Son dakika: AK Parti'den Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş ile ilgili açıklama!

Son dakika haberi... AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantının sona ermesinin ardından AK Parti SözcüsüÖmer Çelik açıklamalarda bulundu.

GİRİŞ 02.01.2023 19:19 GÜNCELLEME 02.01.2023 19:23
Bu Habere 59 Yorum Yapılmış

Son dakika haberi... AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. AK Partili Çelik, erken seçim tartışmalarıyla ilgili, "Bizim irademiz seçimin 18 Haziran'da yapılması yönünde. 18 Haziran'da çıkabilecek sorunlar, vatandaşlarımızın seyahatte olabilmesi nedeniyle bir değerlendirme yapılıyor. Değerlendirmeler sürüyor, kurullarımızda verilmiş bir karar yok. Bu tabii erken seçim anlamına gelecek bir değerlendirme değil. Tarihin az geriye çekilmesi için değerlendirme yapılıyor" ifadelerini kullandı.

ÜLKÜ OCAKLARI ESKİ BAŞKANI SİNAN ATEŞ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili de konuşan Ömer Çelik, "Ailesine baş sağlığı diliyoruz. Burada bu menfur olay gerçekleştikten sonra yapılan yorumların bir çoğunu gördük. Bunlara itibar edilmemesi gerekir. Sonuç olarak emniyet güçleri, bu konunun bütün boyutlarını açığa çıkartacaktır. Emniyet teşkilatı işinin başındadır. Adliye işinin başında, olay tüm boyutlarıyla aydınlatılacaktır." dedi.

 Parti sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde; 

Cumhuriyetimiz geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten bugüne kadar bu cumhuriyete hizmet eden herkesi rahmetle anıyoruz. Bu millete, devlete hizmet etmek her zaman onurların en büyüğü oldu.

Özel şartlarda Atatürk ve arkadaşlar hiç umutsuzluğa kapılmadan milletimizin geleceğini inşa etmek için büyük devrimler gerçekleştirdiler. O günden bugüne kadar da bu şekilde devam ediyor.

Zorlukların bir kısmı dışarıdan bir kısmı içeriden kaynaklandı. Vesayet, askeri darbe dönemleri, demokrasi ve geleceğimizden çalan dönemlerdi. 28 Şubat, 17-25, FETÖ ve darbe teşebbüsü cumhuriyet ve demokrasimize yönelen iç tehditlerde en kirli ve en alçaklardan biri olarak kayda geçti.

Ama millet iradesi bu girişimi de altüst etti. Dünyada bütün meclisler bir kurtuluş savaşının sonunda kurulmuştur. TBMM'nin ise dünyadaki meclislerden bir farkı vardır.

"MİLLİ EGENMENLİĞİMİZi TEHDİT ETMEYE DEVAM EDİYOR"

Geçmiş yıllarda yaşadığımız krizlerin en büyüklerinden bugün de devam eden, aslında arkasında siyasi proje beslenen PKK, DEAŞ ve FETÖ'ye kadar çok yönlü terör saldırısı milli egemenliğimizi tehdit etmeye çalışıyor. Buna en güçlü ve kararlı duruşu vermeye devam ediyoruz.

Bu yüzüncü yıl önümüzdeki on yıllara en güçlü şekilde ilerlememiz için geleceğe bakabileceğimiz dönem olacaktır.

Türk siyasetini felç eden, her zaman içeriden sabote eden, içeriden suikast girişimleri düzenleyen yaklaşım, sürekli olarak sistem tartışmaları yaptığımızda, siyaset üretmeye çalıştığımızda rejim krizi üretmek için kurumsallaşmış bazı yapıların olmasıydı.

Bunlar siyasi parti, bürokrasi olarak vardı. TBMM'de bir yasa görüşürsünüz, tarım, sanayiyle ilgili, onu bile rejim krizine dönüştürmeye çalışırlar. Hukuku hepimizin şemsiyesi olmaktan çıkararak bir siyasi kamçı gibi kullanmaya çalışırlar. Halbuki Türkiye'nin kendi kendiyle rejim problemi yoktur.

