Vahşice öldürülen Pınar'ın katil zanlısına akıl sağlığı testi yapılacak
Muğla'da geçtiğimiz Temmuz ayında erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı tarafından vahşice öldürülen Pınar Gültekin cinayeti ile ilgili davanın ilk duruşmasında katil zanlısı için akıl sağlığı testi raporu tanzim edilmesine karar verildi. 22 Aralık’ta ise olayın gerçekleştiği bağ evinde sanığın da katıldığı bir keşif yapılacak.
Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde saat 13.30'da başlayan duruşma saat 21.30'da sona erdi. 8 saat süren ilk duruşmada mahkeme heyeti, katil zanlısı Cemal Metin Avcı'nın akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için rapor tanzim edilmesine ve 22 Aralık tarihinde olayın yaşandığı Menteşe Karabağlar Yaylası'ndaki bağ evinde keşif yapılmasına karar verildi. Duruşma 4 Ocak 2021 tarihine ertelendi.
Duruşma sonrası açıklama yapan Pınar Gültekin'in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, “Davranışlarının yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının tespiti için, akıl hastalığının bulunup bulunmadığının tespiti için hastane raporu tanzim edilmesini istedi mahkeme. Yani sanık akıl hastası mıdır, değil midir diye bir rapor tanzimi istendi.
Anne babasının ve kardeşinin panik atak rahatsızlığı ile ilgili beyanlarını gözeterek bunu yaptı. Bu da bize göre sürpriz bir ara karar. Çünkü kendisinin bile akıl hastası olduğuna ilişkin hiçbir iddiası yok. İyi kötüyü ayırt ediyor, aklına uygun hareket ediyor. Aşamalarda hiçbir savunmada ‘ben işlediğim fiilin hukuki anlamda sonuçlarını algılayamıyorum, davranışlarımı yönlendirme yeteneğim yok' demiyor. Maktuleyi alıyor planlı bir şekilde bağ evine götürüyor, boğuyor, sonrasında odunla yakıyor, daha sonra benzin dökerek yakıyor, akabinde beton döküyor, palet yardımı ile atıyor. Maktule Pınar'ın telefonunu, kartını kırıyor, en son sinyal alsın diye Akyaka'dan. Sonra da telefonu üçe parçalıyor ve değişik yerlerde atıyor. Yani planlı, programlı, organize, senkronize bir şekilde cinayeti ilmik ilmik işlemiş. Soğukkanlı, hiçbir panik havası yok, tamamen tasarlamış. Sonrasında ailesi ve çocukları ile birlikte bir plaja gidiyor eğlenmeye. Aynı Cem Garipoğlu'nun ölmeden önce testere kullanıp, sonrasında Akmerkez'e kahve içmeye gittiği gibi. Sanığın kendisinin ‘Ben akıl hastasıyım' diye bir beyanı yokken, böyle bir savunması yokken, aşamalarda böyle bir iddiası yokken mahkemenin sanık ile ilgili akıl hastası mıdır, değil midir diye bir bilirkişi raporu istemesini ben çok garipsedim. Yine ilginç, soruşturma aşamasında müteaddid defalar sanıkların ifadelerindeki çelişkiler, hayatın olağan akışına, mantık ve fizik kurallarına aykırı hususlar bunların tetkik ve tespiti için keşif istemiştik. Bu da kısmen kabul edilmişti. Olay yeri inceleme ve tatbikat çalışması yapılmıştı.
Mahkeme bu sefer ilginç bir şekilde 22 Aralık 2020 tarihinde saat 13.30'da olay yeri inceleme uzmanı, bilirkişi marifeti ile keşif yapılmasına karar verdi. Olayda kullanılan varil ile benzer ölçülerde bir varil ve sanığın kullandığını belirttiği özellikle palet bulundurulması için İl Emniyet Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına karar verdi. Tarafların ve sanıkların da keşif mahallinde hazır bulunmasına karar verdi. Biz de keşif mahallinde hazır bulunacağız. Adı geçen bir cumhuriyet savcısı vardı. Ona ilişkin iddialar vardı. Adı geçen cumhuriyet savcısına ilişkin iddiaların değerlendirilmesi, varsa disiplin mekanizmasının işletilmesi, konuya ilişkin disiplin soruşturması bakımından tarafların herhangi bir talebi olmaksızın res'en konunun HSK'ya bildirilmesine, tanıkların dinlenmesine ve karşı tarafın tutukluluğuna karar verildi.
Açıkçası biz bir sonraki celsede bu ara kararların toplanması, keşif icrası ile birlikte bilirkişi raporu gelirse yargılamanın hızlanacağı kanaatindeyiz. Ama özellikle Adli Tıp'tan rapor alınması, TCK'nın 32'nci maddesine göre akıl sağlığı raporu alınması, keşif icrası biraz bizim için sürpriz oldu. Bu da şunu gösteriyor. Mahkeme anladığım kadarı ile biraz daha kovuşturmayı genişletecek, derinlemesine muhakeme yapacak, biraz daha sürecin başına dönüp etraflıca teati edip değerlendirme niyet ve iradesi var. Ama her şeye rağmen bizim geleceğe dair umutlarımız var. Adaletin tecelli edeceğini, maddi gerçeğin ortaya çıkacağını ve kamu vicdanını tatmin edecek emsal mahiyette bir ceza verileceğini düşünüyoruz” dedi.