Bakan Koca iddialara tek tek cevap verdi

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, The Lancet'te yayımlanan makalesinde, Türkiye'de yeni tip koronavirüse (Kovid-19) ilişkin "bilimsel çalışmalara müdahale edildiği" iddialarına karşı çıkarak, "Türkiye'de herhangi bir araştırmacının çalışmasına yönelik herhangi bir kısıtlama yoktur. Sağlık Bakanlığı, daha önce olduğu gibi bilime ve bilimsel çabalara verdiği önemi ve desteği sürdürecek." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca iddialara tek tek cevap verdi
Bakan Koca iddialara tek tek cevap verdi
GİRİŞ 05.09.2020 19:55 GÜNCELLEME 05.09.2020 19:55
Bu Habere 12 Yorum Yapılmış

Bakan Koca'nın, Türkiye'nin Kovid-19 mücadelesini ve bilimsel araştırma imkanlarını ele aldığı, "Türkiye'de Kovid-19 Üzerine Bilimsel Araştırmanın Teşviki" başlıklı makalesi, dünyanın önde gelen hakemli tıp dergilerinden The Lancet'te yayımlandı.

BAKAN KOCA İDDİALARA CEVAP VERDİ

 

Söz konusu makaleyle Koca, Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram ve meslektaşları tarafından yine aynı dergide 15 Ağustos'ta "Türkiye'de Kovid-19 Üzerine Bilimsel Araştırmaya Müdahale" başlığıyla yayımlanan bir başka makaledeki iddialara da cevap verdi. 

Küresel bir salgın olan Kovid-19'un ortaya çıktığı tarihten bu yana, Sağlık Bakanlığının, seçkin Türk bilim insanlarının rehberliğinde salgınla mücadele ettiğini belirten Koca, Bayram ve meslektaşları tarafından yazılan makalenin yayımlanmasının nedenini anlamanın kolay olmadığını, makalenin yalnızca iddialar içerdiğini, herhangi bir araştırma ve kanıta dayalı olmadığını bildirdi. 

'TRAJEDİLER TÜRKİYE'DE YAŞANMADI'

 

Koca, salgının Türkiye'deki seyrine ilişkin, "Kovid-19'un ortaya çıkışından bu yana birçok Avrupa ülkesinde ortalığı kasıp kavuran trajediler Türkiye'de yaşanmadı." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin sağlık sisteminin, hastaların mümkün olan en iyi tıbbı tedaviyi aldıkları sağlık hizmetlerine kolay erişim sağladığını kaydeden Koca, tıbbi bakıma ihtiyaç duyan her hastanın hastanede tedavi edildiğini ve göstergelere göre yoğun bakım ve mekanik ventilasyon verildiğini aktardı. 

Koca, Türkiye'deki hekimlerin, başka ülkelerde olduğu gibi hangi hastanın kurtarılacağı ve hangi hastanın ölmesi için bırakılacağı gibi sert kararlar vermek zorunda kalmadığına dikkati çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bayram ve meslektaşlarının kaleme aldığı makalenin ilk paragrafı, açıkça Türkiye'nin Kovid-19'a verdiği tepkiyi manipüle etmeyi amaçladıklarını ortaya koyuyor. Makalede yer alan, '....Türkiye Sağlık Bakanlığı ilk vakayı bildirdi. Genomik epidemiyolojiyi analiz eden 'Tüm İnfluenza Verilerinin Paylaşımı Küresel İnisiyatifi (GISAID)' verilerine göre, hastalık Türkiye'ye ağırlıklı olarak, martın ortalarına kadar güçlü ticari ve turistik bağları olan İran üzerinden ve binlerce Türk vatandaşının kutsal yerleri ziyaret etmek için gittiği Suudi Arabistan'dan ulaştı' ifadeleri, ne yazık ki Türkiye'de Kovid-19'un gelişimi hakkında yanlış bilgiler içermektedir. Türkiye'de 11 Mart 2020'de tespit edilen ilk vakanın seyahat geçmişi ve önerilen zaman aralığındaki bundan sonraki yeni vakalar, ilk vakanın Türkiye'ye Avrupa'dan geldiğini gösteriyor." 

Bakan Koca, Türkiye'deki tüm hasta kayıtlarının, Sağlık Bakanlığının ülke çapındaki sağlam dijital altyapısı sayesinde elektronik bir veri tabanında tutulduğunu belirterek, "Halk Sağlığı Yönetim Sistemi" ve "Hayat Eve Sığar"  uygulamalarıyla, hasta ve temasta olduğu kişilerin yakından izlendiğini ve böylelikle bulaşma riskinin en aza indirildiğini kaydetti. 

DOKTORLAR SINIRLAMA OLMADAN TALEP EDEBİLİYOR

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yönergelerinden, vaka ve ölüm tanımlarının kullanıldığının altını çizen Koca, bir doktorun, bir sınırlama olmaksızın herhangi bir hasta için herhangi bir zamanda bir PCR testi talep edebildiğini ifade etti. Koca, aynı şekilde, DSÖ tanımları ve önerilerine uygun olarak, Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS-CoV) testi pozitif olan hastaların, pozitif vakalar olarak rapor ediliğini bildirdi. 

Koca, ölümlerin bildirilmesinde yine DSÖ tanımlarının kullanıldığına dikkati çekerek, ancak hekimlerin, PCR test sonuçlarından bağımsız olarak ve gerekli gördükleri zaman Kovid-19 tedavisine başlayabildiği bilgisini paylaştı. 

Kovid-19 için PCR testlerinin, Türkiye'nin Ulusal Viroloji Referans Laboratuvarı'nda geliştirildiğini bildiren Koca, kullanılan testlerin kalitesinin ve hassasiyetinin düzenli olarak test edildiğini aktardı. 

Bakan Koca makalede şu ifadelere yer verdi:

"Söz konusu makalenin dördüncü paragrafında yer alan 'Pandeminin başında, bilim kurulu kurulması, tam tedavi kapsamı, Sağlık Bakanlığı tarafından araştırmanın teşvik edilmesi ve TÜBİTAK ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) gibi fonlama kurumları, yetkililer tarafından atılmış takdire şayan adımlardı. Ancak, Sağlık Bakanlığının şeffaflık eksikliği, temel verileri paylaşma konusundaki isteksizliği ve iş birliği yapmayı reddetmesi nedeniyle kısa sürede kamu sektörü, sağlık örgütleri, bilimsel örgütler arasında gerilim yükselmeye başladı. Ayrıca, sağlık çalışanları için kişisel koruyucu ekipman eksikliğine ilişkin endişeler de vardı.' şeklindeki iddiaları, üzülerek belirtmek zorundayım ki basit bir sorgulamayla çürütebilir."

Koca, "İnsani yardımın bir parçası olarak, ihtiyacı olan birçok ülkeye kişisel koruyucu ekipman desteğinde bulunan Türkiye'nin, kendi sağlık çalışanlarının ekipman ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduğu yönünde makalede yer alan iddialar, tartışmaya layık değil." değerlendirmesinde bulundu. 

'TÜRKİYE'DE HERHANGİ BİR KISITLAMA YOKTUR'

Bakan Koca, sadece bir şehrin ölüm rakamlarını kullanarak ve bu verileri tüm ülkeye genelleyerek ve iç nüfus hareketleri, büyük mülteci nüfusu ve pandemi nedeniyle şehirler arası seyahat kısıtlamaları gibi değişkenleri göz ardı ederek sonuca varmanın, bilimsel bir yaklaşım olarak kabul edilemeyeceğini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Türkiye'de tüm hasta kayıtları ve hastane verileri, Sağlık Bakanlığının hasta gizliliği ve veri güvenliği ilkelerine dayalı olarak veri tabanında tutulur. Sağlık Bakanlığı, araştırmacıların, bilimsel bilgiye dönüştürebilmeleri ve bilimsel toplulukla paylaşabilmeleri için anonim verilere ulaşabilmelerine büyük önem veriyor. Bunun yanında, Sağlık Bakanlığı, finansman dahil çeşitli teşvik modelleri aracılığıyla araştırma ve yayın çalışmalarını desteklemeyi amaçlıyor. Bu bağlamda, Sağlık Bakanlığındaki ilgili birim, elektronik bir form kullanarak planlanmış çalışmaların özetlerini talep ediyor ve topluyor."

Koca, ilgili departmanın, 1 Eylül 2020 itibarıyla 9 bin 317 bilimsel çalışma başvurusu aldığına işaret ederek, bu çalışmalar için içerik kontrolünün yapılmadığını, çok merkezli çalışma olarak planlanan birkaç çalışmanın, veri tabanına erişimi olan ağların bir parçası olması yönünde önerildiğini ifade etti. Koca, "Şu anda, 20 farklı alandan 196 bilim insanı, araştırmalarını bu veri tabanı erişimiyle yapabiliyor." bilgisini paylaştı. 

Bakan Koca, Sağlık Bakanlığı ağının genişletilmesi ve veri tabanına erişimin kolaylaştırılmasının, Bakanlığın öncü girişimleri olduğuna dikkati çekerek, bunun, Bayram ve meslektaşlarının, "bilimsel araştırmaya müdahale" iddialarını da çürüttüğünün altını çizdi. 

Koca, makalesini şu ifadelerle tamamladı:

"Söz konusu makaledeki kişiler dahil, araştırmacıların, kendi kurumlarında araştırmalarını tamamlamaları için hiçbir kısıtlama yoktur. Buna karşılık, Sağlık Bakanlığının farklı merkezlerinden data ve bilgi toplayarak çalışmalara devam edilmesi için söz konusu makaleyi yazan kişilere, bu veri tabanına erişim sağlayabilmelerine izin verilmesi için ortak bağlantıya katılmaları yönünde çağrıda bulunuldu. Bayram ve meslektaşları dahil, Türkiye'de herhangi bir araştırmacının çalışmasına yönelik herhangi bir kısıtlama yoktur. Sağlık Bakanlığı, daha önce olduğu gibi bilime ve bilimsel çabalara verdiği önemi ve desteği sürdürecek." 

YORUMLAR 12
  • Aytekin 4 yıl önce Şikayet Et
    Herişi yapan hep hemşireler sonuçta dokturun yardımcıları enazindan doktora 20 TL veriliyorsa onlarada10₺verilmeli yani doktorlara verilenin yarısı kadar fark verilmeli
    Cevapla
  • Aslan 4 yıl önce Şikayet Et
    Olur ne iyimiş öyle. Sen hemşiresi heralde
    Cevapla
  • Nusret 4 yıl önce Şikayet Et
    Lisans Mezunu Hemşireler bizi atama yapacaksınız diye acizlik gösterip durman 3000 bin 4000 çalışır durursunuz ondan sonra Doktor şu kadar bu kadar alıyor diye dedikodu yapmayın.
    Cevapla
  • Cafer 4 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Bakan her görevi yapan Ebe,Hemşire 4000 ₺ aylık Doktora 30.000 ₺ aylık bu hakmı ? birine 300₺ ek ödeme Doktora 20.000₺
    Cevapla
  • Zafer 4 yıl önce Şikayet Et
    Sayın bakanım yoğun bakımdaki gençleri ve ölen gençleri mutlaka yayın organlarında gösterin. Bu toplum bilmiyor şu anda yoğun bakımlar gençlerle dolu. Bilhassa düğünlerde, partilerde hatta cadde sokakta kuralları en çok gençler ihlal ediyor.
    Cevapla
  • Mehmet 4 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Bakan 8 yıl Hemşirelik okuyan enaz 10 yıl hizmeti olan Hemşireleri Doktorluk imtihanına tabi tutup eğitiminden sonra Doktor görevi vermeyi düşünürmüsünüz.
    Cevapla
  • Halil 4 yıl önce Şikayet Et
    Yok artık
    Cevapla
  • misafir21 4 yıl önce Şikayet Et
    Elbette olmalı. Mesela 8 yıl adliyede mubaşir yada hizmetli olarak çalışanlara da ha kimlik ve savcılık görevi de verilmeli!
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Resmen açıklandı: TOKİ'den 13 bin TL taksitle 2+1 daire imkanı!
Hamaney'den Suriye'yi karıştırmaya yönelik ima: Gençler harekete geçmeli