Sabri Ülker Vakfı, Maymun Çiçeği ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı
Sabri Ülker Vakfı, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) “uluslararası öneme sahip halk sağlığı acil durumu oluşturduğu” yönünde tavsiye görüşü açıkladığı maymun çiçeği hastalığı hakkındaki merak edilenleri açıkladı.
İlk kez 1958’de Danimarka’da araştırma amaçlı tutulan maymunlarda çiçek benzeri salgın yapınca fark edilen maymun çiçeği virüsü, 1970’te Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde insan üzerinde teşhis edildi. Orta ve Batı Afrika’daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu ülkelerde özellikle 15 yaş altı çocukları etkileyen hastalığın sıklığı tam olarak bilinmese de her yıl birkaç yüz vaka kayıtlara geçti. Afrika kıtasından enfekte hayvanlar veya insanlar aracılığıyla diğer kıtalara taşınan hastalık, etkilenen kişi sayısının azlığı nedeniyle çok sık olmasa da aralıklarla gündeme geldi. Ancak bu yıl, 2023'e göre bildirilen maymun çiçeği vaka sayısında önemli artış yaşandı ve Afrika ülkelerinden bildirilen vaka sayısı geçen yılın toplamını aşarak 14 bini geçti, buna bağlı 524 ölüm kaydedildi. DSÖ, 14 Ağustos’taki Acil Durum Komitesi toplantısında maymun çiçeği virüsünün, uluslararası öneme sahip halk sağlığı acil durumu oluşturduğuna yönelik tavsiye görüşünü açıkladı.
MAYMUN ÇİÇEĞİ BELİRTİLERİ NELER?
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sabri Ülker Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. F. Nur Baran Aksakal, maymun çiçeği virüsünün, enfekte vahşi hayvanlarla doğrudan temas yoluyla bulaşabileceğini, yakın temas kurulan enfekte kişinin kullandığı giysiler, yatak takımları ve havlular aracılığıyla yayılabileceğini belirtti. Aksakal, endemik bölgelerde enfekte yabani hayvanların avlanması, işlenmesi veya tüketilmesi sırasında ya da virüsü kapmış evcil hayvanlarla yakın temas sonucunda maymun çiçeği hastalığına yakalanılabileceğini söyledi. Aksakal, hastalığın belirtilerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Maymun çiçeği hastalığı belirtileri maruziyetten 1-21 gün sonra ortaya çıkar. Hastalık, ilk 5 gününde ateş, şiddetli baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı ve aşırı halsizlik gibi semptomlarla başlar. Bu belirtiler genellikle 2-4 hafta sürer ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha uzun sürebilir. Hastalığın başlangıcından sonra ciltte döküntüler görülmeye başlar; bu döküntüler genellikle yüz, kollar, bacaklar, avuç içleri, ayak tabanları, ağız içi, genital bölgeler ve gözlerde ortaya çıkar. Bu süreç genellikle 2-4 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Bununla birlikte, bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde hastalık daha ağır seyredebilir ve zatürre, sepsis, ensefalit veya görme kaybı gibi komplikasyonlar gelişebilir.”
MAYMUN ÇİÇEĞİNDE TEDAVİ YÖNTEMİ NEDİR?
Hastalığın tedavisinde çiçek için geliştirilen antiviral ilaçların “semptomları hafifletebilecek bir seçenek” olarak kullanıldığını belirten Aksakal, “Maymun çiçeği virüsü için henüz özel bir tedavi bulunmamakta, hastalık genellikle semptomatik tedavi ile yönetilmektedir. Benzerlikleri olsa da suçiçeği genelde 2 hafta içinde iyileşirken, maymun çiçeğinin iyileşme periyodu 2-4 hafta arasıdır.” dedi. Aksakal tedavide izlenebilecek yöntemler ve aşılama seçeneğine ilişkin şunları kaydetti: “Maymun çiçeğinde görülen cilt döküntülerinin bakımı, lezyonların kurumasını sağlamak veya gerektiğinde nemli pansumanlarla bölgeyi korumak gibi yöntemleri içerebilir.
Ayrıca ağız gargaraları ve göz damlaları gibi semptomatik tedaviler kullanılabilir. Bakteriyel enfeksiyonlar da gelişebileceğinden, bu tür enfeksiyonlar uygun antibiyotiklerle tedavi edilmelidir. Aşılama, hastalığın kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte çiçek hastalığına karşı yapılan aşının maymun çiçeği virüsü enfeksiyonlarına karşı yüzde 85 oranında koruma sağladığı belirtilmektedir. Günümüzde, modifiye edilmiş aşılar mevcuttur, ancak sınırlı miktarda oldukları için sadece risk altındaki kişilere uygulanmaktadır. Maymun çiçeği virüsü tedavisinde önleyici tedbirler ve destekleyici bakım, hastalığın seyrini iyileştirmek için en etkili yöntemlerdir.”