Okul kantininde şırıngalı çikolata tespit edildi
Ankara ve Diyarbakır'da, şırıngalı çikolata nedeniyle 2 çocuğun hayatını kaybetmesi üzerine açıklama yapan İzmir Kantinciler Odası Başkanı Rasim Topçu, kentteki 800 okulun kantin işletmecileriyle tek tek iletişime geçtiğini, söz konusu üründen 2 okulda bulunduğu tespit edilip, derhal toplatıldığını söyledi.
Topçu, toplumun kantincilere yönelik olumsuz yönde genelleme yaptığına dikkat çekerek, "Kantinciler linç edilmekte ancak bu kadar sık denetimden geçen başka bir meslek grubu yok. Kantinler tehlikeli değildir" dedi.
Ankara'da 7 yaşındaki Mert Yağız Köksal'ın, Diyarbakır'da da 7 yaşındaki Umut Bilgi'nin şırıngalı çikolataların kapaklarının nefes borularına kaçması nedeniyle hayatlarını kaybetmesiyle ilgili İzmir Kantinciler Odası'ndan açıklama geldi. Olaydan derin üzüntü duyduğunu söyleyen İzmir Kantinciler Odası Başkanı Rasim Topçu, İzmir'de bulunan 800 okul kantinin işletmecisiyle tek tek iletişime geçtiğini belirtti. Kantincilerin linç edildiğini vurgulayarak tepki gösteren Topçu, "Yaptığımız görüşmelerde iki okulun kantininde şırınga çikolatalardan satıldığını öğrendik. Kantinciler konudan haberdar değildi. Gereken yapıldı ve bu ürünler derhal toplatıldı. Şırıngalı çikolata İzmir'deki hiç bir okul kantininde satılmıyor, bunun ispatına da hazırız. Gerekli belgeleri taşımayan kantincilerin okullarda çalışması ve istihdam edilmesi söz konusu bile değildir. İzmirli kantinciler beni hiç mahcup etmediler. Tehlike okullarda değil, dışarıda tamamen denetimsiz biçimde bu ürünleri satan yerlerdedir. Bu vahim olayların ardından toplumda kantincilerin birkaç gündür linç edildiğini görüyoruz. Bu kadar sık denetimden geçen başka bir meslek grubu yok. Kantinler tehlikeli değildir" dedi.
'TEHLİKE DIŞARIDA'
Kantincilerin bir çok denetimden geçtiğini söyleyen Topçu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizler çocuklarımıza hizmet ederken bu işte yanımızda çalışanlar da dahil olmak üzere davranış bilimleri, mali bilgilenme, servis ve ustalık belgesine sahip olan personelimizi istihdam ediyoruz. Kantincilik mesleğini ustalık, kalfalık belgesine sahip olmayan hiç kimse yapamaz. Bu iki vahim ve elim olay çok istisnai bir durum ve ikisini de aynı sebeplerden kaybetmek bu ürünlerin ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. Sırf para kazanmak uğruna bir ürünün tüketicinin eline geçmesi için 8 tane olağanüstü analizden geçmesi gerekiyor. Bu ürünün çok kontrolsüz bir şekilde üretildiğini ve piyasaya sürüldüğünü görüyoruz. Türkiye'de 16 milyon öğrencimize hizmet eden bir sektör var. İşini en iyi şekilde yapmaya çalışan birçok eğitimden geçerek çocuklara hizmet etmeye çalışan bir esnaf grubu, birkaç gündür adeta linç edilmekte. Bunu içime de sindiremiyorum. Bu kadar özverili ve güzel hizmet eden meslektaşlarımıza yazık ediliyor. Bu kadar sık denetim edilen bir meslek grubuna rastlayamazsınız. Bu genellemeleri ve suçlamaları hak etmiyoruz. Kantinler tehlikeli değil. Tehlike dışarıda."
'BU ÜRÜN KESİN VE NET OLARAK KANTİNDE SATILMIŞTIR'
Olaya ilişkin farklı açıklamalar yapıldığını söyleyen Topçu, "Ankara'daki kantinde bu ürün satılmıştır. Böyle bir kantinci var, bu ürünü satmıştır. Bu kantincinin sözleşmesi fesh edilmiş, okul müdürü açığa alınmıştır. Ancak bu Mert'i geri getirmez. Asıl tehlike okul etrafında yuvalanmış ve denetimden uzak, öğrencilerin serbestçe girip çıkabildiği yerlerdir. Gerçek tehlike buralardır. Uygun görülmeyen ürünleri çok rahatça satabiliyorlar. Çocuk buradan temin etiği ürünleri okul çantasına alıp okula götürebilmekte. Mert, okul kantininden bu ürünü almasaydı okulun etrafındaki bir yerden erişme olasılığı çok yüksekti" dedi.