37 ölümle sonuçlanan 108 sanıklı Kobani davasında son durum

Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan bazıları bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı, diğer sanıklar ve taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı tahliyeye ilişkin beyanları için sanık ve avukatlarına söz verdi.

Söz alan avukat Kenan Maçoğlu, dünkü celsede müvekkili Nazmi Gür'ün savunma yaptığı sırada üye hakiminin sanığa sorduğu soruları doğru bulmadığını savundu.

Maçoğlu, "Burada bir yargılama yapılmıyor. Önceki celsede sorulan sorular gösteriyor ki PYD'nin gönderdiği e-posta üzerinden hala suç üretilmeye çalışılıyor. O zaman sınırlarda insanlar vardı, televizyonlar sınırdan canlı yayın yapıyorlardı. Kobani'de Türkiye'den giden kaç insan yaşamını yitirdi. Orada bir direniş vardı. Onlar için partililerimiz sınırda beklediler. Bunları araştırmıyorsunuz. Buradaki arkadaşlarımıza saçma sapan sorular soruyorsunuz." ifadelerini kullandı.

Tahliyeye yönelik söz alan eski HDP MYK Üyesi Alp Altınörs de "IŞİD'e karşı çağrı yapmak müebbet hapis cezasının istenmesine neden oldu. 6-8 Ekim'de yaşanan ölümlerden dolayı IŞİD'e yönelik soruşturma yapılmış değil. Hükümet o süreç neden IŞİD'e karşı kurulan koalisyona dahil oldu. HDP'nin o dönemki çağrısının makul bir gerekçeye dayandığını hükümetin bu adımları da teyit etmektedir." savunmasını yaptı.

Sanık Figen Yüksekdağ da "Tutukluluğumun 5 yılı bitecek, 6. yıla geçeceğiz. 5 yıldır garabet bir yargılanma süreci işletildi. 5 yıldır bizi yargılayıp bitiremediler. İstediğiniz kadar dava açabilirsiniz, yıllarca hapiste yatırabilirsiniz. Hapishanelere doldurabilirsiniz ancak bitirilecek ve ortadan kaldırabilecek bir dava değildir, HDP davası." ifadelerini kullandı.

Davanın siyasi olduğunu savunan Yüksekdağ, "Türkiye'de bir kaos iklimi, belirsizlik iklimi var. Bu ortam bizzat siyasetçiler tarafından yaratılıyor. Arkadaşlarımızın burada tutuklu olması Türkiye'deki gerilimi ve riskleri artırmak anlamına geliyor." dedi.

Tahliye talebi olmadığını ifade eden Yüksekdağ, sanıklardan Aysel Tuğluk'a alzaymır teşhisi konulduğunu, acilen tahliye edilmesi gerektiğini savundu.

Diğer sanık ve avukatların tahliye taleplerinin ardından mahkeme, yarın devam etmek üzere duruşmayı tamamladı.

İDDİANAMEDEN

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianameye göre, Suriye'deki iç savaş nedeniyle terör örgütü DEAŞ'ın Kobani'ye (Ayn el-Arap) saldırması üzerine Ekim 2014'te HDP yönetimi ile terör örgütü PKK elebaşları, sokağa çıkma çağrısında bulundu.

Yapılan çağrılarla aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır'ın da olduğu 35 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başlatıldı, kolluk güçlerinin yanı sıra siviller de hedef alındı.

Olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti, 761 kişi yaralandı, 197 okul yakıldı, 269 kamu binası tahrip edildi, 1731 ev ve iş yeri yağmalandı, 1230 araç kullanılamaz hale getirildi.

Aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ ile PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin de olduğu 75'i firari 108 sanığın ülke genelindeki bütün eylemlerden sorumlu tutulduğu iddianamede, sanıkların tamamının 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve süreli hapis cezasına çarptırılması isteniyor.