Siyasi iflastan kaynaklanan tutum: Yangınla mücadele ederken CHP yine bildiğimiz gibi!

Haber7 / Seda Vurucu

Türkiye’nin pek çok farklı yerinde gerçekleşen orman yangınlarına müdahale devam ediyor. Bu süreçte manipülasyon ve provokasyonlara yönelik mücadeleler de bir kez daha gündeme geldi.  

Geçtiğimiz gün, CHP'li Antalya Milletvekili Rafet Zeybek, yangın bölgesinde uçak olmadığını iddia ederek provokasyona imza attı.   

Yangın söndürme çalışmalarını görüntüleyen Ülke TV ekibini, ilk olarak sosyal medya hesabından hedef gösterdi. Daha sonra makam şoförüyle muhabir Sevgi Deniz ve kameraman Fatih Durmuş’a saldırı girişiminde bulundu. 

Yangın süreci boyunca CHP’nin gerçekleştirdiği asılsız iddiaları, AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Star.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ve Akşam gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı’ya sorduk. 

“YANGINLA MÜCADELE EDERKEN CHP YİNE BİLDİĞİMİZ GİBİ” 

AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: 

“Türkiye ne zaman milletçe kenetlendiği bir süreç yaşasa, bir olayla, bir afetle karşılaşsa, algı, manipülasyon adına sahneye ilk çıkanlar CHP’liler oluyor.  

Siyasi kavganın, tartışmanın, polemiğin yapılacağı zaman var, yapılmayacağı zaman var. Orman yangınlarıyla mücadele ederken, CHP yine bildiğimiz gibi.” 

 “BU KADINA KARŞI ŞİDDETTİR, BASIN EMEKÇİLERİNE ŞİDDETTİR” 

Bülent Turan, CHP’li Milletvekili Rafet Zeybek’in Ülke TV muhabiri ve kameramanına saldırı girişimini ise şu sözlerle dile getirdi:  

“Bir milletvekili düşünün yangın bölgesinde uçak olmadığını iddia ederek provokasyon yapıyor. Yangın söndürme uçaklarını ve helikopterlerini gösterdiği için, yani görevini, işini yapan bir kadın muhabirin üzerine yürüyor, parmak sallıyor. Bu kadına karşı şiddettir, basın emekçilerine şiddettir. 

Bunu bir AK Partili vekil yapsaydı, yer yerinden oynardı. CHP’li vekil, Meclis’te de fikirlerinden çok parmağını sallamasıyla meşhur, kendini hala savcı zanneden, yaşıyla davranışları orantılı olmayan zavallı biri! 

Ayrıca sözüm ona hak, hukuk ve özgürlük diyen, kadına şiddete hayır diyen STK’lardan neden ses yok? İşte her konuda, toplumun her sorununda iki yüzlü davranan sözde aydınları, siyasetçileri, zihniyetleri milletimiz bildiği için bunlara fırsat vermiyor, vermeyecek.” 

“SİYASİ İFLASTAN KAYNAKLANAN TUTUMLARINI SÜRDÜRDÜLER” 

Orman yangınları sürecinde CHP’nin tutumunu, Star.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak şu sözlerle açıkladı: 

“CHP’nin manipülasyon, provokasyon tarzlarına, bu tarz siyasetine yabancı değiliz. Başka konularda gördüğümüz bu davranışı, o alışık olduğumuz tarzı, böyle binlerce canlıya, insanlara, hayvanlara, yeşil alanlara ve evlere zarar veren geniş çaplı bir felaket karşısında aynen uygulayacaklarını düşünmüyordum.

Daha vicdani davranacaklarını, her Türk vatandaşının sergilemesi gereken tavrı sergileyeceklerini düşünüyordum.  

Maalesef o alışık olduğumuz tarzdan zerre kadar taviz vermeden, bu geniş çaplı felaket karşısında da o siyaset kısırlığından, siyasi iflastan kaynaklanan tutumlarını aynen sürdürdüler.” 

 “UÇAK YOK AÇIKLAMASI MANİPÜLASYONLARA KENDİ AĞIZLARINDAN BİR CEVAPTI” 

CHP’nin farklı kademeleri tarafından yangın süreci boyunca THK uçaklarını gündeme getirilmesine ilişkin ise Nuh Albayrak şunları söyledi: 

“Çok farklı manipülasyonlara imza attılar. Bu “THK uçakları neden kullanılmıyor” konusunu günler boyunca en üst seviyede kullandılar Kemal Kılıçdaroğlu ve başta Özgür Özel olmak üzere.

Öyle bir hava oluşturdular ki sanki THK uçakları kullanılmadığı için orman yangınlarını söndürme konusunda yeteri kadar gayret sarf edilmiyor gibi bir algı oluşturmaya çalıştılar.

O kadar kendilerinden emin davrandılar ki bu konuda “hükümet THK’nın CHP yakınlığı nedeniyle hangarlarda bekleyen uçakları inadından kullanmıyor; gidiyor yurt dışından uçak kiralıyor” gibi bir algı oluşturdular. Hatta bir yazı yazdım “THK önce kendi yangınını söndürsün” diye. 

