Kadınlar koronavirüsten, erkeklerden fazla korkuyor
Konya'da, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı öğretim üyelerinin 7 bölgede 668 kişi üzerinde yaptığı koronavirüs korku ölçeği araştırma sonuçlarına göre kadınların, erkeklerden daha fazla koronavirüsten korktuğu ortaya çıktı.
Araştırma başkanı Prof. D. Bülent Dilmaç, ''Kadınların erkeklere oranla biraz daha fazla pandemi, salgın korkusu olduğunu gördük. 65 yaş üstü yaş grubu dikkat edilmesi gereken bir yaş grubu ama şunu da gördük, gençlerinde aynı korkuya sahip" dedi.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Bülent Dilmaç, Dr. Abdulkadir Haktanır ve Dr. Tolga Seki, koronavirüs korkusunun belirlenmesi ve kişilerin psikolojik tedavi planına kılavuzluk etmesi amacıyla 7 bölgede farklı illerde 668 kişi üzerinde bir araştırma yaptı. Yapılan araştırmada kadınların, erkeklerden daha fazla koronavirüsten korktuklarının ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Bülent Dilmaç, şunları söyledi:
"Pandemi salgınının ilk vakası ülkemizde 11 Mart'ta görüldü. Biz de bunun üzerine Türkiye genelinde 7 bölgede farklı illerden 668 kişiden kısa sürede veri toplayarak pandemi psikolojisini, salgın psikolojisini insanlar üzerinde oluşturmuş olduğu korkuların araştırılmasına yönelik bir çalışma yaptık. Temel amaç, bir korku ölçeğini kendi dilimize, kendi ülkemize uyarlama süreci gerçekleştirdik. Bunun yanında da farklı değişkenler açısından ne tür etkileri var, bunlar üzerinde durduk. İlginç bulgular var. 65 yaş üstü yaş grubu dikkat edilmesi gereken bir yaş grubu ama şunu da gördük, gençlerinde aynı korkuya sahip. Bu sadece risk grubu olmasına ya da 65 yaş üstü olmasına gerek yok. Burada aynı zamanda gençlerin de ayrı korku içinde olduklarını gördük. Bir diğer önemli bulgu, kadın ve erkek cinsiyet bağlamında bir farklılaşma var mı? diye baktık. Kadınların erkeklere oranla biraz daha fazla pandemi, salgın korkusu olduğunu gördük. Eğitim düzeyi ile ilgili herhangi bir değişiklik olmadığını, eğitim düzeyinde yüksek öğretim mezunu da ortaokul, ilkokul mezununun da herhangi bir değişim olmadığını, bütün eğitim kademelerinden mezun olan insanların da aynı oranda bir korku sergilediklerini gördük."
'EKONOMİK DÜZEYDE BAKILDIĞINDA ÇOK FARK SÖZ KONUSU DEĞİL'
Ekonomik düzeyde de çok farklı bir sürecin yaşanmadığını belirten Prof. Dr. Dilmaç, ''Orta düzeydeki ekonomik geliri olan insanların yüksek düzeydekilere göre biraz daha korkularının fazla olduğunu gördük. Sosyal izolasyon bu pandemi salgının en minimize edecek düzeydeki tedbirlerden bir tanesi. 50 günden fazladır bu sosyal izolasyon uygulanıyor. Bunun sürecini düşündüğümüz zaman bir kayıp değil, aynı zamanda bir kazanç. Ev, güvenilir bir alan. Bu noktada biraz daha sabretmek, hassasiyet göstermek gerekiyor. Böyle olursa ben kısa sürede bu süreci atlatabileceğimizi düşünüyorum" dedi.
'BELİRSİZ BİR SÜREÇ OLDUĞU İÇİN KAYGI VE KORKU OLUŞUYOR'
Salgınla ilgili belirsiz bir süreç olduğu için kaygı ve korkunun oluştuğunu belirten Prof. Dilmaç, "Kaygı gerçekleştiriyoruz. Çünkü, ortada belirsiz bir süreç var. Neye karşı bir savunma gerçekleştireceğiz bununla ilgili ciddi bir endişe yaşadığımız için bu elbette ki kaygıya yol açıyor. Fakat alınan tedbirler bu kaygıyı en aza indirme noktasında bizlere yardımcı oldu. Aşı noktasında, ilaç noktasında birçok grup çalışıyor. Şu anda aşıyla ilgili bir gelişim süreci gerçekleşmediği için insanlar bu noktada kaygılı. Ama bu kaygı çok normal bir kaygı. Zaman zaman bu korkuya dönüşebiliyor. Bizim araştırma bulgularında da bunu gördük. Gerçek anlamda korkular oluşmaya başlamış" diye konuştu.
Korkuların tedbirlerle azalacağını ifade eden Dilmaç, ''Bu korkular tedbirlerle azalacaktır. Tedbirleri tam anlamıyla uygularsak, bunu sosyal izolasyon ve mesafe noktasında tam anlamıyla uygularsak kısa süre içerisinde çift haneli rakamlara ineceğimizi düşünüyorum. Artık yeni bir yaşam tarzı ortaya çıkacak. Bu süreçte eskiye dönüşten ziyade yeni bir yaşam tarzı belirleyip sağlıklı güvenli bir yaşam çizgisi elde etmemiz gerekiyor. Aşıların çıkması, tedavi süreçli ilaçların çıkması sonrasında da bu korkunun yavaş yavaş yenileceğini düşünüyorum" dedi.
ANNELİK İÇGÜDÜSÜ NEDENİYLE BİRAZ DAHA FAZLA KORKABİLİRLER
Kadınların erkeklere oranla salgından korkmalarının nedenlerinden bir tanesinin ise anneliğin verdiği içgüdü olduğunu belirten Dilmaç, "Kadınların biraz daha fazla korkmalarının nedeni, kadınlardaki bakış açılarının farklı olması, hassasiyetleri noktasında annelik güdüsünden kaynaklı olabilir. Kadınlarımızdaki kaygı sürecinin fazla olması bugün literatürde de bu süreçleri görüyoruz, daha hassas noktasında, anne olma noktasında, ebeveyn olmaları anneliğin verdiği güdülerle çocuklarını koruma süreci yaşadığı için erkeklere göre biraz daha fazla olduğunu görüyoruz" diye konuştu.