Siyasetin muhalefet kanadında…

Muhalefetin 6’lı masa cenahında…

6’lı masanın “eşitler arası” birinci partisi CHP içinde enteresan şeyler oluyor, farkın da mısınız?

Xxx

Seçimlere artık 6 ay kalmasına rağmen cumhurbaşkanı adaylarını bir türlü açıklayamayan 6’lı masanın iki büyüğü CHP ve İyi Parti liderleri bilek güreşine tutuşmuşken…

İç kulvardan, “Anket tuzağına düşmeyelim” diyerek atağa kalkana İstanbul’un Belediye Başkanı, İyi Parti lideri Akşener’in de büyük katkısı ile “atıldığı taç”tan kurtulup sahalara döndü.

Xxx

Görevde olmayan İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu vasıtasıyla sahalara dönen belediye başkanını  hafiften hırpalayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez yine doğrudan inisiyatif aldı!

BALIKÇIDAKİ FOTOĞRAFIN İNTİKAMINI BOĞAZDAKİ OTEL ODASI FOTOĞRAFIYLA ALMIŞTI

Bir yıl önce İstanbul karla mücadele ederken, balıkçıda İngiliz Büyükelçi ile buluşan belediye başkanının içeriden çekilmiş fotoğrafları servis edildikten sonra neler olmuştu hatırlayın.

Xxx

Belediye başkanı içeride, büyükelçi ile birlikteyken çekilmiş fotoğraflarının peşine düşememiş… MOBESE kamerası olduğu iddia edilen sokak güvenlik kamerası görüntülerini kimin servis ettiğinin peşine düşmüştü.

Hah… tam da o günlerde, “Siz misiniz balıkçının içinden belediye başkanı ile İngiliz Büyükelçi’nin fotoğrafını sızdıran” diye düşünenler, “O halde alın size Kılıçdaroğlu’nun geceli bilmem kaç bin dolarlık 15 Temmuz Şehitler Köprüsü manzaralı Boğaz’daki otel odası görüntüsü” deyivermişti. Hatırladınız mı? O günkü karşılıklı medya oyunları, bugünlerde yine mi sahneleniyor acaba?

Xxx

Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul’un Belediye Başkanı arasındaki bu sinir bozucu “adaylık rekabeti” yeniden alevlendi.

KILIÇDAROĞLU MEĞERSE BELEDİYE BAŞKANININ YAYIN SAATİNDE YÜRÜMÜŞ

Dün Watsapp’a Serkan Fıçıcı’nın gönderdiği Akşam’daki yazısını okuyuncaya kadar meseleyi anlamaya çalışıyordum. Yazıyı okuyunca ve geriye dönüp küçük bir izleme yapınca “rekabetin ne hallere geldiğini” gördüm.

Fıçıcı’nın akşam.com.tr’deki yazısının başlığı, “KILIÇDAROĞLU'NUN ‘ZAMAN AYARLI’ YÜRÜYÜŞÜ”

Yazının ilgili bölümü şöyle,

“İmamoğlu dün saat 16:24'te duyurdu. 

Neyi?

Bu sabah saat 09.00'da Halk TV'de canlı yayına çıkacağını. 

Sonra ne oldu?

-Kılıçdaroğlu gece yarısı atak yaptı, tüm milletvekillerini olağanüstü toplantıya çağırdı. 

Ne zaman için?

-Bu sabah saat 09:00...

Bingo!

Zamanlama manidar. 

İmamoğlu canlı yayında hem altılı masaya hem muhalif seçmene mesaj verecekti. 

Kılıçdaroğlu akıllıca bir hamleyle önünü kesti. 

Halk TV iki arada bir derede kaldı. 

Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşünü canlı yayınlamasa kıyamet kopardı. 

İmamoğlu'nun sözü kesildi, ekran Kılıçdaroğlu'na kaldı.”

Xxx

Yazıyı okudum. Ardından Halk Tv’nin youtube sayfasını açıp sabah 09’daki yayını izledim.

Gerçekten de yayında “Ben şöyleyim, ben böyleyim” diye sabahın ilk saatlerinde enerji patlaması yaşayan belediye başkanı, “Bir dakika” deyip sözünün kesilmesinden ve Kılıçdaroğlu’nun Meclis’ten çıkıp Adalet Bakanlığı’na yürümesinin ekrana getirilmesinden sonra dağılıyor..!

