Çin’e saldırıp, PKK-HDP ile iş kotarmak da nedir, Meral Hanım?

Meral Akşener'in HDP ile yan yana görünmüyoruz algısını yaratmaya çalışması bir yana HDP ile ilgili tek bir cümle dahi etmemesi bu algısını çürütüyor. Karahasanoğlu, köşe yazısında Akşener'in tavrıyla ilgili önemli noktaları aktardı.

Ali Karahasanoğlu'nun dikkat çeken köşe yazısı:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a her türlü hakareti sarfetmekten çekinmeyen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener..

Sıra ittifakının gizli ortağı HDP’ye gelince, kuzuya dönüveriyor.

Tek kelime etmiyor.

Edemiyor.

HDP için kapatma davası açılmış..

Milliyetçilik, ülkücülük iddiasındaki İyi Partililerin bir tanesinde, tek kelime yok..

Anca, “Megri megri’yi ben söylemedim” ile AK Parti’ye laf çakıyor..

HDP'den 'ayrı aday' isteyen Akşener'e gözdağı

“Megri megri”yi söylemek suç ise..

Bunu eleştiriyorsan..

“Megri megri”yi eleştirirken.. “Megri megri” üzerinden AK Parti’ye bile laf çakarken..

PKK’ya sahip çıkan HDP’ye bir çift laf edemiyor musun?

Bu nasıl milliyetçilik? 

Bu nasıl ülkücülük?

Aybüke öğretmene yönelik saldırının yıldönümünde..

Bir kelime ile, PKK’yı lanetlemek yok mu?

Düne kadar, bizler HDP’yi eleştiriyorduk; “PKK’yı kınayamıyor musunuz” diye.

Şimdi listeye İyi Parti de girdi.

Artık onlar da, PKK’yı kınayamıyorlar.

Gizli ortakları HDP, acı biberi gösterip, “Yıkarım çıranı” deyince..

Suspus oluveriyorlar..

Devlet, açın elinden tutuyor..

Ekonomik geliri az olana imkanlar sunuyor..

Olabildiğince. Yapılabildiği kadar..

Yardımlaşma vakıfları ile, yiyecek yardımı yapılıyor.

Elektrik harcamalarının bir kısmı, devlet tarafından karşılanıyor..

Enflasyonun mutlaka üzerindeki bir oranda, asgari ücrete zam yapılıyor..

Ama yine de, ekonomik durumu kötü olan insanlarımız yok mudur?

Vardır..

Ama kim “Ben açım” diyorsa..

Devlet elini uzatıp, onun yardımına da koşuyor..

Buna rağmen..

Dünkü grup toplantısında, Meral Hanım “Açlık” üzerinden siyasi iktidara saldırıyor.

Fiziki olarak açlıktan kaynaklı bir ölüm yaşanmadığı halde..

Akşener “İnsanlar aç” diye siyasi iktidara parmak sallıyor.

Ama..

Geçtiğimiz hafta içinde, ayrı ayrı olaylarda şehitler vardı.

Fiziki olarak, PKK’lı katillerin kurşunları ile can veren askerlerimiz vardı..

Tüm tedbirler alınmış olmasına rağmen, PKK’lı hainlerin saldırılarında ölen güvenlik mensupları vardı..

O askerler için de, Meral Hanım’ın bir çift söz sarfetmesi gerekmez miydi?

Sorumlularına, “Akıttığınız kanda boğulacaksınız” demesi gerekmez miydi?

Meral Hanım, PKK’ya da..

PKK’nın hamisi olan HDP’ye de..

Eleştiri getirmeden yoluna devam ediyor.

Milletin meseleyi çakmadığını sanıyor..

“Ben bir şey demezsem, konuyu açmazsam, vatandaş da uyur” diye düşünüyor..

Safranbolu kıraathanecisinin, “Açız aç” afişini, grup toplantısında milletvekillerine gösteren Meral Hanım..

PKK’lıların şehit ettiği askerlerin cenaze namazından bir fotoğraf göstermiyor..

Safranbolu’daki kıraathanecinin elinden tutalım..

Tutalım da..

