Rumların bitmeyen yalanları: Türkiye müdahale etmeseydi, Kıbrıs Yunan Adası olacaktı
Kıbrıs İlim Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Ata Atun, Kıbrıs Rum Kesimi yönetiminin Türkiye'nin 1974 Barış Harekatı'na ilişkin çarpıtma içeren açıklamasına Haber7'deki köşesinde yanıt verdi.
Kıbrıs İlim Üniversitesi Dekanı ve KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı Prof. Dr. Ata Atun, Rumların, 1974'teki "Kıbrıs Barış Harekatı" öncesinde yaşanan soykırımı ve Yunan darbesini dünya kamuoyundan nasıl gizlediklerini yazdı.
Kıbrıs Rum Kesimi yönetimi, geçtiğimiz günlerde skandal bir açıklama yapmış, Türkiye'nin 1974 Barış Harekatı'na ilişkin sözde tarihi gerçekleri çarpıtmaya çalıştığını iddia etmişti. Açıklamada Türkiye için, "Bugün bile işgal bölgelerini İslamlaştırma ve Kıbrıslı Türklerin laik yapısını zayıflatmaya çalıştığı" iddiası yer almıştı.
Türkiye'den Yunanistan'a Kıbrıs yanıtı: Türkiye akan kanı durdurmak için müdahale etti
Haber7 köşesindeki "Rumların Bitmeyen Yalanları" başlıklı yazısında Atun, Yunanistan'daki Albaylar Cuntası'nın 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs'ta yaptığımı kıyımı ve haksızlıkları kaleme aldı.
"TÜRKİYE MÜDAHALE ETMESEYDİ, YUNANİSTAN 15 TEMMUZ'U HER YIL KUTLAYACAKTI"
Atun, "20 Temmuz 1974 sabahı Türkiye müdahale etmeseydi, Kıbrıs adası Yunan toprağı olacaktı. ABD ve AB, Kıbrıs adasının Yunanistan’a ilhak edilmesine ses çıkarmayacaktı. 15 Temmuz 1974 tarihi de Helen tarihinde “Zafer günü” ilan edilecek ve her yıl büyük bir coşku ile, Türklerin gözüne sokulacak şekilde kutlanacaktı" ifadelerini kullandı.
Atun'un yazısı şöyle:
Rumlar, kalıntısı oldukları Bizans’ın diplomasi oyunlarını ve yalanlarını halen daha utanmadan, sıkılmadan devam ettirmekteler.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Dışişleri Bakanlığı, 1974 yılında Türkiye’nin gerçekleştirdiği ve adaya kalıcı barışı getiren “Barış Harekatı” ile ilgili yaptığı resmi açıklama, tamamen yalan, yanlı gerekçelere dayalı. Hedefleri dünya kamuoyundan gerçekleri saklayarak kendilerini haklı göstermek.
Gerçeklerin, hiç de anlattıkları gibi olmadığını, tarihin tahrif edilemeyeceğini söyleyerek, şunun altını tekrar tekrar çizelim; Türkiye 1974 yılında adayı işgal etmedi, işgal edilen adayı kurtarmaya geldi. Yunanistan’da iktidarda olan Albaylar Cuntası, uzun bir hazırlık döneminden sonra 15 Temmuz 1974 sabahı, dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’u devirmek ve Kıbrıs Cumhuriyetini lağvedip yerine “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti"ni kurmak için bir askeri darbe başlattı. Askeri darbenin başarıya ulaşmasından sonra da nihai adım, Kıbrıs adasını Yunanistan’a ilhak edip "Megali İdea"nın 8. maddesini gerçekleştirmekti.
15 Temmuz sabahı başlayan “Askeri darbe”, iki gün süren iç çatışmalardan sonra başarıya ulaştı. Dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios, Lefkoşa’daki sarayından kaçmak zorunda kaldı. EOKA B mensubu milisler, Makarios taraftarlarının bazılarını katlettiler, bazılarını da hapsettiler. Darbeden yaklaşık 30 yıl sonra GKRY Başkanı olacak “Tassos Papadopulos” gibi tanınan ve bilinen Makarios taraftarlarını da günümüzde Mağusa’da bulunan “Gülseren Eğitim Taburu”nun yer aldığı RMMO kampında hücrelere tıktılar. Solcu bir siyasi parti olan AKEL taraftarlarını da kıyımdan geçirdiler. Günümüzde Rumların halen daha kayıp diye yaygara kopardıkları birçok Rum, EOKA B’ciler tarafından acımasızca, sırf solcu oldukları için infaz edildiler.
Yunanistan’daki Albaylar Cuntasının organize ettiği 15 Temmuz 1974 darbesi daha kesin olarak başarıya ulaşmadan, aynı gün öğleden sonra EOKA’nın tetikçisi Nikos Sampson, Cunta tarafından Cumhurbaşkanı ilan edildi. Akşama doğru da KRYK'nin (Kıbrıs Radyo Yayın Korporasyonu) Televizyon yayınına çıkan Nikos Sampson, -ki o dönemde başka bir TV kanalı yoktu- yapılan darbe hakkında bilgi veren bir konuşma yapmış ve sonunda da Makarios’un öldürüldüğünü ve "KIBRIS HELEN CUMHURİYETİ"ni ilan ettiğini açıklamıştı. Nikos Sampson'un o gün yaptığı konuşmayı, halini, tavrını, mimiklerini, sesini, gururlu ve kabadayı hali hala daha canlı bir şekilde hafızamda duruyor.
