Başkan Erdoğan'ın diplomasına yönelik “denklik” iddiaları ilk kez 2007 yılında, 27 Nisan e-Muhtırasına giden süreçte gündeme geldi.  

O dönem bazı siyasiler,  “Eğer diploma yasada yazılan özelliklere sahip değilse Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olamayacağını” savunurken…

Kimileri de “Yok diploması denk mi, yok karısının kıyafeti şöyle mi böyle mi...” şeklindeki tartışmaların milletin asabını bozduğuna ve insanları kamplaştırdığına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanlığı koltuğuna Abdullah Gül’ün oturmasıyla kapanan “diploma” meselesi, tam 7 yıl sonra, 2014’ün Nisan ayında yeniden açıldı. 

Dönemin MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Recep Tayyip Erdoğan’ın okuduğu “İktisadi ve İdari Bilimler Akademisi”nin o tarihlerde 3 yıllık olduğunu belirterek, “Anayasa’ya göre cumhurbaşkanı adayı olamayacağını” savundu.

“Bu okulda yangın çıktığı için bütün belgelerin yok olduğunu, sonradan başvuranlara diploma verildiğini" ifade eden Halaçoğlu, “Erdoğan diplomasını göstersin” diyerek, uzun yıllar gündemi meşgul edecek tartışmaları fitilini ateşledi. 

Halaçoğlu’na ilk cevap, Başkan Erdoğan’ın üniversitede derslerine giren dönemin CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın’dan geldi.

Erdoğan’ın, Halaçoğlu’nun “yandı” dediği “Ticari ve İdari İlimler Akademisi”nden değil, 4 yıllık eğitim veren “İktisat ve Ticaret Yüksekokulu”ndan mezun olduğunu belirten Ayaydın…

4 yıl boyunca üniversitede Erdoğan’ın hocalığını yaptığını ve 1980 ihtilalinden sonra okulun isminin “Marmara Üniversitesi” olarak değiştiğini söyledi.

O dönem Marmara Üniversitesi Rektörü olan Prof. Zafer Gül de “Sayın Başbakanımız T.C. İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Ticari Bilimler Fakültesi’nden 1980-1981 öğretim yılı şubat döneminde mezun olmuştur. Kendisine, isteği üzerine 3 Nisan 1981 tarihinde geçici mezuniyet belgesi verilmiştir. Yusuf Halaçoğlu’nun kamuoyuna açıkladığı bilgiler doğru değildir” diyerek, iddiaları yalanladı. 

Bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı yapan Ömer Dinçer ise, “Ben Marmara Üniversitesi'nde asistanken Başbakan sınavlarını verip 4 yıllık fakülteyi bitirdi” diyerek şahitlik yaptı. 

Bu açıklamalara rağmen tatmin almayan dönemin CHP milletvekili Barış Yarkadaş, bir yandan “Bilgi edinme hakkını” kullanarak Marmara Üniversitesi Rektörlüğü'ne, diğer yandan önerge vererek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diplomasının geçerli olup olmadığını” sorarken… 

YARSAV Başkanı olduğu dönemde bir hukukçuya yakışmayacak davranışlar sergileyen ve sonradan CHP saflarına katılan Ömer Faruk Eminağaoğlu, “tam kanunsuzluk” bahanesiyle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iptali ve yenilenmesi için YSK'ya başvurdu!
Şimdilerde…

Parayı bastırıp Ukrayna'da sınavsız Hukuk Fakültesi'ne kayıt yaptıran ve çıkan savaşı bahane ederek 2022'de “yatay geçiş” ile kaydını Yalova Üniversitesine aldırarak Türkiye’deki öğrencilerin hakkını gasp eden eşi Başak Demirtaş için tek kelime etmeyen Selahattin Demirtaş da;

“Senin canlı yayında gösterebileceğin bir diploma yok. Olsa şimdiye kadar o diploma dev pankartlar haline getirilmişti. Türkiye’nin dört bir köşesine asılmıştı” sözleriyle, o dönem “HDP Eş Genel Başkanı” sıfatıyla tartışmaya dâhil oldu.

HDP’nin başvurusu üzerine harekete geçen YSK ise Erdoğan’ın noter tasdikli diploma örneğini HDP’ye gönderdi. Demirtaş’ın “yok” dediği diploma, HDP’nin Twitter hesabından paylaşılmış oldu.  

Bu defa;

Yandaş kalemşörler ile paralı troller ve malum zihniyetin arka bahçesi konumundaki STK’lar devreye girerek, “O diplomada fotoğraf, soğuk damga ve dekan mührü yok, yazı fontu farklı, diploma kenar deseni değişik” gibi zorlama gerekçelerle, akıllarınca Erdoğan’ın diploması ile dalga geçtiler.

