İstanbul’da belediyenin hizmeti yok denecek kadar az. Şehir her geçen gün kan kaybediyor. Bu şehre kafasında başka tilkiler olan kişilerin başkan olmaması gerekiyor. Çünkü bu şehrin sorunları da kendisi gibi büyük.
Ancak gecesini gündüzünü kendisine adayacak yöneticilerin olmasıyla bu sorunlar aşılabilir. Ama ne acıdır ki şehrin emanet edildiği şahısların kafasında İstanbul’dan başka her şey var. Sadece İstanbul yok gündemlerinde.
Siyasi kariyerini İstanbul üzerinden gerçekleştirmek uğruna bu tarihi şehri ihmal edenlerin vebali büyük. Fethin sembolü kadim şehir bunu hak etmiyor. Yazık oluyor her şeye. Yıllardır bir şey yapmak yerine bir şey yapıyormuş gibi göstermekle meşgul olan profesyonel oyuncularla karşı karşıyayız.
Neyse ki vatandaşımız cilalı reklamlara doydu. Reklam var icraat yok demeye başladı. Reklam yapmaya ayıracakları enerjiyi hizmete ayırsalar yetecek aslında. Ama umurlarında bile değil. Niyetleri başka eylemleri başka.
Hayırsız niyetlerinin akıbetinin hayır olmayacağının farkında değiller. Çünkü iyi biliyor ve inanıyoruz ki ancak niyet hayır olursa akıbet hayır olur.
Bu ihmal ve suistimal döneminde belki de şehrin faydasına tek diyebileceğimiz bir hizmet görebildik. O da Miras dairesinin yaptığı tarihi eserleri onarma ve yaşatma gayreti.
Takip edebildiğim kadarıyla çok sayıda esere emek verildi. Körü körüne eleştirenlerden değiliz. İyi olanı alkışlamasını biliriz. Özellikle restorasyonu gerçekleştirilen tekkeler nedeniyle emeği geçenleri tebrik hak ediyor.
Yanından geçerken harap hali içimizi acıtan bu güzide yerlerin ihyası bizi ziyadesiyle mutlu ediyor. Burada belediye bürokratı olan Mahir Polat’ın vakıf geçmişinin olması tarihi mirasa dair özel hassasiyet taşımasının etkisi olduğu aşikâr. Her ne olursa olsun eksiği eleştirdiğimiz gibi yapılan güzelliği de takdir etmemiz gerek.
Son olarak Süleymaniye’deki Helvai tekkesi ve türbesi hüzün veren halinden kurtarılarak geleceğe taşındı. Keşke benzeri bütün yapılar kurtarılabilse. Ümidimiz ve duamız o yöndedir.
Tekkenin yeniden doğuşundan büyük heyecan duydum. Helvai tekkesinin 5 asırlık hikayesini bilen bilmeye herkesin benzer heyecanı duyduğunu düşünüyordum.
Bu ümitle belediyenin konuyla ilgili haberinin altındaki yorumlara baktım. Aman Allah’ım bir de ne göreyim. Klasik CHP zihniyetini taşıyan kişiler binlerce yorum yazarak belediyeyi protesto etmiş.
Aman efendim Atatürk’ün kapattığı tekkeler nasıl açılırmış vs vs. Bunlarda ne tarih şuuru ne de medeniyet bilinci var.
Bu kafanın tekke ve cami düşmanlığında milim sapma yok. Aynı bağnazlık devam ediyor. Allah muhafaza iktidar olmaları durumunda tek parti döneminin bütün kötülüklerini tekrar yaparlar. Fıtrat değişir sanma kin aynı kin.
Yorumları yüzüm kızararak okudum. Cehaletlerine mi yanalım değerlerden bu denli kopukluklarına mı acıyalım bilemedim. Bir kez daha gördük ki dünyada her şey değişir CHP zihniyeti değişmez. Özünde maneviyat olan her şeye düşmanlar.
Tekkelerin toplum için hangi faydaları sağladığını bilemeyecek kadar cahil anlamayacak kadar bağnazlar. Dinlemeyecekler ama yine de biz anlatalım.
