Siyasi İstikrarın Adresi Ak Parti
- GİRİŞ15.08.2024 09:23
- GÜNCELLEME16.08.2024 08:05
Ak Parti 23. Doğum gününü kutluyor.
14 Ağustos 2001 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulup yola revan olan Ak Parti, Türk siyasi hayatına girdiği andan itibaren milletin gelecekten yana törpülenen umutlarının yegâne adresi oldu ve 23 yıldan beri bu sevdayı diri tutmayı başararak Türk siyasi tarihinde görülmemiş bir istikrarın karargâhı haline geldi.
Ak Parti, kuruluşundan bir yıl sonra yapılan Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidara yürüdü.
Elbette bunda, geçen yıllar içinde siyaseten yorulmuş, yıpranmış, itilip kakılmış ve geleceğe yönelik umutlarını kaybetmeyle yüz yüze kalmış bir milletin Ak Parti’nin Kurucu Lideri Recep Tayyip Erdoğan’a olan güveninin rolü büyüktü. Nitekim partinin nasıl kurulduğuna dair yaptığı konuşmalarda Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti’yi Anadolu insanının kurduğunu belirterek Ak Parti kadrolarının sadece bu partinin tabelasını astığını sıklıkla dile getirir.
Yakın ışıkları Türkiye aydınlansın…
Ülkemizin siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak dar boğaza sürüklendiği bir dönemde Türk siyasi hayatına “Yakın ışıkları Türkiye aydınlansın” sloganıyla merhaba diyen Ak Parti, memleketin yıllar yılı birikmiş ve artık neredeyse kangren haline gelmiş ekonomiden sağlığa, eğitimden ulaşıma, hukuktan bireysel hak ve özgürlüklere kadar devasa sorunlarının üzerine hızla eğilerek az zamanda büyük işler yaptı.
Bu vizyoner yaklaşım bir taraftan milletin geleceğe dair kırılmış umutlarını onarırken öte yandan halkın Ak Parti’ye desteğini her geçen gün artırdı.
23 yıllık süreçte Ak Parti’yi diri ve canlı tutarak girdiği her seçimden zaferle çıkaran unsur, zamanın ruhunu iyi okuyarak kendisini sürekli yenilemesinden başkası değil aslında. Ak Parti hem genel hem de yerel seçimlere her defasında böyle vizyoner bir ruhla hazırlanmış ve yapıp ettikleriyle ülkenin son 22 yılına damgasını vurmuştur. “Yakın ışıkları Türkiye aydınlansın”, “Ak eller ak iller”, “Durmak yok yola devam”, “İşimiz hizmet gücümüz millet”, “Tek başına iş başına”, “Vakit Türkiye vakti”, “Memleket işi gönül işi” ve “Türkiye yüzyılı” gibi çarpıcı mottolar bu yenilenme ruhunu yansıtan sloganlardan sadece bazıları.
Ak Parti iktidarında Türk halkının özgüveninde yaşanan gözle görülür artış, dost ve mazlum coğrafyaları heyecanlandırırken ülkemiz üzerinde kısa ve uzun vadede çirkin emelleri olan çevreleri ise sinsi arayışlara itti.
Ak Parti iktidarları döneminde kardeş coğrafyalarımızdan başta Azerbaycan olmak üzere Türk devletleriyle ilişkiler tarihi zirvelere ulaşmış durumda. Türk devletleri teşkilatı kapsamında her yıl gerçekleşen liderler buluşması, gün geçtikçe büyük bir boy gösterisine ve adeta meydan okumaya dönüşüyor. Gönül coğrafyalarında olduğu gibi dünyanın mazlum coğrafyalarında da durum bundan farklı değil. Her Türk’ün hayallerini süsleyen ve geçmişte kısıtlı imkanlarla yürütülen Türk’ün “beklenen” olma misyonu kapsamındaki çalışmalar, Ak Parti iktidarları döneminde büyük bir ivme kat ederek tarihi dönüm noktalarına sahne oluyor. Ekonomik ve teknolojik gelişmelerin olumlu seyretmesi halinde yakın gelecekte bu durum daha farklı boyutlara evrilecek gibi görünüyor.
