ABD yönetimine tarihi vesikalarla tokat gibi cevap!

Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Uğur Ünal, Türkiye’nin 1915 olaylarına ilişkin tezlerinin sağlam belgelere dayandığını belirtti.

ABD yönetimine tarihi vesikalarla tokat gibi cevap!
ABD yönetimine tarihi vesikalarla tokat gibi cevap!
GİRİŞ 28.04.2021 16:01 GÜNCELLEME 28.04.2021 16:01
Bu Habere 16 Yorum Yapılmış

Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Uğur Ünal, Türkiye’nin 1915 olaylarına ilişkin tezlerinin sağlam belgelere dayandığını belirterek, “gerçekleri merak ediyorsa” ABD Başkanı Biden’a belge gönderebileceklerini açıkladı. 

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, sözde soykırım iddiaları ile ilgili olarak “belgelerimize güvenimiz tam” dedi.

ABD Başkanı Biden’ın 24 Nisan’da sözde soykırım ifadesini kullanması ile tırmanan tartışmaları Yeni Şafak’a değerlendiren Prof. Ünal, şöyle konuştu:

GERÇEĞE DAYANMAYAN İDDİA UNUTULUR

Reagan 1981 yılında bu ifadeyi kullandı ancak o tarihte daha başkan seçilmemişti ve akabinde seçildiğinde resmi olarak bu ifadeyi kullanmadı. Reagan 40 yıl önce bu ifadeyi kullandıktan sonra gerçeğe dayanmayan, tarihe dair her iddia gibi bu da unutuldu. Biden’ın 1915 olaylarını soykırım olarak nitelemesini de bu bakış açısıyla değerlendirmeliyiz.

1915 olayları ABD başkanlarının kendi başlarına tanımlayacağı tarihi bir olay değil. Yabancı devletlerin veya yaşananlara ilişkin hiçbir söz hakkı olmayanların yaşananları nasıl adlandırdığının bir önemi yok. Bu konuda önemli olan tarihçilerin söyleyeceği.

GERÇEĞİ İSTEYEN ARŞİVİ İNCELESİN!

Maalesef 1915 olayları, dünya tarihinde üzerinden en fazla kazanç elde edilmeye çalışılan konuların başında geliyor. Yapılması gereken aslında oldukça basit. Burada gerçeğe ulaşmak isteyen uzmanların özellikle tarihçilerin başta bizim sahip olduğumuz arşiv olmak üzere konu ile ilgili tüm devlet ve özel arşivleri incelemesi ve değerlendirmesidir. Doğru olan yaklaşım budur. Arşivlerimiz sonuna kadar açıktır. Belki belli bir süre kamuoylarının algısını etkileyebilirsiniz. Ancak tarihi gerçekleri değiştiremezsiniz. Türkiye, 1915 olaylarına dair tezlerini oldukça sağlam belgelere dayandırmaktadır. Bu nedenle bu durumda zarar görecek olan Türkiye değil, temelsiz iddianın sahipleri olacaktır. Temelsiz iddialar yok olmaya mahkumdur.

İDDİALARA KARŞI 34 CİLT

Ermeni sorunuyla ilgili 34 cilt kitap yayınladı Başkanlığımız bugüne kadar. Ayrıca 4 bin 643 belgeye de çeviri yazıları ile birlikte internet üzerinden ulaşılmasını sağladık. “Tehcire Giden Yol” kitabımız gerçekten 1915 olaylarına dair alanında ortaya konulmuş çok ciddi bir eser. Soykırım arayanlar bizim tarihimizde bulamazlar. Yorulmasınlar. Tarihimize, belgelerimize ve kendimize güvenimiz tamdır.

BİDEN GERÇEK TARİHİ MERAK EDİYORSA İLETİLİR

Devlet Arşivleri Başkanlığı olarak, sorumluluğumuz kapsamında herkesin bu belgelere erişimini sağladık. Biden’da 1915 olaylarının arşiv belgelerine dayalı gerçek tarihini merak ediyorsa herkese olduğu gibi kendisine de elbette Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle iletilir.

Biden’dan sonra ABD senatosunda da bu yönde bir tasarı adımı atılması mümkün olabilir. Biz, bu yönde fikir sahibi olan ABD’li senatörlere istedikleri takdirde zaten erişime açık olan binlerce belgeyi detaylarıyla anlatabiliriz. Tarihi doğru okumak ve yanlış kararlar vermek istemeyen her insanın yapması gerektiği gibi bu birincil kaynakları iyi anlamalarını tavsiye ederim. “Tehcire Giden Yol” adlı eserimize 5 bine yakın sayıda online olarak ulaşılmış bugüne kadar. Ermeni ayaklanmalarını konu alan “Osmanlı Belgelerinde Ermeni İsyanları” yayınımız ise 3 bin 400’ün üzerinde indirilmiş. Diğer yayınlarımıza da toplamda 7 bin kez ulaşılmıştır. Dünyada bizim sahip olduğumuz sayı ve içeriğe ulaşabilen pek fazla arşiv bulunmuyor.