'PETROL REZERVLERİ' VURGUSU

Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak kurumsallaşmıştır. Geçmişte vesayet girişimleri, hukuku geriye çekerek kanun devleti anlamında kullanılan vesayet girişimleri ve daha birçok konu geçtiğimiz dönemde sona ermiştir.

Cumhurbaşkanımız yılbaşı vesilesiyle özetin özeti olacak nitelikte açıklama yaptı. TOGG'un yakında yollarda görülecek olmasından, ülkemizin bağımsızlığı açısından, enerjisi açısından geleceğin kerteriz noktası olması açısından bunlar doğalgaz, petrol rezervleri çok önemli bir durumda.

EYT'den Gabar'daki petrol keşfine kadar hızlı adımlar atıldı. KYK borçları silindi.

"ARTIK TÜRKİYE KÜRESEL BİR AKTÖRDÜR"

Artık Türkiye dışarıdan yapılan birtakım girişimlerle ya da içeride bünyesinin zayıflatılmasıyla manüpile edecek bir ülke değildir. Türkiye küresel bir aktördür. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına bu özgüvenle, içi ve altı dolu özgüvenle girecek şekilde bu seneyi karşılamış olduk.

Karşı karşıya kaldığımız en büyük problemlerden bir tanesi Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan bölgesel ve küresel tablo. Atatürk'ün 'yurtta sulh, cihanda sulh ilkesiyle' sıkı sıkıya bağlı şekilde, sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini her defasında vurguluyoruz.

"TÜRKİYE GÜVENLİ LİMAN OLARAK YOLUNA DEVAM EDEBİLMİŞTİR"

Cumhurbaşkanımızın sahada ve masada güçlü Türkiye dediği gibi güvenilir mütteftir. En son tahıl krizi, enerji krizi, esir takası Cumhnurbaşkanımızın dirayetli yönetimiyle son derece usta bir şekilde yönetilmiş, Türkiye güvenli liman olarak yoluna devam edebilmiştir.

 

"UZUN BİR SOĞUK SAVAŞIN GÖRÜLMEYE BAŞLANDIĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ"

Rusya'nın ilhak ettiği bölgelerden çekilme iradesinin olmaması, bütün bunlar resmi bir barış anlaşmasını bırakın, kalıcı bir ateşkesin bile ufukta görülmediğini gösteriyor. Önümüzde uzun bir soğuk savaşın görülmeye başlandığını söyleyebiliriz.

Eski dünyanın dikişlerinin çözüldüğünü ama yeni dünyanın doğamadığını, bütün kaos içerisinde güçlülerin zayıfları ezdiği tablonun devam ettiğini görüyoruz. Bütün bu soğuk savaş tablosu içerisinde Türkiye'nin diplomatik denge ve performansı, Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika, Ortadoğu'dan Balkanlar'a kadar ne kadar kıymetli olduğu bir kez daha görülmüştür.

"AB ETKİSİZ KALDI"

AB diplomasisi bu süreçte etkisiz kalmıştır. Cumhurbaşkanımızın siyasi iniyisayatiflerine destekte ciddi bir performans ortaya koyamadılar. Bütün bu savaş tablosu içerisinde barışı mümkün kılabilecek yegane performas Cumhurbaşkanımızın siyasetiyle Türkiye'den gelmişti.

AB toplantılarında Cumhurbaşkanımız, Türkiye olmadan Rusya-Ukrayna meselesini konuşabilecekleri gibi yanılgı içerisine girebiliyorlar. Türkiye olmadan Rusya-Ukrayna savaşının konuşulması egzersiz düzeyinde kalır.

"DİYARBAKIR ANNELERİNE DESTEK VERMEYENLER UTANSIN"

2002 açısından Diyarbakır anneleri bütün dünyanın en büyük vicdan nöbetine imza atmıştır. Teröre karşı insan hakları temelinde çocuklarına kavuşma temelinde yapılmış dünyadaki en büyük eylemlerden biridir. Onlara destek vermeyenler utansın.

Türkiye ile ilgili raporlarında en ufak ayrıntılara, yalan yanlış bilgilere yer verenlerin Diyarbakır annelerini zikretmemelerinden onlar utansın.

Bütün bu vicdansızlıkları bir siyasi konjonktür gibi görenler utansınlar. 2022'de terörle mücadelemiz içeride emniyet ve jandarmanın, sınır ötesinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Başkanlığı'nın koordinasyonuyla en meşru mücadeledir.

