Kültürlerarası İletişim Perspektifinden Göç ve Mülteciler

  • GİRİŞ28.06.2024 08:39
  • GÜNCELLEME01.07.2024 09:07

Tarih boyunca pek çok insan daha iyi hayat koşulları bulabilmek için vatanını terk etmek zorunda kalmıştır. İklim koşulları, savaşlar, kötü politik veya ekonomik şartlar, insanları ya tek başlarına ya da aileleriyle birlikte, ülkelerini ve kültürlerini bir yabancı ülkeye yerleşmek üzere terk etmek zorunda bırakmıştır. Küreselleşme bu hareketliliği her geçen gün daha da arttırıyor. Bu sürece bizim de katkıda bulunduğumuz bir alan var: Eğitim ve iş olanakları, yani niteliğimizin ve yeterliliğimizin arttığının bir göstergesi olarak yabancı bir ülkede eğitim veya iş amaçlı daha uzun süre kalma isteğimiz.  

Göç sadece son zamanlarda görülmeye başlanan bir olay değil elbette. Hayatımızın bir parçası ve bu durum tarih boyu neredeyse tüm uluslar için geçerli. İnsanlık tarihi kadar eski olan göçün, tarihte çok önemli bir rol oynadığı ve kültürel, toplumsal ve ekonomik değişikliklere neden olduğu biliniyor. Kültürlerin değişmesi ve zenginleşmesi açısından lokomotif görevi görmesi örneğin. Fakat eski zamanlarda insanlar ömürlerinde sadece bir kez göç ederken, günümüzde bazıları için ülkesinin sınırlarının dışına çıkmak adeta bir rutin haline geldi. İçinde bulunduğumuz dönemde, kültürleri ve yaşam tarzları bizden farklı olan insanları anlamayı öğrenmemiz bu nedenle artık bir zorunluluk. Göçün kendi hayatımızdaki rolünü düşünerek işe başlayabiliriz.

Kendi ailemde bir göç geçmişi var mı?” Çoğu zaman kendi hayat hikâyemiz veya ailemizinki, ülke içi bile olsa göçle ilgili hatıralar içerecektir. Göç geçmişinin bulunmasının bir anlamı da kültürel farklılığının deneyimlenmiş olmasıdır. Aşağıdaki sorularla kısa bir egzersiz yapalım:

Ben nerede doğdum?

Kardeşlerim nerede doğdu?

Annem babam nerede doğdu?

Benim dedelerim veya onların dedeleri nereden gelmişler?

Kendimi veya ailemi göçe zorlayan sebepler neydi?

Kendi vatanımı terk etmek ister miydim?

Değer Yargılarımızı Şekillendiren Etmenler

Benim için önemli olan nedir?

En önemli değerlerim nelerdir?

Neden değerlerim benim için çok önemlidir?

Neden ben olduğum gibiyim?

Farklı deneyimleri olan insanların elbette ki farklı değerleri olacaktır. Farklı siyasi ve toplumsal çerçeveler farklı değerlerin oluşumuna sahne olur. Köln Üniversitesi ve Bremen Polis ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü ile göç ve kültürlerarası iletişim üzerine gerçekleştirdiğimiz bir çalışmada bu konuyla ilgili şöyle bir uygulamaya yer vermiştik:

1. Aşama

- Kendiniz için önemli olan ve vazgeçemeyeceğiniz 15 değer seçiniz.

2. Aşama

- Bu 15 değerden, o kadar da önemli olmadığını düşündüğünüz beş tanesini siliniz.

3. Aşama

- Geriye kalan 10 taneden 3 tane daha siliniz. Burada dikkatli olmakta ve sadece onlarsız yapabileceğiniz değerleri elemekte yarar var.

4. Aşama  

- Sonra iki değer daha siliniz ve geriye sizin için çok önemli olan 5 değeriniz kalsın. Lütfen seçiminize bir kez daha bakarak bu değerleri kendinize has olarak görüp görmeyeceğinizi kontrol edin.

Bu uygulamanın amacı değerlerin seçimi ve onlardan vazgeçmeye ilişkin sürecin ne kadar da zor olduğunu fark etmeyi sağlamaktı. Bu değerlerin ne kadar derin kökleri olduğunu da. Birileri istediğinde ve hatta zorladığında kendi değerlerinizi değiştirmeyi veya onlardan vazgeçmeyi ister miydiniz? Kendi ülkelerindeki ve yabancı ülkelerdeki şartlar nedeniyle göçmenler işte tam da bunu sıklıkla yapmak zorunda kalmaktadırlar.

