FETÖ'nün 'yargısal darbe teşebbüsü'nün üzerinden 10 yıl geçti... 17-25 Aralık
FETÖ'nün, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve hükümeti hedef alarak kurduğu kumpasla karanlık operasyonlarını uygulamaya başladığı "yargısal darbe teşebbüsü"nün üzerinden 10 yıl geçti.
Kumpasların ortaya çıkmasının ardından örgütün 17 ve 25 Aralık'taki suç faaliyetlerine ilişkin açılan iki ayrı dava, Yargıtay'ın kısmi bozma kararları üzerine İstanbul 13. ve 14. ağır ceza mahkemelerinde devam ediyor.
Türkiye'de çok sayıda kumpas ve örgüt davasının bir numaralı faili FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla örgüt üyesi polis ve savcıların birtakım yolsuzluklar yapıldığını iddia ederek, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümete yönelik kumpas kurmasının üzerinden 10 yıl geçti.
17-25 Aralık Belgeseli:
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, FETÖ'nün yargıdaki üyeleri, dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümete yönelik kumpas için 7 Şubat 2012'de harekete geçerek dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 kişiyi, kapatılan özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine ifadeye çağırdı.
Terör örgütünün MİT kumpası planı, ameliyata girmesi geciken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hakan Fidan'a ifade vermeye gitmemesini söyleyerek bozuldu. MİT kumpasını planlayan ve soruşturmayı yürüten savcı ve emniyet müdürleri görevden alındı.
MİT kumpasında başarısız olan FETÖ, bu kez 17-25 Aralık kumpası için düğmeye bastı.
Özel yetkili savcılıkta görev yapan FETÖ'cü savcılar, 6 Mart 2012'de 40'tan fazla kişi hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından soruşturma açtı. FETÖ, bu soruşturmayı tam hakimiyet kurduğu özel yetkili savcılıkta sürdürdü.
Kanuna aykırı yürütülen soruşturmada, 25 Aralık 2013'e kadar birçok dinleme kararı verildi. Haklarında soruşturma yapılması kanunen izne tabi olan veya mümkün olmayan Başbakan, bakan ve üst düzey devlet idarecileri hukuka aykırı dinlenerek, şüpheli olmadıkları dosyaya eklendi.
Örgüt üyeleri bu dosyayı kendi uhdesinde tutup başka bir savcı veya hakimin kontrolüne bırakmayarak uzun soluklu dinlemeler yaptı. Buradaki bazı dinleme kararları 24-25 kez uzatılırken, bazı kararlar sahte isimler adına alındı.
Örgütün, soruşturma kapsamında dinlediği bazı iş insanlarının özel bilgilerini ileride kullanmak üzere topladığı değerlendirildi.
Terörle bağlantısı olmayan soruşturmada, FETÖ mensubu polislerce fezleke hazırlandı. Fezlekede, bazı iş insanlarının terör örgütünün finansörü gibi gösterildiği, Başbakan ile MİT Müsteşarı'nın da bu kişilerle irtibata geçtiği algısı yaratıldı.
FETÖ firarisi, 25 Aralık kumpasının başındaki dönemin savcısı Muammer Akkaş, 17 Aralık 2013'te polise verdiği talimatla soruşturmanın sonlandırılması ve fezlekesinin kendisine gönderilmesini istedi.
Aynı gün, firari FETÖ üyesi eski savcı Zekeriya Öz'ün de kumpas soruşturması için harekete geçmesiyle İstanbul'da, bakan çocukları, Halkbank Genel Müdürü ve iş adamlarının da içinde olduğu toplam 89 kişi gözaltına alındı.
Aynı gün çeşitli medya organlarına soruşturmada delil olarak gösterilen hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş izleme görüntüleri servis edildi, bu operasyon sonucunda 26 kişi tutuklandı.
- FETÖ'CÜ SAVCININ GÖZALTI TALIMATINI EMNIYET VE JANDARMA IŞLEME KOYMADI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, 25 Aralık kumpasının duyulması üzerine de 24 Aralık'ta operasyona hazırlanan FETÖ'cü savcı Akkaş'tan bilgi istedi. Akkaş, Başsavcının talimatına uymayarak 25 Aralık sabahı ikinci kumpas operasyonunun düğmesine bastı. 25 Aralık operasyonunda farklı bir gelişme yaşanarak, Akkaş'ın gözaltı talimatı emniyet ve jandarma ekiplerince işleme koyulmadı.
Talimatları yerine getirilmeyince FETÖ'nün medya mensuplarını kullanarak operasyon bilgilerini sızdıran Muammer Akkaş, adliye önünde kanuna aykırı basın açıklaması yaptı.
Kara propaganda için 17 ve 25 Aralık'a ait soruşturma dosyasında olanlar, montajlananlar hatta dosyada olmayan ses kayıtları örgütün sosyal medya hesaplarında gerçekmiş gibi paylaşılmaya başlanarak, algı operasyonuna hız verildi, örgüt üyeleri Başbakan'ın yurt dışına kaçtığını öne sürerek, örgütün amacına hizmet eden algı faaliyeti yürüttü.
Seçilmiş meşru hükümete karşı FETÖ tarafından yapılan yargı darbesi girişimi sonrası, devletin gösterdiği refleksle örgütle mücadeleye hız verildi. Kumpas dosyasında tutuklananlar tahliye edilirken FETÖ üyesi kişiler tek tek yakalanıp yargı önüne çıkarılmaya başlandı.
FETÖ kumpasının baş aktörlerinden örgüt üyesi savcılar adalet önünde hesap vermek yerine firar etti. O dönemdeki adıyla Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararnamesiyle görevden uzaklaştırılan FETÖ üyesi eski savcılardan Muammer Akkaş, Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç yurt dışına kaçtı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca görevlendirilen yeni savcılar, FETÖ üyelerinin yaptığı 17 ve 25 Aralık soruşturmasında takipsizlik kararı verdi.
- EMNIYET VE YARGIDAKI FETÖ'CÜLER MESLEKTEN UZAKLAŞTIRILDI
FETÖ'nün 17-25 Aralık darbe girişiminin önüne geçilmesinin ardından emniyet ve yargıdaki FETÖ üyeleri meslekten uzaklaştırılıp İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca görevlendirilen yeni savcıların, 17 ve 25 Aralık soruşturmasında takipsizlik kararı vermesi üzerine bu kez kumpas soruşturmaları açıldı, emniyet ve yargıdaki FETÖ üyeleri meslekten uzaklaştırıldı.
Emniyetteki FETÖ mensuplarına yönelik 22 Temmuz 2014'de başlayan operasyonlarda çok sayıda emniyet müdürü ve polis gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şüphelilerin avukatları ile henüz gözaltına alınmamış şüpheli polisler, sık sık adliye önünde basın açıklamaları yaparak masum oldukları algısını yaratmaya çalıştı.
- 17 ARALIK KUMPAS DAVASI
Soruşturma sonucunda o dönem İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olan İrfan Fidan, 17 Aralık kumpasına ilişkin 621 sayfalık iddianame hazırlayarak, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.
Birçok FETÖ iddianamesinde olduğu gibi bu iddianamenin de 1 numaralı şüphelisi FETÖ elebaşı Fetullah Gülen olurken, eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Nazmi Ardıç, Hamza Tosun ve Yasin Topçu'nun "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, gizliliğin i̇hlali" suçlarından cezalandırılmaları istendi.
Diğer 62 polis için de "silahlı terör örgütüne üye olma", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, gizliliğin ihlali" suçlarından hapis cezası talep edildi.
İddianamede, FETÖ'nün yargı ve emniyet teşkilatı içine yerleştiği, yasal hiyerarşik yapının dışındaki bir yapılanmayla hareket ettikleri belirtilerek, "FETÖ mensuplarının örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla devletin tüm kılcallarına sızmakla kalmayıp kamu imkanlarını kullanarak kendilerine rakip olarak gördükleri ve hedefledikleri iktidara ulaşmak için karşılarına çıkabilecek devlet kurumlarını ve şahısları bertaraf etmek için de her türlü hile ve yöntemi acımasızca kullandıkları görülmüştür." denildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 12 Aralık 2016'da başlanan ve terör örgütü elebaşı Gülen ile eski emniyet müdürleri ve Hüseyin Korkmaz'ın da aralarında bulunduğu 10'u tutuklu, 6'sı firari 67 sanığın yargılandığı dava 18 Mart 2019'da sona erdi.
- VERİLEN CEZALAR
Mahkeme heyeti, sanıklardan Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu, Nazmi Ardıç, İbrahim Şener, Mehmet Akif Üner, Arif İbiş, İsmail Arpacı, Mustafa Demirhan, Mehmet Sait Sevinç, Ahmet Kalender, Ahmet Üzümcü, Ayhan Arıkanoğlu, Duran Denizci ve Adem Atik'in "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına hükmetti.
Mahkeme, sanıklar Yakup Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu, İbrahim Şener ve Mehmet Akif Üner'i "haberleşmenin gizliliğini ihlal etme", "özel hayatın gizliliğini ihlal etme" suçlarından da hapis cezalarına mahkum etti.
Sanıklardan 24'ünün tüm suçlardan beraatine, diğer sanıkların da "örgüt üyeliğinden" cezalandırılmasına karar veren mahkeme, sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski emniyet müdürü Hamza Tosun, ABD'deki Hakan Atilla davasında tanıklık yapan Hüseyin Korkmaz, eski polisler Alparslan Çalışkan, Sinan Sağyalavaç ve Hayri Akın'ın dosyalarını firari olmaları nedeniyle ayırdı.
- 25 ARALIK KUMPAS DAVASI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 25 Aralık kumpas soruşturmasına ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve eski Emniyet Müdürü Yakup Saygılı'nın da aralarında bulunduğu 71 sanık hakkında açılan davanın görülmesine 6 Ocak 2016'da başlandı.
Sanıklar hakkında hazırlanan iddianamede, FETÖ için "Kökü dışarıda, devletin kılcallarına kadar sızmış, devlete kastetmiş bir ihanet örgütüdür." ifadesi dikkati çekti.
İstanbul 13. Ağır ceza Mahkemesi, 24 Aralık 2018'de açıkladığı kararda, sanıklar Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu, Mahir Çakallı, Arif İbiş, Mustafa Demirhan, Mehmet Habib Kunt, İbrahim Şener, Mehmet Fatih Yiğit ve Mehmet Akif Üner, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "özel hayatın gizliliği ihlal" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından değişen yıllarda hapisle cezalandırdı. Dava kapsamındaki diğer sanıklar da benzer suçlardan çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.
Firari sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Hüseyin Korkmaz, eski Emniyet Müdürü Hamza Tosun ile Sinan Dursun, Engin Filiz ve Sinan Sağyalavaç'ın dosyasını ayıran mahkeme, 24 sanığın tüm suçlardan beraatine, diğer sanıkların da benzer suçlardan çeşitli oranlarda hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti.
- YARGITAY KARARLARI
17 ve 25 Aralık soruşturmalarında kumpas kurdukları gerekçesiyle açılan davalar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince usul ve yasaya uygun bulundu, dosyalar Yargıtay'a taşındı.
Temyiz talepleri üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 17 Aralık ile ilgili dosyasını inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 44 sanıkla ilgili kararı onadı.
Yargıtay kararında, direnç oluşturduğunu kabul ettikleri kişi ve kurumları etkisizleştirmek ve ortadan kaldırmayı amaçlayan sanıkların, bu minvalde operasyonlarını en büyük direnç noktası olarak gördükleri mevcut hükümete yönelttikleri vurgulandı.
Bu dosya ile 25 Aralık kumpas davasında sanıklardan 21'inin, iki dosyanın ortak sanığı olduğu, her iki dosyada aynı mağdurlara ve aynı amaca yönelik eylemleri nedeniyle yargılandıkları aktarılan kararda, bu sanıkların ayrı ayrı iki kere mahkumiyet ve beraat hükmü aldıkları ifade edildi.
Kararda, "aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı" ilkesi gereğince 21 sanığın aynı suçlamalarla ikinci kez yargılandıkları davanın reddine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilip hüküm kurulduğu aktarıldı.
Sanıklardan 2'si hakkında yeterli inceleme yapılmadan hüküm verildiğine kanaat getiren Yargıtay kararında, toplam 23 sanık yönünden bozma kararı verilmesine hükmetti. Dava, yeniden yargılama için gönderildiği İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor.
Daire, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "25 Aralık kumpas" davasıyla ilgili temyiz başvurularını inceledikten sonra ise 39 sanık hakkındaki mahkumiyet ve beraat hükümlerinin bozulması gerektiğini belirterek, dosyayı mahkemesine gönderdi. Sanıkların yargılamasına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediliyor.
FERHAT MURAT: AYNI YERDEN TUŞA BASILIYOR
5 Temmuz Derneği ile Bahçelievler Belediyesi işbirliğinde "17-25 Aralık FETÖ'nün Yargısal Darbe Girişimi" paneli düzenlendi.
Panelde konuşan Haber7 Yazarı Ferhat Murat da güncel saldırılardan örnekler vererek, İsrail'in FETÖ'yle aynı taktiği kullandığını dile getirdi.
Murat, şunları kaydetti:
"Yani bir saldırı yapacaksa bir operasyon çekecekse bir zemin oluşturup insanları da buna inandırmaya çalışıyorlar. Taktik aynı, bu işin kökü de aynı. Aynı yerden tuşa basılıyor, Türkiye'ye operasyon çekiliyor. Aynı yerden tuşa basılıyor, Filistinlilere, Gazzelilere katliam yapılıyor. Çünkü küresel aklın amaçları farklı. O yüzden Türkiye uzun yıllardır, 80'lerden bu yana küresel bir güçle mücadele ediyor ve bu küresel güç kendi çıkarları, menfaatleri için çocukların, kadınların ölmesine, askerlerin şehit olmasına, ailelerin parçalanmasına hiç önem vermeden tamamen kendi amaçlarına ve hedeflerine ilerliyor ve çoğu zaman aparat kullanıyor. Bu aparatlar da ne? İşte bugün konuştuğumuz FETÖ, PKK, YPG, PYD, DHKP-C, Adnan Oktar... Sadece kılık değiştiriyor, şekil değiştiriyor, alanı farklılaştırıyor ama aynı yere hizmet ediyor ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti şu anda bunların hepsiyle birden birçok cephede mücadele ediyor."
-
Vatandaş Can 1 yıl önce Şikayet EtYukarıda Adnan Oktar'dan sonra .... konmuş. Demek ki daha gerisi var. Allah devletimizi milletimizi muhafaza eylesin. Rızası istikametinde güç kuvvet versinBeğen
-
Keloğlan 1 yıl önce Şikayet EtBu yukardaki köpekletden kaçı firarBeğen
-
Ali ihsan 1 yıl önce Şikayet EtVatan hainleri için niye hala idamı çıkarmıyorlar işlerinemi gelmiyorBeğen Toplam 1 beğeni
-
Hakan 1 yıl önce Şikayet EtBu hainlerin Kur'an, İslam, Peygamberimiz(SAS), Vatan, Türkiye, Millet,... düşmanlarının halen daha faalliyetlerine bile bile izin verenlere hakkımız zehir zıkkım , haram , iki elimiz yakalarında olsunBeğen Toplam 1 beğeni
-
Abdullah 1 yıl önce Şikayet EtBu hainlerin hepsi hainliklerine devam ediyor. Bunlara acımadan temizlemek gerekir.Beğen Toplam 2 beğeni