Xxx

“Ne var bun da olağan üstü zamanlarda yayınlar hep kesilmiyor mu” diyebilirsiniz ve haklısınız. Ama bu yayın bir gün önce akşamüzeri belediye başkanı tarafından paylaşıldıktan sonra Kemal Bey’in Meclis grubunu toplama kararı ve ardından Adalet Bakanlığı’na hem de sabahın aynı saatinde yürümesi tesadüf değildir. Kılıçdaroğlu, daha önce de belediye başkanı öne çıktığında aynı taktikle, Merkez Bankası, TÜİK ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı da basmıştı.

xxx

Gerçi sadece belediye başkanı ile Kemal bey arasında bu taktik hamleler yaşanmıyor. 10 gün önce  Sayın Akşener ile de yaşandı. “3 Aralık’ta vizyon projesi” açıklayacağım. “Bekle beni dünya” diyen Kılıçdaroğlu’nu geriletmek isteyen Akşener, 1 Aralık’ta Habertürk’ü arayıp, 2 Aralık akşam yayına çıkarak, “iki belediye başkanının ismini” tekrar zikretti.

KILIÇDAROĞLU “ÇOCUK İSTİSMARI”NI İSTİSMAR EDEREK, BELEDİYE BAŞKANININ YAYINI SABOTE ETTİ!

Kemal Bey izleyicinin çok da fazla olmadığı bir saatte yani saat 09.25’te canlı yayına dönen Halk Tv vasıtasıyla kaç kişiye ulaştığını bilmiyoruz.

Ama bildiğimiz bir şey var. Kılıçdaroğlu, her ne yaparsa yapsın, cumhurbaşkanlığı adaylığından bir türlü vaz geçiremediği İstanbul’un belediye başkanının canlı yayınını sabote etmeyi başardı!

BAYKAL: KILIÇDAROĞLU’NUN NE ÇOCUK UMURUNDA, NE LAİKLİK…

Niye bunu söylüyoruz? Bir verimiz daha var elimizde. Deniz Baykal’ın bir süre önce CHP’den istifa eden kızı Aslı Baykal’ın sosyal medya hesabından paylaştığı şu mesaj bizim tespitlerimizi doğrular nitelikte.

Diyor ki Baykal, “Kemal bey milletle dalga geçiyor anladığım kadarıyla. Adalet Bakanlığı’na yürüyeceğine, masada yanında oturan Temel beye, bu vakfı savunma dese ya…Diyebilirse. Diyemez. Çünkü o vakfın oyunu Temel bey üzerinden alıp, Cumhurbaşkanı seçilmek istiyor. Ne çocuk umurunda, ne laiklik…”

Xxxx

Toparlayalım. Kemal Kılıçdaroğlu, her ne pahasına olursa olsun cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmek istemiyor. Yine, İstanbul’un belediye başkanı da Şubat ayı sonuna kadar potansiyel aday olarak şansını sonuna kadar zorluyor.

Böyle bir durumda, “iğrenç bir hadise” olan “6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar” meselesini adaylıkları için araçsallaştırıyorlar.

Ama, Halk Tv’de çıkıp, “Ben o vakfın külliyesini mühürledim” diyerek caka satmaya hazırlanan belediye başkanından önce davranan, Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis’ten Adalet Bakanlığı’na yürüyor ve o gözlüklerini bile çıkartarak “gözyaşları” içinde öfkeli, “duygusal” konuşmasını yapıyor!

Bakmayın siz belediye başkanının canlı yayındaki pişkinliğine yediği golü en kısa sürede çıkartmak için dün geceden bu yana plan yapmıyorsa ben de bu işi hiç bilmiyorum! (Kılıçdaroğlu’nun lüks otel odası görüntüsünü unutmayın.)

MİDEM BULANIYOR BUGÜNLERDE

Son not: Son günlerde iki mesele yüzünden midem bulanıyor! Birincisi, 6 yaşındaki kız çocuğunun istismarı… Ardından 13-14 yaşındayken evlendirilmesi… Ve sonrasında yaşadıklarını iddianameden okudukça midem bulanıyor. Bu çocuğun bu hallere düşmesine kim ve kimler neden olmuşsa adalet tecelli etsin hem de behemahal!

İkincisi, bu feci olayı araçsallaştırıp, “İslam’a, Hz. Peygambere ve Müslümanlara” laf söylemeye kalkışan bezirganları okuyup, dinledikçe midem bulanıyor.