Düşmanlık yaptıkları bu müesseseler yüz yıllarca insan merkezli çalışmaların öncüsü oldu. Şehirlerde kurulan tekkeler asayişin sağlanmasında huzurun tesis edilmesinde önemli bir misyon yürüttü.
Ayrıca tekkeler sadece şehir merkezlerinde değildi. Yol emniyeti sağlanmayan haydutların insanları haraca bağladıkları yollarda kurulan tekkeler bir müddet sonra yol güvenliğini sağladılar.
Irmakların başına kurulan tekkeler insanların sulardan selametle geçmesi için köprüler kurdular. Şehrin tepe noktalarına kurulan tekkelerde dervişler nöbet tutarak ahalinin huzur içinde uyumasına vesile oldu.
Tekkeler dili dini ırkı ne olursa olsun herkesin iyiliği güzelliği için çalışan merkezlerdi. Tekkelerin hizmet verdiği zamanlarda sokaklarda güven mahallede huzur vardı. Tekke terbiyesi alan vatandaş devletine bağlı milletine sadık bir ömür sürerdi.
Tekkenin çorbasını içenin işinde başarı aile hayatında bir dinginlik olurdu.
Tekkeler sadece içindekilere değil çevresindekilere de şifa sunardı. Yapılan sohbetler çekilen zikirler ve eşsiz muhabbetlerle insanların hayat enerjisini artırdı.
Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesinde tekkelerin fonksiyonunu da ayrıca zikretmek gerekir. Dervişler yerleştikleri yerleri yeşerttiler. Beldeleri mamur ettiler toprağı vatan kıldılar.
Bu hususta Ömer Lütfü Barkan Hocanın, Kolonizatör Türk Dervişleri isimli muhteşem makalesini okumak gerekir. Balkanların, Rumeli'nin, Anadolu'nun, Kafkasya'nın maddi ve manevi ihyasında tekkelerin ve mensuplarının rolü büyüktür.
Çok uzağa gitmeden Kurtuluş savaşında tekkeler hangi sorumlulukları aldı biraz açıp okusalar keşke.
TEKKE KÜLTÜRÜ
Tekkeler örnek insanlar yetiştiren eğitim kurumları gibiydi. Modern eğitim sistemi bugün o seviyeyi yakalayabilmiş değil.
Sulh zamanında iyilik elçileri harp döneminde vatanın bekası için çarpışan yiğitler çıktı tekkelerden.
Merhamet hissini besleyen tekkeler değerlere bağlı insanların çoğalmasına vesile oldu.
Tekke kültürünün olduğu yerde toplumsal patlamalar ve krizler olmazdı. Bu manada tekkeler Devletin yükünü almıştır. Özellikle Osmanlı döneminde mahallenin huzurunun korunmasında tekkeler büyük vazife üstlenmiştir.
Belli bir nefis terbiyesinden geçen kişiler çevresine faydalı olmak için çırpınan insanların iyiliği için yarışan bireyler haline gelmiştir.
Çevresine zarar verme potansiyeli olan kişiler tekkenin dervişleri tarafından ıslah edilerek önce tekkeye sonra çevreye kazandırılmıştır.
Tekke faaliyetlerinin yoğun olduğu yerlerde kavga ve karmaşa olmamıştır. Bu mekanlarda manevi eğitiminin yanı sıra adabı muaşeret insan sevgisi komşu hakları gibi bütün güzel hasletler öğretilmiştir.
Tekkelere ruh veren Kâmil insanlar sayesinde mahallelerde kavga ve gürültü olmadan barış içinde yaşanmıştır. Sözünün ağırlığı olan tekke şeyhleri mahkemeye taşınmadan birçok sorunu çözmüştür. Sulhu sağlayan bu şahsiyetler mahallenin kanaat önderi olmuştur. Birliğin beraberliğin teminatı olmuşlardır.
Asli misyonuna uygun hareket eden tekkelerin toplum için faydasını saymakla bitiremeyiz. Biz şimdilik bu kadarla iktifa edip tekke düşmanlarına el insaf diyelim. Yeter artık tekke düşmanlığından İslam karşıtlığından vazgeçin!
Mahmut Bıyıklı - Haber7
Tekke düşmanları!
İstanbul’da belediyenin hizmeti yok denecek kadar az. Şehir her geçen gün kan kaybediyor. Bu şehre kafasında başka tilkiler olan kişilerin başkan olmaması gerekiyor. Çünkü bu şehrin sorunları da kendisi gibi büyük.
Ancak gecesini gündüzünü kendisine adayacak yöneticilerin olmasıyla bu sorunlar aşılabilir. Ama ne acıdır ki şehrin emanet edildiği şahısların kafasında İstanbul’dan başka her şey var. Sadece İstanbul yok gündemlerinde.
Siyasi kariyerini İstanbul üzerinden gerçekleştirmek uğruna bu tarihi şehri ihmal edenlerin vebali büyük. Fethin sembolü kadim şehir bunu hak etmiyor. Yazık oluyor her şeye. Yıllardır bir şey yapmak yerine bir şey yapıyormuş gibi göstermekle meşgul olan profesyonel oyuncularla karşı karşıyayız.
Neyse ki vatandaşımız cilalı reklamlara doydu. Reklam var icraat yok demeye başladı. Reklam yapmaya ayıracakları enerjiyi hizmete ayırsalar yetecek aslında. Ama umurlarında bile değil. Niyetleri başka eylemleri başka.
Hayırsız niyetlerinin akıbetinin hayır olmayacağının farkında değiller. Çünkü iyi biliyor ve inanıyoruz ki ancak niyet hayır olursa akıbet hayır olur.
Bu ihmal ve suistimal döneminde belki de şehrin faydasına tek diyebileceğimiz bir hizmet görebildik. O da Miras dairesinin yaptığı tarihi eserleri onarma ve yaşatma gayreti.
Takip edebildiğim kadarıyla çok sayıda esere emek verildi. Körü körüne eleştirenlerden değiliz. İyi olanı alkışlamasını biliriz. Özellikle restorasyonu gerçekleştirilen tekkeler nedeniyle emeği geçenleri tebrik hak ediyor.
Yanından geçerken harap hali içimizi acıtan bu güzide yerlerin ihyası bizi ziyadesiyle mutlu ediyor. Burada belediye bürokratı olan Mahir Polat’ın vakıf geçmişinin olması tarihi mirasa dair özel hassasiyet taşımasının etkisi olduğu aşikâr. Her ne olursa olsun eksiği eleştirdiğimiz gibi yapılan güzelliği de takdir etmemiz gerek.
Son olarak Süleymaniye’deki Helvai tekkesi ve türbesi hüzün veren halinden kurtarılarak geleceğe taşındı. Keşke benzeri bütün yapılar kurtarılabilse. Ümidimiz ve duamız o yöndedir.
Tekkenin yeniden doğuşundan büyük heyecan duydum. Helvai tekkesinin 5 asırlık hikayesini bilen bilmeye herkesin benzer heyecanı duyduğunu düşünüyordum.
Bu ümitle belediyenin konuyla ilgili haberinin altındaki yorumlara baktım. Aman Allah’ım bir de ne göreyim. Klasik CHP zihniyetini taşıyan kişiler binlerce yorum yazarak belediyeyi protesto etmiş.
Aman efendim Atatürk’ün kapattığı tekkeler nasıl açılırmış vs vs. Bunlarda ne tarih şuuru ne de medeniyet bilinci var.
Bu kafanın tekke ve cami düşmanlığında milim sapma yok. Aynı bağnazlık devam ediyor. Allah muhafaza iktidar olmaları durumunda tek parti döneminin bütün kötülüklerini tekrar yaparlar. Fıtrat değişir sanma kin aynı kin.
Yorumları yüzüm kızararak okudum. Cehaletlerine mi yanalım değerlerden bu denli kopukluklarına mı acıyalım bilemedim. Bir kez daha gördük ki dünyada her şey değişir CHP zihniyeti değişmez. Özünde maneviyat olan her şeye düşmanlar.
Tekkelerin toplum için hangi faydaları sağladığını bilemeyecek kadar cahil anlamayacak kadar bağnazlar. Dinlemeyecekler ama yine de biz anlatalım.
Düşmanlık yaptıkları bu müesseseler yüz yıllarca insan merkezli çalışmaların öncüsü oldu. Şehirlerde kurulan tekkeler asayişin sağlanmasında huzurun tesis edilmesinde önemli bir misyon yürüttü.
Ayrıca tekkeler sadece şehir merkezlerinde değildi. Yol emniyeti sağlanmayan haydutların insanları haraca bağladıkları yollarda kurulan tekkeler bir müddet sonra yol güvenliğini sağladılar.
Irmakların başına kurulan tekkeler insanların sulardan selametle geçmesi için köprüler kurdular. Şehrin tepe noktalarına kurulan tekkelerde dervişler nöbet tutarak ahalinin huzur içinde uyumasına vesile oldu.
Tekkeler dili dini ırkı ne olursa olsun herkesin iyiliği güzelliği için çalışan merkezlerdi. Tekkelerin hizmet verdiği zamanlarda sokaklarda güven mahallede huzur vardı. Tekke terbiyesi alan vatandaş devletine bağlı milletine sadık bir ömür sürerdi.
Tekkenin çorbasını içenin işinde başarı aile hayatında bir dinginlik olurdu.
Tekkeler sadece içindekilere değil çevresindekilere de şifa sunardı. Yapılan sohbetler çekilen zikirler ve eşsiz muhabbetlerle insanların hayat enerjisini artırdı.
Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesinde tekkelerin fonksiyonunu da ayrıca zikretmek gerekir. Dervişler yerleştikleri yerleri yeşerttiler. Beldeleri mamur ettiler toprağı vatan kıldılar.
Bu hususta Ömer Lütfü Barkan Hocanın, Kolonizatör Türk Dervişleri isimli muhteşem makalesini okumak gerekir. Balkanların, Rumeli'nin, Anadolu'nun, Kafkasya'nın maddi ve manevi ihyasında tekkelerin ve mensuplarının rolü büyüktür.
Çok uzağa gitmeden Kurtuluş savaşında tekkeler hangi sorumlulukları aldı biraz açıp okusalar keşke.
TEKKE KÜLTÜRÜ
Tekkeler örnek insanlar yetiştiren eğitim kurumları gibiydi. Modern eğitim sistemi bugün o seviyeyi yakalayabilmiş değil.
Sulh zamanında iyilik elçileri harp döneminde vatanın bekası için çarpışan yiğitler çıktı tekkelerden.
Merhamet hissini besleyen tekkeler değerlere bağlı insanların çoğalmasına vesile oldu.
Tekke kültürünün olduğu yerde toplumsal patlamalar ve krizler olmazdı. Bu manada tekkeler Devletin yükünü almıştır. Özellikle Osmanlı döneminde mahallenin huzurunun korunmasında tekkeler büyük vazife üstlenmiştir.
Belli bir nefis terbiyesinden geçen kişiler çevresine faydalı olmak için çırpınan insanların iyiliği için yarışan bireyler haline gelmiştir.
Çevresine zarar verme potansiyeli olan kişiler tekkenin dervişleri tarafından ıslah edilerek önce tekkeye sonra çevreye kazandırılmıştır.
Tekke faaliyetlerinin yoğun olduğu yerlerde kavga ve karmaşa olmamıştır. Bu mekanlarda manevi eğitiminin yanı sıra adabı muaşeret insan sevgisi komşu hakları gibi bütün güzel hasletler öğretilmiştir.
Tekkelere ruh veren Kâmil insanlar sayesinde mahallelerde kavga ve gürültü olmadan barış içinde yaşanmıştır. Sözünün ağırlığı olan tekke şeyhleri mahkemeye taşınmadan birçok sorunu çözmüştür. Sulhu sağlayan bu şahsiyetler mahallenin kanaat önderi olmuştur. Birliğin beraberliğin teminatı olmuşlardır.
Asli misyonuna uygun hareket eden tekkelerin toplum için faydasını saymakla bitiremeyiz. Biz şimdilik bu kadarla iktifa edip tekke düşmanlarına el insaf diyelim. Yeter artık tekke düşmanlığından İslam karşıtlığından vazgeçin!
Mahmut Bıyıklı - Haber7