“Oraları tutalım ki, içeride rahat edelim”
- GİRİŞ15.01.2024 07:58
- GÜNCELLEME16.01.2024 09:42
Pençe serisi operasyonlar, Milli Savunma Bakanlığı’nın internet sitesinde şu şekilde tarif ediliyor:
“Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından icra edilen başarılı operasyonlar neticesinde ağır kayıplar veren PKK/KCK ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirerek; Irak kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla; uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak kuzeyinde gerçekleştirilen operasyonlar serisidir.”
27 Mayıs 2019’de Pençe-1 adıyla başlatılan operasyonlar, 12 Temmuz 2019’de Pençe-2, 23 Ağustos 2019’da Pençe-3, 15 Haziran 2020’de Pençe-Kartal, 16 Haziran 2020’de Pençe-Kaplan, 10 Şubat 2021’de Pençe-Kartal-2, 23 Nisan 2021’de Pençe-Şimşek, Pençe-Yıldırım olarak devam etti.
Kimi zaman 30 kilometre derinliğe kadar ulaşan operasyonlar hakkında güvenlik kaynaklarından aldığımız bilgilere göre, Zap ve Gara Bölgesi dışında kalan tüm bölgelerden terör unsurları temizlenmiş durumda.
Gara ile ilgili küçük bir anekdot…
2017 üst düzey bir güvenlik yetkilisinden şöyle bir ifade duymuştum:
“Gara diye bir yer var. Amerikalılar orada PKK ile görüşmeler yapıyor”
Gerçekten de örgütün Kuzey Irak’taki konumlanmasında eğitim kamplarının da bulunduğu Gara bölgesinin önemli bir yer tuttuğunu sonradan karşımıza çıkan gelişmelerle fark etmiş olduk.
TERÖRE KAYNAĞINDA MÜDAHALE KARARI, İÇERİYİ RAHATLATTI
Türkiye, 2017 yılından itibaren terörle kaynağında mücadele etme konsepti çerçevesinde hareket ediyor.
Aradan geçen süre zarfında bu anlamda büyük kazanımların elde edildiği net bir gerçek.
Türkiye toprakları içerisinde, şehirlerde-kırsalda, on yıllar boyu terörle anılan bölgelerde birkaç yıldır terörsüz bir ortam tesis edilmiş durumda.
Şu an artık Eskişehir’de, Afyon’da, Konya’da günlük hayat nasıl akıyorsa, Hakkari’de, Şırnak’ta da benzer bir durum söz konusu.
PKK, Türkiye toprakları içerisinde net bir yenilgi alarak etkisini kaybetmiş durumda.
ANKARA’DA SON SALDIRILARIN ARKASINDA İKİ AMAÇ OLDUĞU DEĞERLENDİRİLİYOR
Son bir ay içerisinde Pençe Harekat bölgesinde PKK’nın üç ayrı sızma girişimi neticesinde 22 asker şehit oldu.
Cumartesi günü Dolmabahçe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan güvenlik zirvesinden sonra
yapılan açıklamada, bu saldırıların örgütü semirtme senaryolarının birer parçası olduğu vurgulandı:
“Terör örgütü, Suriye ve Irak sahasında köşeye sıkıştıkça, örgütü yeniden palazlandırma, yeniden canlandırma girişimleri de hız kazanmıştır. Son dönemde hudutlarımız dışında görev yapan birliklerimize yönelik artan terör eylemleri, örgütü semirtme senaryolarının sinsi birer parçasıdır.”
Temas kurduğumuz güvenlik kaynakları, bu terör saldırılarının hedefleriyle alakalı olarak iki hususa vurgu yapıyorlar.
1-Bölgesel gelişmeler karşısında hükümetin izlediği siyasete, aldığı tutuma dönük bir baskılama amacı güdülüyor. Gazze’de İsrail’in yürüttüğü barbarca katliamlar, Yemen’de, Kızıldeniz’de olup bitenler karşısında Ankara’nın tutumundan rahatsız olan çevrelerin PKK’ya verdikleri destek zaten bilinmeyen bir şey değil.
2-Yaklaşan yerel seçimler öncesi, “Ne işimiz var Irak’ta” lobisini harekete geçirme amacından söz ediliyor. TSK’nın Kuzey Irak dağlarında yürüttüğü operasyonların yanlış olduğuna dair haberler, yorumlar zaten şimdiden muhalefete yakın basında genişçe yer bulmuş durumda.
Üzüm yeme yerine bağcı dövme niyetiyle yapılan tartışmalar bunların bir kısmı.
Yerel seçimler öncesi, siyasi yönlendirmeler üzerinden kitleleri etkileme, askerin oralarda ne işi var sorusu üzerinden bir ‘iç baskı’ oluşturma amacının olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
Güvenlik makamları, Kuzey Irak’ta Mayıs 2019’dan bu yana yürütülen Pençe operasyonlarında 2500 kadar mağaranın PKK’dan temizlendiğini belirtiyor.
Bu harekatların amacının “Oraları tutalım ki, içeride rahat edelim” prensibine dayandığı dile getiriliyor.
Önümüzdeki süreçte kalan bölgelerin de kapatılarak terörün kalıcı olarak etkisizleştirilmesi hedefleniyor.
Dolmabahçe bildirisinde yer bulan ifadelerden biri de şuydu:
“Meşru müdafaa hakkımız ve ikili anlaşmalar çerçevesinde, nerede bir terör tehdidi, kampı, sığınağı, oluşumu veya kümelenmesi varsa arkasında kim olduğuna bakmadan, kalıcı olarak imha etmek temel önceliğimizdir.”
Açıkça görüldüğü üzere, terör üzerinden Türkiye’yi baskılamak isteyenlere dönük net bir kararlılık mesajı içeriyor bu ifadeler.
Yorumlar74