Şener: Hiçbir özelleştirmede imzam yok
AKP’nin eski bakanı Abdullatif Şener, köşe yazısı yazmaya başladı. Şener, diplomathaber.com'daki yazısında ‘Yapılan özelleştirmelerin hiç birinin altında imzam yoktur’ dedi.

Göktürk Tunçtürk'ün haberi
AKP’nin geçmiş iktidarında etkili Bakanlardan olan Abdullatif Şener “Taraflı güncel yayın organı” sloganıyla yola koyulan www.diplomathaber.com haber sitesinde köşe yazısı yazmaya başladı. Şener’in köşesinin adı ise ‘Akademik Bakış’.
Eski Bakan Şener. Yazdığı ilk yazısında, daha önce yapılan özelleştirmelerin hiç birisinin altında imzası olmadığını belirtti.
Haber sitelerinin misyonunun ‘Büyük Türkiye’ olduğunu söyleyen Genel Yayın Yönetmeni Yener Atlı, “Diplomat Haber yayın grubu, hiç bir siyasi gruba, kuruluşa, derneğe, birliklere vs. organik olarak yakınlığı bulunmayan bağımsız bir haber kuruluşudur. Temel ilkemiz, haberlerde objektiflik, yorumda bağımsızlıktır. Diplomat Haber tarafsız değildir! Diplomat Haber, doğrunun, doğru bildiği fikirlerin tarafıdır. Diplomat Haber, Ulu Önder Atatürk'ün ilkelerini benimseyen, Cumhuriyet rejimin devamını içtenlikle isteyen, büyük ve güçlü Türkiye olma yolunda mücadele eden herkesin buluşabileceği bir ortak platformdur. İnsanların dili, dini, ırkı her ne olursa olsun, yeter ki ortak paydası, “Büyük Türkiye Cumhuriyeti' olsun” şeklinde konuştu.
İŞTE ŞENER'İN YAZASI
BU ülke adına çile çekmek, çaba sarfetmek gerekir…
Hep bildiğimi söyledim ve hiçbir zaman bildiğimi söylerken de bunu birilerini yıpratmak amacı gütmedim, sadece bildiklerimi anlattım.
Zor bir dönemde, coğrafyada yaşıyoruz.
Türkiye’nin etrafı ateş çemberi…
Irak kan gölüne dönmüş, Filistin patlamaya hazır bomba gibi, büyük güçler Ortadoğu haritasını yeniden çizmek için uğraşıyorlar.
Kahraman evlatlarımız, ordumuz bu ülkenin huzuru için kış gününde zor şartlarda operasyonlar yapıyorlar.
Elbette tüm zorluk ve sorunlar bunlardan ibaret değil!
Ekonomik alanda da sıkıntılarımız var.
Ekonominin kuralları, mücadelenin zemini değişmiştir.
Ayakta kalabilmenin yolu dünya ile rekabetten geçiyor. En ucuz ve kaliteli malı sunamazsanız, mahallenizdeki pazarı dünyanın öbür ucundaki rakibinize kaptırırsınız.
Rekabet artık yöresel kentsel bazda değil, dünya çapında yapılıyor. 1980 yılında dünya milli geliri 10 trilyon dolardı, sermaye stoku 12 trilyon dolardı. Şimdi dünyanın milli geliri 50 trilyon oldu, sermaye stoku 150 trilyon oldu.
Para parayı kazanıyor.
Paranın en fazla para kazandırdığı ülke artık Türkiye oldu.
Cari açık büyüyor, devasa boyutlara geçiyor. Bununla birlikte paranın en fazla para kazandırdığı ülke olduğumuz için, yabancı sermaye yani size ait olmayan döviz, para kazanmak için buraya geliyor ve açığınızı kapatıyor.
Ancak, açığınız kalıcıdır, yabancıya ait para gidicidir. Ülkenin rekabet gücü dediğimiz şey, üreterek açığı olmayan bir ülke kurmaya bağlıdır. Üreten, satan, rekabet eden, iç pazarı da dış pazarı da dolduran, geliri giderinden daha fazla olan bir ülke inşa etmediğimiz takdirde, küresel piyasalarda dolaşan ve hızla artan sermaye bankalarıyla bir sağa bir sola sallanırız.
Stratejik sektörler, yabancılaştırılmamalıdır!
Ülkeye ait olmayan para girişinin gelir gider açığını dengeliyor olması, bir sorun olmadığı anlamına gelmez. Bu, var olan bir sorunun sürekli derinleştiği anlamına gelir. Cari açığın dış dünyaya karşı ülkenin elde ettiği gelirlerle yaptığı harcamalar arasında fark var. Bu fark, 2006’da 32 milyar dolar, 2007’de ise 38 milyar dolar.
Bu açık nedeniyle büyük bir dalgalanma ortaya çıkmıyorsa, iyiye işaret değildir.
Bu ekonominin gittikçe yabancılaştığını, yabancılaşmanın derinleştiğini gösterir.
Son yıllarda ortaya çıkan olumlu gelişmelerden biri enflasyondur. Artık Türkiye'de enflasyon tek haneli rakamlara düşmüştür. İhracatımız 2007 yılı da 107 milyar dolar oldu.
