Bartın üzerinden rant devşiren CHP’nin karanlık sicili!

Yeni Akit Gazetesi yazarı Zekeriya Say bütün ülkeyi yasa boğan Bartın'daki maden kazası sonrası CHP'nin ortak acılar üzerinden rant devşirmesini, CHP'nin insan hayatına zerre değer vermeyen kirli geçmişini hatırlatarak eleştirdi.

Bartın üzerinden rant devşiren CHP’nin karanlık sicili!
Bartın üzerinden rant devşiren CHP’nin karanlık sicili!
GİRİŞ 21.10.2022 19:53 GÜNCELLEME 21.10.2022 20:33
Bu Habere 48 Yorum Yapılmış

Bartın'da maden ocağında meydana gelen patlamada 41 şehit verdik. Kaza sonrası devletin zirvesi olay yerine bizzat gelerek incelemelerde bulunup şehit yakınlarının acılarını paylaştı. Başkan Erdoğan yaptığı açıklamada "Amasra'daki maden kazası, yürütmesiyle, yasamasıyla, yargısıyla devletin tüm kurumları tarafından takip edilecek. Hiçbir meselenin karanlıkta, hiçbir ihmalin cezasız kalmaması temin edilecektir." sözleriyle net kararlı duruşunu ortaya koydu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kimyasal silah açıklamasıCumhurbaşkanı Erdoğan'dan kimyasal silah açıklaması

Yeni Akit Gazetesi yazarı Zekeriya Say'ın 41 şehit verdiğimiz acıyı istismar eden CHP'nin kirli geçmişini kaleme aldığı "Hesap sormayı bırak da vicdan muhasebesi yap!" başlıklı yazısı şu şekilde;

CHP’nin ‘Milli Şefi’ İsmet İnönü, 2. Dünya Savaşı’nın Türkiye ekonomisine yönelik olumsuz etkisini azaltmak amacıyla 26 Ocak 1940’ta ‘Milli Koruma Kanunu’nu çıkararak, ekonomik ve sosyal yaşamla ilgili sıkıyönetim ilan etti. Daha sonra ilgili kanunun 9. maddesi üzerinden 26 Şubat 1940’ta kabul edilen “Ereğli Kömür Havzası’ndaki İstihsalatın Artırılması İçin Ücretli İş Mükellefiyeti Tesisi Hakkındaki Kararnamesi” ile 15-65 yaş arası fakirler zorla madenlere tıktı. Askere alınan gençlerin boşluğunu ise kadınlarla doldurdu. Varlık Vergisi kapsamında yapılan düzenlemeyle, çoğunluğu “Milletin Efendisir” diye gazlanan köylülerden oluşan binlerce yoksul insan, tahakkuk eden vergilerini madenlerde çalışarak, bedenleriyle ödemek zorunda bırakıldı..

İsmet İnönü’nün Maden Ocaklarındaki Gezintileri

“BİR İŞÇİNİN ANNESİ, BABASI DAHİ ÖLSE İZİN YOKTU” 

27 Şubat 1940 ile 1 Eylül 1947’ye kadar “mükellefiyeti’ adı altında uygulanan bu dayatma ile sadece Ereğli Kömür Havzası’nda yaklaşık 60 bin kişi zorla madenlerde çalıştırıldı. Güvenlik tedbirlerinin esamisinin okunmadığı, sağlık, barınma ve beslenme koşullarının sefaletle yarıştığı bu ilkel şartlarda ve kazma kürek tutamayacak halde madenlere sokulan bu garibanların 601 tanesinin ölümü, kayıtlara “iş kazası” olarak geçti. Açlık ve hastalıktan kaç kişinin öldüğü ise bir muamma olarak tarihe geçti. Yaşanan zulmü ‘Son Mükellefler’ adıyla kitaplaştıran Murat Kara’nın görüştüğü dönemin tanığı Şaban Kalmaz bu durumu, “Bir işçinin annesi, babası dahi ölse izin yoktu”  sözleriyle özetlemişti.