Bazen örnek veriyorum Avrupalı dostlarımıza 'sizin parlamentonuz bombalansaydı, sizin ülkenizin önemli meydanlarına birtakım tanklar çıksaydı, sizin vatandaşlarınızı öldürmeye kalksalardı, nasıl bir tepki verirdiniz?'

Basit soru soralım; bu terörle mücadele verilmeseydi ne olurdu? Bugün Türkiye kendi şehirlerinde her gün terör örgütlerinin can aldığı, bombalı saldırı gerçekleştirildiği tablolarla haftada birkaç kez karşı karşıya kalırdık. Hemen sınırımızın ötesinde, dibinde Suriye ve Irak topraklarında PKK, PYD, YPG'den DEAŞ'a kadar birtakım unsurlar devlet türü yapılar kurmuş olurdu.

Bu mücadele verilmeseydi FETÖ en sinsi yollarla tekrar sahne almak için her türlü yolu denerdi.

Şu nettir; bu bir Cumhuriyetimizi, demokrasimizi, hukuk devletimizi koruma iradesidir. Hiç kimse siyasi retorikler kullanarak teröre hafifletici sebepler üretmeye kalkmasın.

"MEYDAN OKUMALARA HEP MİLLETİN İRADESİYLE CEVAP VERİLMİŞTİR"

Bütün bu tablonun içerisinde aynı zamanda hizmet siyasetinin devam etmesi, Türkiye'nin pozitif bir şekilde dünyadaki birçok ülkeden ayrışması doğru siyaset ve yaklaşımlarla yürütüldüğünü göstermektedir.

Bu sene ilk kez oy kullancak genç kardeşlerimiz, hiçbirimizin sahip olmadığı ayrıcalığa sahipler. Onlar 100. yılında Cumhuriyetin daha ileriye gitmesi, Türkiye Yüzyılı'nın hayata geçmesi için büyük imkana sahipler. Nesiller boyunca devlet hayatımızda yaşanan meydan okumalara hep milletin iradesiyle cevap verilmiştir.

Türkiye'de siyasete ve devlet hayatına yön vermeye çalışan provokasyonlar bertaraf edilmiştir. Bu sebeple gururla, onurla, şanla cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız ve yeni yüzyıla, Türkiye Yüzyılı'na bu ufka hep beraber, dayanışma içerisinde ulaşacağız.

AK Parti Genel Merkezi bu duygularla, bu siyasete güçlü şekilde destek vererek, Türkiye'nin en büyük partisinin yönetim organları olarak bu yolu güçlü şekilde yürüyeceğimizin bir kez daha altını çiziyoruz.

BALKANLARDAKİ GELİŞMELER

Dış politika açısından Balkanlardaki gelişmeleri, Kosova ve Sırbistan arasındaki gerginliği yakından takip ediyoruz. Bosna Hersek'teki hükümet kurma çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Balkanlar'daki vekalet çatışmalarına müsade etmeyecek tek ülke Türkiye'dir.

SORU-CEVAP

Suriye meselesiyle ilgili olarak bütün dünyanın önemli devletleri karşı çıksa da Türkiye Suriye halkının faydasına olacak şekilde, Suriye'nin reformlar yapması, dünyayla entegre olması için güçlü bir irade ortaya koydu. Sayın Cumhurbaşkanımızın Suriye, Şam, Halep'e gidiş gelişlerinde yanındaydık. Kendi siyasetimiz açısından Arap Baharı ile ortaya çıkan dalganın bölge ülkelerini sarsacağını gördük ve değerlendirdik.

"TÜRKİYE SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNDEN YANA OLMUŞTUR"

O zaman bu ülkelerin birtakım reformlar yaparak bu dalgalar karşısında daha kapsayıcı yaklaşım üretmesiydi. Bu aslında iyi gidiyordu. Bir dönem bazı bürokratlar oraya gidip gelmeye başlamışlardı. Biz bunları yaparken dünyanın önemli ülkeleri Suriye'ye tırnak içinde haydut devlet muamelesi yapıyordu.

En son bütün süreci reddeden ABD bile Şam'la temas kurdu. Daha sonra katliamlar, öldürmeler, kötü görüntüler bu ilişkilerin kopmasına yol açtı. Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olmuştur.

