Kılıçdaroğlu'nun gitmesi, Özel'in gelmesi CHP için ne anlam ifade ediyor?

  • GİRİŞ06.11.2023 08:21
  • GÜNCELLEME08.11.2023 09:22

22 Mayıs 2010 tarihinden itibaren Cumhuriyet Halk Partisi’ni yöneten, bu süre boyunca partiye yeni kadrolar ve yeni politikalarla yepyeni bir kimlik kazandıran, partinin genetiğini, fiziğini, kimyasını, biyolojisini epeyce değiştiren Kemal Kılıçdaroğlu için, acı bir final oldu bu.

Kemal Bey’in temel amacı, 13 yıl içerisinde yeni bir dizayn sürecine tabi tutularak ‘başkalaşan’ Cumhuriyet Halk Partisi’ni mevcut kimliğini koruyabilecek bir ‘veliahta’ teslim etmekti.

Birkaç ay önce en yakınındaki isimlerden birinin bana söylediği ve benim de bu köşede aktardığım gibi, yerel seçimlerden sonra, seçimsiz geçecek bir 4 yıl içerisinde acele etmeden, uygun bir zamanı bulup, bu amacını hayata geçirecekti.

Zaten, Cumartesi günkü kurultay konuşmasının en çarpıcı ve delegeler üzerinde iz bırakması muhtemel sözünü de bu bağlamda kullanmış, şöyle demişti:

“Bir dahaki kurultayda ben de aranızda oturacağım ve gelecek genel başkanımızı alkışlayacağım” 

Ama olmadı, evdeki hesap çarşıya uymadı.

Eylül ayında yapılan İstanbul kongresini Ekrem İmamoğlu destekli Özgür Özel ekibi kazanınca, kurultayın başa baş bir yarışa dönüşme ihtimali ufukta belirmişti zaten.

İmamoğlu ve ekibinin iki tarafa da kayabilecek olan delegeleri bire bir markaja alarak yürüttükleri çalışmaların sonucu etkilediği, hatta belirlediği ortada.

ÖZEL’İN KILIÇDAROĞLU’NDAN NE FARKI VAR?

Aralarında bir yaş farkı var.

Kılıçdaroğlu 1948, Özel 1974 doğumlu.

Bir başka deyişle, Özgür Özel dünyaya geldiğinde Kılıçdaroğlu 26 yaşında imiş.

Siyaseten ‘genç’ olarak nitelendirilebilecek yaşta olan birinin genel başkanlığa gelmesi, parti için moral motivasyon anlamında değerlidir.

22 Mayıs 2010’da CHP’nin başına geldiğinde Kılıçdaroğlu’na açılan kredi, şimdi Özgür Özel için de açılacaktır.

Ancak, Özel’den beklenti, eski CHP’ye dönüş anlamında bir beklenti ise, şimdiye kadarki söylemlerine bakıldığında bunun beyhude bir bekleyiş olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor.

Evet partinin kadrolarında Kılıçdaroğlu’nun sağlama almaya çalıştığı türden ‘yeknesaklık’ ‘tek tiplilik’ olmayacaktır.

Ancak, politikalar ve temel yaklaşımlar bakımından durum biraz farklı.

En basitinden HDP meselesi…

CHP sağa kaydı söylemine, kurultay konuşmasında itiraz eden Kılıçdaroğlu gibi ben de katılmıyorum.

CHP’nin sağda diye nitelendirilen partilerle ilişkisi, konjektürel, seçim odaklı ilişkiler olarak karşımıza çıktı.

Ancak, CHP’nin HDP ile olan ilişkisi taktiksel değil, stratejik bir ilişki biçimi.

Kimlik ve kadrolar dışında temel politikalarda da ortak bir vizyonla geleceği bakma perspektifi taşıyor o birliktelik.

Daha yeni, Suriye ve Irak’ta PKK’yla mücadelenin hukuki temelini oluşturan sınır ötesi tezkereye ikinci kere ‘hayır’ dedi CHP.

