Demirci: İsrail'i ciddi anlamda rahatsız ediyor

Haber7 Gündem Masasına konuk olan Mirasımız Derneği Başkanı Muhammed Demirci, Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli ve Haber Şefi İbrahim Günay'ın sorularını cevaplandırdı.

Filistin sürekli yaşanan bir zulüm ve işgal var. Kudüs'teki son durum hakkında bize neler söylemek istersiniz? Özellikle Mescid-i Aksa ile ilgili gelişmelerden bize bahsedebilir misiniz?

Öncelikle İsrail'in Mescid-i Aksa üzerindeki işgali gittikçe artıyor. İsrail son yıllarda planlı Yahudileştirmeden vazgeçerek plansız hareket etmeye başladı. İsrail yıllardır tüm bu işgalleri belirli bir plan dahilinde sürdürdü. Örnek olarak, İsrail 2007 yılında Mescid-i Aksa'nın ele geçirilmiş tamamen Yahudileştirilmiş olmasını planlıyordu.

Bu plan tutmayınca, 2011 yılında ikiye bölmeyi, 2014 yılında ise tamamen ele geçirmeyi planladılar. Bu plan da tutmadı. 2015 yılına gelindiğinde ikiye bölmeyi gerçekleştireceğiz dediler, o da olmadı. İsrail sürekli erteleme pozisyonunda. Şuana kadar yaptıkları tüm planların suya düşmesinden dolayı İsrail artık plansız ve anlık refleksler dahilinde Mescid-i Aksa'yı yıkmaya, yok etmeye yönelik faaliyetler yürütüyor.

MESCİD-İ AKSA'NIN TEMELLERİ ETKİLENİYOR

Bu plansız saldırıların Müslümanlar için şöyle bir dezavantajı var. Karşımızdaki işgal, bir plan dahilinde ilerlemediğinden ötürü anlık olarak reflekslerini kestirmekte zorlanıyoruz. Şuan Mescid-i Aksa'nın altında yaptıkları kazı çalışmaları yapının temelleri ciddi anlamda etkilemeye başladı. Yine aynı şekilde Mescid-i Aksa'ya girerek gerçekleştirdikleri saldırılar bölgedeki Müslümanların kutsiyetini de etkiliyor. 

"MÜSLÜMANLAR HAMLE YAPMAYA BAŞLADI"

Geçen sene Mescid-i Aksa'yı iki defa kapatmayı denediler. Bu durum karşısında Kudüs'teki Müslümanların sert tepki ve direnişi ile karşılaşınca , İsrail geri adım atmak zorunda kaldı. Mescid-i Aksa'nın Rahmet Kapısı sebebiyle geçen haftadan bu yana devam eden olaylar, buradaki durumun değiştiğinin bir göstergesi. Kapı yıllardır kapatılmış durumdaydı. Filistin'de İsrail İşgaline direnen Müslümanlar bu duruma yeniden tepki göstermeye başladı. Geçtiğimiz yıllarda İsrai'in attığı Yahudileştirme adımlarına karşı Müslümanlar tepki göstererek bunları engellemeye çalışıyordu. Şimdi ise Kudüs Müslümanları, İsrail'in bölgedeki işgalini kaldırmaya yönelik hamleler yapmaya başladılar. O kapının açılması ve devamlı açık kalmasını talep ediyorlar. İsrail bu noktada hem ciddi anlamda bir rahatsızlık duyuyor hem de ne yapacağını bilemiyor. Ugulamaya çalıştıkları baskı karşısında ise beklemedikleri tepkiler alıyorlar.

Müslümanları küçük bir hareketi dahi İsrail'i korkutuyor mu?

"İSRAİL CİDDİ ANLAMDA KORKAK BİR DEVLET"

İsrail ciddi anlamda korkak bir devlet. Zaten Kuran-ı Kerim'de de korkak bir millet olarak anlatılıyorlar. Bu korku şuan Kudüs'te alenen görünüyor. Diyeceksiniz ki, İsrail'in Mescid-i Aksa'yı yıllardır yıkamama sebebi gücünün yetmemesinden mi yoksa istememesinden mi? Bunun cevabı kısa ve öz, korkaklığından. Bu korkaklık ciddi anlamda Müslümanların güçlenmesine sebep oluyor.

"İSRAİL PLANLARININ YÜZDE 90'INI GERÇEKLEŞTİREMEDİ"

Bize yıllardır İsrail'in çok akıllı hareket ettiği ve planlarını gerçekleştirdiği öğretildi. Oysa Kudüs'te İsrail tarafından kurulan bir araştırma firmasının verilerine göre, İsrail'in bugüne kadar dile getirdiği hedeflerin %90'ı gerçekleşmemiş durumda. İsrail attığı adımlar dolayısıyla bugün uluslararası camiada köşeye sıkışmış durumda. Aynı şekilde Avrupa Birliği dahilinde hiçbir ülke açıkça yanlarında durmuyor. Bugün bir tek ABD, İsrail'e yönelik destek politikası güdüyor, bu da çıkar anlaşmasından ötürü. Bu sebeple İsrail, bundan sonra attığı adımları bin kere düşünmek zorunda. Zira kendi içlerinde de ciddi anlamda bir parçalanma söz konusu. Yakında seçim gerçekleşecek. Bütün bakanlar ve milletvekilleri çatışma halinde. Bütün partilerin tek ortak noktası Mescid-i Aksa'yı yıkmak. Seçim kampanyalarında bu argümanı kullanmaları hem Kudüslüler için hem de dünya Müslümanları için ciddi takip edilmesi gereken mesele.

Kudüslüler bunun farkında. Bölgedeki 350 bin Müslümanın %86'sı yoksulluk sınırının altında olmasına rağmen Mescid-i Aksa'nın kapılarında nöbet tutuyorlar. Müslümanların bugün yapması gereken en önemli şey Kudüs'ün yanında olduklarını göstermek.

İsrail'in siyonist politikasının başarısızlığa uğramasında Türkiye'nin rolü nedir? Diğer İslam ülkeleri bu durumda ne kadar pay sahibi olmuştur?

Türkiye, buradaki işgal tarihinde kimsenin yapmadığı, yapamadığı veya yapmaya cesaret edemediği adımlar attı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 2009 yılında Davos'taki "one minute" çıkışı kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Kimsenin "one minute" diyemediği İsrail'e Türkiye'den yükselen bu sese Kudüs Müslümanları başta olmak üzere dünya Müslümanları kulak veriyorlar, demek ki buna dur diyebilecek bir güç varmış diyorlar. Türkiye'nin duruşu ve söylemleri dolayısıyla bugün Kudüs sokaklarında, Türkiye bayrağı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafları var.

Türkiye'nin manevi rolü oldukça etkili olmakla birlikte, yardımların çoğunun buradan gitmesi gibi bir durum var. İsrail bundan çok rahatsız. Geçtiğimiz aylarda İsrail medyasında, "Türkiye Kudüs'ü İslamlaştırmaya çalışıyor" başlıklı bir haber yayınlanmıştı. Yine geçtiğimiz haftalarda "Türkiye Kudüs'te Türk mahallesi kurmak istiyor" başlıklı bir haber de yayınlandı. Diğer bir mesele, İsrail tarafından Türkiye'den gelen Müslümanlar için vize kotasının uygulanması. Türkiye'den gelen Müslümanlara sadece yılda bir kere vize veren İsrail, bu yaptırımı başka bir devlete uygulamıyor.

"TÜRKİYE'NİN DURUŞU İSRAİL'İ CİDDİ ANLAMDA RAHATSIZ EDİYOR"

Buradan anladığımız kadarıyla Türkiye'nin bu duruşu İsrail'i ciddi anlamda rahatsız ediyor. Bunun karşısında biz daha fazla çalışmalıyız. Bu yüzden de hem devlet hem de sivil toplum kuruluşları nezdinde yapılan çalışmaları arttırmalıyız. İsrail gerçekleştirdiği bu Yahudileştirme politikası neticesinde karşısında 2 milyarlık Müslüman alemini göreceğini iyi bilmeli.

Müslümanlar Kudüs için nasıl ses vermeli? Dernek olarak siz ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz şuanda? 

Islah çalışmaları fertten başlar. 2 milyar Müslüman topyekun Kudüs'e ses vermelidir. Peygamber Efendimizin bir Hadis-i Şerifinde "Kudüs'e gidin, gidemiyorsanız kandillerinde yakılmak üzere yağ gönderin" deniliyor. Bu sebeple Kudüs'ü daima dile getirmeli ve aydınlık tutmalıyız.

İkinci mesele bölgedeki Müslümanların %86'sının yoksulluk sınırının altında olduğunu unutmayarak orada yardım çalışmalarımızı hızlandırmalıyız. Sivil toplum kuruluşları olarak, oradaki 350 bin Kudüslü Müslümana yardım çalışmalarını arttırmalıyız.

Dernek olarak kuruluşumuzun 12. yılında bizler, buradaki Müslümanların yardımına koşmaya çalışıyoruz. Bölgede onlarca cami ve ev restorasyonu yaptık. Yetim çalışmaları konusundaki faaliyetlerimizde özellikle ebeveynleri esir olan çocukları unutmayarak onlara da bu yardımları ulaştırıyoruz. Kış aylarında özellikle buradaki ailelere kumanya ve nakdi yardım yapmaya çalışıyoruz. En büyük amacımız bu çalışmalara tüm Müslümanların katılmasıdır. Kudüs özgür olduğunda, - ki bu yakın zamanda olacak ve buna şahitlik edeceğiz- oradaki Müslümanlarla Mescid-i Aksa'nın bahçesinde çay içtiğimizde bizim de payımız var diyebilmeyi amaçlıyoruz.

Bugün İsrail Filistin'i bölmeye çalıştı ve böldü. Gazze'deki Müslümanları ayırdı ve buradaki dram devam ediyor. Diğer yanda Batı Şeria'daki Müslümanları da ayırdı. Tüm bunların dışında aralarında husumet yarattı. Müslümanları Kudüs'ten çıkarmak için "Yüzyılın Anlaşması" adı altında bir projeyle Kudüs'ü tamamen ele geçirmek ve Batı Şeria'daki Müslümanları Gazze'ye göndermek istiyorlar.

Sina yarımadasıyla birlikte Gazze'yi birleştirerek burada Filistin devletinin olmasını amaçlıyorlar. Bu işte taşeronluğu kimin üstlendiğini biliyoruz. Bu sebeple Kudüs Müslümanları ve Türkiye bu konuda tepkilerini sürdürmeye devam edecek ve İsrail bu planını da gerçekleştiremeyecek inşaallah.