Kanuni Sultan Süleyman'ın kayıp mezarı bulundu
Macar tarihçi ve arkeologların 2013 yılında başlattığı Kanuni Sultan Süleyman'ın kayıp mezarının bulunması projesinde sona gelindi. Araştırmalar, mezarla birlikte izleri büyük oranda kaybolmuş büyük bir Osmanlı kasabasının kalıntılarının da bulunmasıyla sonuçlandı.
Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın mezarı, Zigetvar yakınlarındaki 'Üzüm Tepesi'ndeydi. Araştırma ekibi, bu tepenin aynı zamanda 1566'daki Zigetvar Kalesi kuşatması esnasında, karargâhın ve padişah otağının kurulduğu yer olduğunu gün ışığına çıkardı.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarını 46 yıllık padişahlığı sırasında büyük oranda genişleten Kanuni, hayatını bu tepede kaybetti. Kalenin fethi gerçekleşinceye kadar, yani birkaç günlüğüne ölümü askerden gizli tutulmuş ve burada gizlice toprağa verilmişti.
Zigetvar Kalesi'nin ele geçirilmesinin ardından da padişahın naaşı İstanbul'a nakledilmişti.
KANUNİ'NİN TÜRBESİ UNUTULDU
Bir zamanlar Kanuni'nin geçici olarak toprağa verildiği, iç organlarının defnedildiği bu mezar, daha sonra bir türbe haline gelmiş ve Osmanlı'nın Macaristan'da hüküm sürdüğü 150 yıl boyunca önemli bir ziyaret yeri oldu.
Avusturya ordularının Macaristan topraklarını Osmanlı'dan geri almasının ardından ise türbe yıkıldı. Aradan geçen yüzyıllar içinde de hâlâ konuşulsa da artık yeri bilinmeyen bir mekân haline geldi.
Pécs Üniversitesi bilim insanı Dr. Norbert Pap öncülüğünde başlatılan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ve Macar Bilimler Akademisi'nin (MTA) finansman ve bilimsel desteğiyle süren çalışmalar, birkaç yıl içinde sadece türbenin yerini tespit etmekle kalmadı, o güne kadar bilinmeyen bir kasabayı da ortaya çıkardı.
"Üzüm Tepesi"nde bulunan türbenin izleri, araştırmacıları türbe etrafında Osmanlı tarafından kurulan bir kasabaya götürdü.
Kasabının, etrafı hendek ve duvarlarla çevirili merkezinde bir türbe, bir tekke, bir cami ve bir kışla vardı. Kasaba, ilk olarak bu tesislere hizmet vermekle yükümlü insanların yerleştiği ve zamanla genişleyen iki mahalleden oluşuyordu.
1664'te Evliya Çelebi, seyahatnamesinde kasabadaki binaların bir kısmının inşasının devam ettiğini yazdı. 1683'te Viyana seferi yolunda Kara Mustafa Paşa da burayı ziyaret etti ve hemen türbenin yanındaki binada konakladı.