Türk askerine saldırı doğrudan Rusya'nın işi!

Haber7.com / Özel Haber

İdlib'de Esed rejimi güçlerince yapılan yoğun topçu atışı neticesinde 4 asker şehit oldu, 1'i ağır 9 asker de yaralandı. Saldırı sonrası Türkiye'den peş peşe açıklamalar gelirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan "Fırtına obüsleriyle, gerek F-16'larla belirlenen noktalar vuruluyor. 30-35 civarında karşı taraftan Suriyeli etkisiz hale getirildi" dedi. 

İdlib'de gerçekleşen bu saldırının neticelerini ve neler olabileceğini konunun uzmanlarına sorduk. 

Genelkurmay İstihbarat Dairesi Eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin:

İdlib’in önemi şu: Orada dört milyon insan var. Teröristlerin son kalesi, bir de bizim desteklediğimiz muhalif gruplar var. Irak’tan gelen nesrat yolu var. Serakib bölgesi var. Disenşubur’dan ikiye ayrılıyor: Biri Lazkiye’ye, diğeri Şam’a gidiyor. Bu yol çok kritik. İdareyi kontrol yolu. Bu yol rejim tarafından kontrol edilemediği takdirde rejimin çökme tehlikesi var. Bizim açımızdan önemi şu: Biz rejimin gırtlağına çökmüşüz. Bizim desteklediğimiz gruplar var ve Türkiye’ye gelecek milyonlarca kişi! Astana ve Soçi’de yapılan anlaşmaya göre 12 gözlem noktamız vardı. 12 Ocak’ta ateşkes yapıldı. Serakib bölgesinde bir sıkıntı oldu ve Türkiye oraya bir gözlem bölgesi daha yapıldı.

"BU SALDIRI PROVOKASYON OLABİLİR"

Türkiye burayı kilitledi. Bütün yolları bloke etti. Çatışma orada oluyor. Provokasyon olabilir. Rejim güçleri ve Rusya şimdiye kadar bizim gözlem noktalarına herhangi bir saldırı yapılmadı. Rusya ile Türkiye’nin arasını açmak için bir provokasyon planlanmış olabilir. Sayın Cumhurbaşkanı Ukrayna’ya gidiyor. YPG konusunda farklı düşünüyor. Barış Pınarı bölgesinde sorunlarımız var. Yapılması gereken şu: İdlib’in bizde olmasının bir anlamı yok. Gözlem noktalarımızı kuzey ve kuzey batıya çekmeli yolun kontrolünü rejim ya da Rusya’ya verimeylizi. Gelen sığınmacıları Suriye’de barındırmalıyız. Oturup konuşması gerekir. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’le görüşmeli. Türkiye’nin Kırım’ın ilhakı ve Ukrayna’nın doğusu ile ilgili politikası belli. Uçak krizi bir neden olabilir. Bunu masa başında çözülmeli. Bu alevlenirse terör koridoru dediğimiz şey ortaya çıkar. İsrail ve ABD’nin istediği de bu. Şehitlerimizin hesabı sorulur. 35 kişi de öldürülür daha fazlası da.

Prof. Dr. Kemal İnat

İdlib’de yaşanan çatışma her şeyden önce Türkiye ile Rusya arasındaki bir krizin göstergesidir. Uzun zamandır bölgede gerilim artmıştı ve böyle bir gelişme olmaması için Türkiye en yetkili isimleriyle Astana ve Soçi Süreçlerindeki muhatabı Rusya’yı uyarıyordu. En son Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda endişelerini dile getirmiş ve Moskova yönetiminin imzalanan anlaşmalara yönelik sorumluluğunu üstlenmesini istemişti.

"BU SALDIRI DOĞRUDAN RUSYA'YA AİTTİR"

Şimdi Rusya destekli Şam güçlerinin 4 Türk askerinin şehit olmasına ve 9 askerimizin de yaralanmasına neden olan saldırısının sorumluluğu doğrudan Moskova yönetimine aittir. Esad yönetiminin Moskova’nın bilgisi ve izni olmadan adım atamadığını biliyoruz. İdlib sorununu masada çözmek yerine, Türkiye için yol açtığı ve açacağı bütün olumsuz sonuçlarını görmesine rağmen, sahada yeni saldırılarla çözmeye niyetli olan Rusya bu tavrıyla hangi riskleri aldığını biliyordur herhalde.

"RUSYA, TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİ TEHLİKEYE ATIYOR"

Aslında Türk-Amerikan ilişkilerinin son yıllarda Suriye üzerinden hangi gerginliklere sahne olduğuna bakması Moskova’nın bu konuda ne tür riskleri aldığını görmesini sağlayacaktır. ABD’nin, Suriye’de doğrudan Türkiye’nin güvenliğini hedef alan terör örgütleriyle işbirliği yapması nasıl Türk-Amerikan ilişkilerinde derin çatlaklara neden olduysa, Rusya’nın İdlib’de Türkiye’yi şu anda maruz kaldığından çok daha fazla mülteci akınına maruz bırakacak adımları atması da benzer kırılmalara yol açacaktır. Fırat’ın doğusunda nasıl Türk-Amerikan askerlerinin doğrudan karşı karşıya gelme riski doğduysa, şimdi de İdlib’de doğrudan Türk-Rus askerlerinin karşı karşıya gelme riski söz konusudur. ABD, nasıl Suriye’de attığı yanlış adımlarla uzun dönemli müttefiki Türkiye’yi kaybetme noktasına geldiyse, Rusya da İdlib’de attığı adımlarla Türkiye ile arasında son dönemde birçok alanda geliştirilen yakın işbirliğini tehlikeye atıyor. Bu durumda Moskova’nın karar vermesi gerekiyor. Rusya için İdlib mi daha önemli yoksa bölgenin en önemli ülkelerinden biri olan Türkiye ile uzun döneme yayılan kalıcı işbirliği mi?

Güvenlik ve Strateji Uzmanı İbrahim Keleş:

Özellikle rejimle karşı karşıya geldiğimiz ilk ciddi bir çatışma oldu. Suriye rejimi koordinatları verilmiş konvoyu kasten vurdu. Daha önceki tacizler gibi bakmak lazım. Ordumuza karşı bir saldırı oldu. Daha önce tavrımız çok net belliydi. Böyle bir saldırıda misliyle karşılık verilecektir. Ordumuz hava ve kara güçleriyle orada şimdi tespit edilen yerleri vuruyor. Burada süreç nereye gidiyor? Rusların ve rejimin yaptığı bombardıman neticesinde 600 bin kişi sınıra gelecek. Türkiye bu insanları Suriye sınırları arasında tutmak zorunda. İdlib çatışmasızlık bölgesi ilan edildi. Suriye rejimin harekatı durduruldu. Sonrasında durdurulamadı.

RUSYA, STRATEJİK ORTAĞINI ESED REJİMİNE HEBA EDER Mİ?

Türkiye’nin Rusya’ya tavrı çok net: Bizim derdimiz rejimle Rusya ile değil. Bu Rus yetkililere iletildi. Rusya ile çok katmanlı ilişkilerimiz var. Rusya bunu Esed rejimine heba etmez. Dışişleri Bakanlarımız karşılıklı görüşüyorlar. Rusya bunun büyümemesini engelleyecektir. Türkiye buna misliyle karşılık verecektir. Türkiye buradan gelecek göçü karşılayamaz. AB’yi bu süreç çok etkileyecek. Özellikle Almanya’yı. AB eğer duruma müdahale etmezse Avrupa’ya büyük bir göç akını başlayacaktır. Bu da Avrupa’nın hiç istemediği bir durum.