Kültürlerarası İletişim ve Empati

Empati bir başkasının duygularını algılayabilme yeteneğidir; diğerlerini anlamanın önemli yollarından biridir. Empati, davranışların ve bakış açılarının farklı olabildiği kültürlerarası etkileşimler açısından çok önemlidir. İnsanlar, çoğu durumda, sözlerden ziyade düşünce ve duygularını sözel olmayan tarzda ifade etmeyi tercih ettiklerinden, başkalarının sözel olmayan davranışlarını doğru algılamak ve yorumlamak, sözle davranışın yeterince anlaşılamadığı kültürlerarası etkileşimler için oldukça kritiktir.                         

Empati, anlaşmazlıkların azaltılmasına yardımcı olabilir. Eğer empatiyle tepki veriyorsanız, kişilerarası ilişkiler bazında iletişim dengeli ve saygılı bir şekilde ilerleyecektir. Aynı zamanda, yanlış anlaşılmalar azalacak ve diğerlerinin davranışı ve bakış açısı küçük görülmemiş olacaktır. Bu o kişiyle aynı fikirde olunduğu anlamına gelmez, fakat bir dereceye kadar karşıdakinin anlaşıldığını gösterir.

Empati öğrenilebilir bir şeydir ve kişinin kendi empati yeteneğini geliştirmesinin çeşitli yolları vardır. Bunların bazıları: nezaket, mizah, duyarlılık, dinleme yeteneği, uyum yeteneği, hedefler üzerine görüşme ve belirleme isteği, diğerlerinin kurallarına saygılı olma, dil ve davranış özeni, güven oluşturabilme ve en önemlisi de olayları ve eşyayı diğerlerinin kültürel bakış açısından görme isteği.

Madalyonun Diğer Yüzü

BM, Dünya Mülteciler Günü’nde, mültecilerin sayısının 120 milyona ulaştığını açıkladı. İstatistik, iki yönlü bir trajedinin kurbanı olmuş bu insanlara ilişkin gerçekleri ne kadar yansıtabilir? Örneğin terk etmek ya da her şeyini geride bırakmak zorunda kaldıkları ülkelerindeki zulmü, terörü, iç savaşı, sömürgeleşmeyi ya da sığındıkları ülkelerdeki entegrasyon/uyum sorunlarını, onları nefretin odağı haline getiren söylem ve davranışları istatistikle ne kadar ifade edebilirsiniz? BM’nin istatistik yayınlamanın ötesinde bir misyonu kalmadı. Küresel Batı güçleri ise bu insanları zorla yerinden eden zulüm ve terör mekanizmaları ile ekonomik kaynaklar ve insan sömürüsünü birlikte organize ediyor. Peki, ne yapacak bu insanlar? Özellikle de 120 milyonun yüzde 40’ını oluşturduğu söylenen çocuklar? Onlar mı imtihan oluyor yoksa biz mi? Suçu küresel dünya sistemine yüklemek bizi sorumluluktan kurtaracak mı? Türkiye ve insanımız, düşmanlığa, nefrete, ayrımcılığa ve bunlardan beslenmek isteyenlere prim vermemeye özen gösterir bir şekilde bu konuda üstüne düşeni ziyadesiyle yapıyor. Bu konu aynı zamanda bir vicdan meselesi çünkü.

Sağlıcakla Kalın,

Prof. Dr. Hakan Aydın / Haber7

haydin@erciyes.edu.tr

Yorumlar4

  • İsm 2 ay önce Şikayet Et
    Tam da bu yazı üzerine Kayseri deki olaylar patlak verdi. MEselenin ne kadar elzem olduğu aşikar. Hocamın yazısı geniş kitleler için de bir rehber niteliğinde
    Cevapla
  • Yüksel İNAN KÖK 2 ay önce Şikayet Et
    Hakan hocam son günlerin en önemli konusu mülteci..Kişi yi en üzen,hem kızdıran konu benim açımdan ve onların açısından düşünmemek mümkün değil Kaleminize elinize sağlık ..Harika nşr ta,ı olmuş..
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Nil G. 2 ay önce Şikayet Et
    Emeğinize sağlık çok güzel analiz etmişsiniz. Empatik iletişim uluslararası pek çok konu ve sorunun temeli aslında. Ülkemiz de göç ve mülteciler hususunda elinden geleni yapıyor gerçekten.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Kacmak 2 ay önce Şikayet Et
    Mesela bu ülkede ne kadar mucadele ederseniz edin hiç bir konuda başarılı olamayacağını gudusuyle bu ülkeden kaçıp gitmek lazım,dünya insanlariyla konuştuğumuzda da ülkesinden,köyünden,şehrinden işinden kaçış sendromu var,her ülkede 1 ay yaşayıp En yaşanır olanın hangisi olduğunu seçme şansı olması lazim
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat