Mustafa Kutlu'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri dün itibariyle sahiplerini buldu.

Mustafa Kutlu'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup
Mustafa Kutlu'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup
GİRİŞ 29.12.2016 15:25 GÜNCELLEME 29.12.2016 15:25
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Mustafa Kutlu Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri töreninde Edebiyat alanında ödüle layık görüldü. Kutlu'nun rahatsızlığı sebebiyle ödülü oğlu Murat Kutlu aldı. Ödül törenine ise Mustafa Kutlu'nun yazdığı mektup damga vurdu.

İşte o mektup:

Sayın Cumhurbaşkanım

Değerli misafirler

Kırk sekiz yıldır yazıyorum.

Hak ve halk için yazdım. Açık, anlaşılır, gürbüz bir dili tercih ettim. Karanlık, anlaşılmaz ifade bana göre değil. Milletin derdi ile dertlendim, onun sevinci ile sevindim. Bu anlamda toplumcu bir yazarım.

Sanat hakikate giden yolda bir duraktır. Bu yol akıl ve fikir ile başlar. Ardından felsefe gelir. İşin içine kalp ve ruh girince sanat dünyasına ulaşırız. Sanat hakikat için kalbimizi açar, ruhu kanatlandırır.

Son durak dindir. Dine varınca dalgalar diner, savaş yerini barışa bırakır.
Sanatçı elbette hür olmalıdır. Burada hürriyetten ne anladığımızı açıkça söylemeliyiz. Hürriyet ancak Cenab-ı Hakk’a kul olunca kazanılır. Hakk’a kul olan fert başka hiçbir güce boyun eğmez.

Din ile bir ahlak kazanırız. Dinsiz ahlak olmaz. Olursa ona “Menfaat ahlakı” denir. Cenab-ı Hakk’a inanmayan, ahirete inanmayan, Mahkeme-i Kübra’ya inanmayan için ne ahlak vardır ne de hukuk.

Hukukun temeli ahlaktır. Ahlaksız bir hukuk ancak “gücün hukuku” olabilir. Ahlaksız bilim adamı, siyaset adamı, asker ve sanatçı on para etmez. İsterse ağzı ile kuş tutsun.

Cemaat ile ferdin münasebeti yine ahlak ve adalet dairesinde olmalıdır. Fert cemaate hükmederse, bu istibdat olur. Cemaat ferdi ezerse bu kimlik kaybına yol açar.
İkisi de birbirini beslemelidir. O zaman ortaya şahsiyet çıkar. İşte bizim için önemli olan da budur.

Birey kavramı böyle oluşur. Aksi halde “ben” diye ortalıkta dolaşmanın bir anlamı yoktur. Zaten bizde ben demek terk-i edeptir.

Bu ödülü Sayın Cumhurbaşkanımızdan almak benim için bir onurdur. Çünkü:
O, milletin bağrından çıkmış bir kahramandır.

O, mazlumların umududur.

O, İslam âleminin parlayan yıldızıdır.

Cumhurbaşkanımızın lütfen kıymetini bilelim.

Son olarak bu ödülü vatan uğruna şehit düşen asker ve polislerimizin aziz ruhlarına armağan ediyorum.

Saygılarımla.

Mustafa Kutlu

YORUMLAR 4
  • hıdır diker 7 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH razı olsun yar ve yardımcınız olsun.
    Cevapla
  • Metin 7 yıl önce Şikayet Et
    Cumhurbaşkanlığı ödülüne layık görülmüş bir edebiyatçının ahlak kavramını tamamen dine bağlaması ne dar bir düşünce! Dünya üzerinde 1 milyardan fazla hiç bir dine inanmayan insan var. Bu edebiyatçının bu insanların ahlaksız olduğu sonucu çıkaran yazısını şaşkınlıkla okudum. Hiç mi Mevlana' nın "Gel, ne olursan ol yine de gel" felsefesinden feyz alınmamış.
    Cevapla
  • ali 7 yıl önce Şikayet Et
    "gel ne olursan ol gel" sözü Mevlana'ya ait değildir.
    Cevapla
  • mhmmd 7 yıl önce Şikayet Et
    Müslümanlara göre bu böyledir ahlak tamamen dine bağlıdır. Müslüman olmayanlar üstüne alınmayabilir !
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Turistlere dana kaburga diye domuz eti yedirmişler
İsrail gözüne bu kez o ülkeyi kestirdi: Şiddetli Harekat başlatıyoruz