Türkiye’nin bölgesel güçten küresel güce doğru evrilmesi, ülkemiz ve yaşadığımız bölge üzerinde derin emelleri olan çevreleri tedirgin etmiş ve onları bazı adımlar atmaya sevk etmiştir.
Yıllar yılı majestelerine hizmet eden bir ülkenin güçlenerek kendi başına kararlar almaya başlaması, enerjide, teknolojide ve dış siyasette kendi eksenini bulması malum çevreleri çok rahatsız etti. Bu durum majestelerini ülkemizi geri vites attırmaya ve diz çökertmeye dair bilindik teşebbüslere itti. Onlar planlarını hiç vakit kaybetmeden uygulamaya koyuldular. Ak Parti demek bu iç ve dış vesayet odaklarının ambargolarını, kahpe planlarını, darbe girişimlerini ve sinsi hamlelerini boşa çıkaran parti demek aslında. Öyle ki bir bakıma hem şeytan taşlayan hem de tavaf eden…
Ak Parti’nin ülkemiz gibi dünyaya da büyük kazanımları oldu.
Aklı başında lider sıkıntısının yaşandığı bu marazlar ve krizler çağında dünyayı Recep Tayyip Erdoğan gibi karizmatik bir liderle tanıştırdı Ak Parti.
Bütün liderlerin savaş tamtamları çaldığı bir dönemde barıştan yana tavır alan ve yılmadan, yorulmadan dört koldan barış diplomasisi yürüten. İki yüzlü Batı’nın bugüne kadar ürettiği bütün insani değerleri yok saymasına karşın onların karşısına insanı, vicdanı ve ahlakı yücelten bir tavırla dikilen. Kriz anlarında insani faydadan yana tavır alma erdemi sergileyen bir lider.
Erdoğan ki dünyada yaşanan adaletsizlikleri, haksızlık ve hukuksuzlukları kendi kürsülerinden bu cürümleri işleyenlerin yüzüne tokat gibi çarpmaktan geri durmayan ve bunu “Dünya beşten büyüktür” mottosuyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu duvarlarına silinmemecesine asan. Sonra da “Daha adil bir dünya mümkün” diye haykırarak küresel sorunlara kalıcı çözümler öneren. Salgın dönemlerinde renk, dil ve dinine bakmaksızın yardım çığlıklarına kayıtsız kalmayan, kriz dönemlerinde mazlumlardan yana inisiyatif almaktan geri durmayan ve haksızlıklar karşısında asla susmayan bir Erdoğan…
22 yıllık iktidarı döneminde onca iç ve dış engel ve darbe girişimine rağmen muhalefet Ak Parti’nin hızına yaklaşamadı.
Bir muhalefet düşünün ki 22 yıl boyunca göstergeler iyi olsa da kötü olsa da bir türlü ülkenin umudu haline gelemedi. Her ne kadar son seçimlerde vatandaşın Ak Parti’ye yaptığı sert uyarı muhalefetin başarı hanesine eklense de aslında herkes bunun tepki oyları olduğunun farkında.
Ak Parti vatandaşın kendisine neden tepki verdiğini iyi tahlil etmeli.
Yaz tatili sebebiyle birkaç ilde dolaşma fırsatı buldum. Malumunuz bizim halk siyaset konuşmayı sever. Müneccim olmaya gerek yok. Vatandaşla sohbet edince o il veya ilçede hangi partinin seçimi neden kazanıp kaybettiğini hemen anlıyorsunuz. Eksik ne? Fazla ne? Anında ortaya çıkıyor. Gördüğüm o ki seçimlerin üzerinden bir hayli zaman geçmesine rağmen 22 yıllık iktidarı döneminde bir siyaset üniversitesi vasfı kazanan Ak Parti’nin ülke sathındaki bu eksiklikleri bu ana kadar tespit edip gerekli adımları atmaması vatandaşın aklında büyük bir soru işareti olarak duruyor.
Dedik ya Ak Parti’yi diri ve canlı tutan zamanın ruhunu iyi okuması.
Zaman, ruhunu heybesine koymuş olarak geçip giderken gerekli muhasebe yapılmadıkça bu tepki oyları kalıcı hale gelecek gibi görünüyor. Benden söylemesi…
Mürsel Gündoğdu/Haber7
Yorumlar9