Bu olurken, Özgür Özel’in herhangi bir itirazı da söz konusu olmadı.

Bu anlamda CHP’ye oy verip de, partilerinin HDP’yle girdiği bu stratejik ilişki sürecinden rahatsız olanların Özgür Özel’ döneminde HDP’ye bir mesafe konulmasını beklemeleri abesle iştigal anlamına geliyor.

Dün memleketi Rize’de, CHP’deki genel başkan değişimine dair ilk açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da, Özel’e ilk dokundurmasını buradan yaptı, şöyle dedi:

"Dün CHP'de kurultay vardı, Bay bay Kemal kime 'Bay bay' dedi? Demirtaş'a Kavala'ya dedi. Peki onun yerine geçen zat ne dedi? O da Demirtaş'a Kavala'ya selam gönderdi. Al birini vur ötekine!" 

İYİ PARTİ YENİ BİR ‘U DÖNÜŞÜ’ YAPAR MI?

Önümüzde 5 aydan daha az bir vakti kalan yerel seçimler var.

CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel elde ettiği zafer sonrası yaptığı ilk açıklamada, ilk hedeflerinin yerel seçimler olduğunu beyan eden sözler sarf etti.

Bu anlamda önümüzdeki günlerde, gözlerin çevrili olacağı bir başka parti İYİ Parti, bir başka Genel Başkan Meral Akşener olacak.

Akşener, daha önce Ankara ve İstanbul’da dahil diyerek 81 ilden aday çıkaracaklarını açıklamıştı.

Partinin en üst yetkili makamı olan Genel İdare Kurulu toplantısında da ezici bir çoğunluk bu kararı desteklemiş, buradan çıkan kararın kesin olduğu da, kimsenin artık tartışmasına gerek yok dercesine altı çizilerek beyan edilmişti.

Bu türden kararlılık mesajları verilirken, CHP kurultayı sonrası bu kararda bir değişiklik olabileceği, Akşener’in daha önce birkaç kere yaptığı türden bir ‘U dönüşü’ ile özellikle Ankara ve İstanbul’da aday çıkarmayıp, İmamoğlu ve Yavaş’a destek olabileceği yönünde senaryolar hep canlı kaldı.

Akşener’in aday olduğu 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından partisini kurultaya çağırıp yeniden aday olmayacağını deklare etmesinden sonra, ani bir manevrayla geri dönmesi örneğinde olduğu gibi;

2 Mart’ta adaylık dayatmasına muhatap kaldığı 6’lı masa toplantısının ardından “Alın masanızı başınıza çalın” anlamını taşıyan 3 Mart çıkışının ardından masaya geri dönmesi örneğinde olduğu gibi, burada da daha önceki sözlerini ve kararlarını değiştirip yeni bir karar alması muhtemel.

Yorumlar56

  • Asi ihtiyar 1 yıl önce Şikayet Et
    Hoparlor degisince farkli muzik cikmaz....!
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Okur 1 yıl önce Şikayet Et
    Kk seçime katılmasaydı cehape çok kargaşa yaşar kurultaydan özel diye biri çıkmayabilirdi. Sivasın ötesine geçemiyorsak verelim gitsin zihniyeti deniz kıyısından ayrılamadıkça olacağı bu. Yani değişen bir şey olmayacak Atanın sözde partisi sağcı liberal otokrat bürokrat seçkinci özgürlükçü oldu altı ok sadece içi boş sembol. Nerde kuvvacılar ulusalcılar halkçılar devletçiler nerd devrmci
    Cevapla
  • Asyalı 1 yıl önce Şikayet Et
    Yezit ölünce yerine mervan geldi yani emevi zulmü aynen devam etti hicbir şey değişmedi
    Cevapla
  • Sosyal Çalışmacı 1 yıl önce Şikayet Et
    Döndü teyze döner.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • k.a 1 yıl önce Şikayet Et
    Örneklere Bakılırsa Meral den Herşey beklenir.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat