Büyük Aile Platformu’ndan yürüyüşe çağrı: 'Dursun bu hayasızca akın!'

Büyük Aile Platformu, 'Dursun Bu Hayasızca Akın' sloganıyla LGBT dayatmasına karşı Saraçhane'de yürüyüş gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yürüyüş öncesinde, geçen yıl yapılan Büyük Aile Platformu'nun eylemindeki konuşmacılardan Zühre Genişel, açıklamalarda bulundu. Genişel, LGBT faaliyetlerini önleyici yasa gerektiğinin altını çizdi.



AL PARAYI ÇAL LGBT DÜDÜĞÜNÜ

LGBT faaliyetlerini önlemek amaçlı bir yasa taslağı üzerinde çalışan Genişel, "LGBT propagandasının ve örgütlenmesinin yasaklanmasına dair kanun teklifi, özellikle propaganda ve örgütlenmenin yasaklanması gerekliliğini ifade ediyor. Aynı zamanda bu tür çalışmaların hapis ve para cezasıyla önlenmesini öngörüyor.

Propagandadan kastedilen yazılı, basılı, görsel basın aracılığıyla LGBT propagandasının dayatılmasıdır. Normal olmayan cinsel kimliklerin ve cinsel ilişkilerin propagandasının yapılmasını ifade ediyor. Yoksa kişilerin özel alanlarında yaşadıkları ilişkilerle ilgili değil.

Örgütlenme faaliyetleriyse gerek tüzel gerek gerçek kişilerin bir araya gelmesiyle LGBT propagandası yapan, özellikle alan açmaya çalışan faaliyetler. Bu anlamda bu faaliyeti yürüten tüzel kişiliklerin kapatılması da yasa tasarısında uygulanması gereken tedbirlerden biri." ifadelerini kullandı. 

LGBT dayatması için kaynak aktarıldığının ve bu şekilde, derin faaliyetler yürütüldüğünü belirten Genişel şöyle konuştu;

"Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Serdar Üsküplü, önceki gün yaptığı basın açıklamasında belirtti. LGBT propagandası ve örgütlenmesi yapılması için emperyalist ülkelerden çok ciddi miktarlarda kaynak aktarılıyor. Milyar liraları bulan bu kaynaklar, aynı zamanda örgütlenme ve propagandanın yaygınlaşmasını ve daha derin faaliyetler yürütmelerini sağlıyor.

Bu anlamda propaganda ve örgütlenmenin temel araçlarından olan mali kaynaklara da düzenleme getiriliyor. Yasa tasarısında, her türlü yabancı ülkeden fon ve bağış adı altında para yardımı alınması da yasaklanıyor.

Zira bu faaliyetler ‘fon’ adı altında, proje karşılığı alınıyor. Bu yoldan fon akışının da kesilmesi için gerekli düzenlemeler yapılıyor. Para yardımı alınması önlenmeli, tesbit edilmesi halinde bu paraya el konulacağı gibi parayı alan kişiler hakkında yaptırımlar düzenleniyor."

Genişel'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

LGBT, normal olmayan cinsel kimliklerle ilişkilerin her türlü teşvik ve telkin edilmesi ve özendirilmesini ifade eden davranışlar bütününü ifade ediyor.

LGBT dayatmasına karşı farkındalık yaratmak ve toplumu bilgilendirmek amacıyla ilk olarak İstanbul’da, sonra İzmir'de büyük mitingler yapıldı. Geçen yıl yine Saraçhane’deydi. Büyük Aile Platformu bu mücadeleyi daha da yükseltmek üzere mitingleri gelenekselleştirme kararı aldı ve daha etkin mücadele yöntemlerini benimsedi.

"DURSUN BU HAYASIZCA AKIN"

Her yıl bir tema işleniyor. Geçen yılın teması LGBT propaganda örgütlenmesinin topluma, milli devlete verdiği zarardı. Orada biz bir yasa talebini dile getirmiştik. Şimdi gelinen noktada LGBT dayatmasının uluslararası planda çok daha kurumsal düzeyde, yaygınlaştırılması oldu. Türkiye'de bu yılın teması İstiklal Marşımıza gönderme yapılarak ‘Dursun Bu Hayasızca Akın’ şeklinde. ‘Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın…’ Hakikaten de bu bir hayasızca akın.