Mevduat 5 yılda 128 milyar YTL'den 315 milyar YTL'ye çıktı.
Bankaların verdiği kredi 32.5 milyar YTL'den 219 milyar YTL'ye çıktı. Ancak, buna
rağmen ekonomi çok iyi gidiyor mu?
Bunu herkes kendisi düşünmelidir!
Yıllardır sanayi üretim endeksi sürekli artmıştır. En son belli olan rakam Aralık ayında açıklandı. Yıllar sonra eksi seviyelerine gelindi. Çok önemli bir sinyaldir, dikkatli izlenmelidir. Madencilik sektörü yüzde 8.4, tekstil yüzde 13.7, giyim sektörü yüzde 8.1, toprak ürünleri yüzde 13.8, makine teçhizat yüzde 11.4 azalma yaşanmıştır. Son yıllarda çok küçük miktarlarda da olsa işsizlik oranında bir azalma eğrisi vardı. Son 3-4 aydır işsizlik trendi, işsizlik eğrisi, başını yukarı kaldırmış, artmaya başlamıştır.
Enflasyon tek haneli rakama getirilmiştir.
Ancak, enflasyon artık nedense bir daha aşağıya inmiyor. Her türlü baskı yapılmasına rağmen, indirmek için kemer sıkma yöntemleri uygulanmasına rağmen enflasyonda artık aşağıya inmez hale gelmiştir.
Düşük gelir grupları büyük çoğunlukla gelirinin tamamını harcadığı ürünlerde enflasyon miktarının resmi enflasyon miktarının üstünde olduğunu görüyoruz. Geçim sıkıntısı açısından bunun son derece önemlidir.
Yıllık yüzde 8 enflasyon var diyorsunuz, ancak gıda ürünlerinde enflasyon oranı yüzde 12.5'dir. Bu gözden kaçırılmamalı. Toplumun harcama düzeyinde düşüşler var bu nedenle piyasada sıkıntılar yaşanıyor
Hükümet politikaları, kendi girişimcisini güçlendirmeye yönelik olması gerekmektedir. Özellikle özelleştirme konusunda dikkatli davranılması gerekir. Avrupa'da ve dünyada özelleştirme, hatta özel şirketin satışında bile çarpıcı örneklerinin yaşanıyor.
Geçen yıl bir Çin firması, bir ABD petrol firmasını 18.5 milyar dolar vererek almaya kalkıştı, ABD senatosu ayağa kalktı, ihaleyi kazanmalarına rağmen vermediler. Daha 2 ay önce Fransızlar'ın meşhur Danone firmasını Coca Cola satın aldı, Fransızlar ayağa kalktı, vermediler. Özel sektörün birbirine satışına bile izin vermiyorlar.
Almanya, Hollanda daha sonra stratejik sektörlerin yabancılaştırılmamasıyla ilgili kararlar aldı. İtalya'da finans sektörü özel koruma altındadır. 3 aylık bir dönem özelleştirmeye baktım. Politikalardaki ayrışma nedeniyle özelleştirmeyi bıraktım. Aslında özelleştirme kurulu üyesi yapıldım. Onu da bıraktım.
Yapılan özelleştirmelerin hiçbirinin altında imzam yoktur.
Özelleştirmeye tarafım, ancak her şey sınırsız yabancı sermayeye açılmamalıdır.
-
Hasim Sahin 17 yıl önce Şikayet EtBöyle korkaklarla devlet yönetilmezdi saten. Korkup kacti saten simdi disardan gazel okuyor sen sivasli olamazsin sivaslilar mert delikanli ve gözü pektir sen ise korkakmisin gardas vesselamBeğen
-
Ertan Saygın 17 yıl önce Şikayet Etneden karşı çıkmadın .... altında imzan yok diye suçsuzmu oluyorsun sen bakandın neden ses çıkarmadın neden sustun belliki seninde başka hesapların vardı örtüşmeyince bıraktın... birbirinizden farkınız yokki. sattınız ülkenin neyi var neyi yok ne kaldı geriye. kötü günler çok yakın ülkeyi çamura sapladınız inşallah bu düyada hesap sorulur sizden...Beğen
-
engin mehmet özertan 17 yıl önce Şikayet EtLatif kardeşim doğru söyle. Her tarafa şirin görünme politikasına devam ediyorsun. Özelleştirme sizden alındı, çünkü abinizi ERDEMİR Yönetim Kuruluna atadınız. Başbakanda Özelleştirmeyi sizden aldı. Şimdi çıkıp hiçbir özelleştirmenin altında imzam yoktur diye ortalığı bulandırmaya çalışıyorsunuz.Beğen
-
sevecen karasendag 17 yıl önce Şikayet Et. sn.şener kıvırma, adam ol ,ayran içtin ayrımı düştün kendine karşı dürüst ol biz seni öyle sevdik vesselam.Beğen
-
faris kısa 17 yıl önce Şikayet EtDEĞER. Bu değerli şahsiyetin Türk siyaset sahnesinde olması gerekir. birilerine küserek memleketin geleceği ile ilgili konularda uzaktan bakmak doğru değil.Beğen