Mete Yarar: FETÖ ile mücadelede eğitim ayağı dikkate alınmalı
Hafızanda Ne Var? / Harbi Konuşmalar programına katılan Mete Yarar FETÖ ile mücadelede gelinen noktayı değerlendirerek, örgütün eğitim ve finans ayağında hala çok etkin olduğunu vurguladı. Örgüt üyesi eğitimcilerin daha derin bir yapılanmayla sızmaya devam ettiğine dikkat çeken Yarar “Siz eğitim alanını temizlemezseniz 40 yıl sonra yine aynı şeylerle karşılaşabiliriz” dedi.
15 Temmuz Derneği ve Marmara Üniversitesi’nin her ay birlikte yaptığı “Hafızanda Ne Var? / Harbi Konuşmalar” programının Ekim ayı konukları Nedim Şener ve Mete Yarar oldu. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Ali Köse’nin yaptığı program 15 Temmuz Derneği YouTube kanalından canlı olarak yayınlandı. Konukların kişisel tanıklıklarından darbe girişimi öncesi ve sonrası süreçlere pek çok konunun ele alındığı programda FETÖ’nün nasıl bir tehdit olarak varlığını sürdürdüğü masaya yatırıldı.
15 TEMMUZ MÜCADELENİN BİTTİĞİ DEĞİL BAŞLADIĞI TARİHTİ
Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar Türkiye’nin daha önceki darbe süreçlerine değinerek 15 Temmuz’un farklılıklarını anlattı. 15 Temmuz gecesi sokağa inenleri asker üniforması giymiş teröristler olarak değerlendiren Yarar “15 Temmuz’a darbe demek doğru değil bu bir işgal girişimiydi. 15 Temmuz’un başarılı olması ve başarısız olması üzerine senaryolar vardı. O gece başarılı olsalardı Türkiye bugünkü senaryolarla karşılaşmayacaktı. Çünkü tamamen yurt dışına bağlı, kendi içinde parçalanmış bir coğrafyaya dönecekti. Asker ve polisin sokakta çatışması ülkenin dermanını tüketecek diğer terörist gruplara bekledikleri fırsatı sunacaktı. Türkiye’nin belli bölgeleri parçalara ayrılmış olacaktı. O gece Allah’ın yardımıyla atlattık. Halkın sokağa çıkmasını beklemiyorlardı. 15 Temmuz’u bir sürecin sonucu olarak değerlendirmek yanlış. O gece devam eden sürecin deşifre olduğu ve asıl mücadelenin başladığı andı. O günden beri emperyalistler terör örgütleriyle saldırdılar. Sınır ötesi operasyonlarla bertaraf edildi bu girişim. Bu sefer ekonomiye saldırdılar. O da olmayınca Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak komplolar arka arkaya geldi. Libya, Doğu Akdeniz, Azarbaycan-Ermanistan Savaşı bunlardan bazıları” şeklinde konuştu.
15 TEMMUZ’A KARŞI DURMAYAN HİÇ KİMSEYİ AFFETMİYORUM
Gazeteci-Yazar Nedim Şener ise 15 Temmuz gecesi sokağa çıkıp halka ateş açan hiçbir askerin ve darbe karşısında durmayan hiçbir sivili vicdani olarak affetmediğini ifade ederek ekledi “Benim o günden beri bazı kesimlere kızgınlığım, kendilerini siyasi olarak yere göğe sığdıramayanlara olan kızgınlığımın sebebi, sokak eylemlerinde tomayı görünce aslan kesilen bu insanların 15 Temmuz gecesi kediye dönmeleri, bırakın karşı durmayı o gece sela okudu diye 120 tane müezzini darp etmeleridir. Bunu yapanlar bugünlerde ağızlarında insan hakları kelimesini düşürmüyorlar. O gece her türlü insan hakları ihlali açık açık yapıldı. İnsanların bedenleri tankların altında kalıp asfalta yapıştı. Bazı polislerin DNA’ları bulunamadı, tabutlarına ağırlık olsun diye taş toprak kondu. Buna karşı durmayanlar hiç beğenmedikleri bulgurcu makarnacı diye aşağıladıkları insanların F-16’ların, tankların, silahların karşısına dikilmelerini kabul edemediler. O yüzden kontrollü darbe yalanına sığındılar.”
FETÖ BİR İSTİHBARAT ÖRGÜTÜDÜR
15 Temmuz başarılı olsaydı FETÖ’nün bu darbeyi sahiplenmeyeceğinin altını çizen Şener, FETÖ’nün 28 Şubat içindeki rollerini hatırlatarak “Ali Fuat Yılmazel başta olmak üzere o dönemin polis içindeki FETÖ yapılanması Fadime Şahin olayını tezgahladılar. Tuncay Özkan yıllar sonra bunu itiraf etti. FETÖ bayrak dikerek zafer ilan eden bir yapı değil. FETÖ bir istihbarat örgütü. Bugünlerde de Türki cumhuriyetlerde yaşananlar bunun ispatı. Kırgızistan’daki halk ayaklanmasının başını çekip yeni yönetimde bakanlık aldılar. 15 Temmuz FETÖ’nün kavgası değil. ABD ve İsrail’in “One Minute” olayından sonra Türkiye ile olan kavgası. Asıl kavga 17/25 Aralık’tan sonra başladı. O kavgada FETÖ kendi hareket etmedi. Talimat alarak bu operasyona girdi” dedi. 15 Temmuz’un yapılış tarihinin YAŞ kararları öncesi olduğunu anlatan Şener “15 Temmuz ABD’nin Erdoğan’dan kurtulma projesiyle FETÖ’nün zaten kayba uğradığı bir süreçte askerlerini de kaybetmek üzereyken yapmak zorunda kaldığı bir operasyondur” ifadelerini kullandı.
