Çözülüyoruz dağılmasak bari…
- GİRİŞ02.12.2022 09:09
- GÜNCELLEME03.12.2022 09:05
Gençler çok zekiler, eskisi gibi değil, öyle her söyleneni kabul etmiyorlar, sorguluyorlar, dünyayı takip ediyorlar, kül yutmuyorlar.
Başka…
Beklemeye tahammülleri yok, hemen şimdi istiyorlar, daha önemlisi ne istediklerini biliyorlar, vaatlere karınları tok, sıraya girmek istemiyorlar, emir almaktan hoşlanmıyorlar, özgürler.
Başka…
Eşitliğe inanıyorlar, paylaşmayı seviyorlar, lüks peşinde değiller, sıradan normal bir hayatı tercih ediyorlar.
Başka…
Anlayışlılar, sorunları doğru izah ettiğinizde eğer haklıysanız size hak veriyorlar, kendilerinin de anlaşılmasını, kendilerine de hak verilmesini istiyorlar.
Başka…
Eğitimi önemsiyorlar ama her şeyin de okul olmadığını biliyorlar, sosyal hayatı sonuna kadar yaşıyorlar, hobileri var, kendilerini mutlu etmeyi biliyorlar.
Başka…
Dini, devleti, geleneği göreneği sorguluyorlar, körü körüne inanmıyorlar. Yüksek sesle anlatılan şeyleri zaten duymuyorlar, nazikler, naifler, saygılılar.
Başka…
Başkası yok, daha sayamayacağım kadar yetenekleri, özellikleri olan gençler, işte onlar bizim, memleketimizin, milletimizin geleceği gençler, onlara sonuna kadar güveniyoruz, destekliyoruz.
Son zamanlarda bu konuşmaları sıklıkla dinliyorsunuz ve hatta köşelerden okuyorsunuz.
Benim size bir iyi bir de kötü haberim var.
İyisi şu…
Onlar bizim çocuklarımız ve ne olursa olsun memleketimizin, yarınlarımızın ışıldayan güneşleri, onları çok seviyoruz, bayrağımız, devletimiz, ülkemiz onların omuzlarında yükselecek, bundan kuşku duymuyoruz ve zaten başka şansımız da yok.
Kötüsü de şu…
Yukarıda anlatılan şeyler doğru değil, çok üzgünüm ama gerçek bu değil, hepimizi derinden yaralayacak kadar ciddi bir felaketle karşı karşıyayız.
Rakamlar ürkütücü, tek tek sıralamayacağım moraliniz bozulmasın diye.
Fakat şunları söyleyeceğim…
IQ testlerinde, sınav başarılarında, kültür/sanat üretiminde, sportif faaliyetlerde, edebi/felsefi tartışmalarda gerçekten kötü durumdayız.
Gençlerin disiplin sorunu var, gerçeklerden kaçıyorlar.
Kendi gövdelerinde bir sığınmacı gibi yaşıyorlar.
Kimseyi sorguladıkları falan yok, akımlardan etkileniyorlar, belirleyici değiller, hırslı değiller, kendi itirazlarının sahibi bir ses çıkarmıyorlar, kimse bu nesle kül yutturamaz, demelerine bakmayın, çocukları kandırıyorlar.
Sanal paranın, sanal dünyanın, sanal medyanın sanrılarına sarıldıkları zamanı gerçek sanıp dipsiz bir kuyuda uyutuluyorlar.
Abartmıyorum…
Twitter’ın sahibinin kendilerine tanıdığı özgürlükle yetinecek kadar uysallaştırıldılar, isyanları bile kurgu.
Demokratların 2000 yılındaki adayı Al Gore’un dediği gibi oldu her şey.
Adam demişti ki…
Bir sabah uyandığınızda yan odadaki çocuğunuzun size kalan posasından başka bir şey göremeyeceksiniz, ruhların teslim alınacağı çağa hoş geldiniz.
Şimdi bana kızıyorsunuz ama kızmayın, lütfen kızmayın, etrafınıza bakın ve gerçekten gördüklerinizle yargılayın beni.
Toparlanmak için düşünecek mecali bile kalmayan, savrulmuşluğu özgürlük zanneden, anlam aramaktan manayı yitirmiş gençlerimizi görün ve onlara gaz vermeyi bırakın.
Çözülüyoruz, dağılmasak bari…
Yorumlar92