Ümmetleşmenin yolu hac ve kurban

  • GİRİŞ16.06.2024 09:09
  • GÜNCELLEME17.06.2024 17:39

İmtihan için geldiğimiz bu âlemde beşikten mezara hepimiz öğrenciyiz. Okulumuz dünya; kitabımız Kuran-ı Kerim; öğretmenimiz rahmet elçisi Peygamber sallahu aleyhi vesellem; dersimiz kulluk. Kulluk dersindeki en önemli ödevimiz ibadetler. İbadetler üzerine esaslı bir tefekküre niyet ettiğimizde akıbet onlardan nice hikmetler ve hakikatleri yaşayarak öğrenmektir. İşte tam burada sorulacak soru şudur. Hangi ibadet bize neyi öğretir? Hac ve kurban ibadetleri bize neyi öğretir?

Günde beş kez namazda yöneldiğimiz Mekke ve Kabe, İbrahim aleyhisselam ve ailesini gündemimize taşımaktadır.. Her yıl, hac ve kurban ibadeti Allah sevgisini ve ilahi sevginin somut görünümü olan Müslüman aileyi, istikamet üzere yaşamayı, ümmetleşmeyi bir ideal olarak İslam milletinin ufkuna koyar. Her yıl hac ve kurban ibadeti vesilesiyle İslam milleti İbrahim aleyhisselamın oğlu Hz.İsmail’i kurban etme girişimini gündemine alıp Allah sevgisi, Müslüman aile, imandan ihsana atılım yapma ve ümmetleşme ideali üzerinde düşünmektedir.

Bu yıl, 2024 kurban bayramında; Mekke, Kabe, hac ve kurban ibadetleri, tevhit, Allah sevgisi, ibadet, erdem, adalet, aile ve ümmet kavramları üzerinden bir tefekkür yürüyüşüne çıktım..

ALLAH SEVGİSİNİN TEZAHÜRÜ: KUR’BAN

İbrahim aleyhisselamın oğlu Hz.İsmail’i kurban etme teşebbüsünde hareket noktası, tevhit inancı; çok sağlam ve çok güçlü olan Allah aşkı idi: “Mü’minlerin Allah’a olan sevgileri, her şeyden daha sağlam ve daha güçlüdür.” (Bakara Suresi; Ayet: 165) ayetinde ifade edilen iman ile sevginin Allah’ta doruğa çıkarılması, imandan ihsana sıçrama ideali.

İbrahim aleyhisselamla başlayan kurban kesme ibadeti, İslam milletinde, Allah sevgisine ciddi bir yönelim olarak devam etmektedir. Namaz, hac ve kurban başta olmak üzere ibadetlerle metafizik alana girilmektedir; istikamet üzere ilerlerken heyecan veren atılımlar gerçekleştirilir; kademeler, merhaleler ve mesafeler alarak Allahu Tealaya yaklaşılır: “De ki: Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir." (En‘âm Sûresi; Ayet: 162)

İbrahim aleyhisselam, oğlu Hz.İsmail’i kurban etme girişimiyle, insanlığa Allah sevgisinin kurtuluş ve mutluluğa ulaştıracağını; düşülen bunalım girdabından sadece Allah sevgisinin çekip çıkaracağını göstermiştir. İbrahim aleyhisselamın oğlu Hz.İsmail’i kurban etme girişiminde güçlü Allah ve peygamber sevgisi somut bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu yüzden evladını kurban etmeye gerek kalmamıştır; aynı sevgi, bir kurtuluş olarak tecelli etmiştir.

İnsan, istikamet üzere yaşayarak, ilahî sevgiye nail olabilir; para, mal, mülk, makam, mevki gibi ikinci, üçüncü dereceden birtakım sevgilerini bu ilahî sevgiye feda edebilir. Kurban ibadeti başta olmak üzere bütün ibadetler, zekat, oruç, hac, namaz ve cihat ibadetleri Allahu Teâlâ’ya karşı beslediğimiz sevginin artmasına, istikamet üzere yaşama çabasına ve imandan ihsana sıçramaya hizmet etmektedir:

“Rasûlüm! De ki: ‘Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz, kazandığınız mallar, iyi iken durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticâret ve hoşunuza giden meskenler size Allah’tan, Rasûlü’nden ve O’nun yolunda cihattan daha sevimli ise o zaman Allah’ın azap emri gelinceye kadar bekleyin!’ Çünkü Allah, böyle yoldan çıkmış fâsıklar gürûhunu doğru yola erdirmez.” (Tevbe Suresi; Ayet: 24)

KURBAN ŞERİATA SAYGIDIR

İsmail aleyhisselamın Allah yolunda kurban edilmeyi, İbrahim aleyhisselamın da canından çok sevdiği oğlunu kurban etmeyi tereddütsüz kabullenişi, Allah’a olan güçlü sevgisini ve eşsiz itaatlerini göstermesi yanında; İsmail aleyhisselamın hem Allah’ın emrine, hem peygamberin emrine, hem de babasına teslimiyetini de gösteren çok güzel bir örnek oluşturmaktadır. O günden kıyamete kadar kurban ibadeti ile birlikte bu büyük itaat ve teslimiyet eylemi yâd edilecektir.