“Erdoğan’ın üniversite arkadaşlarını arıyoruz” diyerek, tartışmayı başka alana çektiler.

Bunun üzerine bir açıklama yapan Oda TV’nin Musevi yazarı Rafael Sadi, “Üniversiteye birlikte kayıt olduk” diyerek Erdoğan ile sınıf arkadaşları olduğunu söyledi.  

Çanakkale’de Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlik yapan Muzaffer Kıray adlı vatandaş ise Marmara Üniversitesi mezunlarının isimlerinin yer aldığı ve 1983 yılında hazırlanan “Yüz Yıllık Mezunları ile İstanbul Yüksek Ticaretliler” yıllığının 328'inci sayfasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adının geçtiği sayfayı paylaştı.

*

Buna rağmen bitmek bilmeyen tezviratlardan illallah eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Marmara Üniversitesi (MÜ) İlahiyat Fakültesi 2015-2016 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni'nde yaptığı konuşmada,

“Şahsımla alakalı 'diploması vardı, yoktu' diye tartışma başlattılar. Okuduğum ve mezun olduğum okul ortada. Birileri ısrarla bu meseleyi köpürtmeye devam ediyor" dedi.

O sırada Marmara Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Mehmet Emin Arat'ın kendi sınıf arkadaşı olduğuna değinen Başkan Erdoğan;

“Emin Bey'e dedim ki 'Şu künyeyi bir karıştır da oradan arşivden çıkar. Şunları yayımlayacak mısın, kendilerine gönderecek misin ne yapacaksan yap da... Çünkü bunlar benim söylediklerime hiçbir zaman zaten inanmadılar, inanmayacaklar. Siz rektör olarak bunlara gönderirseniz, belki inanırlar” diyerek, her türlü kişisel verisinin kamuoyuyla paylaşılmasını istedi…

Dileyenler, Marmara Üniversitesi’nin sisteminden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mezuniyet bilgilerine rahatlıkla erişebiliyor.

Tabii tartışmalar uzadıkça Başkan Erdoğan’ın sadece diploması değil…

“Üniversite sınavına giriş kâğıdından, yedek subaylık için TSK’ya verdiği belgeye kadar her türlü resmi evrak “kişisel veri” engeline takılmadan servis edildi. 

Hatta 2019 yerel seçimlerinin ardından “Evrensel Yol Partisi” adlı tabela partisinin Genel Başkanı Metin Güler bile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na bir dilekçe ile başvurarak İBB arşivinden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın diplomasını istedi.

*

Türkiye şimdi de üniversite sınavını kazanamadığı için baba parasıyla kayıt yaptırdığı Girne Amerikan Üniversitesi’nden şaibeli bir şekilde İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne “yatay geçiş” yapan Ekrem İmamoğlu’nun “sahte diplomasını” konuşuyor. 
CHP’liler skandal usulsüzlük sonrası “dur yemiş bülbüle” dönerken…

İmamoğlu’nun sağ kolu Murat Ongun, tartışmalar başladığında “şaibeli” diplomanın görselini X’ten paylaşmakla yetindi. 

Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı ile İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ise kamuoyundan gelen çağrılara rağmen açıklama yapmamakta direniyor.

Ne YÖK ne de İstanbul Üniversitesi yetkilileri, not ve puan ortalaması tutmadığı halde İmamoğlu’nun 1990-1991 eğitim döneminde, denkliği olmayan özel üniversiteden, devlet üniversitesine nasıl geçtiği hakkında bırakın belge ve bilgi paylaşmayı, tek kelime açıklama yapmaya yanaşmıyor.

Usulsüzlüğün muhatabı olan bu iki kurum, 45 yıldır eğitimci olan ve yurt dışına öğrenci gönderen Metin Biniş adlı vatandaşın İmamoğlu’nun sahte diplomasına yönelik sorusunu ise “kişisel veri” bahanesiyle cevaplamaya yanaşmadı.

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, CİMER’den yapılan başvuruya ilişkin 18.10.2024 tarihli cevabında,

“Talebiniz, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 21’inci maddesi ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.

İyi de…

İmamoğlu’nun kişisel verilerine karşı bu kadar saygılı olan kamu kurumları ile muhalefet mensupları, aynı duyarlılığı Tayyip Erdoğan’a neden göstermedi?
Demek ki “cumhurbaşkanı” da olsanız, sırf bu ülkedeki müesses nizamı temsil etmediğiniz için üvey evlat muamelesinden kurtulamıyorsunuz!

Zekeriya Say / Haber7