Vesayet sisteminin son eseri: 1982 Anayasası ve yeni anayasa sinyalleri
1982 Anayasası, darbe döneminden kalan son vesayet eseri olarak günümüzdeki yerini koruyor. Her ne kadar AK Parti iktidarında bürokratik oligarşi sistemi yıkılsa da, mevcut Anayasa işleyişte önemli aksaklıklara neden oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sinyallerini verdiği Yeni Anayasa ve reform hareketini, uzmanlar Haber7.com'a değerlendirdi.
Haber7- Enes Taha Ersen / Gamze Türk
1982 Anayasasının vesayet ürünü maddeleri, yıllar geçse de halen kendini gün yüzüne çıkarmaya çalışıyor. Bir takım çevreler tarafından dile getirilenlere dayanak olan mevcut Anayasa, hukuki anlaşmazlıklar ve pek çok tartışmalara da neden oluyor. Özellikle sivil bir anayasa talebiyle yeniden gündeme gelen bu tartışmayı uzman isimler Haber7.com'a değerlendirdi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Avukat Cüneyt Toraman ve Mehmet Sarı ile GENAR Başkanı İhsan Aktaş yeni Anayasa ihtiyacı ve reform çalışmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
METİN FEYZİOĞLU: GÜÇLENDİRİLMİŞ KUVVETLER AYRILIĞI
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da gündeme getirdiği sivil bir anayasa ihtiyacı talebine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuyu yargı açısından değerlendiren Feyzioğlu, Yeni anayasa ile bir takım değişikliklerin yapılmasının, işleyişi kuvvetlendirebileceğini ifade etti:
"Ben yargı açısından bakarım meseleye. Hükümet sistemi açısından bu bir siyasi tercihtir. Hem de milletin bir siyasi tercihi olur. Hükümet sistemi, Başkanlık Hükümet sistemi, Parlamenter Sistem vs. Bunlara millet karar verir. Ancak kuvvetler ayrılığına ilişkin yapılacak bir Anayasa değişikliğinde, muhakkak surette bulunması ve güçlendirilecek ise kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi lazım. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem diyorlar ya, ona göre güçlendirilmiş bir kuvvetler ayrılığının bu anayasa değişikliğinde yer almasında ben fayda görürüm."
"HAKİMLER SAVCILAR KURULU İKİYE AYRILMALI"
Feyzioğlu Anayasa değişikliği ile yargıdaki düzenin sağlanabileceğine işaret etti. özellikle Hakimler Savcılar Kurulu'nun yapısal olarak birbirinden ayrılmasıyla düzenin saha sağlıklı olacağını savunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, bu fikrini daha önce de dile getirdiğini ifade etti:
"Şimdi o çerçevede, yargı açısından bakıyorum ben meseleye; Yargının özlük işlerini düzenlemek, denetlemek, tayin, terfi, disiplin cezası, soruşturma konuları hakkında burada Hakimler Savcılar Kurulu var. Ben son adli yıl açılış konuşmamda ve ondan öncekinde de Sayın Cumhurbaşkanı'nın da huzurunda açıkladığımı bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum. Şöyle ki; Hakimler Savılar Kurulu, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu diye ikiye ayrılmalıdır. Hakimler Kurulu'nun başına Yargıtay Başkanı, Savcılar Kurulu'nun başına Yargıtay Başsavcısı gelmelidir. Ve her iki kurulun da üyelerinin de bir kısmı Yargıtay ve Danıştay Genel Kurullarınca, bir kısmı da çok yüksek bir uzlaşmayla, mesela 2/3 uzlaşmayla TBMM Genel Kurulu'nca seçilmelidir. Her iki kurula da savunmanın yargı içerisinde eşit bir güç olduğunu anlatmak adına Türkiye Barolar Birliği'nce de birer üye verilmesinde bizler çok fayda görürüz."