FATİH SULTAN MEHMET ERMENİ PATRİKHANESİ KURDU

İstanbul Ermeni Patrikhanesi, İstanbul’un Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmesinin ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulmuş ve bağımsızlık tanınmıştır.

Osmanlı, asimilasyonu değil aksine her milletin ve topluluğun kendi dini ve kültürel özelliklerini koruyup geliştirebileceği bir düzen amaçlamıştır.

ERMENİ MİLLETİNE KARŞI BİR PLAN YOKTU

Soykırım suçunun en önemli unsuru önceden planlanmış ve sistematik yani devlet hiyerarşisi içinde uygulanmış olmasıdır. Osmanlı Devleti’nin o dönem ki arşiv kayıtları incelendiğinde Ermeni milletine karşı planlı ve sistematik bir öldürme niyeti olmadığı açık şekilde görülebilir.

8 Ekim 1915 tarihli İçişleri Bakanlığı talimatnamesiyle tehcir sırasında Ermenilerin can ve mal güvenliğinin sağlanması için birçok önlem alınması isteniyor.

TEHCİRDE İHMALİ OLANLAR YARGILANDI

Osmanlı Devleti, tehcir sırasında yaşanan ihmal ve suistimallerin araştırılması için 30 Eylül 1915 tarihinde komisyonlar kurmuştur. Suçu olduğu düşünülen resmi görevliler görevden alınmıştır.

Yine bu siviller ve resmi görevliler Divan-ı Harplerde yargılanmıştır. Divan-ı Harplerde aralarında asker, polis ve devlet memurlarının bulunduğu bin 673 kişi yargılanmıştır.

KADIN VE ÇOCUKLAR ZORLA ALIKOYULMAMIŞTIR

Osmanlı Devleti, kadın ve çocukların sağlık ve güvenliğini çok ciddiye almıştır. Dönemin şartları ve savaş koşullarında kadın ve çocukların yer değiştirmeden en asgari düzeyde etkilenmesi amacıyla çeşitli önemler alınmıştır.

Yol ve hava şartlarının uygun olmadığı durumlarda kadın ve çocukların sevki yapılmamıştır. Ayrıca kadın ve çocuklar hiçbir şart altında zorla alıkonulmamıştır.

ULUSLARARASI KOMİSYON KURULMASINI ÖNERDİ

Osmanlı Devleti, Şubat 1919’da tehcirin sebeplerinin araştırılması amacıyla uluslararası tarafsız bir hukuk komisyonu oluşturulmasını önermiştir. Bu amaçla İsveç, Hollanda, İspanya, Danimarka hükumetlerine nota gönderilerek komisyona üye göndermeleri istenmiştir. Oluşturulacak komisyon, devletin aldığı tehcir kararının nedenlerini ve yaşananlarını şeffaflık içinde araştırma şansına sahip olacaktı.

Tüm masrafları Osmanlı Devletince karşılanacak çalışma ne yazık ki adı geçen ülkelerin üye bildirmemesi nedeniyle gerçekleştirilememiştir.

İHANETLERİ TESPİT EDENLERİ KAPSIYOR 

27 Mayıs 1915’te çıkarılan yer değiştirme kanunu savaş esnasında “casusluk ve ihanetleri tespit edilen köy ve kasabaların başka bölgelere yerleştirilmesini” kapsar ve herhangi bir dini veya etnik grubu belirtmez.

CAN GÜVENLİĞİ İÇİN ÖNLEM 

8 Ekim 1915 tarihli İçişleri Bakanlığı talimatnamesiyle tehcir sırasında Ermenilerin can ve mal güvenliğinin sağlanması isteniyor. Görevlilerden bunun için gerekli önlemlerin alınması talimatı veriliyor.

1673 GÖREVLİ YARGILANDI 

Osmanlı, tehcir sırasında yaşanan ihmal ve suistimallerin araştırılması için 30 Eylül 1915 tarihinde komisyon kurdu. Divan-ı Harplerde aralarında asker, polis ve devlet memurlarının da bulunduğu bin 673 kişi yargılandı.

ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BAŞKANI SEKMEN'DEN TOKAT GİBİ CEVAP!

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Sekmen ise, ABD Başkanı Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesini lanetleyerek, tarihi vesikalarla tokat gibi cevap verdi.

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, konuyla ilgili şu görüşlere yer verdi:

“Ermeni diasporasının alçak oyunlarına alet olan ABD yönetimini, bebek, çocuk, kadın ve yaşlı demeden savunmasız ve masum 30 bin Müslüman-Türk ahalinin Ermeni çeteleri (Hınçak, Taşnak ve Ramgavar) tarafından hunharca katledildiği vatan şehri Erzurum’dan şiddetle telin ediyoruz. Sözde Ermeni soykırımı iddiaları safsatadan ibarettir. 24 Nisan tarihi bir yalanın anıldığı gündür. Asıl soykırım Ermeni çeteleri tarafından Anadolu’da yapılmıştır. ABD Başkanı Biden’ın 1915 olaylarına yönelik açıklamasını lanetliyoruz. Ermeni çeteleri, Doğu’da, Erzurum’da, Cinis’te, Tazegül’de, Alaca ve Ilıca’da, Tepeköy’de, Dutçu’da, Yanıkdere’de, Karskapı’da, Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarında, Firdevsoğlu Kışlası’nda, Yeşilyayla’da, Hasankale’de, Tımar’da, Köprüköy ve Horasan’da ‘Müslüman Türk Soykırımı’ gerçekleştirmiştir. Uluslararası hukuk kurallarını çiğneyen ABD Başkanı Biden, kendi tarihini bilmemektedir. Amerikalı General James G. Harbord, 25 Eylül 1919’da Erzurum’da soykırımın yapıldığı yerleri, Ezirmikli Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarını, Karskapı ve Yanıkdere’yi gezerken ‘İsa’nın kulları nasıl böyle bir katliam yapabildiler’ itirafında bulunmuştur. Hal böyleyken ABD Başkanı’nın yalan ve iftiraları bizim nezdimizde yok hükmündedir!”

KAYNAK: YENİ ŞAFAK
YORUMLAR 16
  • GÖREV KIZIL ELMA 3 yıl önce Şikayet Et
    biz arşivi kendimiz dünyaya yayınlayalım neyi bekliyoruz filmler diziler yapalım gerçeği anlatalım kendimiz konuşup kendimiz dinlemeyelim
    Cevapla
  • Karadenizli 3 yıl önce Şikayet Et
    Birisi çıkıp bana anlatsın Bir Türk vatandaşı Ermenistanda yaşıyor mu..?? Bir Türk vatandasının Ermenistanda 1 cm toprağı varmı. ?? Ermeni kökenlilerin ben Türk olduğum halde benden daha fazla toprağı var.. Bizim Boğazlarımız da yaşıyorlar onlarca yüzlerce milyonluk yalılarda yaşıyorlar... Sadece Z.burnun da yüzlerce dönüm arazileri hastaneleri vakıfları güya vakıf.. ları var.. birileri çıkıp Devlet eliyle bu gidişata dur desin.. Türkün ne Cumhuriyet döneminde ne Osmanlı döneminde bunların yaptığı korkunç işkence ve zulmü yapmadık.. Bizim ne insanlıgımıza ne vijfanımıza ne Dinimize bu kadar alçak olmak yoktur..
    Cevapla
  • Arımlı 3 yıl önce Şikayet Et
    batı "Ermeni suykırımı yoktur olmamıştır" demeyi bile yasaklayan kanunlar çıkardı.Bu bile batı sıyasal erkinin hastalıklı bir zihniyet sahibi olduğunu "hakkın ve hakikatin düşmanı" olduğunu göstermekte.Bu konuda bu ülkelerde fikir beyan etmek bile yasak.Batı FAŞİSTLEŞMİŞTİR.
    Cevapla
  • malkoçoğlu 3 yıl önce Şikayet Et
    1931 yılındaki Bulgaristan'a Hazine-i Evrak'ın bir bölümünün hurda kağıt niyetine satışı C.H.P tarafından gerçekleşmiştir.Belkide o arşivlerin içinde birçok delil niteliğinde önemli belgeler vardı bunuda bir kenara koyalım.
    Cevapla
  • Erdem 3 yıl önce Şikayet Et
    Artık dünyaya 1915 de asıl soy kırımın Türklere yapıldığı duyurulmalıdır
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan helikopter kazasında vefat edenler için başsağlığı mesajı
Elon Musk, Selçuk Bayraktar'ın öngörüsünü doğruladı: Sonu geliyor!