Kurban ibadeti, her şeyden önce İbrahim aleyhisselamın ailesinin tarihe geçmiş güzel bir yaşantısıdır. Kurban ibadetinde otoriteye bağlılıkla sağlanan güven duygusunu iyice sağlamlaştırmaktadır. İslam ailesinde aile reisine itaat, Allah’a ve paygambere itaate yoluyla kurtuluş ve mutluluğa ulaşmaktır.

İslam medeniyetinde 'Allah'ın emriyle ve Peygamberin kavliyle' ilkesiyle, kitap ve sünnetle kurulan ailenin bu sağlam temeller üzerinde sürdürülebilmesi, insanların Peygamber sallahu aleyhi vesellemin aile hayatını öğrenmesiyle mümkün olur. Aile konusunda Allah'ın emirleri, Peygamber sallahu aleyhi vesellemin günlük hayatında uygulaması olan sünneti ile ortaya çıkan peygamber ailesi İslam milletine rol model oluşturur.

İbrahim aleyhisselama, oğlu Hz.İsmail’i kurban etmesi emredilince, aile kurban imtihanından geçmiştir. İbrahim aleyhisselamın ailesi, Allah’ın emrine teslimiyetin timsali oldu. Peygamber ailelerinin rol model oluşu, hac ve kurban ibadetiyle her yıl vurgulanmaktadır.

Kur'an- Kerim, insanları evliliğe teşvik eder, evliliğin çeşitli fayda ve hikmetlerine işaret eder; evliliği, kocanın eşine verdiği "sağlam bir teminat" olarak nitelendirir, eşlerin birbiri üzerinde birtakım haklarının bulunduğunu bildirmekle birlikte bu hakların ne olduğu konusunda ayrıntıya girmek yerine "sünnet" ve "mâruf" ölçütünü getirir.

Aile kurumu, üyelerini rezilliklerden kurtarıp erdemlerle donatır; ucubu, kibri, bencilliği, cimriliği, kıskançlıkları, dolayısıyla çatışmaları önleyerek toplumsal düzenin sağlıklı işleyişine katkıda bulunur; adalet, emniyet, barışı ve huzuru sağlar. Aile kurumu ve onun çevresinde oluşturulmuş kurallar, kadın-erkek ilişkisine biyolojik anlamın ötesinde değer ve anlamlar katar, kültürel bir etkinlik haline getirir. İslamiyet'in bir yandan zinayı ağır yaptırımlarla yasaklarken bir yandan evlenmeyi teşvik etmesinin sebebi de budur. Kur'an,

ortak hayatı bir anlam arayışına dönüştürür; olgunluk, karşılıklı anlayış, Allah için fedakarlık, dayanışmayla yürütülecek sosyal bir kurum saymaktadır aileyi.

Kuran-ı Kerimde ifade edildiği gibi kurban ibadeti, şeriata saygıdır. Kur’an ile temellendirilmiş aile, istikamet üzere yaşama iradesi, Allah’ın rızasına ulaşma amacına dönük söz, düşünce, duygu ve davranışlarla ilahi sevginin müşahhas tezahürü haline gelince, kulluk görevi yerine getirilmiş olmaktadır.

Tarih boyunca İslam toplumlarında aile hayatına ilişkin hukuki kurallar ve toplumsal telakkiler ne yönde gelişirse gelişsin aile hayatının genelde sağlam temeller üzerine kurulmuş ve sağlıklı bir işleyiş göstermiş olmasının temelinde de bu Allah sevgisi, kulluk bilinci ve bunların tezahürü olan doğruluk, iyilik ve güzellik ekseninde yaşanan aile hayatı vardır.

