Macera arayan Yunan'a kendi karanlık tarihinden bir kesit!

Doğu Akdeniz'de Türkiye korkusuyla titreyen Yunanistan, Avrupa Birliği (AB) ve ABD ile temasların ardından beklediği desteği alamamasına rağmen macera arama tutkusundan vazgeçmiyor. En son Başbakan Miçotakis'in Fransız jetlerinin indiği üsse gidip savaş uçaklarının önünde poz vermesi büyük tepki çekti.

Macera arayan Yunan'a kendi karanlık tarihinden bir kesit!
Macera arayan Yunan'a kendi karanlık tarihinden bir kesit!
GİRİŞ 16.08.2020 22:40 GÜNCELLEME 16.08.2020 22:42
Bu Habere 18 Yorum Yapılmış

Sabah Gazetesi yazarı tarihçi Erhan Afyoncu Miçotakis'in tarihten ders almayarak macera peşinde koşan liderlerine ne olduğuna dair Yunanistan'ın karanlık tarihinden bir kesitle önemli değerlendirmelerde bulundu.

Afyoncu, I. Dünya Savaşı sonrası Anadolu'yu işgal etmeye kalkan Yunan askerlerinin denize dökülerek biten macerası sonrası Yunanlıların mağlubiyetin sorumlusu olarak üç başbakan, iki bakan ve başkomutanlarını idam etmesini anlatan çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

İşte o köşe yazısı;

Yunanlılar son macera aradıklarında başbakan, bakan ve generallerini vatan haini ilan edip kurşuna dizdiler

İngilizlerin desteğiyle Batı Anadolu'yu işgale başlayan Yunanistan, ummadığı bir direnişle karşılaşmış, Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğiyle Türk ordusunun karşısında duramayıp, büyük bir mağlubiyete uğramıştı. Mağlubiyetin faturası Yunan siyasetçi ve generallere kesildi. Nihayetinde üst düzey yöneticiler yargılanarak idam edildiler. Savaş sonrasında Yunanistan'ın durumu üzerine Cemal Güven ve Hatice Yıldırım'ın araştırmaları vardır.

Mahkemeden bir sahne

DARBE VE MAHKEME

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün komuta ettiği Türk kuvvetleri 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz ile 14 gün gibi kısa bir sürede Yunan ordusunu denize döktü. Bu mağlubiyetle Yunanistan'da iç karışıklıklar meydana geldi. Mağlup ordudan kurtulabilen ve Anadolu dışındaki askerler Venizelos taraftarı subaylar komutası altında Midilli ve Sakız adalarında toplandılar. Albay Plastiras, Albay Gonatas ve Deniz Yüzbaşısı Phokas'ın dahil olduğu bir ihtilal komitesi kuruldu ve kısa sürede ihtilal Atina'ya ulaştı. 26 Eylül'de Meclis dağıtıldı ve Petros Protopapadakis başkanlığındaki hükümet istifa etti. Bakanlar tutuklatıldı, ancak krala dokunulmadı. İngiliz birliklerinin koruması altında Palermo'ya götürüldü. İşin ilginç tarafı Küçük Asya Felaketi'nin mimarı olan Venizelos'la iletişime geçilerek Lozan'da Yunanistan'ı temsil etmesi istendi. Venizelos böylece hem cezalandırılmayacak, hem de siyasi rakipleri Askeri Mahkeme'de yargılanacaktı.
Felaketin müsebbibi olarak 1921- 1922 döneminin önemli siyasi ve askerî ricali tutuklandı. Bu kişiler ve belirtilen dönemde yaptıkları görevler şöyleydi: Başbakan-Adalet Bakanı Dimitrios Gounaris, Maliye Bakanı-Başbakan Petros Protopapadakis, İçişleri Bakanı- Başbakan Nikolaos Stratos, Dışişleri Bakanı Georgios Baltacis, Harbiye Bakanı Nikolaos Theotokis, Küçük Asya Ordusu Başkomutanı General Hacianestis, Ulaştırma Bakanı General