Feyzioğlu bu sayede hukuki uyuşmazlıkların ortadan kalkacağını, kutuplaştırma çabalarının da önüne geçileceğini ifade etti
Bu neyi sağlar? Bu toplumun ceza davaları ya da yargıya intikal etmiş uyuşmazlıkları üzerinde kutuplaşmanın oluşmasını önlemeye yarar bu dediğim. Türkiye'de toplumu ilgilendiren her hukuki, cezai uyuşmazlık, tribünlerin birbirine karşı kutuplaştırılması çabasına malzeme yapılıyor birilerince. O halde bu konuda hiç kimseyi söz söyleyemez hale getirmeliyiz artık.
"ZAMANI GELDİ"
Feyzioğlu, Anayasa'da değişim tartışmalarını çok verimli bulduğunu ifade ederken bu sayede yargı reformu ve kaliteli hukukçu yetiştirme hedefleriyle, hukuki sistemleri dünya seviyesinin üzerine çıkartılmasının zamanının geldiğini belirtti:
"Çok olağanüstü, toplumların devletlerin tarihlerinde yaşanmaması gereken, ancak yaşadığında da ders alınması gereken bir süreci geçirdik. Yargının içindeki kılcal damarlarına kadar girmiş olan FETÖ'cü yapılanmayı çok büyük ölçüde söküp attığımızı düşünüyorum. Dolayısıyla artık normalleşmenin, anayasada değişiklik yaparak da yerine getirilmesi lazım. Bir taraftan yargı reformunun vazgeçilmezi olan kaliteli hukukçu hedefine yürüyoruz. Öbür taraftan da sistemsel güvenceleri dünya seviyesinin de üzerine çıkarmakta bence zamanımız geldi. O yüzden ben olumlu bakıyorum bu tartışmanın açılmasına."
"DEĞİŞMEZ MADDELERİN TARTIŞMAYA AÇILMAK İSTENDİĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu şunları söyledi:
"82 Anayasası'nın zaten yarıdan fazlası değişmiş durumda. Biz eğer yepyeni bir Anayasa tartışması açarsak, Anayasa'nın değişmez ve üniter yapıyı koruyan maddeleri sanki açıyormuşuz gibi bir yanlış anlaşılmaya yok açar. O yüzden ben Anayasa'nın değişmez maddelerinin tartışılmaya açılmak istendiğini de hiç düşünmüyorum. Öyle bir cümle de hiç kimse tarafından sarf edilmedi. Bence yine bizi kutuplaştıracak, yine bizi birbirimize siyasi jargonlarla söz söyletecek bir tartışmadan ziyade, gelelim işin teknik zorluklarına. Rahatsız olunan hangi madde varsa onun üzerinde konuşalım. Yoksa genel olarak konuştuğumuzda hukuki bir metinle ilgili siyasi bir tartışma yapıyoruz. Siyasi tartışma yaptığımızda da takdir edersiniz ki yine taraflara bölüneceğiz, tribünlerden birbirimize bağıracağız."
"CUMHURBAŞKANIMIZCA SÖYLENMEDİ, SÖYLENMEZ"
"Çok net söylüyorum ben size kuvvetler ayrılığını güçlendirmemiz lazım. O noktada da yargının hiç kimsenin telkininde dahi olmaması gerektiğinin altını çizmemiz gerekiyor. Bu amaçla da Hakimler Savcılar Kurulu'nun yapısının değişmesi gerektiğini çok uzun zamandan beri söylüyorum. Aynı düşüncemi tekrarlamak için bu Anayasa değişikliği tartışmasının açılmasını vesile görürüm. Üniter yapımızı tartışmaya açacak bir cümle, zaten Cumhurbaşkanımızca söylenmedi, söylenmez. Bu tartışmalara da bizim girmememiz lazım."
CÜNEYT TORAMAN: 82 ANAYASASI DARBECİLERİN YAPTIĞI BİR ANAYASADIR
Avukat Cüneyt Toraman, 1982 Anayasasının Türkiye için bir ayıp olduğunu savunurken, sivil bir anayasaya duyulan ihtiyaca ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Bu aslında Türkiye'nin ayıbı. Aslında 1982 Anayasası darbecilerin yapmış olduğu bir Anayasadır. Bu ayıp bile Türkiye'ye demokrasi standartları açısından yeter de artar bile. Çok geç bile kalındı. Buna ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet partileri hatta HDP de karşı çıktılar. Onlar vesayetçi sistemin bekçileridir. Muhalefet partilerinin çok büyük kısmı böyledir. Mecliste bunun oy birliği ile geçmesi lazımdı esasında. Sivil bir anayasanın, meşru seçimle gelmiş bir iktidar ve muhalefet partililerin oy birliği ile geçesi gerekiyordu. Ama herkesin gerçek yüzünün görülmesi, ortaya çıkması açısından önemli bir turnusol ikilimi görecektir. Aslında dünya standartları, demokrasi standartları bellidir. Bu Anayasa meclise sunulsun, karşı çıkanları da destekleyenleri de herkes görsün.
"EN KISA ZAMANDA DEĞİŞMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Yeni anayasahakereti için en kısa sürede harekete geçilmesi gerektiğini ifade eden Toraman, AK Parti iktidarının yönetim anlayışı sebebiyle vesayet odaklarının günümüzde istediklerini gerçekleştiremediğini ifade ederken, bu gibi kurum ve kuruluşlardaki yapılanmaların olası bir iktidar değişimi durumunda yeniden eski Türkiye şartlarını zorlamaya çalışacağını söyledi:
"Bütün Anayasa referandumları hep yüksek oylarla geçmiştir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile ilgili Anayasa değişikliği çok yüksek oranda, yüzde 65-67 civarındaki oylarla geçti. Dolayısıyla ben bu halkın da çok yüksek oranda oy vereceğini düşünüyorum yeni Anayasa'ya. İnşallah kurtuluruz. bu Anayasa'ad çok değişiklik yapıldı ancak değişikliklerin tamamı belli maddelerde yoğunlaştı. Esası özü, omurgası aynı şekilde duruyor 82 Anayasasının. Mevcut Anayasa vesayet Anayasası demek. Vesayet kurumlarının hepsi duruyor. Şu anda Ak Parti iktidarda olduğu için 28 Şubat dönemindeki gibi görev ifa etmiyor kurumlar. YÖK etmiyor, Milli Güvenlik Kurulu 28Şubat'taki gibi bir görev ifa etmiyor. Ama iktidar değişir değişmez tekrar fabrika ayarlarına dönecek. Onun için ben acilen, en kısa zamanda bu anayasanın değişmesi gerektiğini düşünüyorum."
YENİ ANAYASA İÇİN NE ZAMAN HAYATA GEÇİLECEK
Avukat Cüneyt Toraman yeni Anayasa ve reform hareketinin ne kadar süre içerisinde başlayacağını ne kadar süre içerisinde tamamlanacağına ilişkin de şunları söyledi:
"Türkiye'nin olağanüstü bir birikimi var. Bütün STK'lar bu değişim hareketine katıldılar. Devletin arşivlerinde bunların hepsi vardır. Bir ay bile bence süre olarak fazladır bana göre. Bütün herkes görüşünü bildirdi. Teknik bir kadro bunu dizayn edecek, bu kadar. Halkın talebi de isteği de belli. Demokrasi standartları açısından yapılması gerekenler de belli. Onun için madde madde üzerinde, günlerce aylarca haftalarca yıllarca tartışmanın da bir alemi yok. Bu Anayasa'nın sorunlu noktaları da belli. Ben bir hukukçu olarak 80-2020 arasında kırk yıldır gözlemliyorum: Vesayet niteliği, vesayet özelliği değişmiyor. Bu Anayasa'nın yapılmasına destek veren ülkeler ABD örneğin, kendi ülkelerinde böyle bir Anayasa yok. Türkiye'ye laik görüyorlar böyle bir vesayet sistemini. Onun için bence bir ay bile fazladır bu süre için."
REFERANDUM SİNYALİ
Toraman ayrıca, yasaların değişmesi noktasında mecliste uzlaşı sağlanma ihtimalini düşük görürken referandum ihtimalinin daha gerçekçi olduğunu savundu:
"Teknik olarak bunun bir durumu söz konusu. Ya bu Anayasa'nın değişimi için TBMM'de çoğunluk sağlanacak ve meclisten geçirilecek. Bu imkansız görünüyor, muhalif blok buna izin vermiyor. Çok büyük bir ihtimalle referanduma gidilecek ve çok rahatlıkla bu değişim sağlanacaktır."
MEHMET SARI: SİVİL ANAYASA ARAYIŞI OLARAK GÖRMEK LAZIM
"Türkiye’nin sivil bir anayasa yapma arayışı, darbe mahsulü anayasa ile yönetilmesin arayışıdır. Çok uzun süredir Türkiye’nin gündeminde olan bir konu. Buna ilişkin en ciddi girişim 2010 yılında başladı. Temel haklar başlığı altında o gün mecliste temsil edilen dört parti 76 maddede uzlaştılar. Sayın Cumhurbaşkanımız dönem itibarıyla muhalefet liderlerine ‘Uzlaşılan 76 maddeyi çıkaralım’ çağrısında bulundu. Yani Türkiye’nin sivil anayasa arayışı hiçbir zaman kenarda kalmadı, öncelik olarak dile getirildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çağrısını bir çaba olarak görmek lazım. Türkiye’nin yeni sivil anayasa arayışı olarak görmek lazım."
İHSAN AKTAŞ: DAHA DEMOKRATİK BİR ANAYASA BEKLENTİSİ
"Siyaseti yönetme yetkisini Cumhurbaşkanımız elinde bulunduruyor. Bir gün önce kimsenin gündeminde anayasa yoktu. Cumhurbaşkanımız toplumun önüne bir farklılık, yenilik ve değişim koyan bir lider. Bu anayasa refleksi de bunlardan birisi. Türkiye’de içeriği ne olursa olsun, mevcut anayasa ile ilgili darbe anayasası dillendirmesi her zaman yapılıyor. İkinci yapılan eleştiri de sürekli değişikliklere uğratılarak bir yamalı bohçaya döndüğü söyleniyor. Tutarsızlıkların zenginleştiği, çokça noksanlıkların olduğu bir anayasa. Toplumlar gelişiyor, değişiyor ve her değişen toplumun bir ruhu vardır. Daha kuşatıcı, daha özgürlükçü, daha demokratik bir anayasa beklentimiz olduğunu söyleyebilirim."
-
zekai 3 yıl önce Şikayet EtBu karar Türkiye için son şansı inşallah yaparsınızBeğen Toplam 2 beğeni
-
1 isi 3 yıl önce Şikayet EtDerhal yeni anayasa yapilsin Ama chp hdp ve tum izm ler ile zihniyetinden Inonu ve zihniyetinden Ab,abd,bm ,israil yol ve zihniyetinden Özgürlük demokrasi adi altinda hicbir sapkinlik hainlik dinsizlik imansizlik eseri eseri dahi olmayacak en agir sekilde cezalandiracak bir anayasa olsun.Beğen Toplam 6 beğeni
-
Caplahama 3 yıl önce Şikayet EtNelerle uğraşıyoruz arkadaş ya!!!bir madde söyleyin bariBeğen Toplam 2 beğeni
-
İstanbulllu 3 yıl önce Şikayet EtSabret anayasada çokkkk maddeler var sabret devlet işini yapsın sen anayasada yazan vatandaşlık görevini yap geriye yaslan vesselamBeğen Toplam 3 beğeni
-
Türkoğlu 3 yıl önce Şikayet EtAdalet sadece adaletBeğen Toplam 1 beğeni
-
Hamdi 3 yıl önce Şikayet EtYapılacak anayasada, öncelikle teröre teröriste yardım yataklık edenlere destekleyenlere teröriste, gıdada fırsatçılık yapanlara idam cezası verilsin.Beğen Toplam 6 beğeni