Avrupa'nın yapamadığını Türk milleti yaptı!

Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Mehmet Cengiz, Haber7.com’a verdiği mülakatta çarpıcı açıklamalarda bulundu. Cengiz, ‘1000 Şehit İçin 1000 Su Kuyusu’ projesinin detaylarını ve kampanya kapsamında düzenlenen İyilik Sergisi’ni anlattı. Suriyeli göçmenler konusunda Avrupanın duyarsızlığına da değinen Cengiz, “Avrupa Birliği İdlib’de 30 bin ev taahhüdü verdi yerine getirmedi. Bütün Avrupa birliği ülkelerinin yapamadığını, Türkiye'nin bu merhametli milleti yaptı” dedi. 

“MÜZAYEDEDE 80 SU KUYUSU BAĞIŞI TOPLANDI” 

‘1000 Şehit İçin 1000 Su Kuyusu’ projesi hakkında konuşan Mehmet Cengiz, “Deniz Feneri Derneği olarak şehit polisimiz Ahmet Alp Taşdemir adına Somali’de bir su kuyusu açtık. Bunu sosyal medya adresimizden paylaştık. Süleyman Soylu Bakanımız bunu görüyor ve kendi sosyal medya adresinde paylaşınca çok büyük etkileşim alıyor. Biz de su kuyusunun fotoğrafını çerçeveletip Bakanımıza götürdük. Hediyemizi takdim ettik. Yanımızda bir de dosya vardı. ‘1000 Su Kuyusu’ proje dosyasını takdim ettik. Bakanımız, ‘Bu proje çok güzel. Birlikte yapalım’ dedi.  Geçtiğimiz temmuz ayında Deniz Feneri Derneği’nin Genel Merkezinde Süleyman Soylu’nun da katılımıyla projenin tanıtımını yaptık. 1000 su kuyusunun 500’ünün bağışını tanıtımda toplamış olduk. Dün yapılan müzayedemizde hayırsever bir iş adamının bağış olan 200’den fazla sanat eserini Dolmabahçe’de sergi haline getirdik. Bakanımız o serginin açılışına da geldi ve ilk eseri de aldı. Kendi adına toplamda 12 su kuyusu bağışta bulundu. 80 su kuyusunun bağışını da müzayede soncunda tamamlamış olduk” ifadelerini kullandı. 

“BİR ŞEHİDİN BEREKETİ 1000 ŞEHİDE DÖNÜŞTÜ” 

Kampanyanın bir kuyu ile başlayıp büyüdüğünü söyleyen Mehmet Cengiz, “Şehitler bizim için çok kıymetli. Bir Müslüman için şehitlik makamı erişilmesi en güç makamlardan birisi. Şehitler bu milletin kahramanları. Bir şehit adına bir iş yaptık o şehidin bereketiyle 1000 şehide dönüştü iş. Bakanımız açılış toplantısında ‘Bu bin binler olacaktır’ dedi. Ben bunun şehitlerin bereketi olduğuna inanıyorum. İnsanları temiz suya kavuşturarak onları hayata tutunduruyoruz. Her birimiz bir araya gelip gönüllerimizi birleştirdiğimiz zaman iyilik çok kıymetli oluyor. Bu projede hem şehitliğin hem de iyiliğin bereketini birlikte yaşıyoruz” şeklinde konuştu. 

PROJEYE DESTEK VERMEK İÇİN: https://www.denizfeneri.org.tr/bagis/bin-sehit-bin-su-kuyusu_2355/

“KANAL 7 AİLESİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM” 

Müzayedenin çok iyi geçtiğini söyleyen Cengiz, “Müzayedeye geldiğimizde toplam 610 taahhüdümüz vardı. Dün 80 su kuyusu bağışı toplayarak 690’a çıkarttık. Müzayede sırasında Yönetim Kurulu Başkanımız Zekeriya Karaman Bey kendi adına bir su kuyusu bağışında bulundu. Zahit Akman bu projeye kendisi ve ailesi adına katkı verdi. Kanal 7 ailesine teşekkür ediyorum. Hem projenin tanıtımını yaptınız hem de projeye destek verdiniz. Deni Feneri’nin internet adresinde ‘1000 Şehit 1000 Su Kuyusu’ proje alanından bağışçılarımız detayları görebilir ve bağış yapabilirler” dedi. 

“SU KUYUSU AFRİKA’DA HAYAT DEMEK” 

Deniz Fenerinin yaptığı insani yardımlara değinen Deniz Feneri Genel Başkanı, “Pandemi döneminde bir yılı dolduruyoruz. Ağırlıklı olarak pandemi nedeniyle yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım ulaştırıyoruz. Gıda, giyim ve nakit yardımlar ile pandemiden etkilenen ailelerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. ÜLKER Grubu her ay 10 Bin gıdayı düzenli olarak bize veriyor biz de Türkiye’nin 81 vilayetinde bu gıdaları dağıtıyoruz. Diğer bağışçılarımızdan aldığımız bağışlar ile tüm yoksul ailelerimize insani yardım ulaştırmaya çalışıyoruz. Afrika başta olmak üzere Asya, Balkanlar ve Türki Cumhuriyetlerde çok ciddi insani yardım faaliyetleri yürütüyoruz. Okullar, yetimhaneler, mescitler yapıyoruz. 2000’i aşkın su kuyusu açtık. Su kuyusu bizim için basit görünebilir ama Afrika’da hayat demek” diyerek hayırların devam edeceğini belirtti. 

“BU MİLLET DÜNYADA İNSANLIĞIN VİCDANINI TEMSİL EDİYOR” 

Medeniyetimize ‘Vakıf Medeniyeti’ denildiğini söyleyen Mehmet Cengiz, “Ben bir yardım kurumunun temsilcisi olarak bu milletin bir ferdi olduğum için Allah’a binlerce şükürler olsun. Biz millet olarak dünyada insanlığın vicdanını ve merhameti temsil ediyoruz. Osmanlı yıkıldığından beri kurulan bir sömürü düzeni var. Bu düzende insanlık, hukuk, adalet, vicdan, merhamet yok. Bu zalim düzenin karşısında merhameti temsil eden bir milletimiz var. Bunun ile ne kadar övünsek az. Yaptığımız her hayır ve hasenat dünyanın her yerinde bir duaya dönüşüyor. Eğer bu millet birçok tehlikeye savuşturmuş ise hiç tanımadığımız ama hayır duasını aldığımız insanlar sayesindedir. Biz dünyanın bütün mazlumlarının duasını alan bir milletiz. Bu bizim için çok övünülecek bir şey. Biz bu yardımlaşmayı büyütmek ve merhamet toplumu olduğumuzu bütün dünyaya en güçlü şekilde göstermek istiyoruz” ifadelerini kullandı. 

“İYİ YÖNETİLİR İSE GÖÇ BİR ZENGİNLİKTİR” 

Suriyeli göçmenler hakkında da konuşan Cengiz, “Yaklaşık bir sene önce Fatih Sultan Mehmet Üniversite'si ile birlikte ‘Savaş, Göç, Yoksulluk’ diye bir bilimsel sempozyum düzenledik. Sempozyumun tek cümlelik sonucu şu; “Göç meselesi bir krizdir ama iyi yönetilirse göç bir zenginliktir.” Göç yapılan ülkeler kendi ülkelerine göç eden insanlarla iyi bir diyalog kurar ise onların dertlerini yerinde çözebilir ise kültürel zenginlik, ticari zenginlik, insan unsuru bakımından zenginlik, iki ülke vatandaşları arasında ki bağların güçlenmesi bakımından bir zenginlik ve duygu birliğinden olan bir zenginlik olmak üzere birçok yönüyle uzun vadede çok faydalı olduğu sonucu çıkmıştı o sempozyumdan. Türkiye on yıldır Suriyeliler birlikte yaşıyor. Suriye'de yaşanan olay bir yirmi yıl önce Irak'ta yaşandı. Libya'da yaşanmaması için mücadele veriliyor. Mısır'da yaşandı. Osmanlı yıkıldıktan sonra kurulan dünya düzeninde maalesef savaş, kan, gözyaşı var. Başka bir şey yok. Bütün bunların karşısında merhamet diye duran, adalet diyen bir Türkiye var” şeklinde konuştu. 

"MAZLUMUN DUASINI ALABİLMEK ÇOK ÖNEMLİ” 

Türkiye'nin Suriyeli mazlumlara kucak açtığını söyleyen Mehmet Cengiz, “Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Türkiye hükümeti kapılarımı açtı. Bunlar bizim akrabalarımızdır, en üst noktada bunlar insandır ve biz insanların hayatını korumakla mükellefiz. Suriyeliler aynı zamanda komşumuzdur. Deniz Feneri olarak 10 yıldır yardımlarımızın çoğunu, eforumuzun çoğunu Suriyeliler için harcıyoruz. Helal olsun. Suriye'den çok zenginlikler gelmiştir. Alimleri, tüccarları, bilim insanları belki bir kısmı Avrupa'ya gitmiştir ama burada olan mazlumların duası bizim için yeter. Bir mazlumun duasını alabilmek onun ihtiyacını görebilmek bir Müslüman için çok kıymetlidir. Bir insanı yaşatmak bütün insanlığı yaşatmaktır. Deniz Feneri'nin Azez Bölgesinde iki tane kampı var. 1350 aile yaşıyor o kampta ve biz neredeyse işin başından beri o ailelere düzenli olarak gıda yardımları götürüyor, giyim yardımları götürüyoruz. İdlib'de Cumhurbaşkanımızın başlattığı çok kıymetli çalışmalar yapıldı. 50 bin briket ev taaddüt verildi. Şu ana kadar 30 bin briket ev yapıldı. Bunun 900'nü Deniz Feneri yaptı. 40 metrekarelik bir sıcak yuvaya kavuşturduk o insanları. Avrupa Birliği 30 bin ev taahhüdü verdi yerine getirmedi. Bütün Avrupa birliği ülkelerinin yapamadığını, Türkiye'nin bu merhametli milleti tamamen kendi harçlıklarından, kendi gelirlerinden paylaşmak suretiyle Suriyeli kardeşleriyle paylaşıyorlar. Biz insan olarak maddi varlıktan ibaret değiliz, duygularımız var. Allah merhameti bizim ile birlikte yarattı. Allah bu milletin merhametini daim kılsın” dedi.