Mustafa Kemal’in “Foks” adında bir köpeği vardı.

Foks, sokak köpeğiydi.

Onu, seyyar fotoğrafçı Hasan Efendi’den, 50 Türk lirası karşılığında satın almıştı.

Çankaya Köşkü’nde en değer verdiği canlıydı.

Atatürk, onun ne yiyip ne içtiğinden yakından ilgileniyordu.

Köpek de gösterilen ilgiye karşılık vererek Atatürk’ün ayağının dibinden ayrılmıyordu.

Gece, Mustafa Kemal’in yatak odasında kendisine ait minderde uyuyordu.

Falih Rıfkı Atay’ın aktardığına göre;

Mustafa Kemal’in Foks ile çektiği fotoğraf, manevi kızı Ülkü ile çektirdiği fotoğraflardan fazlaydı.

Bir müddet sonra terbiyesini tamamen kaybeden köpek, önce dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip’in pantolonunun paçasını yırttı.

Ardından önce köşke gelenleri, çok geçmeden de Atatürk’ün elini ısırdı.

“Cumhuriyetin kurucusunu” ısıran köpeği affetmeyen CHP’liler, derhal Foks’u öldürdüler.

Ardından derisini otla doldurup iki tane de camdan “mavi göz” taktıktan sonra canına kıydıkları Foks’u bir camekânda sergilemeye başladılar.

Günümüzde Anıtkabir’de sergilenen Foks’un cansız bedeni, aslında CHP zihniyetinin köpeklere verdiği değerin bir ibret vesikası niteliğindedir…

Çünkü konu “köpek sevgisinden” açıldığında mangalda kül bırakmayan CHP’liler, kendi iktidarlarında sürekli köpek kıyımı yaptılar.

Mesela Atatürk’ün “Cumhurbaşkanı”, İsmet İnönü’nün ise “Başbakan” koltuğunda oturduğu CHP tek parti iktidarında, sahipsiz hayvanlara karşı büyük bir kıyım başlatılmıştı.

13 Haziran 1932 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “köpeklere karşı ittihaz edilecek tedbirler” hakkındaki genelge ile “Sahipli-sahipsiz bütün köpeklerinin itlaf edilmesi” kararlaştırıldı.

Dönemin Sağlık Bakanlığı’na, “Yapılacak mücadelenin sahipli sahipsiz bütün köpeklere teşmili lazım gelmektedir” ifadesiyle talimat veren CHP iktidarı, maskesiz ve bağlı olmayan köpeklerin tamamının öldürülmesini emretmişti.

İsmet İnönü’den sonra CHP’nin başına geçen “Karaoğlan” lakaplı Bülent Ecevit de sokak köpeklerine yönelik zulmüyle adından söz ettirmişti.

Siyasete atıldıktan sonra hayvan beslemeyi bırakan Ecevit, kendi iktidarında binlerce sokak hayvanının ölüm fermanını imzaladı.

Ecevit imzasıyla yayımlanan 20 Şubat 2002 tarihli “gizli” itlaf genelgesi ile belediyelere ve derneklere, “kedi ve köpeklerin sokaklardan barınma merkezlerine toplanması, bir süre sonra da uyutulması” talimatı verildi.

Zabıtalara bile “hayvan öldürme yetkisi” tanıyan Ecevit iktidarında o kadar çok köpek itlaf edildi ki eşi Rahşan Ecevit bir röportajında kendilerine yönelik büyük bir tepki olduğu itirafında bulundu.

Başkan Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarında ise tıpkı özgürlükleri gasp edilen mütedeyyin insanlar gibi “ümmet” kabul edilen masum canlılar da rahat bir nefes aldı.

AK Partili belediyeler, sokak hayvanları için 5 yıldızlı otel konforunda barınaklar inşa etti.

Bunun yanında aşılama ve kısırlaştırma çalışmalarına da hız verdi.

CHP iktidarlarında yaşanan sahipli-sahipsiz köpek katliamları karşısında sessiz kalan sözde hayvanseverler…

AK Parti hükümetinin yürüttüğü kısırlaştırma çalışmalarına karşı çıktı.

Barınaklar “müebbet hapishanelerdir”, “tecrit merkezidir” diyerek algı yürüten malum zihniyet, buralarda hayvanlara eziyet edildiği iddiasıyla eylem yapıp, "Hepimiz sokak köpekleriyiz" şeklinde sloganlar attı.

Derken…

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde yapılan kirli ittifaklar neticesinde, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere önemli belediyeler CHP’li yöneticilerin eline geçti.

“Nefes alan her canlının yaşam hakkını koruyacak çözümlerle geldiklerini” öne süren CHP’li başkanlar, ilk icraat olarak sokak köpeklerinden kurtulmaya çalıştı.

6 yıldır tek bir barınak inşa etmeyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, görevdeki ilk günlerinde topladığı başıboş köpeklerini, Kocaeli’nin Gebze ilçesine sürmeye çalışırken suçüstü oldu.

Akabinde,  CHP’li belediyelere ait barınaklardaki köpeklerin kaybolduğu iddiaları dolaşmaya başladı.

Bu iş bilmezliğin ve vurdumduymazlığın neticesinde Türkiye’de en son Ecevit iktidarında görülen “Sokak köpekleri terörü” yeniden hortladı.

AK Parti hükümeti bir kez daha sorumluluk alarak, adeta “kangrene” dönüşen ve son iki yılda yüzü aşkın insanın ölümüne, binlercesinin de yaralanmasına sebep olan “başıboş hayvan tehlikesi”ni bertaraf etmek için harekete geçti.

Dün, AK Parti’nin hazırladığı kanun teklifinin ilk 3 maddesi, özellikle CHP’li vekillerin tüm engelleme ve sabotaj girişimlerine rağmen 18 saat süren görüşmelerin ardından kabul edildi.

CHP’liler, teklifin görüşüldüğü TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda, mağdur insanlara hakaret yağdırırken…

Genel Başkan Özgür Özel'den “pes” dedirten bir çıkış geldi.

Özel, partisini ve üyelerini kastederek;

“Hepimiz hayvanseveriz, o canların önünde kendimizi siper etmeye hazırız” şeklindeki ifadelere, düzenlemeye karşı olduklarını bir kez daha dile getirdi.

“Hayvansever” Özgür Bey, belli ki partisi CHP’nin geçmişte defalarca çıkardığı “itlaf” yasalarından habersiz.

İyi de sık sık gittiği Anıtkabir’deki köpek Foks’un içi otla doldurulmuş derisine ve camdan  “mavi göz”lerine hiç mi bakmıyor?

Öyle ya!..

Atatürk’ü ısırdığı için onun en sevdiği köpeği bile öldüren CHP’liler…

Kendi iktidarlarında sahipli-sahipsiz tüm hayvanları katleden CHP’liler…

Fakat!..

Sıra 4’üncü sınıf öğrencisi Tunahan Yılmaz’ı ve onlarca çocuğu diri diri yiyen katil köpeklere gelince, hiç utanmadan onlar için kendilerini siper etmeye hazır olduklarını dile getiren yine CHP’liler..

Bu “CHP’lilerin mürailiği” hakikaten artık hem can sıkıyor hem de can yakıyor!