FETÖ’CÜLER BARİKAT DÖNEMİNDE TÜM ARŞİVLERİ YOK ETTİ
17/25 Aralık’tan önce MİT Müsteşarının tutuklanma girişiminin önemine değinen Mete Yarar “O dönem hedef Başbakandı. Ardından 17/25 Aralık geldi. O dönem iyi okunamadı sadece yargı ve polis içindeki bir grup şeklinde algılandı. Polisler atılamadı ve Doğu ve Güneydoğu’ya gönderildi. Sonrasında ise barikatllar süreci başladı. 6-8 Ekim olayları da yeterince anlaşılamadı. Çünkü FETÖ istihbaratın içindeydi” dedi. Barikatlar döneminde gittiği Doğu ve Güney Doğu’daki hatırlarını anlatan Yarar “O zaman konuştuğum pek çok kişinin bana verdiği bilgiler korkunçtu. Bir Polis Müdürü bana FETÖ’cülerin tüm arşivi yok ettiklerini anlattı. Düşünün aylarca PKK içine adam yerleştiriyorsunuz ama en ufak bir kayıt yok. O müdürümüz bu olayı İstihbarata aylar sonra gelen kişilerin “neden bizimle temasa geçmiyorsunuz?” dediklerinde anladıklarını söyledi. Nusaybin’e gitmiştik. Operasyonları doğru yapacak kişilerin çemberin dışına itildikleri anlatılıyordu. PKK’ya yapılacak bir operasyon polisin içindeki FETÖ’cüler tarafından sızdırılıyordu. Keşke o dönemin şahitleri olan ve şerefleriyle görevlerini yapan emniyet müdürleri ile askerler bunları hatıra olarak yazsalar. Bu anılar ve belgeler FETÖ-PKK işbirliğini çok net ortaya koyacaktır” dedi.
GÜLEN ÖLDÜĞÜNDE ÖRGÜT ÇÖZÜLÜR
Hrant Dink cinayetinden sonra yaptığı araştırmalar ve yayınladığı kitaplarla FETÖ’nün hedefi haline gelen Nedim Şener o dönem yaşadığı kişisel tecrübesini anlatarak, kendisini aylarca dinleyen örgütün bir şey bulamayınca Oda Tv Davasına ekleyerek yargılandığını ifade etti. FETÖ’nün şu anki durumuna da değinen Şener “FETÖ’nün çözülmesi ancak Gülen’in ölümü sonrası gerçekleşebilir. Gülen’in kendine bağlı kriptoları var. Mesela Adil Öksüz’ü kendi yanında yer alanlar bile tanımıyor. Bu isimler Gülen’in ölümü sonrası yerine geçecek kişiye itaat etmezler.” dedi.
FETÖ’NÜN İMAMLARININ ÇOĞU ÖĞRETMEN
15 Temmuz’dan sonar FETÖ ile mücadelede belli bir aşamaya gelindiğine dikkat çeken Mete Yarar ise toplumdaki yanlış algılara değindi. Yarar “Zaman zaman tuhaf şeyler duyuyoruz. Adam çaycı neden tutuklanıyor diyorlar. İyi de adam üniversitenin imamı. Adil Öksüz mesela TSK ile ne ilgisi olabilir: Adam TSK imamı. Öğretmenler mesela neden tutuklanıyor deniyor. Bu örgütün imamlarının büyük çoğunluğu öğretmen. FETÖ ile mücadelede polis, asker ve yargı ayağında önemli aşama kaydedildi. Ancak eğitim ve finans ayağı unutuldu. Bu işin başlangıcını unuttuğumuz için doğru yerde değiliz. Siz eğitimi temizlemezseniz yine kişiler alttan alta daha derin bir yapılanmayla 40 yıl sonrası için aynı planları yaparlar. Bu örgüt eğitimden ve buradaki üyelerinden güç alıp diğer kısımlara sızmaya devam ediyor. Finans alanında işadamlarını iyi organize edip para aktarıyor” şeklinde konuştu.
-
Nesrin Kurnaz 4 yıl önce Şikayet EtHalkta fetöcüler için HaLa "iyi insan" düşüncesi hakim, çünkü müslümanlığı ve halkın inançları kullandıkları için halkın tamamı henüz olayı analiz edip kavrayamamış. Doğal olarak müslüman kişi kötü olamaz ama bunlar müslüman görünümlü terorist, işte ayrıntı burada, kırılma noktası burasıdır.Beğen