İnternet Gazeteciliği Kanunu ile ilgili çalışmalar devam ediyor
Sosyal Medya Yasası'nın ardından gündeme gelen İnternet Gazeteciliği Yasası ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Medyanın internete taşındığı çağımızda böyle bir yasanın gerekliliği her geçen gün daha da önemli hale geliyor
Haber7 / Abdurrahman Koç
Sosyal Medya Yasası'nın ardından AK Parti tarafından gündeme getirilen İnternet Gazeteciliği Kanunu'nun Meclis'e getirilmesi konusunda çalışmaların ne durumda olduğu merak ediliyor.
Yıllardır beklenen yasa, internet medyalarının resmi olarak tanınması, çalışanların fiili gazeteci sayılması gibi bir çok meseleye çözüm olacak.
Yasanın geçtiğimiz yılın Ekim akında TBMM'ye sunulması bekleniyordu ancak Meclis'in yoğunluğu nedeniyle çalışmalar ileri tarihe ertelendi.
Medyanın büyük oranda internete aktarıldığı günümüzde bu yasaya olan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor. Sosyal medyada 'hakarete ve iftiraya varan' paylaşımlar için harekete geçilmesi elzem haline geldi.
ACİLEN GÜNDEME GELMELİ
TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı: İnternet kanunu acilen çıkarılmalı
Yasaya göre iftira, yalan bilgi, şantaj, tehdit, küfür ve hakaret dolu haber ve yazılara 5 yıla kadar ertelemesiz hapis cezası gündeme gelebilir.
Bu tarz yazı ve haberleri yapanlar yasaya muhatap olacak.
Bugün künyesi ve iletişim bilgileri dahi olmayan birçok internet haber sitesi faaliyet yürütmekte. Bu yasayla bu tarz sitelerin de önüne geçilmesi hedefleniyor.
Bu yasayla merdiven altı internet haber siteleri ya kurumsal olacak ya da yayın yapamayacak.
Vergi ödemeyen, sigortalı personel çalıştırmayan korsan haber sitelerinin kapatılması, çıkarılacak internet yasası ile mümkün olacak.
Yasal boşluktan kaynaklanan sorunlar, her geçen gün daha da artıyor. İnternet medyasının yayıncılık konusunda acil düzenlemeye ihtiyacı var.
Haber7'ye konuşan Medya PR Danışmanı araştırmacı-yazar Ümit Sanlav, internet gazeteciliği yasasının, Sosyal Medya Düzenlemesi ile karıştırılmaması gerektiğini söyledi.
Yasanın bu yıl içinde hayata geçmesinin beklendiğini söyleyen Sanlav, "Konvansiyonel medyada yer alan medya kuruluşlarının yanı sıra gazetecilik ilkelerine ve etiğine uygun standartları sağlayan internet sitelerinin de gazeteci standartlarında görülmesi lazım" diye konuştu.
'Kopyala-yapıştır' haberciliği dolayısıyla emek hırsızlığının önüne geçilmesi gerektiğini ifade eden Sanlav, istihdam sağlayan, gerçek anlamda habercilik yapan ve kurumsallaşan internet haber sitelerinin de Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Sanlav, şöyle devam etti:
"Gazetelerde olan; Düzenleme, Destekleme ve Denetleme ilkeleri internet haber siteleri için de geçerli olması lazım. Tarafsız habercilik, özel hayatın gizliliği, şantaj, cevap ve düzeltme hakkının korunması gibi handikaplar, ancak böyle bir denetlemeyle güvence altına alınabilir"
Sanlav, internet haberciliği yapan muhabir, foto muhabiri, kameraman ve editörlere basın kartı verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
TBMM Dijital Mecralar Komisyon Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, şu anki basın kanununun 1963 tarihli bir Basın İlan Kanunu olduğunu ve bu kanunu güncellediklerini söyledi.
"Bunun içinde internet ve dijital de var" diyen Yayman, üç basamaklı bir düzenleme yapılacağını söyledi. Yayman, "turkuaz basın kartı, reklam alınması-ilan verilmesi konularında" yasa çalışmamız var.
"DOĞRU YAYIN YAPANLA YANLIŞ YAYIN YAPAN BİRBİRİNDEN AYRILMIŞ OLACAK"
Yayman, şöyle devam etti:
"Yasa, internet medyasını bir çerçeveye alacak. Bu konudaki bir boşluğu gidermiş olacağız. İkincisi internette doğru yayın yapanla yanlış yayın yapanı birbirinden ayırmış olacağız. Bir hukuki sorumluluk geliştirilecek. Çünkü burada büyük bir başıboşluk var. Her önüne gelen ben gazeteciyim diyebiliyor. Bunu en azından hukuki statüye kavuşturacağız. "
Yasanın basın özgürlüğüne yönelik kısıtlama iddialarına karşın Yayman, "Biz yasaklara karşı olan bir partiyiz. Son 20 yılda bizim gerçekten yaptığımız işlerimiz var. Projelerimiz var. Türkiye'de herhangi bir konuda yasak getirmek zaten mümkün değil. Almanya'da, Fransa'da ne varsa dezenformasyon yasasında da onlar olacak. Dünyadaki örneklere bakarak Türkiye'ye uygun bir dezenformasyon yasası hazırlayacağız" ifadelerini kullandı.
ALMANYA VE FRANSA'DA NASIL?
Almanya’da kanunda gösterilen hukuka aykırı içerik tespit edildiğinde, içeriğin yayından kaldırılması için sosyal ağ işletmelerine 24 saat süre tanınıyor.
Almanya’da bulunan vatandaşların kanuna aykırı bir paylaşımı tespit edilenler hakkında suç duyurusunda bulunmasına da hak tanınıyor.
Ayrıca ‘uyar-kaldır’ şikâyet sistemi uygulanıyor.
Almanya'da dezenformasyon yapan bir sosyal medya kullanıcısına 1 yıldan 5 yıla kadar ceza verilebiliyor.
2017 yılında yürürlüğe giren ve katalog suçları altında 4 farklı başlıkla ele alınan yasada terör, cinsel suçlar ve pornografi, din ve vicdan özgürlüğüne hakaret, yalan haber, dezenformasyon ve mezenformasyon (sosyal medyada yayılan aslı olmayan içerik) suçları kategorize ediliyor.
2020 yılında Fransa'da kabul edilen yasada, internet şirketlerinin nefret, şiddet, din ve ırk üzerinden hakaret içerikli paylaşımları 24 saat içerisinde kaldırmasını zorunlu tutuldu.
Tasarıya göre, internette söz konusu paylaşımları kaldırmayan şirketler 1,25 milyon avroya kadar para cezasına çarptırılıyor.