Hakan Fidan: Belli düğmelere basıldı
- GİRİŞ02.08.2024 09:18
- GÜNCELLEME02.08.2024 10:40
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Salı gün İran’da seçimle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın yemin töreni için Tahran’daydı.
Kendisi Tahran’dan döndükten saatler sonra Hamas’ın Siyasi Şube Başkanı İsmail Heniye’ye suikast haberi geldi.
Aynı günün akşamında Kanal 7 Ülke tv ortak yayınında ağırladığım Hakan Fidan’a, Heniye suikastinden bahisle, “Siz bu haberi nasıl öğrendiniz? Öğrenince içinizden ne geçirdiniz?” diye sordum.
Fidan, Salı akşamı 23.00 sularında Tahran’dan ayrılmış.
“Saat 03.00 civarı eve geldim. 05.15 gibi bir arkadaşım arayıp haber verdi” dedi.
Suikast haberi ajanslara, sabah saat 07.00 sularında düştü.
Fidan, sorumun “Öğrenince içinizden ne geçirdiniz” kısmına ise hüzünlü bir ses tonu eşliğinde şöyle cevap verdi:
“İnsan olarak kendisi çok takdir ettiğim, çok beğendiğim biriydi. Uzun yıllara dayanan dostluğumuz vardı. Filistin davası için çok önemli bir kardeşimizdi. Kendisini bir hayata, bir davaya adamış, bir neticeye doğru gitmeye çalışan ve şehadetin en yüksek mertebe olduğunu en küçük zerrelerinde hisseden bir insanın nihayet kendi hedefine ulaşmış olduğunu görmek, insana bir mutluluk veriyor. Ama diğer taraftan da geride kalan bizler için üzüntü kaynağı”
“SAVAŞMAK VE ŞEHİT OLMAK ONLARI YORMUYORDU AMA SİVİLLERİN ÇEKTİĞİ AZAP…”
Gazze özelinde, ateşkes çabalarını sabote eden tarafın İsrail olduğunu biliyoruz.
İsrail, ateşkes konusunda ABD Başkanı Joe Biden’ı bile birkaç kere açığa düşürüp soykırım uygulamalarını sürdürdü.
Biden’ın dediği olmadı, Netanyahu’nun dediği oldu hep.
Kongre’deki rezalet, bütün olup bitenlerin üstüne tuz biber ekti.
Son düzlükte yine Biden’ın gündeme getirdiği, ABD-İsrail ortak projesi olarak nitelendirilen ateşkese Hamas positif cevap vermişti.
Ancak İsrail, hemen akabinde toplu katliamlar ve suikastlarla buna cevap verdi.
Yaptığımız Başkent Kulisi programında Hakan Fidan, bu mevzudan bahisle, şöyle bir değerlendirmede bulundu:
“Kendileri için zor olan bazı maddelere barış için 'Evet' dediler. Aç ve susuz kalmış insanların içinde bulunduğu durum onları rahatsız ediyordu. Savaşmak ve şehit olmak onları yormuyordu ama sivillerin çektiği azap onları etkiliyordu. İsrail'de bu sözleri dinleyen yok, kulaklarını kapatmışlar. Uluslararası sistem ne zaman büyük bir kriz yaşar o zaman İsrail ile ilişkilerini kontrol eder.
Netanyahu ateşkesi kendi siyasi ajandası için kabul etmedi.”
SUİKAST NEDEN İRAN’DA OLDU?
Heniye suikastinin neden İran’da olduğu sorusu, üzerinde titizlikle durulması gereken apayrı bir konu, apayrı bir soru işareti.
Belli ki İsrail, bu son suikastın ardından, “İran kendi evinde misafir ettiği yabancı liderleri bile koruyamıyor artık” mesajını vermek istedi.
Demek ki, İran’ın içinde de bir İsrail varmış.
Hakan Fidan “Bu suikastın Tahran’da yaşanmış olmasının anlamı nedir? Bu yönüyle nasıl bir okuma yapıyorsunuz” şeklindeki soruma şu cevabı verdi:
“İsrail devleti adına atılmış sembolik bir adım. 'Hamas'ı askeri olarak destekleyen İran'a operasyon yapabiliriz' dediler. Şimdi buna yenisini eklediler. İran'ın onlara cevabı ne olur, göreceğiz. Dün 3 tane operasyon aynı anda oldu. Tahran'da, Beyrut'ta ve Irak'ta. İran için önemli olan 3 yerin vurulması, belli düğmeleri basılması anlamına gelir. Savaşın yaygınlaşmasını isteyen üst akıl devrede.”
Hakan Fidan Ocak ayında bir araya geldiğimizde, “İsrailliler Lübnan’la savaşa girmek için kendilerini zor tutuyorlar” şeklinde bir cümle kurmuştu.
Yaptığımız yayında “Şimdi bu tehdidi daha yakın görüyor musunuz” şeklinde bir soru yönelttim.
Hem başıyla, hem kurduğu cümlelerle bunu onayladı Fidan.
Devamında şunları söyledi:
“Hizbullah'a saldırmak için bahane arıyorlar. Hamas'ı bitirirken, Hizbullah'ı da bitirelim gibi bir düşünce var İsrail'de. Şu an operasyonların yoğunluğuna baktığımızda savaş Lübnan'a taşınmış durumda. Lübnan ile savaşa girdiklerinde Hizbullah ile savaşmayacaklar. Kurala dayanmayan bir savaş kültürünüz olduğunuz zaman farklı bir şekilde olaya yaklaşıyorsunuz.”
Fidan’a Amerikan kongresinde aldığı alkışların Netahyahu’yu daha da cesaretlendirdiğini düşünüyor musunuz diye sordum.
Bu durumun Netanyahu’yu her zaman cesaretlendireceğini dile getirdi.
“Bence Netanyahu şunun çok iyi farkında. Amerika’yı rehin almış durumda. Lübnan'da savaşa girerse, ABD'nin Netanyahu'nun arkasında savaşa girmek dışında hiçbir çaresi yok" diye konuştu.
Peki bu ateş çemberi içerisinde Türkiye ne yapıyor? Olup bitenlerin okumasını nasıl yapıyor?
Sadece güneyde değil, kuzeyimizde Rusya/Ukrayna savaşı nedeniyle yangın yerine dönmüş durumda.
Hakan Fidan’a yaptığımız programın sonlarına doğru bu minvalde bir soru yönelttim.
Fidan soruma mukabil, “Her zaman için kabiliyetinizin, kapasitenizin çok yüksek olması lazım. Bunu yaptığınız zaman barış zamanlarında geliştirdiğiniz işbirlikleriniz sizin için de daha adil olur eğer niyetiniz ve erdeminiz daha iyiyse, karşıdakiler için de daha adil olur." ifadelerini kullanarak, bu tür ülkelerin bulundukları bölgede düzen kurucu ve istikrar getirici rol oynadığının altını çizdi.
Mehmet Acet / Haber7
Yorumlar38