Türkiye kömür madenciliğinin en büyük facialarından biri de 3 Mart 1992’de, Zonguldak Kozlu’da bulunan taşkömürü madeninde yaşandı. Grizu patlaması sebebiyle meydana gelen faciada, madende mahsur kalan 263 işçi yanarak öldü. Dönemin koalisyon hükümeti, facianın 5’inci gününde, “Ocakta yangın söndürülemiyor, kömürümüz heba oluyor” diyerek, işçilerin cesetlerini kurtarmaktan vazgeçerek, yangını söndürmek için madenin kapısına duvarlar ördürdü. 

İsmet İnönü Siyah Elmas Diyarında. Cumhuriyet

“150”DEN FAZLA İŞÇİNİN CESEDİNE ANCAK 5 YIL SONRA ULAŞILDI

İçeride mahsur bırakılan “150”den fazla işçinin cesedine ancak 5 yıl sonra ulaşıldı. Faciada şehit düşen işçilerin birkaç kuruşluk tazminatları ödenmezken, tazminat yerine her aileden bir kişiye ölen akrabasının yerine madende çalışma imkanı verildi.

Bu elim facia yaşandığında, Süleyman Demirel “Başbakan”, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü de “Yardımcısı”ydı. Enerji Bakanlığı görevini ise Ersin Faralyalı yürütüyordu. Ne bu üç isim, ne de kabinedeki diğer bakanlar, Kozlu’da yaşanan faciadan sonra bırakın sabahlamayı, olay yerine gitmeye bile tenezzül etmedi.

Bu elim kazadan bir yıl sonra, tarihler 28 Nisan 1993’ü gösterdiğinde, Türkiye bu kez başka bir facia ile sarsıldı. Ümraniye’de bulunan hekimbaşı çöplüğünde, metan gazı sıkışması sonucu büyük bir patlama meydana geldi ve binlerce tonluk çöp yığını,  gecekonduların üzerini örttü.

İktidarda yine DYP-SHP koalisyonu vardı. Göz göre göre gelen bu facia sırasında İstanbul Büyükşehir ve Ümraniye Belediyeleri, SHP’li Başkanlar tarafından yönetiliyordu. Kozlu’ya gitmeye tenezzül etmeyen Erdal İnönü, bu kez olay yerine gelerek bir süre kurtarma çalışmalarını izlemekle yetinmişti. “Kurtarma” dediğime bakmayın siz! Faciada 39 kişi hayatını kaybetti. 12’sinin cesedi dahi bulunamadı. Enkazı kaldırmak ise ertesi yıl İBB Başkanlığı koltuğuna oturan Tayyip Erdoğan’a düştü. 1995 yılında, çöp dağlarının bulunduğu ve facianın yaşandığı yer, çocukların oynadığı ve sosyal tesislerin bulunduğu yeşil bir alan haline dönüştürüldü.

Benzer bir facia da, 17 Ağustos 1999 depreminde yaşandı…

İnsanlar enkaz altında kurtarılmayı beklerken, malum zihniyet dönemin “Başbakanı” Bülent Ecevit’i uyandırmaya dahi kıyamadı.

Malum zihniyet, geçmişte yaşanan bu elim facialar karşısındaki acizliğini unuttuğumuzu sandığından olsa gerek…

Kendi dönemlerinin özeti olan “Nerde bu devlet, nerde hükümet” şeklindeki ibret vesikası feryatlar hâlâ kulaklarımızda çınlarken…

MUHALEFETİN ORTAK ACILAR ÜZERİNDEN RANT DEVŞİRMESİ

Şimdilerde, AK Parti iktidarında yaşanan her olayda “Kaza değil cinayet” martavalları okuyarak, ortak acılar üzerinden rant devşirmeye çalışıyor.

Son olarak Bartın’da meydana gelen kazanın hemen ardından devletin bütün imkanlarını seferber eden ve kurtarma çalışmaları boyunca kendileri de tam kadro hazır bulunan hükümet üyelerinin istifasını istiyor.

