26 Ocak 1970 tarihinde, o dönem Bağımsız Milletvekili olan Merhum Necmettin Erbakan ve arkadaşları tarafından kurulan Milli Nizam Partisi, sırf  “Esselamünaleyküm” selamı yüzünden kapatıldı.

MNP’nin kapatılmasına ilişkin hazırlanan savcılık iddianamesinde;

Erbakan Hoca’nın, 31 Mayıs 1970 günü, Karabük İlçesinde, Site Sinemasında yaptığı konuşmasına “Esselamünaleyküm” diye başlaması…

18 Ocak 1970’te, Boyabat İlçesi Sümer Kahvesinde, “Esselamünaleyküm Müslüman Kardeşlerim” diye vatandaşları selamlaması…

Ve…

Genel İdare Kurulu Üyesi Fehmi Cumalıoğlu’nun, 26 Haziran 1970’te, Şanlıurfa’da yaptığı konuşmasına, “Selamünaleyküm evliyalar diyarının, 1000 senelik şanlı İslam Türk tarihinin mücahitlerinin torunları” diye söze başlaması, partinin kapatılması için gerekçe gösterildi.

*

Kapatılan Milli Nizam Partisi'nin kadroları, 11 Ekim 1972'de, Millî Selâmet Partisi’ni kurdular. 20 Ekim 1973’te ise ‘Genel İdare Kurulu’ kararı ile partinin başına Necmettin Erbakan getirildi. 

Konuşmalarında dini temaları öne çıkaran Erbakan Hoca, bu kez “savcıların” değil, sözde “sanatçıların” hedefi oldu.

O dönem “parodi üstadı” diye pazarlanan “seküler yobaz” Ali Avaz, sırf İslami jargonu yüzünden hedef aldığı Erbakan Hoca’yı, “Yallah Tazyik Erbakan” adını verdiği rezil plağının kapağına taşıdı…

Yetmedi!

“Yere bakan, yürek yakan Erbakan, sevsinler seni Erbakan.

Sarık saracaz, dört karı alacaz, olur mu be Erbakan,

Yirminci asırda, uygarlık çağında, dünyaya uy Erbakan,

Semazenler gibi dönmekten bıkmadın mı be Erbakan,

Sen gel vazgeç bu kafadan he,

Selamün aleyküm Erbakan” dizeleriyle başlayan, Erbakan Hoca ve Allah’ın selamıyla dalga geçen rezil bir şarkı besteledi.

*

MSP’nin kapatılmasının ardından kurulan Refah Partisi’nin de akıbeti farksız değildi.

Başbakanlık Konutunda dinine bağlı bir Başbakan oturduğu için hazımsızlık çeken başta “kartel medyası” olmak üzere laikçi seküler cenah, Erbakan Hoca’ya ve Müslümanlara demediklerini bırakmadı.

O dönem “Selamünaleyküm” diye selam verenler, “Burası Arabistan mı?” diye zılgıt yerken…

Bazı kalemşörler ise, “Yine de şükredelim... Hoca konuşmasına başlarken, ‘Selamınaleyküm tavarişler' diyebilirdi...’’ şeklindeki yazılarla, Erbakan Hoca’yla alay etti.

*

Refah Partisi kapatılmadan bir süre önce kurulan ve “RP'nin yedeği” diye nitelendirilen Fazilet Partisi de, başına gelecekleri bildiğinden, “yepyeni bir partiyiz” mesajı verebilmek adına, önce, “geçmişte çok hatamız oldu” diyerek, malum kesimi suçlamak yerine, faturayı kendine kesti.  

Sonra da “İslami parti” görüntüsünden uzaklaşmak için, vitrindeki sakallı siyasetçi sayısını azalttı.

Selamlaşmak için de üyelerine, “Selamünaleyküm” yerine “merhaba” söylemini tavsiye etti.

Fakat FP de tıpkı önceki partiler gibi kapatılmaktan kurtulamadı.

*

Derken…

Türkiye’nin başına, “Toplum hangi dili anlıyorsa o dille selam verin” diyen…

 “Bir Hans'a Selamün Aleyküm diyemezsiniz. Türkiye'de de öyle toplumlar var ki, Selamün Aleykümü anlamaz. İyi günler der. Selamda bu üslubu sağlamak lazım” uyarısında bulunan Başkan Erdoğan geldi.

O gün bu gündür kimse “Selamünaleyküm” dediği için mağdur edilmedi.

*

Fakat bu kez de…

Geçmişte Allah’ın selamını verdiği için partisi kapatılan ve yandaş sanatçılar tarafından alaya alınan merhum Necmettin Erbakan Hocamızın varisi olduğunu öne süren ve onun koltuğunda oturan Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ve avanesi, Hoca’ya zulmedenlerin safına geçti.

Türkiye’de isteyenin istediği şekilde selam vermesinin önünü açan Başkan Erdoğan’ı devirmek için onlarla kol kola girdi.

Dün de Kılıçdaroğlu’nun “İzmir mitingi”nde sahneye çıkan Temel Abi, kendisini bira içerek dinleyen CHP’lileri, “Selamun aleyküm İzmirli kardeşlerim” diyerek, selamların en güzeliyle selamladı.

İslâm âlimleri, selâm vermenin sünnet, almanın ise farz olduğu hususunda Müslümanları uyarıyor.

Düne kadar Milli Görüşçülere, “Yallah tazyik” diyen ayyaşlar, Temel Abi’nin selamını aldı mı bilinmez ama…

Biz her ihtimale karşı Allah’ın selamını ortada bırakmayalım!..

Ve bu şuurla, 14 Mayıs’ta sandığa gidelim inşallah!