​ Kesenofon Stradigos ve Tümamiral Michael Goudas

19 Ekim 1922'de, İhtilalciler General Theodoros Pangalos başkanlığında bir soruşturma heyeti kurdu. Raporlar ise General Othonaios'un başkanlığında on subaydan oluşan özel bir askerî mahkemeye verildi. 31 Ekim'de başlayan mahkemede sanıklara yöneltilen suçlamalar şu şekildeydi; Yunanistan'a mali ablukanın tatbikine dair müttefiklerin verdikleri 19 Aralık 1920 tarihli notayı Yunan halkından gizlemek, Yunanistan'a terk edilen Kuzey Epir'in ilhakı için gereken tedbirleri almamak, büyük ve küçük askerî kıtaların başına aciz ve muktedir olmayan komutanları tayin ederek tecrübeli subayları uzaklaştırmak ve firarî subayları himaye etmek, halka ait mali kaynakların sorumsuzca kullanılması, hazır kuvvetler cephede yerini almadan Eskişehir'e ilk saldırıyı başlatmaları, Eskişehir- Afyonkarahisar tren yolunun işgalinden sonra Ankara'ya doğru ilerlemeyi sürdürmek, Yunan toprak ve ulusal isteklerini belirtmeden İtilaf Devletleri'nin çözümüne göz yummak, ülkenin mali durumunun bozulması, Venizelos'un Avrupa'da boyunduruk altında yaşayan Yunanlıları temsil etmeyi onaylamaması, yabancı devletlerden alınacak kredilerin elde edilememesi.

Sami Yetik'in İstiklal Savaşı'yla ilgili tablosu.

VATAN HAİNİ OLARAK ASILDILAR

General Othonaios, 15 Kasım 1922 günü sabah erkenden kararı okudu. 6 sanık da vatana ihanetten idama mahkûm edildiler. Amiral Mihail Goudas ile General Ksenofon Stratigos müebbete çarptırıldılar. Prens Andrew ise sürgün edildi. Averoff Hapishanesi'nde bulunan mahkumlara idam kararı açıklandı. Giritli askerlerden oluşan 30 asker 15 metre mesafede mahkûmların karşısında yerlerini aldılar. Beşer kişiden oluşan kısımlara ayrılarak her bir kısım bir mahkûmun karşısında durdu. Soldan sağa sırayla mahkûmlar şöyle sıralanmışlardı: Theotokis, Stratos, Gounaris, Protopapadakis, Baltacis ve General Hacianestis. Saat 11.28'de teğmen kılıcını çekerek ateş edilmesini emretti. "Altılar" olarak bilinen kişiler kurşuna dizilmişlerdi.

İdamlar üzerine infaz kararları ve mahkeme ciddi eleştirilere maruz kaldı. İngiltere Yunanistan'la diplomatik ilişkilerini kesti ve İngiliz elçisi Atina'yı terketti. İngiliz basını siyasi intikam kastıyla idam kararı verilmesini ağır dille eleştirdi. Fransız gazeteleri verilen kararı ağır bulurken aynı zamanda yapılan işin Lozan'da Venizelos'u zor durumda bırakacağını ifade etmişlerdi. Amerikan basını da tayin edilen hakimlerin çıkarcı kimseler olduklarını yazıp, sırtlarını ihtilal komitesine dayamakla suçladı. İdam edilen Başbakan Petros Protopapadakis'in torunu Mihalis Protopapadakis "Altılar" üzerindeki "vatan haini" damgasını kaldırmak amacıyla ilki 2008'de olmak üzere Yunan Yargıtay'ına toplam üç kez başvurdu, ancak delil yetersizliği sebebiyle hepsi reddedildi. Dördüncü başvuru ise kabul edildi ve hadiselerin tekrar incelenmesine karar verildi. 2010'da Yunanistan Yargıtayı "vatan hainliği" ile ilgili suçun lağvedilmesine ikiye karşı üç oyla karar verdi. 88 yıl sonra mahkeme kararı ile "Altılar"ın üzerlerindeki vatan hainliği damgası kaldırıldı.

Esir Yunan generalleri Türk subaylarıyla.
Esir Yunan generalleri Türk subaylarıyla.

YUNANISTAN'IN ÇÖKÜŞÜ

VENİZELOS, İngiliz ve Fransız askerlerinin desteğiyle 1917 Haziran'ında Kral Konstantin'i tahtından indirerek savaş sonrası kazanımlardan faydalanmak amacıyla Yunanistan'ı I. Dünya Savaşı'na dahil etti. Batı Anadolu'da kendi kontrolünde bir Yunanistan'ın olmasını tercih eden İngiltere, burada güçlü bir İtalya'ya karşı Yunanistan'ı tercih edip, Yunanlılar'ı destekledi. Kuruluşundan itibaren Batılı devletler tarafından siyasi, mali ve askeri anlamda desteklenen Yunanistan'ın bu durumu Milli Mücadele sırasında da devam ediyordu. Ancak 14 Kasım 1920'deki seçimlerde İtilaf Devletleri'ne yakın olan Venizelos'un kaybetmesi ve ardından Kral Konstantin'in geri dönmesi İtilaf Devletleri tarafından verilen destek ve yardımların kesilmesine sebep oldu. Bu durum mali buhranı da beraberinde getirdi. Kral Konstantin her ne kadar Venizelos'un siyasetini beğenmese de İtilaf Devletleri'nin desteğinin devamını sağlamak ve halkın gözündeki imajını sağlamlaştırmak için Batı Anadolu'da taarruza geçti. Ancak iki taarruzda da başarısız olunca Yunanistan'ın siyasi problemlerine mali sorunlar da eklendi. Bilhassa II. İnönü Savaşı'ndan (26-31 Mart 1921) sonra Yunanistan para birimi drahmide ciddi düşüşler yaşandı. Bu düşüş daha da devam edecekti. Zira savaş masrafları Yunan devletinin gelirinden fazlaydı. Yunanistan'ın 27 milyonluk bütçe açığını kapatmak için İngiltere'nin isteği üzerine Kanada 5 milyon pound yardım yaptı. İngiltere ve Fransa ise 10'ar milyon pound yardımda bulunma kararı alıp, ilk olarak 6,5 milyon poundluk yardımda bulundular. Buna mukabil Kral Konstantin'in geri dönmesiyle kalan meblağın ödenmeyeceği bildirilmiştir. Bu durum ise Yunan maliyesini iyice zor duruma soktu. Yunan hükümeti drahminin değerini yükseltmek için çeşitli teşebbüslerde bulundu. Bunlar, İtilaf Devletleri'nin iznini almaksızın birkaç defa tedavüle yeni para çıkarılması, ecnebi kambiyosu kurulması, Anadolu'da işgal altındaki topraklardan vergi toplama çalışmaları, istikraz arayışlarıdır. Ancak drahminin düşüşü engellenemedi.

KAYNAK: SABAH
YORUMLAR 18
  • A. Korkmaz 4 yıl önce Şikayet Et
    Lozan antlaşması sadece İngiliz yunan Türkler arasında imzalanmadı, bulgaristan'da var o masada, ve Bulgaristan lozan anlaşmasıyla işgal ettiği trakyadan çıktı ve Edirne yi yeniden türkiyeye bıraktı, evet yunanistandan karaağaç ın haricinde tazminat alınmadı, ama Bulgaristan ın trakyayı boşaltması karşılığında lozanda Türkiye tazminat talebinden vazgeçti dostum, burada bilmediğin konularda yazı yazıp milleti yanıltma, bişey elde edemezsin doğruları yaz..
    Cevapla
  • Asım 4 yıl önce Şikayet Et
    yunanistan kendini tarihten silmeye doğru gidiyor.
    Cevapla
  • Talgat 4 yıl önce Şikayet Et
    Müthiş bir konuyu kaleme almış,tebrikler...
    Cevapla
  • temel 4 yıl önce Şikayet Et
    bir dalsalar bak neler oluyor
    Cevapla
  • Oguz 4 yıl önce Şikayet Et
    Yunanin fransanin sonu geldi herhalde. Bir zaman PKK yi kullandi fransiz şimdi yunani Kullaniyor fransiz KATili hain KATil HAYDUT maskorlar
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Devlete meydan okumuştu ve gereği yapıldı
Burcu Köksal'dan miting resti: Bunlarla işim olmaz! DEM'den de cevap geldi...