namaz kıldırdılar. Kıyâmda o kadar çok kaldılar ki, âdetâ rükûya varmayacak da hep ayakta duracak zannedildi. Sonra rükûya vardılar ve uzun müddet başlarını kaldırmadılar. Arkasından doğruldular, fakat mûtadın üzerinde ayakta durdukları için secde etmeyecekleri intibâını verdi. Nihâyet birinci secdeye vardılar. Lakin başlarını secdeden hiç kaldırmayacakları zannediliyordu. Daha sonra doğrulup oturdular. Bu oturuşları da uzun sürdü. Mübârek başlarını kaldırmayacakmışcasına kapandıkları ikinci secdeye vardıklarında, acı acı nefes alıp veriyor ve göz yaşları dökerek ağlıyordu:

"Yâ Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğini bana vâdetmedin mi?! Yâ Rabbî! Onlar sana tevbe ve istiğfâredip yalvardıkları müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğin husûsunda bana söz vermedin mi?! İşte bizler kapına geldik senden affımızı diliyor ve sana yalvarıyoruz!"

Bu minval üzere iki rek'at namaz kılıp bitirince güneş bütün parlaklığıyla gözüktü. Arkasından Hz. Peygamber minbere çıkarak ashâbına vecîz bir konuşma yaptı. Konuşmasında Allâh Teâlâ'ya hamd ü senâ ettikten sonra şöyle buyurdular:

"Güneş ve ay Allâh'ın varlık ve birliğine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir. Şâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ı Hakk'a yönelip ona ilticâ edin, Allâh'ın büyüklüğünü hatırlayın, namaza durup Allâh'ı zikretmeye koyulun ve sadaka verin..." (Bkz. Buhârî, Küsûf, 2, 4)

Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem-, güneş ve ayı Allâh'ın âyetlerinden bir âyet olarak görür ve onların tutulmalarını her hangi bir kimsenin ölümü veya doğumu sebebiyle olmadığını ashâbına bildirirdi. Ancak gaybı ve kaderi bilmek Allâh'a mahsus olduğundan, her an kıyâmetin vukû bulabileceğini veyâ kendi ecelinin gelmiş olabileceğini düşünerek devâmlı olarak Allâh'a iltca hâlinde bulunmayı isterdi. Hava kararmaya başlayınca, yağmur yağarken, gök gürlerken ve güneş veya ay tutulurken hep bu duygularla hareket eder ve huzûr-ı ilâhîde durarak ümmetinin selâmeti için yalvarırdı.

İbn-i Hibban'da bulunan bir rivayete göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- ayın tutukluğu geçinceye kadar, müslümanlara ay tutulması namazı kıldırmıştır. (A. Köksal, XI, 220)

Güneş ve ay tutulması namazı sünnettir. İki rek'attır. Güneş açılıncaya kadar duâ ile meşgul olunur. İmam'ın güneş tutulması namazını cemaatla kıldırmasında bir mahzur yoktur. Ay tutulma namazı ise cemaatsız kılınır. Bu namazların mescidde kılınması da sünnettir. Ezan ve kamet okunmaz. Sadece güneş tutulması namazı için es-Salâtü câmiatün, namaz için cem olunuz diye seslenilir. (A. Köksal, XI, 221)

İŞTE KUR'AN'DA GEÇEN O AYETLER!
 
36. Sure (Yâsîn Suresi), 37. Ayet

Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.
 
36. Sure (Yâsîn Suresi), 38. Ayet

Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir.
 
36. Sure (Yâsîn Suresi), 39. Ayet

Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur.
 
36. Sure (Yâsîn Suresi), 40. Ayet

Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
 
39. Sure (Zümer Suresi), 5. Ayet

Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
 
41. Sure (Fussilet Suresi), 37. Ayet

Gece, gündüz, güneş ve ay Allah'ın varlığının delillerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer gerçekten Allah'a kulluk ediyorsanız, onları yaratan Allah'a secde edin.
 
71. Sure (Nûh Suresi), 15. Ayet

‘Görmediniz mi Allah yedi göğü, tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?'
 
71. Sure (Nûh Suresi), 16. Ayet

‘Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?'
 
91. Sure (Şems Suresi), 1. Ayet
   
Güneşe ve onun aydınlığına andolsun,
 
10. Sure (Yûnus Suresi), 5. Ayet
 
 O, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da (geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona menziller takdir edendir. Allah bunları (boş yere değil) ancak gerçek ile (hikmeti gereğince) yaratmıştır. O, âyetlerini, bilen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır.
   
13. Sure (Ra'd Suresi), 2. Ayet
   
Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş'a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.
   
14. Sure (İbrâhîm Suresi), 32. Ayet
   
Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize sunandır.
 
14. Sure (İbrâhîm Suresi), 33. Ayet
   
O, âdetleri üzere hareket eden güneşi ve ayı sizin hizmetinize sunan, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verendir.
   
21. Sure (Enbiyâ Suresi), 33. Ayet
   
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.
   
25. Sure (Furkân Suresi), 45. Ayet
   
Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık.

25. Sure (Furkân Suresi), 46. Ayet
   
Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik.
   
29. Sure (Ankebût Suresi), 61. Ayet
   
Andolsun, eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı hizmetinize kim verdi?" diye soracak olsan mutlaka, "Allah" diyeceklerdir. O halde nasıl(haktan) döndürülüyorlar?
   
31. Sure (Lokmân Suresi), 29. Ayet
   
Görmedin mi ki Allah geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar gider. Şüphesiz Allah işlediklerinizden hakkıyla haberdardır.
   
31. Sure (Lokmân Suresi), 30. Ayet
   
Bu böyledir. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir, onu bırakıp da taptıkları ise bâtıldır. Şüphesiz Allah yücedir, büyüktür.
   
35. Sure (Fâtır Suresi), 13. Ayet
   
Allah geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay'ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu Allah'tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O'nundur. Allah'ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.
   
36. Sure (Yâsîn Suresi), 37. Ayet
   
Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.
   
36. Sure (Yâsîn Suresi), 38. Ayet
   
Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir.
   
36. Sure (Yâsîn Suresi), 39. Ayet
   
Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur.
 
36. Sure (Yâsîn Suresi), 40. Ayet
   
Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
   
39. Sure (Zümer Suresi), 5. Ayet
   
Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
   
41. Sure (Fussilet Suresi), 37. Ayet
   
Gece, gündüz, güneş ve ay Allah'ın varlığının delillerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer gerçekten Allah'a kulluk ediyorsanız, onları yaratan Allah'a secde edin.
   
71. Sure (Nûh Suresi), 15. Ayet
   ‘Görmediniz mi Allah yedi göğü, tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?'
 
 71. Sure (Nûh Suresi), 16. Ayet
   
‘Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?'

91. Sure (Şems Suresi), 1. Ayet
   
Güneşe ve onun aydınlığına andolsun,
 
91. Sure (Şems Suresi), 2. Ayet
   
Onu izlediğinde Ay'a andolsun,
   
91. Sure (Şems Suresi), 3. Ayet
   
Onu ortaya çıkardığında gündüze andolsun,

 

 

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Beyin ameliyatından çıktı: Türkçe konuşmayı unuttu!
Fırtına kopacak! Meteoroloji'den İstanbul ve çok sayıda ile peş peşe uyarı