Prof. Dr. Burhanettin Duran yazdı: Liberal ilmihalden öğüt verenler

Sabah Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Burhanettin Duran, AK Parti'nin içerisinden çıkarak eleştrilerde bulunan muhalif kesimin içinde bulunduğu zaafiyeti "Liberal ilmihalden öğüt verenler" başlıklı köşe yazısında aktardı. Duran, "Senaryoyu yazanın kendileri, rolü oynayanın Erdoğan olduğunu sanıyorlar" dedi.

Prof. Dr. Burhanettin Duran yazdı: Liberal ilmihalden öğüt verenler
Prof. Dr. Burhanettin Duran yazdı: Liberal ilmihalden öğüt verenler
GİRİŞ 27.06.2020 14:17 GÜNCELLEME 27.06.2020 14:39
Bu Habere 33 Yorum Yapılmış

AK Parti ve Erdoğan'a yönelik son dönemde gerçekleştirilen muhalefetle ilgili Duran, çok çarpıcı detaylara değindi. Daha önce AK Parti içerisinde yer alan isimlerin yürümüş olduğu yolun nerelere vardığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik yürütülen manipülasyon siyasetinin sonunun uçurum olduğundan bahsetti.

 

Burhanettin Duran'ın çok konuşulan köşe yazısı:

AK Parti iktidarını eleştiren klasik muhaliflerin arasında gördüğüm yaygın bir zafiyet var. Ne kadar çabalasalar da iktidarın doğasını tam olarak anlayamıyorlar. İç ve dış faktörler bağlamında iktidarın ele geçirilmesini ve sürdürülmesini hakkıyla değerlendiremiyorlar. Bu zaafı muhalefetin uzun süredir hükümetten uzak olmasına bağlıyordum. Politika oluşturma ve uygulamakla gücü elinde tutabilecek meşruiyeti üretme arasındaki zorlu dengeyi tecrübe etmemeleri ile açıklıyordum. Elbette gözlerini bağlayan ulusalcı, Kemalist ya da solcu ideolojilerin penceresinden bakmalarının da sözkonusu zaaflarını kalıcı hale getirdiğinin farkındaydım. Bu ideolojik pencerelerin körlüğünün eskiden AK Parti yönetiminin üst düzeylerinde bulunan şimdiki DEVA ve GP'liler tarafından yeniden üretilmesi ise şaşırtıcı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uzun yıllar çalışan isimlerin bu onulmaz sorunlarının bence iki temel sebebi var. İlki, AK Parti'nin başından itibaren fırtınalı olan iktidar serüveninde "başarılı" buldukları kısımlarda kendilerini aktif, Erdoğan'ı pasif görme yanılsamaları. Senaryoyu yazanın kendileri, rolü oynayanın Erdoğan olduğunu sanıyorlar. İkincisi de yine bu başarıda aslan payını liberalizm ve demokrasi adına uygulanan politikalara ve söyleme bağlamaları. Yani açılıma, müzakereye ve uzlaşmaya bağımlılık düzeyinde atfettikleri kategorik "başarı" iddiası. Yeni AK Parti muhaliflerinin içinden konuştuğu liberal ilmihalin bazı prensipleri, normları var. Sözgelimi demokratikleşme, PKK terörünün ve Kürt milliyetçiliğinin ayrılıkçı emellerini bitirir. Ya da liberalleşme (özgürlükleri genişletme ve ekonomiyi dışarı açma gibi) ve uzlaşma ısrarı ile uluslararası sistemle muvafık yeni başarı hikayesi yazılabilir. Ya da sürekli reform ile vesayet tasfiye edilebilir ve toplumsal kesimleri kapsayacak uzlaşmalar üretilebilir. Ve farklı seçkin gruplarının iktidar talepleri ve çıkarları müzakere ile bir araya getirilebilir.

Ders kitaplarında güzel duran bu varsayımların Türkiye'de iktidar olmanın gerçekleriyle ayrıştığı fark edildiğinde sığınılan kestirme yol ise çok bildik. İktidarı sürdürmenin ana aktörü olan Erdoğan'ın ya da çevresinin yoldan çıktığı ve ilkelerden uzaklaştığı argümanı seslendiriliyor. Milliyetçiliğe, Kemalizm'e, satükoculuğa ve otoriterliğe teslim olduğu iddia ediliyor. Yani, sorun süreçte değil, ona verilen cevapta. Yani, 2013'den itibaren Türkiye'yi türbülansa sokan krizler, Erdoğan daha liberal ve uzlaşmacı davransaydı daha iyi yönetilirdi.
Liberal ilmihalden öğüt verenler iktidarın doğasını anlamayan bir iyimserlikle malul. Türkiye'nin uluslararası sistemdeki rolünü yükseltmesinin çıkaracağı türbülansı hakkıyla değerlendiremiyorlar. Güç pastasında payı daralanların Türkiye içindeki stratejik müttefiklerini harekete geçireceğini göz ardı ediyorlar. Gerilime yönelmeden önce Türkiye'nin uzlaşma ve müzakere yolunu ısrarla denediğini unutuyorlar. Güç mücadelesine girmeden, maliyet ödemeden muktedir olunamayacağını, muktedir olmadan da düzen kurulamayacağını kabul etmiyorlar. Gezicilerin, FETÖ'nün ve PKK'nın yıkıcı emellerinin otoritenin ve güç ile karşılanmasının kaçınılmazlığını ıskalıyorlar.

AB sürecindeki demokratik reformlar ile Kemalist vesayet geriletildi ancak bu vesayetin siyasal ve toplumsal karşılıkları, CHP başta olma üzere, hiç pes etmedi. CHP, yeni vesayet arayışındaki taşeron FETÖ'yü 2013- 2016 arasında desteklemekten geri durmadı. 15 Temmuz'dan hemen sonra bile darbecilerle hesaplaşmayı "sivil darbe" olarak niteledi. Yine 2009 ve 2013 açılımlarını sabote eden ve ABD ile Suriye'de devlet oluşturma macerasına girişen PKK'ya sadece demokratikleşme ile silah bıraktıramazsınız. Taşeronluktan vazgeçiremezsiniz. Kürtlerin talepleri için yapılan reformların demokrasinin sınırlarına ulaşması bazı Kürt milliyetçilerinin şiddete bağımlılığını bitirmedi. Normların etkisini yitirdiği ve güç mücadelesinin ana eksen olduğu bir dünyada uzlaşma çağrısı ile Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve Irak'taki çıkarlarınızı koruyamazsınız. Kriz öncelikle içinde olduğumuz bölgenin ve kürenin türbülansıdır. Liberal ilmihalin ne kadar romantik olduğunu ABD ve diğer Batı demokrasilerinin Türkiye ile kıyaslanamayacak krizlerde nasıl savrulduklarını görerek fark edebilirsiniz.
 

YORUMLAR 33
  • Keleş 34 4 yıl önce Şikayet Et
    bize REİS yeter boş adamlarla işimiz olmaz onlar Chp nin kuklası olmuşlar caplarıda okadar ateş olsalar ne yakarlar
    Cevapla
  • mehmetm 4 yıl önce Şikayet Et
    Ak Partide ayni zamanlarda siyaset yapan Davutoğlu ve Babacanların anlaşıp tek partide birleşememeleri bile bunlardan bir bot olmayacağını gösteriyor. Diğer taraftan bunların her ikisi bürokrat Bu saatten sonra bunlardan yine bürokrat olur, başka bir şey olmaz. O da olursa.
    Cevapla
  • BALTACI 4 yıl önce Şikayet Et
    Yahu sizler de sıkıntı vardiki emarınız temofraniz sıkıntı vardı herhalde ki sizi emekli edildiniz davut oglu chp hdp saldırınca meclisde bin ahmet davudun oglu feda olsun diyen başbakanlık sürecinde ne oldu şimdi ihanet liginde oynuyorsunuz şimdi çık sizi partiden niye uzaklaştırdılar onu acıklayın ak partiden uzaklaşdırılanlar ya hdp yada chp ye yanaşdı bu ülkede bakanlık başbakanlık yaparken iyi de emekli oluncamı kötü lüyorsunuz bu milletin aklıyla deyil kendi aklınız la oynuyorsunuz bu ülkede şu anda secim olsa. Cemhur ittifakı 100/ 63 dür geriye nekaldıysa oda. Muhalefetin yani sizde dahil hepinizin matamatigi size bırakıyorum hissenize ne düşer bilmem vesselm
    Cevapla
  • hba 4 yıl önce Şikayet Et
    Erdoğan a ihanet eden yarın seçmenede ihanet eder.Bunlar çaplarını bilmiyorlar
    Cevapla
  • fergan 4 yıl önce Şikayet Et
    Gerçekten harikulade bir yazı
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
ABD Başkanı Donald Trump'ın yargılandığı tarihi davada sürpriz karar
Hakan Fidan: İyi bir haber var, hazırlıklarımızı yaptık