ABD, AB’ye Ayar mı Veriyor

  • GİRİŞ13.01.2023 08:56
  • GÜNCELLEME16.01.2023 09:32

Konuyu daha iyi anlayabilmek için biraz gerilerden başlayalım.

İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı 2022 yılının Şubat ayında işgal etmesinin ardından, Rusya’nın kendi ülkelerini de işgal etmesinden korkarak, on yıllardır süren askeri tarafsızlık politikasından vazgeçtiler ve birlikte 18 Mayıs’ta NATO’ya üyelik başvurusu yaptılar. Bu üyelik sonrasında ABD ve Kıta Avrupası, Rusya başta olmak üzere Avrasya’ya karşı kullanabileceği 1,340 km’lik büyük bir sınıra sahip olacaktı.

NATO’yu fiilen yöneten ABD, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımının bu ülkelerin egemenlik ve etki alanları ile milli güç unsurlarını, NATO üzerinden kendi menfaati doğrultusunda kullanabileceği için bu çifte başvuru karşısında ellerini ovuşturup onaylamaya hazırdı. Ancak beklemedikleri bir şey oldu, Türkiye, PKK, YPG ve FETÖ üyelerine kol kanat geren bu iki ülkenin NATO’ya kabul edilmelerini ve üye olmalarını veto etti. Kabul şartlarını da masanın üstüne koydu.

Geçtiğimiz haziran ayında -NATO zirvesi öncesi-Türkiye’nin kabul şartları ile ilgili Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasında üçlü muhtıra imzalandı ve söz konusu ülkeler terör örgütlerine, özellikle de PKK/YPG ve FETÖ’ye karşı daha sert adımlar atmayı taahhüt ettiler.

Türkiye’nin terör örgütleri konusundaki kararlılığından ve İsveç ile Finlandiya üzerindeki baskısından hoşlanmayan ABD, Türkiye’nin bu tavrını beğenmedi ve konuyu çözmenin yollarını aramaya başladı lakin ABD’nin, Türkiye’ye karşı NATO içinde yapabileceği bir şey yok. NATO’nun kuruluş anlaşmasına göre üye ülkelerin üyeliklerine son verilemiyor, herhangi bir üye ülkeyi oy çokluğu veya oy birliği gibi kararlarla üyelikten atmak veya da herhangi bir üyenin elinden veto yetkisini almak mümkün değil. Türkiye’yi NATO’dan atmakla tehdit edip, veto isteğini kaldırtması da mümkün değil.

Yıllarca Türkiye’yi hizaya sokmak için acımasızca uyguladığı “Silah Ambargosu” sopası da artık geçerliliğini yitirince kala kala geriye İsveç ve Finlandiya’ya gözdağı vererek Türkiye’nin isteklerine karşı durmalarını sağlamak kalıyor.

Nitekim bunda başarılı olmuş olacak ki, eli kanlı terör örgütü PKK ve FETÖ'cülerin sığınağı haline gelen ve bu nedenle Türkiye'nin NATO üyeliğine karşı çıktığı İsveç ve Finlandiya ile teröristlerin iadesi için gerçekleştirilen görüşmeler devam ederken, aniden ve hiç beklenmedik bir anda İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’dan dikkat çeken bir açıklama geldi.

Başbakan Ulf Kristersson bu açıklamasını, İsveç'te ünlü bir savunma düşünce kuruluşu tarafından düzenlenen bir konferansta yaptı. İşin önemli tarafı bu toplantıda NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç ile birlikte NATO’ya girmek isteyen Finlandiya’nın Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto da hazır bulunmaktaydı. Bana göre, bu konferansta NATO Genel Sekreterinin de bulunması pek de tesadüf değil ve işin perde arkası biraz farklı.

Aralık ayının ortalarında Fransa’da Vatansever Partisi’nin, “NATO’dan çıkalım, AB’den çıkalım, özgür Fransa” sloganlı mitingi yapması, Cumhurbaşkanı Macron’un, birkaç gün sonra "Bağdat İş birliği ve Ortaklık Konferansı" sonrasında ülkesine dönerken başkanlık uçağında; "Daha güçlü bir Avrupa'nın NATO içinde ittifaka bağlı olmadan hareket edebileceğini… İttifak bağlı olmam gereken bir şey değil, seçmem gereken ve birlikte çalıştığım bir şey. Stratejik özerkliğimizi yeniden düşünmeliyiz" sözlerini sarf etmesi, ABD için “ipler elimden gidiyor” uyarısı ABD’nin AB ile ters düştüğü izlenimini veriyor.

Çok kısa bir zaman sonra Fransa'nın başkenti Paris'te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'nin bulunduğu Enghien Caddesi'nde silahlı bir saldırının gerçekleşmesi pek de tesadüf değil. Bu saldırıda 3 kişi yaşamını yitirmesi ve YPG/PKK taraftarlarının Paris’i yakıp yıkmaları, gerçekte ABD’nin Fransa’ya yaptığı bir uyarıydı. “Bağımsızlık senin neyine. Ayağını denk al. Bir dahaki sefere Fransa’ya bunun bedelini daha ağır ödetirim” mesajıydı aslında verilen.

İşte ABD’nin Türkiye’nin vetosuna karşı kullanabildiği yaptırım bu. ABD, Türkiye’ye sözünü geçirtip Veto’yu kaldırtamayınca, çareyi İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’a tükürdüğünü yalatmakta buldu.

Belli ki ABD, kendi yarattığı YPG/PKK terör örgütü üzerinden Kıta Avrupası'na ayar veriyor; “Benim sömürgemsiniz ve ben ne dersem o olur…”

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN

Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi

KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı

Yorumlar17

  • Ay Üssü Alfa. 1 yıl önce Şikayet Et
    Müthiş bir yorum olmuş harika, Şimdi Başbakan Ulf Kristersson nın açıklamasını internetten bulup okuyacağım ve müthiş kelimesini biraz daha fevkalade, mükemmeli, olağanüstü, muhtesem vb. şeklinde revize edebilirim. Haber dediğin böyle sunlur insanlar araştırmaya özendirmeli.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Ali ihsan 1 yıl önce Şikayet Et
    Şamar oğlanına döndüler
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Mehmet 1 yıl önce Şikayet Et
    Harika bir aciklama Ata bey.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • RECEP 1 yıl önce Şikayet Et
    tam yerinde bir tespit. durumu çok güzel özetlemiş.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • B.Ali 1 yıl önce Şikayet Et
    Hepsi tamam da şu noktada bir mantık hatası yok mu? Eğer abd, isveç ve finlandiyanın natoya girmesini istiyorsa göstermelik de olsa bir şekilde bu ülkelerin Türkiye'nin isteklerine olumlu cevap vermelerini isteyecektir. Şimdi kendimizi kandırmayalım bugün pkkyı terör örgütü olarak kabul eden onlarca ülke bunları aynı zamanda besleyip desteklemiyor mu? İsveç ve finlandiyanında yapacağı budur. pkkyı fetöyü görünürde terör örgütü olarak kabul edip bir kaç göstermelik iade kararı falan verecekler istediklerini aldıktan sonra yine bildiklerini okuyacaklar. Bu nedenle abdnin son gelişmelerde parmağı varsa bu, bu ülkelerin natoya girmesini istediği için değil tam tersine istemediği için olabilir.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Hacıkemal 1 yıl önce Şikayet Et
    İsveç ve Finlandiya NATO'ya girmemek için Türkiye'yi kullanıyor. ABD ile Türkiye'yi karşı karşıya getiriyor.
    Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat