Ertuğrul Özkök'ten sinsi Ayasofya yazısı!

Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması gündemdeyken, Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök sinsice bir yazı kaleme aldı. Hiç "Ayasofya" ifadesini kullanmayan Özkök, camiden müzeye çevrilen eserlerin bundan sonra anayasal korumaya alınmasını ve bir daha asla ibadethane olarak kullanılmamasını teklif etti.

Ertuğrul Özkök'ten sinsi Ayasofya yazısı!
Ertuğrul Özkök'ten sinsi Ayasofya yazısı!
GİRİŞ 04.07.2020 18:16 GÜNCELLEME 04.07.2020 18:16
Bu Habere 292 Yorum Yapılmış

28 Şubat denince akla gelen ilk isimlerden olan Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, bir kez daha sinsice bir yazı kaleme aldı. Ayasofya’nın tekrar cami olarak açılmasının gündeme geldiği günlerde hiç ‘Ayasofya’ ifadesini kullanmayan Özkök, camiden müzeye çevrilen eserlerin bundan sonra anayasal korumaya alınmasını ve bir daha asla ibadethane olarak kullanılmamasını teklif etti. Özkök yazısında “Anayasamıza şöyle bir madde koysak: “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bir inanca ait hiçbir mabet, bir başka inancın mabedi haline dönüştürülemez...” diyerek bu fikrini destekleyecek görüşler ortaya sundu.

 

 

Özkök, böyle bir kanun ile dünyadaki bütün insanların gözünde daha iyi görüneceğimizi iddia etti. 

Özkök, fikrini desteklemek için “İnsanlığın ortak kültürel ve kutsal mirasına karşı daha saygılı mı oluruz, daha mı hoyrat... Başka ülkelerdeki İslam’ın kutsal mabetlerine ve eserlerine sahip çıkmada daha mı güçlü duruma geçeriz...” argümanlarını da ortaya attı.

 

 

Oysa dünyanın dört bir yanında hiçbir ülke, geçmişi yüzyıllara uzanan İslam eserlerine, Türkiye’nin İslam harici dini mirasa verdiği önemi vermiyordu. Hatta eline geçen ilk fırsatta tarihi eser, kültürel miras olan camileri, külliyeleri yıkmış, ortadan kaldırmıştı. Avrupa topraklarında kalan camilerde ezan sesi duyulmazken birçoğu da yine İslam karşıtlığı ile körüklenen ırkçı fikirlerle kapatılmıştı. Yunanistan’daki İslam eserleri çöplük hatta pavyon haline getirilirken tüm diplomatik girişimlere rağmen Atina’da bir camiye bile yer verilmedi

Diğer taraftan Türkiye halihazırda kültürel sorumluluk, kutsala saygı, fikir ve dini özgürlüğüne gösterdiği önem nedeniyle, dünyanın geri kalanının aksine 435 kilise, sinagog ve havraya ev sahipliği yapıyordu. Üstelik bu yapılardan onlarcası bizzat devlet bütçesi tarafından restore edilmişti.

Türkiye’yi dünyanın gözünde büyütecek, daha iyi gösterecek, insanlığın ortak kültürel mirasına karşı daha saygılı yapacak enstrümanlar zaten elimizde vardı ama dünya bunları pek de umursamıyordu. 

Özkök’ün konuyla ilgili son sözleri de zaten dinimize bakış açısını ortaya koyar nitelikte oldu: “İşte bu maddeyi koysak... Dinimizi daha yüceltir miyiz... Yoksa daha antipatik hale mi getiririz...” Bu ifadeler “Dinimiz halihazırda antipatik mi ki, Özkök’ün sunduğu teklif yapılmazsa daha da antipatik hale gelecek” sorusunu da akıllara getirdi.

YORUMLAR 292
  • Şereflikoçhisarli 4 yıl önce Şikayet Et
    Kendini akıllı zanneden bu kuşbeyinliye sormak lazim bir kişiye veya bir vakfa ait olan mal üzerinde söz sahibi olmayı tasarrufta bulunma yetkisini sen nerden hangi kanundan hangi yasalardan aliyorsun dünyada bunun örneģi varmı
    Cevapla
  • Dost 4 yıl önce Şikayet Et
    Bir gazeteci hangi hakla böyle yazi yazar babasinin malimi olsa bizim diye kicini yirtar padisahin malini ne hakla hangi hakla müze yapiyorsunuz kendi malinizi bagislayi dinlemeyin bu hadsizleri fethin sembolü sükürler olsun
    Cevapla
  • Kadir öz 4 yıl önce Şikayet Et
    Boş tenekeden ses gelir vâkıf malı vakfeden kişinin iradesine göre kullanılır
    Cevapla
  • oğuz türkü 4 yıl önce Şikayet Et
    Böyle adamların adı ya Türk beylerinin ismi olur ya da soyadları Türk'e atıf yapar şekilde olur. Çok ilginç...
    Cevapla
  • Yurt 4 yıl önce Şikayet Et
    Sen Allah'ın gözün de nasıl görünüyor Sun ona bak
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
HÜRJET'in ikinci prototipi yeni boyasıyla gökyüzüne havalandı
Francesco La Camera: 'Türkiye muazzam bir potansiyele sahip'