Ya devlet başa ya kuzgun leşe
- GİRİŞ08.10.2024 09:27
- GÜNCELLEME10.10.2024 08:29
Bu köşeyi takip edenler mutlaka hatırlayacaktır. Defalarca, en basit “kabahatler kanunu”nun bile caydırıcı ceza içermesi konusunda yazılar yazdık. Trafik cezalarından tutun da bütün cezaların caydırıcı olması gerektiğini… Bunun takibinin yapılması gerektiğini yıllarca yazdık, söyledik, dillendirdik, kayıtlara geçirdik.
SESİMİZİ DUYAN OLMADI
Her yazdığımızdan sonra, bir dağ başında kendi kendi kendimize konuşuyoruz hissine kapıldık. Zira, duyması gerekenler duymadı ya da duymamış gibi yaptı. Muhatap olması gerekenler muhatap olmadı ya da olmamış gibi yaptı.
***
Biz yine de sokağa çöp atmaktan tutun da izmaritlerin yere atılmasına kadar ne kadar “basit” görülen suçların bile cezalandırılması gerektiğini söyledik.
Çünkü, her birimiz vicdanlı insanlar değiliz. Her birimiz, iyi insanlar değiliz. O halde, kurallar konacak, takip edilecek ve nihayetinde insanlar “caydırıcı cezalar” ile kontrol edilecek. Böylece de sosyal barış zedelenmeyecek.
Sosyal hayat akamete uğramayacak.
Bizim basit cezalara karşı müeyyide talebimizi bırakın, kocaman suçlar bile bugünlerde cezasız kalıyor. Veya hak ettiği cezaya çarptırılmıyor.
“YÖNETİLEMEYEN BİR ÜLKE” ALGISINA HİZMET EDİLİYOR DEĞİL Mİ?
Hele hele birkaç gündür yaşadığımız hadiseler, “yönetilemeyen bir ülke” algısına hizmet eder hale geldi.
Birçok suç kayısı olan ama hala suç işlemeye devam enden bir serserinin polis katili olmasını mı hatırlatalım…
Yoksa, satanizm çağrıştıran görsellerle ve paylaşımlar neticesinde iki genç kadını hunharca katleden; ardından da intihar eden uyuşturucu müptelasını mı?
Örnekleri çoğalta biliriz.
Kadına karşı şiddetten başlayıp, çocuğa karşı şiddete… Oradan toplumsal hayatı “kilitlemeye dönük” birçok vakayı sıralayabiliriz.
Bugünlerde yaşadıklarımızdan sonra sade vatandaş çocuklarını sokağa salmak istemiyor. Genç kızlar okullarına, işlerine güvenle gidip gelme endişesi yaşıyor. Aileler islim üzerinde.
Ve bu tedirginlik halini gidermesi gerekenler maalesef üç maymunu oynuyor!
***
Yönetilemeyen bir ülke.
Kötülerin aramızda cirit attığı bir toplumsal hayat.
Ve suçun yeterince cezalandırılmadığı bir ortam algısı, her gün pekiştirilerek işleniyor zihinlere.
BU BÖYLE GİTMEZ, GİDEMEZ, GİTMEMELİ..!
Peki bu sürdürülebilir bir durum mudur?
Hayır!
Bu böyle gitmez!
Gitmemeli de..!
Bir an önce, Meclis çalışmalı yasa yapmalı.
Güvenlik güçleri çalışmalı suçluları yakalamalı.
Adalet mekanizması çalışmalı, hukuk işlemeli suçlular “iyi hal”den men edilip caydırıcı cezaya çarptırılmalı.
Medya çalışmalı, bütün bu yapılanları “olumlayan” yayınlar yapmalı.
BAŞKALARI BU İŞLERİ NASIL ÇÖZMÜŞ ALIN SİZE BİR ÖRNEK:
Birkaç kez kayıtlara geçirmiştik. Yine hatırlatalım. Japonya’nın Başkenti Tokyo’nun merkez tren istasyonunda günlük insan hareketliliği 3.5 milyon insan. Peki bunca hareketliliğe rağmen o istasyonun temizlik görevlisi sayısı kaç? Sadece 12.
Ve yerler tertemiz, ortalıkta çöp namına hiçbir şey yok.
Peki Japonların hepsi ahlaklı, hepsi tertemiz insanlar mı?
Hayır!
Ama, öyle caydırıcı cezalar var ki insanlar çöplerini ceplerinde, çantalarında taşıyor.
Allah aşkına, parklardan, cadde ve sokaklardan geçerken bir bakın, her yer izmarit değil mi? Her yer çöp, pislik değil mi?
Peki cezası ne?
Hiç!
Belediyelerin temizliğe ayırdığı bütçe, toplam bütçelerinin neredeyse yüzde 30’u.
Uyuşturucu müptelası, dışarıda. Çocuk tacizcisi dışarıda. Suç makinaları aramızda. Ruhsatsız silah taşıyanların sayısını bilen yok.
Keşmekeş, karmaşa ve bir kaos ortamında yaşıyoruz bugünlerde!
***
Ya devlet başa ya kuzgun leşe.
Bunun başkaca bir izahı yok.
Daha fazla geç kalmadan, meşru otorite olan bitene el koymalı değil mi?
Demedi demeyin!
Yorumlar171