Yenidoğan çetesi skandalında iş birliği yapan hastaneler tek tek belli oldu

Türkiye'nin günlerdir konuştuğu bebeklerin yoğun bakım ünitesinde öldüğü skandalda yenidoğan çetesine yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. İşte Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün kanlı iş birliği yaptığı o hastaneler...

GİRİŞ 18.10.2024 12:06 GÜNCELLEME 18.10.2024 19:28
Bu Habere 198 Yorum Yapılmış

İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlenen 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamenin detaylarına ulaşıldı.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan fezlekenin gönderildiği Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 494 sayfalık iddianamesini tamamladı.

İddianamede, şüphelilerin, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarını sağlayarak SGK'den yüksek ücret tahsil ettikleri, bazı hasta yakınlarından fazladan para alınarak maddi çıkar elde edildiği ve karın çoğunluğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi şüphelilerle paylaşıldığı belirtildi.

- ŞÜPHELİLERIN AMACI BEBEKLERIN İYİLEŞMESI DEĞİL MADDI KAZANÇ

Hastane sahipleri ve başhekimlerin örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte yardım ederek maddi çıkar sağladıkları ifade edilen iddianamede, şüphelilerin yaptıkları bu işlemlerle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazancı 3-4 katı artırdıkları kaydedildi.

Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı anlatılan iddianamede, bu noktada esas amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu kaydedildi.

- BEBEKLERİN ENFEKSİYON KAPIP ÖLÜMÜNE NEDEN OLDULAR

İddianamede, maktul bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırıldığı, bu şekilde bazı bebeklerin enfeksiyon kapmasına, bazılarının da ölümüne neden olunduğu aktarılarak, şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları ilaçları hastaneden çıkarıp satarak maddi kazanç elde ettikleri vurgulandı.

Özel Hastaneler Yönetmeliğine aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında şüpheli Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu "yenidoğan suç örgütünün" çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalıştığı belirtilen iddianamede, sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hemşire yardımcılarıyla verildiği, bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı ifade edildi.

İddianamede, tıbbi yöntemlerden uzak tek düze, bebeklerin mevcut özel sağlık durumlarıyla bağdaşmayan uygulamalar gerçekleştirildiği, hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı ve doktor olarak müdahalede bulundukları aktarılarak, bazı şüphelilerin yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşirelerin usule aykırı epikriz raporları yazdığı anlatıldı.

Şüphelilerin incelenen dijital materyallerinde "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablonlar bulunduğu dile getirilen iddianamede, şüphelilerin çoğu zaman hastaların kan değerleri ve enfeksiyon olup olmadığı gibi hususlarda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmaksızın kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize ettikleri, raporların şablon olarak tek elden hastane dışındaki merkezden yazıldığı kaydedildi.

- İDDİANAMEDE TELEFON KAYITLARI DEĞERLENDİRİLDİ

İddianamede, şüpheliler arasında geçen telefon konuşmalarına da yer verildi. Örgüt elebaşısı şüpheli doktor Fırat Sarı ve özel hastanede çalışan acil tıp teknisyeni şüpheli Hakan Doğukan Taşçı arasında hasta sevkleri ve denetim hakkında yapılan görüşmede, Taşçı'nın Sarı'ya "Erişkin yoğun bakıma denetime gelinmesi halinde, ruhsatın ve kuvözlerin değişmesi gerektiğini, panelin fazla olduğunu, monitörün bulunmadığını, yoğun bakım içerisinde bir çok eksiklik ve usulsüz işlemin olduğunu" söylediği iddianamede yer aldı.

​​​​​​​Reyap Hastanesindeki bebek hastaların takibini yürüten şüpheli hemşire Mehtap Sayar'ın şüpheli Hasan Basri Gök'le yaptığı telefon konuşmasında bebek hastanın tedavisinin uygun olmayan koşullarda gerçekleştirildiği anlatılan iddianamede, konuşma içeriğinde şüpheli Gök'ün "Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur." dediği, Sayar'ın ise "Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani" dediği aktarıldı. İddianamede, tedavi yöntemlerinin usulüne uygun değil örgüt faaliyetine hizmet edecek şekilde yapıldığı değerlendirildi.

Şüpheli doktor Şeyhmus Çelik'in hastanede olması gerekirken gitmediği, denetim olması ihtimaline karşı özellikle sabah hastanede bulunması gerektiğinin söylendiği anlatılan iddianamede, şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir'in şehir hastanesinden kabulünü yaptığı bebeği, maddi menfaat karşılığında anlaşmış olduğu Fırat Sarı'nın hastanelerine yönlendirdiği kaydedildi.

- UYGUN YÖNTEMLERLE TEDAVI OLAMAYAN BEBEKLERİN ÖLÜMÜNE SEBEBİYET VERİLDİ

İddianamede yer verilen örgüt tutanağı ve örgüt şemasında, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi şüpheli Fırat Sarı'nın ve şirket çalışanı olarak görülen şüpheli İlker Gönen'le birlikte Özel Hastaneler Yönetmeliğinin "Binanın hastane olarak kullanılan kısmında hiçbir suretle başka amaca yönelik iş yeri bulunamaz ve hastane içerisinde bir bölüm başka bir amaçla faaliyet göstermek üzere üçüncü kişilere kiralanamaz veya herhangi bir şekilde devredilemez." maddesine muhalefet ettiği belirtildi.

Şüpheli Sarı'nın, İstanbul'da birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işletmek amacıyla aldığı, kendisine bağlı sağlık çalışanlarını bu hastanelerin yenidoğan birimlerine yerleştirdiği aktarılan iddianamede, örgüt elebaşısı şüphelilerin, 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Özdemir, hasta sevklerini yapan şüpheli Fehmi Alperen, il dışı hasta sevklerini yapan şüpheli Serdar Yüksel ve o dönemde Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan şüpheli Renas Kılıç aracılığıyla devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları, kurmuş oldukları suç örgütü sayesinde keşfettikleri anlatıldı.

Şüphelilerin, anlaşmalı oldukları hastanelere tedavi yöntemleri uygun olup olmadığına bakılmaksızın bebekleri aldıkları, hayatın olağan akışına aykırı olacak kadar hastanede uzun sürelerde kalmasını sağladıkları anlatılan iddianamede, SGK'den yüksek miktarda ödeme alınmasını neden olarak kamu kurumunu zarar uğratan şüphelilerin aynı zamanda uygun tedavi yöntemleriyle tedavi olamayan bebeklerin ölümüne sebebiyet verdikleri kaydedildi.

İŞTE İSİM İSİM O HASTANELER VE ELEBAŞI

- Doktorlar yerine hemşireler sağlık hizmeti sundu

  • Şüpheli Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün Akabe Sağlık Tesisleri AŞ'ye ait özel Avcılar Hospital Hastanesi,
  • Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ'ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi,
  • Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi,
  • Refik Arslan AŞ'ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi,
  • Beymed AŞ'ye ait Özel Birinci Hastanesi,
  • Doğamed AŞ'ye ait Özel Doğa Hospital Hastanesi,
  • Reyap AŞ'ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi,
  • Ekip Sağlık AŞ'ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi,
  • Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi'nin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini

kiralayarak işletmesini devraldığı ve söz konusu hastanelerden tamamında doktorlar yerine hemşirelerin sağlık hizmeti sunduğu aktarıldı.

- 21 ŞÜPHELİ BEBEK ÖLÜMLERİNDEN SORUMLU TUTULDU

İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.

Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.

Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.

İddianame, gönderildiği Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendiriliyor.

ŞAFAK HASTANESİNDEN AÇIKLAMA

İstanbul Şafak ve Avrupa Şafak Hastaneleri’nden ‘Yenidoğan Olayları’ ile ilgili iddialara yönelik açıklama yapıldı.

Açıklamada şunlara yer verildi:

“Son günlerde medyada yer alan ve kamuoyunu derinden etkileyen ‘Yenidoğan Olayları’ ile ilgili iddialara yönelik olarak, İstanbul Şafak ve Avrupa Şafak Hastaneleri hakkında çıkan asılsız haberlere karşı bir açıklama yapma gereği doğmuştur. İstanbul Şafak ve Avrupa Şafak Hastaneleri, uzun yıllardır sağlık sektöründe güvenilir ve saygın bir hizmet sunmakta olup, her zaman hasta güvenliği ve sağlığını en yüksek öncelik olarak görmüştür. Bahsi geçen ‘yenidoğan olayları’ ile ilgili hastanelerimizin hiçbir şekilde tanık olarak da sanık olarak da bu dava dosyası ile bağlantısı bulunmamaktadır. Hastanelerimizin adını bu tür spekülatif haberlerle ilişkilendirilen iddialar hem kurumsal itibarımıza zarar vermekte hem de halk arasında gereksiz bir panik oluşturmaktadır. Konu ile ilgili olarak hukuki süreç başlatılmış olup, yasal haklarımız saklıdır."

KAYNAK: AA
Lütfiye Civan Haber7.com - Editör
Haber 7 - Lütfiye Civan

Editör Hakkında

1996 yılında Hatay'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Hatay'da üniversiteyi ise İstanbul'da tamamladı. 3 yıllık kariyerinde gündem editörü olarak görev aldı. Meslek hayatına haber7.com'da "Foto-Galeri Editörü" olarak devam etmektedir.
YORUMLAR 198
  • Mehmet 1 ay önce Şikayet Et
    İdam şart. Bunları yıllarca yedirip içirmekte nedir. Onlar evlat öldü. Günde 3 öğün yemek, 150 TL den Yılda 365x 150= 54.750 5 yılda; 270 bin TL civarı. Bu sadece yeme içme... Elektrik ve sağlık gibi diğer masraflar hariç.
    Cevapla
  • Akın 1 ay önce Şikayet Et
    Covid zamanindaki ihmallerde çıksın ortaya. Plequenil kullanılan hastalar neden kalp krizi geçirdi vs
    Cevapla
  • Mehmet034 1 ay önce Şikayet Et
    Bunları hapishanede vurun,aydınlatmayında nasıl oldu diye. İbret olsun, devlet korkusu, suç işleme korkusu olsun biraz insanlarda. İnanın hep böyle pamuk el ile olmaz, hayalperestlik olur
    Cevapla
  • Fetti 1 ay önce Şikayet Et
    Dış güçler dikte ediyor sanırım bu mevzuatı amaç da milleti çıldırtmak bunu da başardılar
    Cevapla
  • Adalet 1 ay önce Şikayet Et
    Bu kansızlar için idammmm istiyoruz yeter şeytanı bile etkisiz bırakırlar bu domuzlar idam edin ibret olsun bunlar gibi domuzlar bir daha türemesin...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
'Öyle gizli gizli yürütülen, işler var ki....' Teğmenler hakkında neden karar yok?
TUSAŞ'ın KAAN paylaşımındaki detaylar dikkat çekti!