Uzmanlar anlattı: SİHA'lar rejim hedeflerini nasıl yerle bir etti!

Haber7 | ÖZEL HABER

Suriye’de 9 yıldır çoluk çocuk demeden kendi insanlarına katliam uygulayan, bombalar yağdıran, kimyasal silah kullanmaktan çekinmeyen Esad rejimine karşı en büyük operasyon Türkiye tarafından gerçekleştirildi. Tüm dünya ülkelerin Suriye’de yaşanan insanlık suçlarına gözlerini ve kulaklarını kapatırken sadece birkaç kez rejim unsurlarına karşı bombardıman yapıldı. Rejim güçlerinin İdlib’de gerçekleştirdiği kalleş saldırı sonrası ise Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanarak Esad’a 9 yıldır verilemeyen zararı saatler içinde verdi.

DAHA ÖNCE YAPABİLEN OLMADI

SETA Stratejik Analiz Uzmanı Can Acun, rejim güçlerine karşı yapılan operasyonun önemini ve ilklerini değerlendirdi. SİHA’larla Rus yapımı hava savunma sistemi olan Pantsir-S1’in çalışır durumdayken vurulmasının bir ilk olduğunu ve savaş tarihine geçtiğini anlatan Acun “Bu sistemlerin bir tanesi 17 milyon dolar. Daha önce Pantsir-S1’leri sadece İsrail vurmuştu. Şam’a düzenlenen hava saldırısında F-16, F-35 gibi konvansiyonel silahlarla vurabilmiş, paylaştığı tek görüntüde de hava savunma sisteminin kapalı olduğu görülmüştü. Türkiye ise F-35 ve F-16’ların vurabildiği bu HSS’yi SİHA’yla hem de çalışır durumda vurmayı başardı. Bu durum bir ilktir” ifadelerini kullandı. Acun, Türkiye’nin bu hamlesiyle Suriye’de kullanılan hava savunma sisteminin çok güçlü olduğu algısını yıkarken elektronik harp metotlarını başarıyla kullandığını da tüm dünyaya gösterdiğini belirtti.

Türkiye'nin operasyonu savaş literatürüne girdi!

DÜNYAYA İZLETTİK

Yapılan operasyonu genel olarak değerlendiren Acun, çok kısa sürede rejim ordusunun komuta kademesi, çok namlulu roketatarları, helikopterleri, hava üssü ve kimyasal silah merkezlerinin vurulduğunu belirterek Türkiye’nin dünyaya adeta mesaj verdiğini söyledi. TSK’nın elektronik harp uygulayarak rejim güçlerini kör ettiğini belirten Acun “Türkiye hem çok kısa sürede rejim güçlerini paralize duruma getirdi hem de kimyasal tesisin vurulması, Pantsir-1 hava savunma sisteminin aktifken havaya uçurulması gibi nokta atışı operasyonları görsel konfigürasyonla yayınlayarak dünyaya önemli mesajlar verdi” ifadelerini kullandı. 

ESAD’IN GENERALLERİ KAÇTI

Acun yapılan operasyonda sadece Pantsir-S1’in değil S-200’lerle korunan Kuveyris Hava Üssü’nün de vurulduğunu söyledi. Bu üste rejime ait bir çok hava aracının yok edildiğini belirten Acun “Üç üst düzey generalin de vurulmasıyla rejim güçlerinin üst kademe komutasındaki isimler Şoçi Mutabakatı sınırlarının dışına kaçarken, rejim uçakları da aynı şekilde daha güney ve batıdaki alanlara çekildi” diye konuştu.

KASIRGA K+ İLK KEZ SAHADA

Savunma sanayi analisti Yusuf Akbaba, İdlib’de yapılan operasyonlarda akıllı mühimmatların önemine değindi. Çift delici başlıklı MAM-L silahlarının küçük boyutlarına rağmen tank ve zırhlı araçları yok ettiğini söyleyen Akbaba ayrıca 120 kilometre menzili bulunan 302 mm füze sistemi Kasırga K+ (Kaplan) roketlerinin de mühimmat depoları ve hava üssünün vurulmasında muhtemelen ilk kez kullanıldığını da belirtti.