Henüz, “teknolojik ziyaret” kılıfıyla ABD’ye giden ve hâlâ gizemini koruyan 8 saatin hesabını bile vermeyen Kemal Kılıçdaroğlu bile, olayın ardından  “hesap sormak için geliyorum” diyerek, tüm Türkiye’nin yüreğini dağlayan kazayı siyasi istismar aracı haline getirmeye çalıştı. 

Bartın'dan yürek yakan kareler!Bartın'dan yürek yakan kareler!

Tabii, sözde helalleşme adı altında CHP’nin günahlarıyla yüzleştiğini iddia eden Bay Kemal’in bu halini görünce, aklıma yukarıda anlattığım..

Sırf “beden vergilerini” ödemek için, kaçmasınlar diye ayağında pranga takılarak  jandarma nezaretinde aç bi ilaç  şekilde madenlere indirilen çocuklar...

Kömür yanmasın diye kapısı duvarla örülen madenlerde yıllarca rehin bırakılan emekçilerin cenazeleri geldi…

Özetle, Bay Kemal illa hesap soracaksa, elinden gelen yapan iktidarı bıraksın da önce CHP’nin karanlık sicilinin vicdani muhasebesini yapsın!

KAYNAK: YENİ AKİT - ZEKERİYA SAY
Ramazan Yıldız Haber7.com - Haber Şefi
Haber 7 - Ramazan Yıldız

Editör Hakkında

1981 yılında Isparta'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Afyonkarahisar'da, lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde, yüksek lisansını Bahçeşehir Üniversitesi'nde tamamladı. Üniversitenin ardından bir süre özel sektörde araştırmacı, daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) farklı iştiraklerinde İngilizce öğretmeni, sosyolog ve idareci olarak çalıştı. İnternet haberciliğine ilk adımını 2015 yılında Türk Medya’da attı. 2020’de Haber7’de gece editörlüğüne başladı. Halen Haber7.com’da haber şefi olarak görev yapmaktadır.
YORUMLAR 48
  • Kürşat Kara 2 yıl önce Şikayet Et
    Bende katılıyorum CHP bütün yenilikler ilkel sayan herşeyi yalanla hesasız yapan bir zihniyet bu Millet benim kölem inanır diyen zihniyet.
    Cevapla
  • Misafir 2 yıl önce Şikayet Et
    Allah chp ye ülkemizde iktidar lik nasip etmisin inşallah bunlar üllenin yararina çalişan insanlar d egiller her hallerinden belli oluyor.
    Cevapla
  • Türk 2 yıl önce Şikayet Et
    Adamda ki kafaya bak.. Hesap soracakmış.. Bartın nerede onu bile bilmeyenler bişeyler yazıp çiziyo ya o koyuyo insana
    Cevapla
  • Vatandaş 2 yıl önce Şikayet Et
    arsız bunlar,yüzsüz,utanmazlar bunlar,bunlar bu ülkeye zamanında yerleştirilmiş sonra parlatılıp milletin önüne sürülmüş sürüngenler,bunlarda iyi niyet araması yapılsa yüzyıl arasalar binde bir iyi niyet,vefa ve vatan millet sevgisi bulamazsınız,bunların dün dedeleri bugün kendileri,yürüyen ülkenin ayağının altındakı karpuz kabukları ve ezeli düşmanlarıdır .
    Cevapla
  • Mustafa 2 yıl önce Şikayet Et
    Biz yaşımız itibariyle bunların hepsini gördük yaşadık. Ama Z kuşağı dedikleri aklı evvel gençlerimizin çocuklarımızın bu çok yakın tarihten haberleri bile yok. Ellerinde telefon popüler sitelerden yalan haberler ile bilgi sahibi olup bugünkü iktidarı yargılamaya kalkıyorlar. Biz büyükler olarak çocuklarımıza gençlerimize bunları anlatalım. Anlatalım ki bir daha CHP zihniyetine ve zulmüne maruz kalmayalım.
    Cevapla
  • Körfezli 2 yıl önce Şikayet Et
    Çok yerinde cokgüzel
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Türkiye hakkında alçakça ifadeler: İstanbul Barosu için harekete geçildi!
Terör örgütünün elinden kurtarıldı! İşte Suriye'deki Deyrizor Askeri Havaalanı