Nedim Şener: Mehmet Aydın, gelecekte 'yatırımda güvenin sembolü' olursa şaşırmayın!
Hürriyet Gazetesi yazarı Nedim Şener köşesinde, 'dolandırıcılık' tarihine damgasını vuran kişilerden örnekler vererek 'Çiftlik Bank’ın kurucusu Mehmet Aydın, gelecekte 'yatırımda güvenin sembolü' olursa şaşırmayın!' dedi.
Gazeteci Şener, 77 bin 843 kişiyi dolandıran Mehmet Aydın hakkında, dolandırıcılık suçundan firar eden ve yurtdışındayken milletvekili seçilen Fadıl Akgündüz örneğinden yola çıkarak "Söylendiği gibi bir kripto paraya yatırıp servetini 10’a katlamışsa ödemeleri de yapar, birkaç yıl süren davalar sonunda hapisten çıkıp, itibarlı bir yatırımcı olarak tekrar piyasadaki yerini alır." dedi.
İşte Nedim Şener'in "Sahtekârlar ve tamahkârlar" başlıklı yazısı;
Mafya elebaşının “şeref” hakkında; terörist PKK yardakçısı gazeteci ve siyasetçilerin “insan hakları”, FETÖ’cülerin “hukuk”, ABD ve Avrupa’nın etki ajanı siyasetçi ve gazetecilerin “özgürlük” konusunda ders verdiği Türkiye’de, Çiftlik Bank’ın kurucusu Mehmet Aydın, gelecekte “yatırımda güvenin sembolü” olursa şaşırmayın!
OSMAN Ziya Sülün - Sülün Osman
Güney Zobu - Raki
Abidin Cevher Özden - Banker Kastelli
Baki Cengiz Öygün - Banker Bako
Selçuk Parsadan
Kâr payı ile çalışan holdingler
Fadıl Akgündüz - Jet Fadıl
Banka hortumcuları
Kenan Şaranoğlu - Titan saadet zinciri
Mehmet Aydın - Çiftlik Bank
Faruk Fatih Özer - Thodex kripto para vurgunu
Her biri ayrı bir sahtekârlıkla gündeme gelen bu isimlerin ortak özelliği, Türkiye’deki “dolandırıcılık” tarihine damgasını vuran kişiler olması.
Sahtekârların yazdığı bir tarihin diğer sayfasında “tamahkârlar” yani “açgözlüler” var.
1950’lerde Sülün Osman’ın Galata Köprüsü’nü, Beyazıt Kulesi’ni kimi gün satması, kimi gün kiralamasıyla başlayan bu dolandırıcılık tarihimiz sahtekârlarla, tamahkârların gayretleriyle oluştu.
HEP MAĞDURU OYNADILAR
Kısa sürede kısa yoldan para kazanıp zengin olma hayali kuran açgözlüleri rüyadan uyandıran hep sahtekârlar olmuştur. Yani 70 yıl içinde, her döneme damgasını vuran bir ya da birkaç sahtekâr varsa bu tamamen açgözlülerin, tamahkârların sayesindedir.
Emek harcamadan, kısa yoldan köşeyi dönme rüyası, sahtekâr dolandırıcı tarafından kâbusa döndürülünce de kendilerine bir başka isim bulurlar: “Mağdur.”
30 yıllık gazeteciliğimde “Banker mağdurları”, “Holding mağdurları”, “Banka mağdurları” konulu kaç haber yazdığımı unuttum. 2000’li yıllarda saadet zinciri furyasında “Titan” başı çekiyordu.
Üretim yapan hiçbir yatırımı olmadığı halde varmış gibi yapan ve bu yolla kısa sürede çok yüksek getiri vaadiyle gerçekleşen bu dolandırıcılık türünde; bir önceki para yatıran kişinin “getirisi yani kâr ya da faizi” bir sonra para yatıran kişinin getirdiği para ile ödenir. Bu dolandırıcılık yöntemi Charles Ponzi adıyla anılır. 1920’de binlerce kişiyi bu şekilde dolandıran Charles Ponzi’nin kurduğu hızlı ve yüksek kazanç zinciri, bir söylenti ile yatırımcının kesilmesiyle kopar.
BANKERLERDEN ÇİFTLİK BANK’A AYNI HİKÂYE
1980’lerdeki bankerler dolandırıcılığı, 1990’lardaki yüksek kâr payı ile para toplayan holdingler, 1990’lı yılların ikinci yarısı ve 2000’li yılların başında yüksek faizle para toplayıp bunları zimmetlerine geçiren banka hortumcuları, sonrasında Titan saadet zinciri, dün Çiftlik Bank, bugün Thodex kripto para vurgunu birbirinin aynı sahtekârlarla, tamahkârların hikâyesidir aslında.
Yaşı müsait olanlar elbette biliyordur, benim sözüm, bugün yaşananları ilk kez gerçekleşiyor zannedenler için. İnsanoğlunda “tamahkârlık” olduğu sürece sahtekârlar ve elbette dolandırıcılık da olacaktır. Dün böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak.
DEĞİŞEN SADECE İSİMLER VE ARAÇLAR
Değişen tek şey, sahtekâr dolandırıcılar ve tamahkâr dolandırılanların isimleri. Bir de mantık aynı olmasına rağmen, dolandırmak için kullanılan enstrümanın niteliği. Yıllar önce hisse senedi, banka mevduat cüzdanı, şimdi dijitalleşmeyle birlikte internet ve kripto para.
Bunlardan biri olan, 2016’da Çiftlik Bank diye bir sistem kuran ve binlerce tamahkârı dolandıran firari sahtekâr Mehmet Aydın isimli kişi önceki gün Brezilya’dan Türkiye’ye getirildi. Thodex kripto para vurguncusu firari Fatih Özer ise halen aranıyor.
Mehmet Aydın, internet üzerinden oynanan bir çiftlik oyununda satın alınan ve beslenen hayvanların, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde kurulan çiftliklerde üretim için kullanılacağını vaat ediyordu. Hatta bu çiftliklerde üretildiği ileri sürülen ürünler de şirketin bayilerinde satılıyordu. Ama hepsi yalan ve hayaldi. Sisteme para yatıran kişiler yakınlarını da ikna ediyor, zincir büyüdükçe büyüyordu. Ama 2018’de açılan bir soruşturmayla zincir koptu.
DOLANDIRICILIKTAN ARANIRKEN MİLLETVEKİLİ SEÇİLDİ
Yakın tarihi bilen herkes, Mehmet Aydın’ın hikâyesinin Türk yargısına teslim olmasıyla bitmeyeceğini, aksine yeni başladığını düşünüyor. Nitekim, ilk ifadesinde “Borçlarımı ödeyeceğim” demiş. Eminim onun bu sözleri, Çiftlik Bank saadet zincirine 511 milyon yatıran 77 bin 843 kişide, dolandırılma nedeniyle yaşadıkları öfkenin yerini mutluluğa bırakmıştır.
Söylendiği gibi bir kripto paraya yatırıp servetini 10’a katlamışsa ödemeleri de yapar, birkaç yıl süren davalar sonunda hapisten çıkıp, itibarlı bir yatırımcı olarak tekrar piyasadaki yerini alır.
Bu yazdıklarım kimilerine fantezi gibi geliyor olabilir.
Jet Fadıl lakabıyla bilinen Fadıl Akgündüz’ün aynı kişiyi değişik dönemlerde üç kez mağdur ettiği, hatta dolandırıcılık suçundan firar ettiği yurtdışından yürüttüğü kampanya ile milletvekili seçildiğini gözlerimizle gördük. Bankerler tarafından dolandırılan kişilerin çocuklarının banka hortumcuları tarafından da mağdur edildiği gerçeğini aklınızdan çıkarmayın.
Tamahkârlarda yani açgözlülerde bu hırs var oldukça onları dolandıracak bir sahtekâr mutlaka çıkacaktır.
-
Onur 3 yıl önce Şikayet EtParan varsa alacaksın paran yoksa almayacaksin müslüman kandirmazBeğen Toplam 1 beğeni
-
XXL 3 yıl önce Şikayet Etparasını sahtekarlara kaptırmaya hazır bir sürü insan var. sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar. o kadar kötü örnek var daha da akıllanmıyorlarBeğen Toplam 6 beğeni
-
B.G. 3 yıl önce Şikayet EtBenim zoruma giden tamahkarların paralarını kaybetmeleri yada birilerinin sahtekarlık yapması değil. Aç kalan bir insan bir ekmek çalar en az beş yıl on yıl hapis yatar. Milyonları çalarsın en fazla üç beş yılda çıkarsın. Üstüne üstlük birileri tarafından itibarlanırsın. Devlet dediğimiz günümüz sistemi ne yapar? Çalınan paraları devlet garantisinde diye hazineden milletin verdiği vergilerden verirler. Parası olan daha çok kazanmak için tokatlanır. Fakat en çok tokatlanan da gariban, kanunlara saygılı, fakir denilebilecek gerçek vergi verenlerdir. Yazık ki ne yazık.Beğen Toplam 9 beğeni
-
Ali osman 3 yıl önce Şikayet EtOlurmu olur bizim insanımız sever böyle şeyleri.Beğen Toplam 5 beğeni
-
Yunus Tekeli 3 yıl önce Şikayet EtEğer borcunu ederse bu toduncuga dolandirici sahtekar hırsız diyenlere de tek tek binlerce dava açıp bu davalardan da tazminat alır bu tosun servet kaldırırBeğen Toplam 3 beğeni