AHLAK SORUNUNUN ÖTESİNDE TEHDİT

Zühre Genişel, LGBT dayatmasının emperyalist merkezlerden yönelen bir saldırı olduğuna dikkat çekildiğini altını çizdi ve ekledi;

"Yani insanları kendi bedenleriyle düşman hale getirip, cinsiyetsizleştirip, toplumsal bağları çözen, aile kurumunu yok etmeye çalışan bir program bu. Toplamda da asıl amacı milli devleti hedefe alması. Bu nedenle hayasız akının bir emperyalist akın olduğuna, emperyalist merkezlerden yönelen bir saldırı olduğuna vurgu yapılıyor. Aynı zamanda toplumun ahlaki ve manevi değerlerine, en başta da kadını erkeğiyle, genci yaşlısıyla, çocuğuyla insanlık değerlerinden uzaklaştırdığına yönelik bir vurgu yapılıyor."

ORTAK DEĞERİMİZ CUMHURİYETİMİZ

Yürüyüşte tüm kesimlerin bir araya geldiğini kaydeden Genişel; "Ortak değerimiz, tabii Cumhuriyetimiz. Ortak değerimiz, vatanımızın bütünlüğü! Ortak değerimiz, milletimizin birliği. O nedenle Cumhuriyet Kadını'nı, öncelikle cumhuriyetine, milli değerlerine sahip çıkan, vatanın bütünlüğü için uğraşan, milletin refahı, milletin birliği için kaygılanan ve buna dair çözümler duyan bir insan tipi olarak tarif edebiliriz. Birbirimizle hemhal olma durumu çok çabuk gerçekleşti. Aslında birbirimizi de çok daha iyi tanımış olduk." dedi.

‘BİZİ BİRLEŞTİREN DEĞER TÜRK BAYRAĞIYDI’

Bu sene gerçekleştirilecek mitingte çok farklı kesimlerden büyük bir sahiplenme gördüğünü kaydeden Genişel, "Her üç mitingde de büyük bir kalabalık ve samimiyet vardı. Çok büyük kalabalıklar, birbirinden çok farklı kesimler Türk bayraklarıyla mitinge gelmişlerdi. Bizi birleştiren değer Türk bayrağıydı. Türk bayrağı ile dolu alanlarda büyük kalabalıklarla miting yaptık. İnsanlar zorla gelmiş değillerdi. Hem sorunun hem de çözümün ne olduğunu da bilen noktadaydılar.

Bu seneki mitingin de ben çok başarılı geçeceğini, çok büyük kalabalıklarla geçeceğini düşünüyorum. Toplumun çok farklı kesimlerinden büyük bir sahiplenme olduğunu görüyorum." dedi ve şöyle devam etti;

"Boyalı basın, bu durumu gizlemeye çalışsa da LGBT dayatmasının artık gözle görülür bir hal aldığını ve bunun uluslararası düzeyde bir program olduğunu artık daha geniş kitleler görüyorlar. Yaşadığımız şu son Paris Olimpiyatları'ndaki skandallar… Son olarak Paris Moda Haftası'ndaki görüntüler... Farkındalığın üst düzeyde olması aynı zamanda çözümün de daha yakıcı hale geldiğini ve mücadelenin çok daha geniş kitlelere genişleyeceğini gösteriyor."

ÖRGÜTLENMESİ YASAKLANSIN PARA KAYNAKLARI KESİLSİN

“LGBT propaganda ve örgütlenmesinin yasaklanmasına dair kanun! Yasa tasarımız hazır, Meclis’e sunulacak. Metin olağanüstü olgun, dünya çapında etkili ve örnek olabilecek, çok nitelikli bir yasa teklifi. Elbette bir tek yasa yeterli değil, bu çok yönlü bir kültür dayatması ama yasasız da olmaz.

‘ETKİ AJANLIĞI YAPILIYOR’

“Belediyelerin bu konudaki çalışmaları, LGBT çocuk vardır, trans çocuk vardır diye çocuklara kadar uzanan durum, meslek odalarındaki LGBT çalışmaları, yerel yönetimlerin LGBT projeleri, özellikle akademik çevrelerde LGBT dayatmasını kabullendirme çalışmaları, siyasi partilerin bu konudaki yaklaşımları vs. Her alanda verilen fonlar, programın uluslararası boyutunu gözler önüne seriyor.

“Proje adı altında, yabancı devletlerle yapılan hizmet sözleşmeleri karşılığında alınan çok ciddi paralar var. Projelerin sonuçları da parayı veren devletlere rapor ediliyor. Yani burada ülke güvenliğinin çok ciddi bir zaafa uğradığını gösteren bir durum var. Bu nedenle para kaynaklarının kesilmesi son derece önemli. Bu tür çalışmaların derhal sonlandırılması gerekiyor. Toplumda etki ajanlığı olarak yürütüldüğünü görmekteyiz. Devletin izleyici olmaktan vazgeçip derhal tüm tedbirleri alması gerekiyor.”