Sare Davutoğlu: Boğulan insanlık onuruydu
Sare Davutoğlu, Pendik Gönülver Derneği'nin Suriyeli aileler yararına düzenlediği "Paylaşmak Yürek İster" programına katıldı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, Pendik Gönülver Derneği'nin Suriyeli aileler yararına düzenlediği "Paylaşmak Yürek İster" programına katılarak bir konuşma yaptı.
Programa Pendik'te yaşayan Suriyeli mülteci aileler ve dernek üyeleri ile birlikte AK Parti İstanbul milletvekilleri Mehmet Metiner, Erol Kaya, Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin de katıldı. Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin 2015 yılı eğilimleri raporuna göre Türkiye'nin dünyada en büyük göçmen nüfusuna evsahipliği yapan ülke olduğunun altını çizerek, "Ülkemiz 2015 ortası itibarıyla sahip olduğu 1 milyon 800 bin kişilik göçmen sayısıyla en büyük göçmen nüfusa sahip ülke konumunu koruyordu. Bugün de bu sayı 2 milyon 200 bin kişiye ulaştı. Bin kişi başına düşen göçmen sayısında Lübnan'ın 209 göçmenle birinci olduğu liste, Suriye krizinin etkisini gözlerimizin önüne seriyor. 2015'in ilk yarısında BM tarafından kayda alınan 43 bin 600 sığınmacı başvurusunda da Türkiye, en büyük 4. bireysel başvuru alan ülke oldu" diye konuştu.
"ASLINDA SUYA GÖMÜLEN SADECE İNSANLAR DEĞİL"
Davutoğlu, evinden, yurdundan ayrılan milyonlarca insan bulunduğunu, "Pekçok insan Ege'de, Akdeniz'de boğuldu. Aslında suya gömülen sadece insanlar değil, insanlığın vicdanı ve insanlığın onuruydu. Bu insani kriz, yerel çözümlerle değil, ancak evrensel bir zihniyet dönüşümüyle çözüme kavuşturulabilir. Bu dönüşümü ancak iyilik anlayışımızın üreteceği değerler sağlayabilir" dedi.
"KÖTÜLÜĞÜN HABER DEĞERİ MAALESEF HER ZAMAN DAHA FAZLA "
İyilik kavramını yaralayan bir çok yaklaşım olduğuna da değinen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Birincisi, günümüz dünya düzeninin bir etki tepki ilişkisi üzerinden idame ettiriliyor oluşu. Menfaat ve fayda anlayışı, insani yardımların bir ekonomik gösterge haline gelmesine yol açabiliyor. Öte yandan birçok durumda şahit olduğumuz gibi bir insanın ilan ettiği iyiliğinin altında çoğu zaman bir menfaat veya karşılıklı faydanın aranıyor olmasını da ciddi bir suizan olarak görüyorum. Hiç kimse bir diğerinin kalbindekini göremez. O halde biz her iyi davranışın altında gizli bir amacın yattığını değil, o davranış sonuçlarını konuşmalı, her zaman her olaya hüsnüniyetle yaklaşmalıyız. İyilik kavramını yaralayan alanlardan birisi de bu vesileyle örnekleniyor. Kötülüğün haber değeri maalesef her zaman iyilikten daha fazla oluyor. Açalım gazeteleri, televizyonları ya da sosyal medya mecralarını ya da interneti, her dakika karşımıza kötü pek çok örnek çıkıyor. Ülkemizde ve dünyamızda kamuoyunu yönlendiren her türlü iletişim kanalının artık insanlık için çaba sarfetmesi gerekiyor."
"SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZA DAHA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR"
Sare Davutoğlu, iyilik hareketleri politika haline dönüştürülmedikçe sınırlı güzellikler ortaya çıkabildiğini belirterek, sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıfların çalışmalarının ancak sosyal devlet ilkesiyle hareket eden bir yönetimle desteklendiğinde toplumun bütününü kucaklayan bir iyileşmeden bahsedilebileceğini anlattı.
Konuşmaların ardından Sare Davutoğlu, dernek yönetim kurulu üyeleri ve programa katılan Suriyeli ailelerle fotoğraf çektirdi.