16 Temmuz sabahı ise radyodan devrik Cumhurbaşkanı Makarios’un ağlamaklı bir sesle “İme Makarios” – Ben Makarios’um – diye başlayan halka seslenişini dinlemiştim. Kendini Yunanistan’ın gelecekteki Cumhurbaşkanı olarak gören Makarios’un ağlamaklı sesi beni çok şaşırtmıştı.
Nikos Sampson Cumhurbaşkanı atanmasının üzerinden üç gün geçmesine rağmen on kişilik Bakanlar Kurulunu oluşturamamıştı. Bula bula beş kişi bulabilmiş, geri kalan beş bakanlığı ise kimse kabul etmemişti. Bir müddet sonra da radyodan “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti”ni Yunanistan’a ilhak ettiğini açıklamıştı.
Kıbrıs’ta 15 Temmuz’da yapılan darbe ile başlayan tüm bu olaylar yazılı tarihi gerçekler olmasına rağmen, Rumlar propagandalarını hep 20 Temmuz’da Türk askerinin adaya ayak bastığı günün üzerine inşa ettiler. 15 Temmuz’da yapılan darbeden ve 21 Aralık 1963 – 20 Temmuz 1974 arasındaki 11 yılda Türklere uyguladıkları soykırımdan, işlerine gelmediği için hiç bahsetmemekteler.
Birinci ağız olarak, Yunan Cuntası destekli kanlı bir darbe ile canım zor kurtararak adadan kaçan Makarios'un 19 Temmuz 1974'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyl’nde yaptığı konuşmada, gerçekleri tüm açıklığı ile ortaya koymuş, “Yunanistan adamızı işgal etmiştir” demişti.
"KIBRIS, HER YIL TÜRKLERİN GÖZÜNE SOKULACAK ŞEKİLDE KUTLANACAKTI"
20 Temmuz 1974 sabahı Türkiye uluslararası kurallara uygun olarak müdahale etmeseydi, günümüzde Kıbrıs adası Yunanistan toprağı olacak, Kıbrıs’ta propaganda amaçlı yaşamlarını sürdürmesine izin verilen birkaç yüz Kıbrıslı Türk kalacaktı. En önemlisi de ABD ve AB, Kıbrıs adasının Yunanistan’a ilhak edilmesine ses çıkarmayacaktı. 15 Temmuz 1974 tarihi de Helen tarihinde “Zafer günü” ilan edilecek ve her yıl büyük bir coşku ile, Türklerin gözüne sokulacak şekilde kutlanacaktı.
Gerçekler tam da böyleyken, Rumların kendi gençlerinden bile sakladıkları gerçekleri anlatıp yaymak boynumuzun borcu. Ki Makarios’un BM’deki konuşması bile Türkiye’nin adadaki mevcudiyetinin zaruri olduğunu açıklıyor.
-
Ejderha 2 yıl önce Şikayet EtBöyle tahrik etmeğe devam ederlerse ileride Türk adası olacağını unutmasınlar.Beğen
-
Misak-ı Milli 2 yıl önce Şikayet EtBunları her Türk öğrenmeli ve her türlü uluslararası ortamda dile getirip Rumlara cevap verilmeli. Ama bu konuda çok zayıfız maalesef. Hem bilmiyoruz hem anlatmıyoruz. Yunanlar uydurma propagandalarını her ortamda saçıyor. Türk nefreti oluşturuyorlar dünyada. Gençler öğrenmeli, İngilizce bilmeli ve uluslararası gündemi, dış politikayı takip etmeli. Tiktok videolarını değil! Biz 80 milyonuz onlar 10 milyon ama bizden çok daha fazla sesleri çıkıyor!Beğen Toplam 9 beğeni
-
siper 2 yıl önce Şikayet Etby kemalin neden 20 temmuz darbesi dediği şimdi anlaşılıyor.gerçektende tarih tekerrür ediyor. iki darbe biri kıbrıs biri Türkiye tarihlerine kadar aynı.göklerden gelen bir karar vardır idrak edemiyorlar.zafer İslamındır.Beğen Toplam 11 beğeni
-
Neco 2 yıl önce Şikayet EtTürkün hiçbir davasında islam ülkeleri Türkiyenin arkasında olmadılar. O çok sevdiginiz filistinin kıvrık yaser arafati ile tüm arap ulkeleri abirlesmis milletlwrde yunanistan lehine el kaldirdilar. Tutturmuşsunuz zafer islamın. Bu beyinle,bu ortacağ özlemi ile,bu teokratik diktatörlükle,bu Abd. Yalakalığı ile bu cehaletle anladıgımız anlamda bu cografyada hiçbir zaman zafer filan olmaz. Ancak bu dunyada böyle,öbur dünyada kralız safsataları ile Allahla aldatırsınız. Allah bu cografyaya tum insanlarda oldugu gibi beyin vermiş ama kullanma kılavuzunu vermemiş.Beğen Toplam 4 beğeni
-
esas 2 yıl önce Şikayet EtMora yarım adasında 92bin müslüman katledildi. Rodosta ve Giritte de katlederek yok ettiler. Kıbrısta da denediler. Batı Trakyada da deniyorlar. Balkanlarda da 1.5 milyon civarı insan ya göç etti ya katledildi. İzmire çıktıklarında Sakarya ya kadar geldiler ve denize geri döküldükleri süreçte yapmadıkları kalmadı. Anadoluyu komple bizden alma dertlerindeler doğuyu ermenilere bırakırlar mı bilmem ama ermeniler de doğu halkını temizleyip toprakları işgal etme derdindeBeğen Toplam 20 beğeni
-
Nöbetci eczane 2 yıl önce Şikayet EtYaptıkları soykırımı unutmadık kat kat hesap verecekler inşallahBeğen Toplam 15 beğeni