Kılıçdaroğlu THK’ya bir ziyaret gerçekleştirdi, bu da aslında bir kamuoyu oluşturmak içindi. Çıkışta “Burada uçabilecek uçaklar var mı?” şeklinde bir soruyla karşılaştı. İçeride de muhtemelen ona uçabilecek uçak olmadığı bilgisi verildi doğal olarak ve Kılıçdaroğlu mecburen o güne kadarki yalanları yutarak “THK’da uçabilecek uçak yok” demek zorunda kaldı. Bu ifadesi başta kendisi olmak üzere hala devam eden Özgür Özel gibi isimlerin manipülasyonlarına kendi ağızlarından bir cevaptı. Peki ne değişti? Her şeyin aynı olduğunu görüyoruz.” 

“KORKARIM Kİ BİR SAVAŞ ESNASINDA KARŞI TARAFTA YER ALACAKLAR” 

Muhalefetin yangın sürecindeki asılsız iddialarının “kaliteli ve nitelikli siyaset üretememekten” kaynaklandığına Nuh Albayrak şu sözlerle dikkat çekti: 

“Yangın döneminde bir yandan CHP ve etrafındakilerin, diğer taraftan da HDP’lilerin “Konya’da Kürt katliamı yapılıyor” gibi hiç alakası olmayan şeylerin öne sürüldüğünü gördük. Muhalefet dediğimiz CHP ve yandaşlarının uzun yıllar boyunca kaliteli ve nitelikli siyaset üretemediğini görüyoruz.

Alternatif siyaset üretemeyince, siyasette alternatif olamayınca farklı yollara başvuruyorlar. Hala Gezi Olayları’nı desteklemekle övünüyor Kılıçdaroğlu. Bu tutumun devam ettiğini, bugün Türkiye’nin büyük bir kısmını etkileyen ve hepimizi ilgilendiren böyle bir felaket karşısında dahi kırmızı çizgisi olmadıklarını, bu yangında da dahil her şeyi kendi siyasi çıkarları için kullanabileceklerini gördük. Bir büyük felaket de bu.  

Ne yazık ki şu kanaate geldim ve bu kanaatimin vebali, sorumluluğu bana ait değil. Bugün Türkiye Allah muhafaza Çanakkale benzeri “vatanı savunma” gibi bir durumla karşı karşıya kalsa, bu bahsettiğimiz kesimler korkarım ki karşı cephede yer alacaklar, sırf bu iktidar ya da Erdoğan devrilsin diye. Şu anki yaptıkları şeylerin de bundan bir farkı yok.  

Binlerce, yüz binlerce canlı mahvoldu. Ekranda ağlayan bir küçük baş hayvan gördüm, bir kısmı yanmış. Bunun karşısında vicdanı harekete geçmeyen, “siyaset, rekabet ayrı bir şey” diyip “bugün burada bir sıkıntı var, biz buna ne yapabiliriz” tavrı sergileyemeyen bir kişi, bir kurum, korkarım ki bir savaş esnasında da karşı tarafta yer alacaktır.” 

“YALAN TERÖRÜ HALİNE GELDİLER” 

Akşam gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı, Türkiye’nin orman yangınları ile mücadelesi, Help Turkey ve THK konusunda CHP’nin manipülasyonlarına şu sözlerle işaret etti: 

“Türkiye, orman yangınlarına ilk müdahale konusunda dünyada birinci sırada. 10 ila 12 dakika arasında bir sürede yangın bölgelerine müdahale edilebiliyor. Dünyada süratte birinci sıradayız ama CHP milletvekilleri de yalan üretme konusunda maalesef dünyada birinciliği aldılar son dönemde.  

Zamanında Koç grubunun ürettiği Murat 124’ler vardı ve Hacı Murat denilirdi bunlara. Sürekli olarak arızalanırlardı, bunları da ona benzetiyorum. Bir türlü yolda düzgün gidemiyorlar, sürekli asfalta kapaklanan araba gibiler. Help Turkey etiketi açıldı, bunlar destek verdiler. Durum ortaya çıktı; Twitter bile bu meselenin arkasında duramadı ve o tweetleri silmek zorunda kaldı.  

Sonra Türk Hava Kurumu uçakları; olmayan uçaklar üzerinden algı oluşturmaya çalıştılar. Halbuki biraz geriye gitsek ben o üniversiteyi de Türk Hava Kurumu’nu da iyi biliyorum ve o dönemde yaşananları gördüm. Utanılacak bir durumdu. 2015-2016 yıllarında uçakları kalkamıyordu, üniversitedeki öğrenciler uçuş eğitimi alamıyordu ve o zamandan beri Türk Hava Kurumu ciddi sıkıntılar içerisindeydi. Pek çok yolsuzluk ve rezillik ayyuka çıkmıştı ve daha sonra kayyum atandı. 

THK konusunu büyütüp köpürtüp kitleleri etkilemek istediler. Allah mı şaşırtıyor artık bilemiyorum Kemal Kılıçdaroğlu bütün bu algıları çökertti ve kendi teşkilatını, milletvekillerini, grup başkan vekillerini açığa düşürdü. Türk Hava Kurumu’nu ziyarete gitti ve “burada uçacak bir tane bile uçak yok” diyerek doğruyu söyledi. Ama bunlara kalsa Türk Hava Kurumu, Türkiye’nin en büyük uçak kapasitesine sahip, Türkiye’de en iyi yangın söndürme becerisinde bulunan bir kurumdu; oysa çoktan çökmüştü. 

Eskiler “gözbağcılık” derlerdi buna, yani sürekli yalan ve illüzyon üzerine siyaset yapıyorlar. Siyaseti çok kirlettiler. Sayın Cumhurbaşkanı bunlara “yalan terörü” demişti. Gerçekten de yalan terörü haline geldiler.”