PKK’nın şehit ettiği askerlerin ailelerinin elinden tutmadan, Safranbolu’daki kıraathanecinin elinden mi tutacağız?

Önce PKK’yı bitirmemiz gerekmiyor mu?

Önce, PKK’ya destek veren HDP’nin maskesini indirmemiz gerekmiyor mu?

Bırakın maskelerini indirmeyi..

CHP’li milletvekili, “Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda, muhalefetin adayına oy vermeleri için HDP’ye iki bakanlık verilmesi uygundur” diyor..

Meral Hanım, “Siz kim adına bu sözü veriyorsunuz? Kimin adına konuşuyorsunuz? Bizim PKK için ‘Terör örgütü değildir’ açıklaması yapan siyasi parti ile işimiz olmaz” diyemiyor..

Dünkü grup toplantısında, Kanal İstanbul’dan bahsediyor, Meral hanım..

Müteahhitlere tehditlerini savuruyor..

Esnafın sorunlarından bahsediyor..

Taaa Uygur’daki Türklerin sorunlarından bahsediyor..

Ama ülkemizin içindeki güvenlik güçlerimize kurşun sıkan hainlerden bahsetmiyor.

O hainlere “kahraman” muamelesi yapan HDP hakkında açılan kapatma davasından bahsedemiyor..

Bir kelime ile, “Bu kapatma davasını hakettiler. Kapatılsın. En azından Hazine yardımı kesilsin” açıklaması yapamıyor..

Çünkü..

Patronları “Cııız..” diyor..

“Uygur Türkleri’ne sahip çık.. Ama PKK’nın şehit ettiği TSK’nın subaylarına bir tek destek açıklamanı duymayayım” diyor..

Meral Hanım da, emredileni yapıyor..

Türkiye’de ekonomi sorunu var.

Türkiye’de mafya babalarının şirketlere çökme kavgaları sorunu var.

Türkiye’de yargının tam işleyememesinin sebep olduğu sorunlar var..

Bunların hepsine değinmek serbest.

Ama bu sorunların hepsinin başında gelen ve bu sorunlara da aslında zemin hazırlayan terör sorunu sanki yok..

Yokmuş gibi hareket ediyor, Meral Hanım..

Üç maymunu oynuyor..

Gözünü kapatınca.. Kendisi HDP’nin teröre desteğini görmediği gibi..

Milletin de görmediğini sanıyor..

Kendi durumunu, Tayyip Erdoğan’a tahmil ederek konuşuyor:

“Sen kafanı kuma gömmekte ısrar etsen de, bu dertlerin hepsi gerçek.

Notlarımızı alıyoruz. Çözümleri için çalışıyoruz.

Allah’ın izniyle ilk sandıkta seni gönderip hepsiyle ilgileneceğiz.”

Ben de bu Meral Hanım’a soruyorum:

“Notlarınızı aldığınıza göre.. Çözümleri için çalıştığınıza göre.. Sandık halkın önüne geldikten sonra.. PKK ile ilgili yapacağınız şey ne?”

Öyle ya..

Hazırlıklarınızı yaptığınıza göre..

Söyleyin, HDP’ye hangi bakanlıkları vereceksiniz?

PKK’lılara, hangi tavizleri şimdiden planladınız?

PKK’lı teröristler için, hangi iyilikleri öngörüyorsunuz?

Tamam, anladık, PKK’dan 20 yıl önce ayrılan Osman Öcalan’a nefretiniz büyük..

İyi de..

Şu an PKK’nın başında olan Murat Karayılan ile muhabbetinizin derecesi ne?

Yoksa, Osman Öcalan’a düşmanlığınız, şu an PKK içinde olmaması mı?

PKK’ya “Terör örgütü” demesi mi?

“PKK terör örgütü değildir” diyen HDP’lilerle kol kola girdiğinize göre, Osman Öcalan’a düşmanlığınızın sebebi, PKK içinde bir dönem olması mı, yoksa PKK’dan ayrılması mı?

Dürüstçe söyleyin..

Açlara sahip çıkın ama..

Askere kurşun sıkan kalleşlere de sessiz kalmayın..