TÜRK DRONE ÇAĞI

Operasyonu değerlendirirken “Türk Drone Çağı yaşanıyor" ifadelerini kullanan Akbaba İdlib’de esas konuşulması gerekenin de Türkiye’nin drone kapasitesi ve kullanımı olması gerektiğini belirtti. Rus yapımı Pantsir-S1 hava savunma sisteminin 20 kilometre irtifadan önleme yeteneğinin bulunduğunu anlatan Akbaba, Bayraktar TB-2 SİHA’larının bölgede kullanılan KORAL ve MİLKAR elektronik harp sistemleri sayesinde Pantsir-S1’i çalışır durumdayken imha ettiğini söyledi. Akbaba, SİHA’lar sayesinde insan kaybı olmadan askeri kapasitemizin aynı zamanda Doğu Akdeniz’de Türkiye le boy ölçüşmeye çalışan ülkeler de bir mesaj olduğunu söyledi.

AKILLI MÜHİMMATLARDAN BÜYÜK BAŞARI

Savunma sanayi uzmanı Turan Oğuz, İdlib’de gerçekleşen operasyonun üç önemli sistemin ön plana çıktığını söyledi. Rejim güçlerinin 56 tank, 33 zırhlı araç, 60 havan ve çok namlulu roketatar kaybına uğradığını hatırlatan Oğuz, 200’e yakın zırhlı araç kaybının rejimin askeri araç envanterinin neredeyse yüzde 10’u olduğunu söyledi. Tek seferde rejime vurulan en büyük darbeyi indirdiğimizi dile getiren Oğuz “Bunu başarırken milli savunma sanayi teknolojimizle geliştirdiğimiz üç unsur ön plana çıkıyor” ifadesini kullandı. Oğuz operasyonun detaylarını şu sözlerle anlattı:

"Birkaç yıl önceki operasyonlarda gördüğümüz mini akıllı mühimmat MAM-L çok gelişmiş durumda. Geçmişte 500-900 kiloluk MK 84’lerin verdiği hasarı verebiliyor. Üstelik 22 kilo ve üzerinde motoru yok. Süzülerek hedef iniyor. Hem de görüntülerde gördüğümüz üzere tam isabetle vuruyor. Müthiş bir vuruş kabiliyeti ve hassasiyeti var. Reaktif zırhı bulundan T-72 tanklarını bile imha ediyor.

DÜNYADA 4 ORDU UYGULAYABİLİYORDU

İkinci olarak elektronik harpte çok geliştiğimizi görüyoruz. MİLKAR, KORAL VE REDET başarılı bir şekilde düşmanı kör ve sağır ediyor. Bu sistemleri dünyada savaş sahasında sadece ABD, İsrail, Çin ve Rusya kullanabiliyor. İdlib’de basit hava sistemlerinin bile vurabileceği, açık hedef olan SİHA’ların gelişmiş bir sistem olan Pantsir-S1’i çalışır durumdayken vurduğunu gördük. Normalde Pantsir’in SİHA’yı rahatlıkla vurması gerekirdi. Bu da elektronik harp sistemlerini sahada başarıyla uygulayan dünyadaki beşinci ordu olduğumuzu gösteriyor.

“TÜRKİYE İDLİB’E HİÇ BİR ŞEKİLDE GİREMEZ” DEMİŞLERDİ

Operasyondaki üçüncü önemli nokta da SİHA’larımız. “Türkiye İdlib’deki hava sahasına hiçbir şekilde giremez” diyorlardı. Ancak SİHA’lar muazzam bir şekilde bu bölgedeki rejim unsurlarını başarılı bir şekilde yok etmeyi başardı. Böylece tüm dünyaya Türk ordusunun operasyon kapasitesini de göstermiş olduk."