İsveç'le uzlaşma nasıl sağlandı? Sürecin perde arkasında neler yaşandı?
- GİRİŞ11.07.2023 01:19
- GÜNCELLEME12.07.2023 08:55
MEHMET ACET/LİTVANYA
Pazartesi öğle saatlerinde TUR uçağının İstanbul’dan havalanmasından hemen sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve kurmay ekibi, uçağı dolaşıp heyetteki herkesle tek tek tokalaştı.
İstikamet, NATO’nun son yılların en önemli toplantısının yapılacağı Litvanya’nın başkenti Vilnius.
Uçağımız yaklaşık 2 saat 40 dakikalık yolculuğun ardından Vilnius Havalimanı’na inince havalimanındaki olağandışı hareketlilik hemen dikkatimizi çekti.
NATO zirvesini ve zirve için Litvanya’ya gelecek olan liderleri korumak için Patriot füze sistemi yerleştirilmişti havalimanına. Bu sistemler, balistik füzeler dahil, her türlü muhtemel tehdidi karşılamak için buraya konuşlanmıştı.
Rusya ile NATO arasındaki gerilimin hangi noktaya geldiğini göstermesi bakımından son derece dikkat çekici bir andı bu doğrusu.
LİTVANYA’DA HERKESİN ORTAK KORKUSU RUSYA
Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta sokaklarda dolaşırken, hayatın sakin bir atmosfer içerisinde aktığını gözlemleyebiliyorsunuz.
Ama ne zamanki konuşmaya başladığınız, sorular sormaya başladınız, işte o zaman buradaki insanların sınırın hemen öbür tarafındaki Rus tehdidini enselerinde nasıl hissettiklerini kolayca fark edebiliyorsunuz.
Dinlediklerimizi aktarayım.
24 Şubat 2022’de Rusya Ukrayna’yı işgale başlayınca, Litvanya’da inanılmaz bir korku atmosferi kendini göstermiş. Birçok insan ülkeyi terk edip, Avrupa’nın batısına doğru göç etmiş.
Ülke nüfusu resmi rakamlara göre 2,6 milyon imiş ancak, Ukrayna savaşının başlamasından sonra bu nüfus epey azalmış.
Televizyonlarda, Ukrayna savaşı ile ilgili bu korkuları canlı tutan, sürekli negatif haberler yayınlanıyormuş. Konuştuğum bir Litvanyalı, sırf bu korku iklimi nedeniyle artık televizyon izlemediğini söyledi.
Yaygın kanaat/korku şu:
Ukrayna düşerse sıra Litvanya’ya gelecek.
O yüzden savaşın orada kalması, Rusların savaşı orada kaybetmesi için sürekli yardım kampanyaları düzenleniyormuş.
Bu notları aktardıktan sonra şimdi gelelim Türkiye ile İsveç arasında sağlanan anlaşmanın detaylarına.
İSVEÇ’İN ÜYELİĞİ İÇİN VARILAN UZLAŞMANIN DETAYLARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO zirvesinin yapılacağı Litvanya’ya, bir gün önceden geldi.
Bunun sebebi, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile yapacağı üçlü toplantı idi.
Bu kritik toplantıdan çıkan uzlaşıyı, Genel Sekreter Stoltenberg açıkladı.
Varılan uzlaşmaya göre, Türkiye İsveç’in NATO üyeliğini TBMM onayına taşımak için yeşil ışık yakmış oldu.
Buna karşılık, Ankara’nın terör konusundaki taleplerinin karşılanması için ilk kez NATO tarafından Terörle Mücadeleden Sorumlu Özel Koordinatör atamasının yapılacağını da NATO Genel Sekreteri’nin açıklamalarıyla öğrenmiş olduk.
İsveç 1 Haziran'da yürürlüğe giren yasa ile terör örgütünün faaliyetlerini teşvik eden, güçlendiren veya destekleyenlere en fazla 4 yıl hapis cezası verilmesinin önünü açmış, bu çerçevede bir kişiye bu maddeden ceza vermişti.
Ankara, bu sürecin göstermelik adımlardan ibaret kalmamasını ve teröre karşı dayanışmanın güçlü uygulamalarla devam etmesini istiyor. Ki, hem 28 Haziran 2022 Madrid mutabakatında, hem de dün yayınlanan 7 maddelik mutabakat metninde bu husus yine güçlü ifadelerle karşılık buldu.
Stoltenberg’in sözünü ettiği terörle mücadele koordinatörünün Türkiye’nin bu hassasiyetine binaen tesis edildiği anlaşılıyor.
Bunun dışında Türk vatandaşlarına vize serbestiyesinin sağlanması gibi süreçlerde de olumlu bir atmosferin yakalandığı anlaşılıyor.
ÜST DÜZEY TÜRK YETKİLİ: MUTABAKAT METNİNDE YER ALMAYAN KAZANIMLAR DA VAR
Dün akşam saatlerinde İsveç’le mutabakat sağlandığı haberinin ortaya çıkmasından sonra üst düzey bir Türk yetkiliyi arayıp, varılan uzlaşmanın Türkiye için ne anlam ifade ettiğini sordum.
Yetkili isim, istediğimizi aldık dedikten sonra, mutabakat metninde yer almayan başka kazanımlardan da söz etti.
O kazanımlar nedir diye sorduğum yetkili isim, ABD’nin Türkiye’ye dönük ambargoyu kaldırmasının da bu süreçte varılan mutabakat çerçevesi içinde olduğundan söz etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vilnius’ta, üçlü zirveden hemen sonra Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ile de bir araya geldi.
Bütün bu trafiği göz önünde tutup, bandı geriye doğru sardığımızda, aslında, yaklaşık bir aydır yürütülen mekik diplomasisinin elde edilmiş sonuçlarıyla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
28 Mayıs seçimlerinden sonra Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturan Hakan Fidan’ın ABD’li mevkidaşı Antony Blinken’le üst üste yaptığı görüşmeler, ABD Konseyi Başkanı Michel’le Erdoğan arasındaki görüşmenin İsveç toplantısının hemen arkasına denk getirilmesi, Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden ile önce telefonla görüşmesi, arkasından Vilnius’ta yüz yüze randevunun ayarlanması…
Bugünden düne bakınca, bütün bunları, belirlenmiş ve dün itibarıyla ulaşılmış bir takım hedefler doğrultusunda yürüyen temaslar olarak nitelendirmek mümkün.
İsveç’in NATO üyeliğinin kabulünün çok daha ötesine geçen, Türkiye’nin seçim sonrası 5 yıllık yeni Erdoğan döneminde Batı ile ilişkilerini daha barışçıl ve daha ittifak ruhuna uygun düşecek bir zemine taşıma iradesi ile açıklanabilir bu son gelişmeler.
Yorumlar87