ÜMMETLEŞMENİN YOLU AİLEDEN GEÇER

Ümmetleşmenin, erdemli ve sağlıklı bir toplum yapısı gerçekleştirmenin en önemli şartı olan hak ve sorumluluk bilinci, toplumun çekirdek birimi olan aile için de vazgeçilmez bir önem taşır. Nitekim Peygamber aleyhisselam, aile bireylerinin haklarını ihmal etmek pahasına nâfile namaz kılmaya, oruç tutmaya vb. ibadetler yapmaya izin vermemiştir. (Buhârî, "Savm", 55)

İslâm ahlâkçıları, kural olarak diğer bütün insanların ve Müslümanların birbirleriyle ilişkilerinde söz konusu olan hak ve yükümlülüklerden aile bireylerinin de birbirlerine karşı sorumlu olduklarını belirtmişler; ayrıca onların kendi aralarında aile kurumuna özgü hak ve sorumluluklarının da bulunduğunu ifade etmişlerdir. Çocuğun babasına, kadının kocasına saygısı da cebrî değil, ahlâkî bir saygıdır. Kur'ân-ı Kerîm, "Kadınlarla iyi geçininiz" (en-Nisâ 4/19) buyurur. Hz. Peygamber de insanların en iyisinin eşlerine karşı iyi davrananlar olduğunu ifade eder. (Tirmizî, "Radâ'", 11) "En hayırlılarınız hanımlarına karşı iyi davrananlarınızdır." (İbn-i Mâce, Nikâh, 9/50.)

İslâm dini evlilik kurumuna ilişkin düzenlemeler yaparken, öncelikle evliliğin anılan bu üç yönünü, baba, anne ve çocuk boyutlarını dikkate almış ve bunun meşrû ve mâruf dairede nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin belirlemeler getirmiştir. Toplum içinde olduğu gibi aile içinde de haklara riayet edilmesi ve sorumlulukların yerine getirilmesi için belli bir düzen ve disiplinin kurulmasına, rollerin belli olmasına ihtiyaç vardır.

"Allah’ın, (iki cinse) birbirinden farklı özellik ve lütuflar bahşetmesi ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdır; Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür." (Nisâ Suresi – Ayet:34) âyetine bakılırsa Kur'ân-ı Kerîm, aile reisliği yetki ve sorumluluğunu, koyduğu genel ahlâk, erdem ve adalet ilkeleri çerçevesinde erkeğe vermiştir. Hadislerde de erkeğin bu konumuna işaret eden ve kadının kocasına saygılı olmasını öğütleyen açıklamalar bulunmaktadır. İslâmiyet'in tamamen aile düzeninin sağlıklı işleyişini temin maksadıyla erkeğe tanımış olduğu aile reisliği işlevi, ona asla kadın üzerinde bir baskı ve zorbalık imkânı vermez; Peygamber aleyhisselam da insanların en iyisinin eşlerine karşı iyi davrananlar olduğunu söyler. (Tirmizî, "Radâ'", 11)

Her yeni doğan çocuk, ümmetin yeni bir üyesi, aile için yeni bir mutluluk ve sevinç vesilesi olması yanında yeni sorumluluklar da getirir: "Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet var etmesi Allah'ın varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır." (Rûm Suresi; Ayet: 21)

HAC İSLAM BİRLİĞİNİ KURMAYI ÖĞRETİR

İlahi davete icabet, kutsal iklime rağbet eden milyonlarca Müslüman, bütün dünya Müslümanlarını temsilen vahyin kalbi Mekke’de arşa yükselen Lebbeyk nidalarıyla bembeyaz ihramlar içinde her yıl tekrarlanan küresel kongre için bir arada. Hac ibadetinin bütün Müslümanları bir araya getirdiği yer, ümmetleşmenin gerçekleştiği yer Arafat.

Dünyanın farklı kıtalarından, ülkelerinden, şehirlerinden rengi, dili, mezhebi, meşrebi, mektebi farklı milyonlarca Müslüman İlahi huzurda esas duruş için el ele, gönül gönüle, omuz omuza, hazır ve nazır. Bütün dünya Müslümanlarının bir biriyle tanışması, konuşması, kaynaşması ve kucaklaşması için hac ibadeti en büyük imkân, ümmetleşmenin doruğuna çıkmak için ne büyük fırsat!

Müslümanlar olarak varlığımızı birliğe nasıl çeviririz, nasıl ümmetleşebiliriz sorusunun cevabı, haccın ruhunda gizli. Biz Müslümanlara İlahi huzurda tevazu, edep, huşu ve hürmet ile durmayı öğreten hac ibadeti; şeytani kurum, kuruluş ve akımların aramıza koyduğu bütün engelleri aşarak, yepyeni bir dünya için İslam birliğini de kurmayı öğretiyor.

Ateş, bıçak ve aşk! Ateş yakmaz bir peygamber! Derinlikli bir tevhit inancı. Bıçak kesmez bir Müslüman başı! Heyecanlı, katlanarak büyüyen bir Allah sevgisi! Allah'a ve peygambere âşık, ölümüne istikamet üzere yaşayan Müslümanlar.. Hayırlı bir ümmet!

Güzel kardeşlerim, mübarek kurban bayramınız kutlu olsun!

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat