Dindarlara gelince, hepsi riya tabircisi kesilir!

Güzide'nin oturduğu evin lüks bir malikane olduğunu dile getirenler bu durumun anormal bir durummuş gibi gündeme taşıdı. Esra Elönü ise köşe yazısında bu tarz çirkin algıları yönetenlere tokat gibi bir cevap verdi.

İşte Esra Elönü'nün o köşe yazısı:

Yürüyen sirk çadırları kendi garabetlerine bakmadan kahkaha atacak insan arıyor..

Navigasyonu açıp klavyenin gazına basıp son sürat yazacağım yazılardan biri. Havada uçuşan yoz zerreciklerini solumadan yola devam ettirmiyorlar biliyorsunuz.

Şu günlerde gargaralık konu, burunlarından kelime püskürte püskürte adeta “ Dindarlar villada oturmasın taburede otursun”. Diyorlar.

Gülüyorum.. Sizi şatafatla lüksle görgüsüzlükle itham edenlerin KÂRÛN ağrısını anlayabiliyorsunuz değil mi  ? Kendi içimizde din ve tevazu , infak ve sade yaşam, dini argümanlarla tenakuza düşme gafletimizi konuşurken, bunu kendi altın suyuna batırılmış egolarına kılıf eyleyip hasetlikle yağ bağlamaları, bu tartışmadan rol çalmaları garabet!

Mesele dindarların zenginliği değil, mesele sahip olduklarınız neden bizim değil kavgası. Paranızı onların istediği gibi harcayacaksınız (!), onlar size üst kattan para atıp ekmek aldıran teyze olmadıkça rahatlamazlar!

Onların istediği kıvamda harcamazsanız adınız görgüsüz olur. Hepsi malının  gurmesi kesilir, neyi nerede kullanacağına onlar karar verirler.

Sen villada oturamazsın , köşede taburede otur.

Sen iyi arabalara binemezsin o konuda direksiyon onlarda , onlar gaza basan olacak , sen otobüste ayağına basılan olacaksın , onlar öyle istiyor (!)

Sen parayı cüzdanında değil onların elindeyken sayacaksın.  Onlar seni bahşiş alırken severler infak ederken değil.

Sen havuzlu evde oturamazsın, dereyi görmeden paçaları sıvayıp Mine Kırıkkanatın salyalı yazılarında aşağıladığı bir figür olarak kalacaksın ki onlar da iki kahkaha atacaklar.

Sen, iyi giyinemezsin onların anneleri gibi giyinmelisin, örtün anne örtüsü olmalı çünkü sen onların giydirmek istediği çuvalın konu mankenisin.

Sen onlara göre o villalarda oturabilirsin ama bir şartla, sahip olarak değil onların hijyeninden sorumlu bakıcı olarak. Bakın dikkatinizi çekerim. Sen onların ihtişamına görgüsüzlüğüne zenginliğine sadece bakan olabilirsin. Bakmalısın onlara . Onlar senin dikkatini çekmeli sen onların değil. Sen onların eskisini bekleyen örtülü teyzenin kızısın.. Bildiğin 80’li yılların sığır sütüne sos olmuş klişe sınıf farkı filmlerini şimdi yine aynı iştahla yaşamak istiyorlar. Hepsi bu..

Sen kimsin kendini bir okutsan! Kendisi ve nefsiyle arasındaki mücadeleye müdahele eden şarlatan yan kesici.

Bir defolun ya.  Değişim zamanı çoktan geçmiş o bulaşık suyunuza sırf sizden değil diye dindar insanları katmaktan vazgeçin.

Siz Nur Serter’in ikna odasına tıkayamadığı nesli evinizin bodrum katına, mekanlarınızın çay ocağına tıkamaya çalışıyorsunuz.

Kendi gaflet uykunu görmeden

Başkasının riya tabircisi olamazsın.