"İÇ SAVAŞIN ORTAYA ÇIKMASINDAN SONRA İLİŞKİLER KESİLDİ"

Bizim tutumumuz devlet yapıların korunmasıydı. Etrafımızdaki sorunlu bir coğrafya. Herkes güvende olmadan toplam güvenlik üretilmesi mümkün değildir. Komşularımızın güvensizliğe ve yoksulluğa sürüklenmesinden siyasi bir çıkar üretmemiz mümkün değildi. İç savaşın ortaya çıkmasından sonra ilişkiler kesildi.

"HAREKATLAR OLMASAYDI BİRTAKIM DEVLETÇİK YAPILARI KURULACAKTI"

Her zaman Astana, Cenevre sürecinde sorunun siyaset ve diplomasi yoluyla çözülmesi yönünde altını çizdik. Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, Suriye halkının ortak yararının gözetilmesi. Suriye'deki olaylar bizi tehdit etmeye başlayınca müdahale ettik. Zeytindalı, Fırat Kalkanı gibi harekatlar olmasaydı orada birtakım devletçik yapıları kurulacaktı.

"TÜRKİYE BU KAOTİK ORTAMDA DİYALOG KANALLARINI BÜYÜTMEYE ÇALIŞIYOR"

Akdeniz'de her ülkenin o kadar çok savaş gemisi var ki, neredeyse balıkçı gemilerini yakalayacak. Göçmen krizinden Rusya-Ukrayna savaşının ortaya çıkardığı tabloya kadar bu kaotik yapı içerisinde Türkiye diplomasiyi işleterek istikrar alanlarını çoğaltmaya, diyalog kanallarını büyütmeye çalışıyor.

"SURİYE'NİN KAYNAKLARINI SÖMÜREREK KENDİ TERÖR FAALİYETLERİ İÇİN PARA KAZANMAYA BAŞLADILAR"

Bu noktada yine çözümün siyasi olduğunu düşünüyoruz. Astana ile Cenevre süreçlerinin birbirini tamamlayan süreçler olduğunu ifade ettik. Gelinen bu noktada oturup konuşmamız lazım. Bu terörist yapılara petrolu satan ilişkiler ağı, birtakım devletler tarafından sunulmuştur. Bunlar artık orada Suriye'nin kaynaklarını sömürerek kendi terör faaliyetleri için para kazanmaya başladılar.

Ortadaki tablo birileri bunları orada kalıcı kılmaya ve tırnak içinde devletimsi yapılar hale getirmeye çalışıyorlar. Defalarca söyledik, sınırımızın dibinde bir Afganistan istemiyoruz. Türkiye istikrar üreten, Suriye halkını gözeten, toprak bütünlüğünün korunması için ortaya irade koyan bir ülke olarak ortaya çıktı.

"SINIRIMIZIN DİBİNDE BİR AFGANİSTAN İSTEMİYORUZ"

Bu terörist yapılara petrolu satan ilişkiler ağı, birtakım devletler tarafından sunulmuştur. Bunlar artık orada Suriye'nin kaynaklarını sömürerek kendi terör faaliyetleri için para kazanmaya başladılar. Ortadaki tablo birileri bunları orada kalıcı kılmaya ve tırnak içinde devletimsi yapılar hale getirmeye çalışıyorlar.

Defalarca söyledik, sınırımızın dibinde bir Afganistan istemiyoruz. Türkiye istikrar üreten, Suriye halkını gözeten, toprak bütünlüğünün korunması için ortaya irade koyan bir ülke olarak ortaya çıktı.

Burada Cumhurbaşkanımız net bir irade koydu. İstihbarat teşkilatlarımız arasında görüşme, Milli Savunma Bakanlıklarının arasında görüşmeye evrilmiştir. Bundan sonra en üst seviyede görüşmenin ajandası oluşturulacaktır.

Gelinen noktadan memnunuz. Diplomasi, müzakere, konuşma sorunu çözmek için üretilmiştir. Burada köprü kurma zamanıdır. Bu köprüler kurularak bu yola devam edilecektir.

TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ

İsrail'le de ilişkilerin büyükelçiliklere çekilme sebepleri belli. Hassasiyetlerimizi koruyarak müzakere etmeliyiz ve bunları konuşarak çözmeliyiz. İsrail'de birtakım basın yayın organlarında nitelendiriliyor. Aşırı sağ hükümet işbaşına geldi. Kudüs, yasa dışı yerleşimler, iki devletli çözüm konusunda hassasiyetlerimizi koruyoruz.

Mescid-i Aksa'nın statüsü konusuna hassasiyetimiz açıktır. Bütün bunları konuşmaya devam edeceğiz. Sorunlar, gerilimler ortaya çıkacak ama herhalükarda müzakere diplomasisini sürdüreceğiz. Karşılıklı büyükelçilerin atanması da hayırlı olsun.

'ERKEN SEÇİM' AÇIKLAMASI

Bu seçim takvimiyle ilgili gündem, seçimin 18 Haziran'da yapılması yönünde irademiz var. Çıkabilecek bazı sıkıntılar, vatandaşlarımızın yurt dışında seyahat dönemi olması, çeşitli şekillerde ülkemizde hareketliliğin yaşandığı dönem olması sebebiyle değerlendirme yapılıyor. Bu tabii ki bir erken seçim düzeyinde tarih değerlendirmesi olmayacak.

Bununla ilgili kesin bir karar yoktur, olunca sizinle paylaşacağım. Kişiler çeşitli ortamlarda son aldıkları pozisyona göre geçmişi yeniden yapılandırabiliyorlar. Ben geçmişte şöyle yapmıştım, yeterince destek verilmedi gibisinden.

6'LI MASA AÇIKLAMASI

Cumhurbaşkanımızın eski Başbakanlık binasında yaptığı toplantılara bakın, fotoğraflar, çekimler ortada. 6'lı Masa seçmenlerine bir profil göstermek için, birileri de yeni profil tarihselliği üretiyorlar. 'Ben o zaman şunu demiştim, o yüzden işyer iyi oldu'. Seçmen kitlesini kandırmış oluyorsunuz. O dönemde beraber siyaset yapan pekçok kişi AK Parti yönetiminde, Bakanlar Kurulu'nda. Büyük demokrasi kahramanları, terörle mücadele kahramanları şekilde yapılan konuşmaları da dinliyoruz.

Saygınlık geçmişte bir şey yapmışsanız, bir yolu beraber yürümüşsünüz, o zamanın hatıralarına, yaşanmışlıklarına saygı duymakla olunur. Ben sayın Cumhurbaşkanına o zaman şu şekilde davranmıştım, o da bana şunu şunu demişti, diyorlar. 6'lı Masa'dakilerin bunlara dikkat etmesi lazım. Bu şekilde bir siyasi tutum ortaya koyanların aynı şeyi burada yapacağı açıktır.

Siyaset gelecekle ilgili olarak toplumun önüne vizyon koymak sanatıdır. Bu bütün partiler için geçerli. Bir şekilde geçmişte ortak zeminlerde buluşulmuş, hele de birilerinin kendilerini demokrat göstermek için Cumhurbaşkanımızla ilgili olarak otoriterdir gibisinden tutum ortaya koymasının hiçbir ahlaki temeli yoktur.

O zamanlar kamuoyunun bilip bilmediği bir sürü siyasi krizi, devlet içerisinde siyasetin konsolide olmadığı dönemde bu iradeleri hayata geçirmekte sayın Cumhurbaşkanımızın döneminde ortaya konulmuştur.

Bazıları o toplantılarda yoktu. Hatta bugün barkıyorum, Güneydoğu ile ilgili, Kürt vatandaşlarımızla ilgili çokça mesaj veren birileri, biz türkiye'de Kürt vatandaşlarımızın üzerindeki onların dilleri, yaşadıkları ortam üzerindeki yasakları kaldırırken bu toplantılardan uzak duruyorlardı. Alevi meselesiyle ilgili atılan adımlar da aynı şey sözkonusuydu.

ÜLKÜ OCAKLARI ESKİ BAŞKANI SİNAN ATEŞ'İN ÖLDÜRÜLMESİ İLE İLGİLİ İLK AÇIKLAMA

Ailesine başsağlığı diliyoruz. Burada olay gerçekleştikten sonra yapılan yorumların çoğunu gördük. Bir ölüm üzerinden siyaset yapmaya kalkanlar var, bunların tutumu ahlaki değil. Sonuç olarak emniyet güçleri Türkiye'nin adliyesi, emniyet teşkilatı bu konunun bütün boyutlarını açığa çıkaracaktır. Bu tip meselenin örtbas edilecek gibisinden yaygınlaşmaya çalışmalarını tespit ettik. Bunların hepsi başka amaçlara matuf olarak gündeme getirilmiştir. Adliye ve emniyet güçleri başındadır. Olay bütünüyle aydınlatılacaktır.

PKK terör örgütünü en güçlü şekilde faaliyet yürüttüğü ülkelerden bir tanesi Fransa. Fransa onların faaliyetleri himaye ediliyor. Terör örgütü bayrak ve sembolleriyle eylemler yaptılar. Gelinen noktada terörü himaye etmeyin demiştik. Cumhurbaşkanımız terör denilen yılanı kim korursa gün gelir ortaya çıkar demişti. Şimdi Paris'te yapıp yıktılar. Avrupa'yı yükselen faşizm karşısında ciddi bir şekilde uyarıyoruz.

Kim terörü himaye ederse, terörist faaliyetlere müsaade ederse yarın bir gün bunlarla yüzleşmek durumunda kalır. Bunun çaresi, gelin hiçbir ayırım yapmayan terör örgütleriyle mücadelede işbirliği yapalım.

Bahadır Alemdar Haber7.com - Editör
Haber 7 - Bahadır Alemdar

Editör Hakkında

Trabzon’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. Bahçelievler Anadolu Ticaret Meslek Lisesinde ‘Web Programcılığı’ bölümünden mezun oldu. Yüksek öğrenimini, Atatürk Üniversitesinde ‘Yeni Medya ve Gazetecilik’ mezunu olarak tamamladı. Gazeteciliğe ilk adımını 2011 yılında attı. 13 yıllık profesyonel meslek hayatında SEO içerik ve muhabirlik de dahil olmak üzere ağırlıklı olarak gündem, dünya, ekonomi, spor ve teknoloji kategorilerinde birçok haber ve röportaja imza atarak galeri ve video hazırladı. Bahadır Alemdar, meslek hayatına Haber7.com'da aktif olarak devam etmektedir.
YORUMLAR 59
  • Merve 1 yıl önce Şikayet Et
    16 Haziran karne verilecek. 18 Haziran'da seçim gayet mantıklı. Madem kriz var!? Kim nereye seyahat edecek Allah aşkına? Madem tatile gidecekler? Demek ki para var. Ekonomi gayet iyi. O seçmenler için. Boşuna vıdı vıdı yapılmasın. Her şey vaktinde güzel.
    Cevapla
  • müh. 1 yıl önce Şikayet Et
    Öz eleştiri. Menfur saldırı Cuma günü oluyor, Siz pazartesi günü açıklama yapıyorsunuz. Ülke yöneticileri bir açıklama yapmazsa yüzlerce yoruma açık saçma sapan açıklamalar olur. Saldırıyı kınamak bu kadar mı zordu Allah aşkına.
    Cevapla
  • 0042 1 yıl önce Şikayet Et
    Akepe saldırıyı kınadaydı bahçeli adamı neyapardı
    Cevapla
  • Akademisyen 1 yıl önce Şikayet Et
    by sözcü aksaray üniversitesi rektörüne sahte doçenti profesör yaptırmanız hakkında da birşeyler söyleyecekmisiniz.
    Cevapla
  • yalnız adam 1 yıl önce Şikayet Et
    Tüm dünyada ve almanyada ülkücülere karşı bir kışkırtma var ama geçmişte olduğu gibi provokasyonlara dusmeyecektir allahin izniyle ülkücüler sükunet ve sabırla bugünleri atlatacak
    Cevapla
  • Misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    Ne dedik seçime yakın dış mihraplar türkiyeye dahil olacak içimizdeki hayinleri kullanaraktan yapıyor lar millet olarak lütfen dikkatli olalım
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Yıllara göre asgari ücrete ne kadar zam yapıldı? İşte merak edilen tablo
Transfer için bizzat devreye girdi! Okan Buruk, Milano'da